Dağlıca'da düzenlenen operasyonlar sırasında rahatsızlanan ve 14 gün sonra hastanede hayatını kaybeden askerin şehit sayılması için adli tıp raporu bekleniyor.
Hakkari Yüksekova'da görev yapan Uzman Erbaş Melih Galip Ünsal, Dağlıca'da 16 askerin şehit düştüğü hain saldırının ardından bölgede başlatılan operasyonlara katıldı.
Operasyon sırasında zatürreye ve akciğer enfeksiyonuna yakalanan Ünsal, helikopterle önce Yüksekova'ya oradan da askeri hastaneye sevk edildi. Durumu ağırlaşan uzman erbaş Ünsal, daha sonra Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi. Galip Ünsal, burada 14 gün verdiği yaşam mücadelesini kaybetti.
Uzman erbaş Melih Galip Ünsal'ın şehit statüsünde sayılması için operasyonda mı rahatsızlandığı, yoksa daha önce herhangi bir rahatsızlığının bulunup bulunmadığının tespiti için otopsi raporunun bekleneceği kaydedildi.
Ünsal'ın cenazesi, resmi olarak şehit statüsü verilmediği için, Cebeci Şehitliği yerine GATA'da düzenlenen törenin ardından Karşıyaka Mezarlığı'na defnedildi.
Cenaze sırasında bir yakını, Ünsal'ın tabutunun üzerindeki isim yazılı bölüme "Şehit" yazdı.
NAMAZI KILDIRAN İMAM "ŞEHİT" DEDİ
Ünsal için ikindi vakti cenaze namazı kılındı, dua edilip, helallik istendi. Namazı kıldıran din görevlisi, Uzman Çavuş Ünsal için "şehit" ifadesini kullandı.
Namazın ardından Ünsal'ın naaşı caminin avlusundan çıkarılırken cenazeye katılan vatandaşlar, "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" sloganı atıp teröre tepki gösterdi.
"AİLEMİN ONURU VERİLSİN"
Acılı baba Baba Baki Ünsal da oğlunun göreve giderken sağlıklı olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Benim çocuğumun karşısına adli tıp sorunu çıkardılar. Efendim şehit midir? Değil midir? Allah aşkına bu çocuk başka nedir? Biz her zaman diyoruz. Tabii ki vatanımız milletimiz sağ olacak.
Vatanımız milletimiz sağ olmasa biz sağ olabilir miyiz? Ama benim çocuğumda bu şekilde hayatını orada bırakıp geldiyse, 28 yaşındaydı benim çocuğum. Benim çocuğumun onuru, gururu verilmesi lazım. Annesinin babasının da ölene kadar bu onurla, gururla yaşaması lazım. Bu onuru taşıması gerekir. Biz sadece bunu istiyoruz. Yetkililerden özellikle rica ediyorum, benim çocuğumun benim ailemin onuru verilsin."
Hakkari Yüksekova'da görev yapan Uzman Erbaş Melih Galip Ünsal, Dağlıca'da 16 askerin şehit düştüğü hain saldırının ardından bölgede başlatılan operasyonlara katıldı.
Operasyon sırasında zatürreye ve akciğer enfeksiyonuna yakalanan Ünsal, helikopterle önce Yüksekova'ya oradan da askeri hastaneye sevk edildi. Durumu ağırlaşan uzman erbaş Ünsal, daha sonra Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi. Galip Ünsal, burada 14 gün verdiği yaşam mücadelesini kaybetti.
Uzman erbaş Melih Galip Ünsal'ın şehit statüsünde sayılması için operasyonda mı rahatsızlandığı, yoksa daha önce herhangi bir rahatsızlığının bulunup bulunmadığının tespiti için otopsi raporunun bekleneceği kaydedildi.
Ünsal'ın cenazesi, resmi olarak şehit statüsü verilmediği için, Cebeci Şehitliği yerine GATA'da düzenlenen törenin ardından Karşıyaka Mezarlığı'na defnedildi.
Cenaze sırasında bir yakını, Ünsal'ın tabutunun üzerindeki isim yazılı bölüme "Şehit" yazdı.
NAMAZI KILDIRAN İMAM "ŞEHİT" DEDİ
Ünsal için ikindi vakti cenaze namazı kılındı, dua edilip, helallik istendi. Namazı kıldıran din görevlisi, Uzman Çavuş Ünsal için "şehit" ifadesini kullandı.
Namazın ardından Ünsal'ın naaşı caminin avlusundan çıkarılırken cenazeye katılan vatandaşlar, "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" sloganı atıp teröre tepki gösterdi.
"AİLEMİN ONURU VERİLSİN"
Acılı baba Baba Baki Ünsal da oğlunun göreve giderken sağlıklı olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Benim çocuğumun karşısına adli tıp sorunu çıkardılar. Efendim şehit midir? Değil midir? Allah aşkına bu çocuk başka nedir? Biz her zaman diyoruz. Tabii ki vatanımız milletimiz sağ olacak.
Vatanımız milletimiz sağ olmasa biz sağ olabilir miyiz? Ama benim çocuğumda bu şekilde hayatını orada bırakıp geldiyse, 28 yaşındaydı benim çocuğum. Benim çocuğumun onuru, gururu verilmesi lazım. Annesinin babasının da ölene kadar bu onurla, gururla yaşaması lazım. Bu onuru taşıması gerekir. Biz sadece bunu istiyoruz. Yetkililerden özellikle rica ediyorum, benim çocuğumun benim ailemin onuru verilsin."