İsrail'deki ana muhalefetin lideri İzak Herzog, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "vur emrine" ilişkin talimatın değiştirilmesi yerine derhal Filistin yönetimiyle siyasi sürece başlanması gerektiğini belirtti. Herzog, siyasi sürece başlanmaması halinde üçüncü intifadanın (ayaklanma) patlamasından Netanyahu'nun sorumlu olacağını ifade etti.
Eski İsrail iç istihbarat birimi Şin Bet Genel Müdürü Yuval Diskin de Facebook sayfasında, "Daha fazla kan akıtmaktan, özellikle de vatandaşların kanını akıtmaktan daha büyük bir hata yok. Bu sadece gerginliği tırmandırır ve durumu daha kötüye götürür" değerlendirmesinde bulundu.
Diskin ayrıca, "Taş ve molotof kokteyli atma, arabalara saldırma, bıçaklama ve diğer olaylar sokaklardaki atmosferin kötü olduğunu gösteriyor. Bu durum da ekonomik zorluklar, kışkırtma ve umutsuzluktan kaynaklandığı gibi Devabişe ailesine yapılan saldırı ve Tapınak Dağı'ndaki (İsrail'in Mescid-i Aksa'ya verdiği isim) gerginliğe karşılık olarak yapılıyor" yorumunu paylaştı.
"FİLİSTİNLİ ÇOCUKLARIN ÖLDÜRÜLMESİNE İZİN"
İşgal Edilmiş Bölgelerde İnsan Hakları İçin İsrail Enformasyon Merkezi B'Tselem ise yayımladığı raporda alınan karar ilişkin olarak, "Filistinli çocukların öldürülmesine izin verilmesi anlamına gelir" değerlendirmesi yer aldı.
Raporda, "B'Tselem'in tahminine göre ki bunlar Batı Şeria'daki son yılların tecrübelerine dayanıyor, İsrail başsavcısının bu kararı onaylaması hükümetin istediği bölgenin durulması sonucuna ulaşmayacaktır. Aksine çok ciddi sonuçlar doğuracak ve şiddet dairesini genişletecektir" denildi.
İsrail'de bağımsız olarak faaliyet gösteren "Adalet" adlı Arap Azınlık Hakları Hukuk Merkezi ise İsrail Başsavcısı Yehuda Weinstein'e gönderdiği mektupta, İsrail polisine taş atanlara karşı, gerçek mermi ve keskin nişancı kullanmamasını yönünde net bir talimat verilmesi talep edildi.
"ÖLÜMLERE YOL AÇAR"
Mektupta ayrıca "Vur emrine ilişkin talimatları, gösterileri ve toplulukları dağıtmak için gerçek mermi kullanılabileceği şeklinde değiştirilmesi kesinlikle ölümlere yol açar. Bu İsrail kanunları ve uluslararası kanun açısından meşru değil" ifadeleri kullanıldı.
Taş ve molotof kokteyli atılmasına karşı polisin yetkisinin genişletileceği, gösterileri dağıtmakla görevli birimlerin mücadele gücünün artırılacağı belirtilmişti.
İsrail Başsavcısı Yehuda Weinstein'ın perşembe günü "Keskin nişancıların taş atan Filistinlilere karşı gerçek mermi kullanmasını" içeren kararı onayladığı bildirilmişti.
Yahudiler için yılbaşı olarak kabul edilen "Roş Aşana" tatili nedeniyle yaklaşık 50 Yahudi yerleşimci Tarım Bakanı Uri Ariel eşliğinde 13 Eylül Pazar günü Mescid-i Aksa'ya girmiş, yerleşimcilerin Aksa'ya alınmasını protesto eden ve içeri girmek isteyen Filistinlilere, askerler ses bombası, göz yaşartıcı gaz ve plastik mermiyle müdahale etmiş, müdahale sırasında aralarında kadınların da bulunduğu çok sayıda kişi yaralanmıştı. Gerginlik sürerken İsrail askerleri 15 Eylül'de kutsal mescide postallarıyla girmişti.
Eski İsrail iç istihbarat birimi Şin Bet Genel Müdürü Yuval Diskin de Facebook sayfasında, "Daha fazla kan akıtmaktan, özellikle de vatandaşların kanını akıtmaktan daha büyük bir hata yok. Bu sadece gerginliği tırmandırır ve durumu daha kötüye götürür" değerlendirmesinde bulundu.
Diskin ayrıca, "Taş ve molotof kokteyli atma, arabalara saldırma, bıçaklama ve diğer olaylar sokaklardaki atmosferin kötü olduğunu gösteriyor. Bu durum da ekonomik zorluklar, kışkırtma ve umutsuzluktan kaynaklandığı gibi Devabişe ailesine yapılan saldırı ve Tapınak Dağı'ndaki (İsrail'in Mescid-i Aksa'ya verdiği isim) gerginliğe karşılık olarak yapılıyor" yorumunu paylaştı.
"FİLİSTİNLİ ÇOCUKLARIN ÖLDÜRÜLMESİNE İZİN"
İşgal Edilmiş Bölgelerde İnsan Hakları İçin İsrail Enformasyon Merkezi B'Tselem ise yayımladığı raporda alınan karar ilişkin olarak, "Filistinli çocukların öldürülmesine izin verilmesi anlamına gelir" değerlendirmesi yer aldı.
Raporda, "B'Tselem'in tahminine göre ki bunlar Batı Şeria'daki son yılların tecrübelerine dayanıyor, İsrail başsavcısının bu kararı onaylaması hükümetin istediği bölgenin durulması sonucuna ulaşmayacaktır. Aksine çok ciddi sonuçlar doğuracak ve şiddet dairesini genişletecektir" denildi.
İsrail'de bağımsız olarak faaliyet gösteren "Adalet" adlı Arap Azınlık Hakları Hukuk Merkezi ise İsrail Başsavcısı Yehuda Weinstein'e gönderdiği mektupta, İsrail polisine taş atanlara karşı, gerçek mermi ve keskin nişancı kullanmamasını yönünde net bir talimat verilmesi talep edildi.
"ÖLÜMLERE YOL AÇAR"
Mektupta ayrıca "Vur emrine ilişkin talimatları, gösterileri ve toplulukları dağıtmak için gerçek mermi kullanılabileceği şeklinde değiştirilmesi kesinlikle ölümlere yol açar. Bu İsrail kanunları ve uluslararası kanun açısından meşru değil" ifadeleri kullanıldı.
Taş ve molotof kokteyli atılmasına karşı polisin yetkisinin genişletileceği, gösterileri dağıtmakla görevli birimlerin mücadele gücünün artırılacağı belirtilmişti.
İsrail Başsavcısı Yehuda Weinstein'ın perşembe günü "Keskin nişancıların taş atan Filistinlilere karşı gerçek mermi kullanmasını" içeren kararı onayladığı bildirilmişti.
Yahudiler için yılbaşı olarak kabul edilen "Roş Aşana" tatili nedeniyle yaklaşık 50 Yahudi yerleşimci Tarım Bakanı Uri Ariel eşliğinde 13 Eylül Pazar günü Mescid-i Aksa'ya girmiş, yerleşimcilerin Aksa'ya alınmasını protesto eden ve içeri girmek isteyen Filistinlilere, askerler ses bombası, göz yaşartıcı gaz ve plastik mermiyle müdahale etmiş, müdahale sırasında aralarında kadınların da bulunduğu çok sayıda kişi yaralanmıştı. Gerginlik sürerken İsrail askerleri 15 Eylül'de kutsal mescide postallarıyla girmişti.