Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin seçim beyannamesini açıkladı. Asgari ücret için 1300 lira vaadi dikkat çekti.
KONUŞMADAN SATIRBAŞLARI
Konuşmasına 7 Haziran özeleştirisi ile başlayan Davutoğlu “7 Haziran seçimlerinden çıkan sonuçlardan her bir partimizin kendisi için çıkan dersleri aldığını düşünüyorum. Yeni dersler, Türk siyasetine yeni soluklar getirecektir. 7 Haziran’dan gerekli dersleri çıkaracağımızı söylemiştim o akşam, 3 aydır bunun üzerine çalıştık. İç muhasebeyi derinden yaptık ve gereğini hayata geçirdik. Herkese beklentilerini sunduk, eleştirilerini dinledik. Bugünkü beyanname, milletin katılımıyla geniş bir konsensüs ile hazırlanmış bir beyannamedir. Yarın istiklal harbimiz gibi Samsun’dan yola çıkacağız. Bize göre beyan esastır, milletimiz de beyanı esas alır. Milletimiz 13 yıllık tecrübeyle yakından biliyor ki bizim sözümüz sözdür, bizim sözümüz senettir. Ayrıca notere ihtiyacı olmayan bir senettir. Bizim için asıl olan millettir.” dedi.
“7 HAZİRAN’DA ‘UZLAŞIN’ DEDİLER”
Milletin 7 Haziran’da tüm partilere “uzlaşın” mesajı verdiğini belirten Davutoğlu “Haziran seçimlerinden milletimizin verdiği temel mesaj, partilerin uzlaşma yoluna girmesidir. Biz AK Parti olarak bunu sorumluluk bilinciyle kabul ettik. Bütün parti teşkilatlarına herkese hitap edeceksiniz, kesinlikle nefret söyleminden uzak duracaksınız.” diye konuştu.
Davutoğlu sözlerine şöyle devam etti; “Maalesef aynı demokratik yaklaşımı muhataplarımızdan bulduğumuzu söylemek çok güç. Bütün ısrarlı gayretlerimize rağmen, muhataplarımız karşı tepkiye geçti. CHP blok siyasetini seçti. MHP hayır siyasetini takip etti. Her şeye hayır dedi. Hükümet kuralım, hayır, erken seçim hükümeti kuralım, hayır. Blok siyaseti ve hayır siyaseti milletten hak ettiği cevabı alır. HDP ise terör siyasetine kalkıştı. Biz bu siyasetlere karşı birlik siyaseti takip ettik. Blok siyasetine karşı toplumsal uzlaşma dedik, hayır siyasetine karşı milletin gereklerini düşündük. Türkiye’de AK Partisiz siyaset olmaz, AK Parti olmadan Türkiye’nin siyasetine şekil ve düzen verilemez. Bütün siyasi partilerin kapısını çaldık, ayrım gözetmeden konuştuk. Her şeyi paylaştık, bizim için mesele bir ülke meselesiydi. İyi niyetle bir hükümet formülü bulmaya çalıştık. Ne olursa olsun ben yokum diyenler oldu, el sıkışmadan hayır diyenler oldu. İpe un serdiler, anayasal ve uzlaşmacı siyasete katılmama tavrına girdiler. Bizim ağzımızdan gerilim üreten tek bir söylem çıkmadı. Kimseyle gerilim yaşanmasına izin vermedik. Özellikle CHP ve MHP ile yapılan görüşmelerde tüm yolları denedik. Görüşmelerin sonuçsuz kalması AK Parti’nin yetersizliğiyle ilgili değildir. Anayasanın ön gördüğü ve sorumluluk verdiği bu hükümete katılma konusunda CHP ve MHP çekindiler ve geride kaldılar.”
KONUŞMADAN SATIRBAŞLARI
Konuşmasına 7 Haziran özeleştirisi ile başlayan Davutoğlu “7 Haziran seçimlerinden çıkan sonuçlardan her bir partimizin kendisi için çıkan dersleri aldığını düşünüyorum. Yeni dersler, Türk siyasetine yeni soluklar getirecektir. 7 Haziran’dan gerekli dersleri çıkaracağımızı söylemiştim o akşam, 3 aydır bunun üzerine çalıştık. İç muhasebeyi derinden yaptık ve gereğini hayata geçirdik. Herkese beklentilerini sunduk, eleştirilerini dinledik. Bugünkü beyanname, milletin katılımıyla geniş bir konsensüs ile hazırlanmış bir beyannamedir. Yarın istiklal harbimiz gibi Samsun’dan yola çıkacağız. Bize göre beyan esastır, milletimiz de beyanı esas alır. Milletimiz 13 yıllık tecrübeyle yakından biliyor ki bizim sözümüz sözdür, bizim sözümüz senettir. Ayrıca notere ihtiyacı olmayan bir senettir. Bizim için asıl olan millettir.” dedi.
“7 HAZİRAN’DA ‘UZLAŞIN’ DEDİLER”
Milletin 7 Haziran’da tüm partilere “uzlaşın” mesajı verdiğini belirten Davutoğlu “Haziran seçimlerinden milletimizin verdiği temel mesaj, partilerin uzlaşma yoluna girmesidir. Biz AK Parti olarak bunu sorumluluk bilinciyle kabul ettik. Bütün parti teşkilatlarına herkese hitap edeceksiniz, kesinlikle nefret söyleminden uzak duracaksınız.” diye konuştu.
Davutoğlu sözlerine şöyle devam etti; “Maalesef aynı demokratik yaklaşımı muhataplarımızdan bulduğumuzu söylemek çok güç. Bütün ısrarlı gayretlerimize rağmen, muhataplarımız karşı tepkiye geçti. CHP blok siyasetini seçti. MHP hayır siyasetini takip etti. Her şeye hayır dedi. Hükümet kuralım, hayır, erken seçim hükümeti kuralım, hayır. Blok siyaseti ve hayır siyaseti milletten hak ettiği cevabı alır. HDP ise terör siyasetine kalkıştı. Biz bu siyasetlere karşı birlik siyaseti takip ettik. Blok siyasetine karşı toplumsal uzlaşma dedik, hayır siyasetine karşı milletin gereklerini düşündük. Türkiye’de AK Partisiz siyaset olmaz, AK Parti olmadan Türkiye’nin siyasetine şekil ve düzen verilemez. Bütün siyasi partilerin kapısını çaldık, ayrım gözetmeden konuştuk. Her şeyi paylaştık, bizim için mesele bir ülke meselesiydi. İyi niyetle bir hükümet formülü bulmaya çalıştık. Ne olursa olsun ben yokum diyenler oldu, el sıkışmadan hayır diyenler oldu. İpe un serdiler, anayasal ve uzlaşmacı siyasete katılmama tavrına girdiler. Bizim ağzımızdan gerilim üreten tek bir söylem çıkmadı. Kimseyle gerilim yaşanmasına izin vermedik. Özellikle CHP ve MHP ile yapılan görüşmelerde tüm yolları denedik. Görüşmelerin sonuçsuz kalması AK Parti’nin yetersizliğiyle ilgili değildir. Anayasanın ön gördüğü ve sorumluluk verdiği bu hükümete katılma konusunda CHP ve MHP çekindiler ve geride kaldılar.”