Galatasaray üretkenlik dışı oyun oynadı ilk yarıda. Stancu'nun direkten dönen topundan gole kadar artıların nasıl eksiye döndüğünü gördük. Galatasaray 8 tane boş korner attı. El Kabir uyuyan aslanı uyandırdı... Neden? Doktorlar hocadır, öğretmenler de hocadır. Teknik adamlar da hocadır... Antrenman yaptırırlar, teknik ve taktik olarak takımlarını maça hazırlarlar. Büyük takım antrenörleri genelde kendi takım üzerinden giderler. Doktor yani Hamza Hoca ilk yarıya kalabalık orta saha ile çıktı. Selçuk, Rodriguez, Bilal... Bu oyuncular çalım atan depar yapan oyuncular değil. Genelde pas yapan oyuncular... Bir de onlara Sneijder de eklenince iyice oyun sıkıştı.
Mehmet Demirkol: Çok kolay oldu
Galatasaray’ın Rodriguez, Selçuk, Bilal ve Sneijder’den müteşekkil çok orta sahalı ilk yarı dizilişi Sneijder’in de içeri girişiyle biraz fazla merkeze toplanan bir oyun oluşturdu. Bu hücum potansiyelinin istenen seviyede etkinleşmesini engelledi. Bu tip bir 4 iç oyunculu oyunda iki santrforla kanat savunmacılarını sürekli ileri çıkararak bir hücum genişliği sağlamak mümkün olabilir. Galatasaray bunu daha önce de yapmış ve şampiyon olmayı başarmıştı. Dün ilk yarıda istenen seviyede bir bek desteği gelmese de Gençlerbirliği’nin kötü saha yerleşimi ev sahibini pozisyonlara soktu. İlk yarıda maçın kahramanının kaleci Hopf olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak bu oyun onca orta saha kalabalığına ve Gençler’in kendi solunu çok iyi kullanamayışına rağmen konuk ekip için de şanlara doğurdu. 2 net pozisyondan bir gol çıkararak soyunma odasına gittiler.
Ahmet Çakır: Arena'da harika futbol
Skor olarak da Galatasaray'ın bir ya da iki farklı üstün olması gerekirdi. Ancak futbolun böyle cilveleri var. Galatasaray ikinci yarıda öyleyse ‘daha iyisini de oynayabilirim' der gibiydi. Bunda da Hamza Hamzaoğlu'nun Rodriguez-Yasin değişikliğinin önemli bir payı vardı. Açıkçası Hamza hocanın Yasin'i niçin kenarda tutmayı tercih ettiğini anlamak zor olabiliyor, ama böylesine de kimsenin fazla bir itirazı olmayabilir. Aslına bakarsanız oyundan çıkması gerekenin Rodriguez değil de, Bilal olması üzerinde daha büyük bir görüş birliği vardı. Ancak sanırım bu oyuncunun attığı gol bütün düşünceleri değiştirdi.
Levent Tüzemen: Yasin oturmaz!
Hamza Hoca, Milli Takım'ın Konya'daki tüm maçlarını çıplak gözle izledi. Milli Takım Hollanda'yı ve Çekler'i yenerken taktik olarak "Kompakt" oynadı ve golleri de rakibin kaptırdığı topları çabuk hücuma taşıyarak buldu. İzlanda maçında tam 75 dakika Milli Takım sakindi ve rakibe geniş alan vermedi. İzlanda önünde Milli Takım'ın 4-6-0 sisteminden Hamza Hoca etkilenmiş olacak ki; Gençlerbirliği önünde bu anlayışa Umut'u ekleyip daha çok top tutan ve kullanan oyuncuları tercih etti..
Bülent Timulenk: Dizginleri bırakınca
Vasat bir ata fazladan kırbaç vurup yarış kazanamaz jokeyler, zaten kuralı vardır, fazlasını vurmak yasaktır. Şampiyon bir atı dizginlersen son düzlükte geçilir gidersin. Teşbihte hata olmaz. Kusura bakmasın ama Hamza Hamzaoğlu, "3 kupa kazandım" derken elindeki kadronun değerini bilmiyor. Maç eğer Ankara'da olsa, Beşiktaş karşısındaki oyununu bildiğimiz Gençlerbirliği karşısına 3 orta sahayla çıkmanın bir anlamı olabilirdi ama dün akşam asla. Burak olmadığında, Umut'lu Galatasaray sahada 10 kişi gibi. Hücum performansının düşeceği aşikarken bir de Yasin'i kulübede oturtup, Jose ile sahaya çıkmak bile bile lades demektir.
Hakan Ünsal: Yasin gerçeği
Eldeki en istekli ve aç oyuncuyu Hamza hocanın daha fazla kullanması lazım. Yasin, özel bir oyuncu olma yolunda hızla ilerliyor. Geçen seneden beri yaptıkları takdiye şayan. Fakat buna rağmen tercih sırasında Podolski'den sonra ve kolay vazgeçilen isim konumunda. Yasin'in yaptıklarını bir yabancı oyuncu sahnelese, efsane olur yere bastırmazlar.
Erman Toroğlu: Kanatlarını kullandı, kazandı
G.Saray'ın yedek kulübesi zayıf! Mutlaka takviye yapılması lazım. Bakın G.Saray yönetimi, "Feda" diyemedi. Sanki bir aşağılık komleksi gibi görüyorlar bunu. Beşiktaş bakın üç yıldır, "Feda" dedi. G.Saray yönetimi Hamza'yı attı ortaya, kendileri perdenin arkasında kaldılar. Hamza giderse herşey düzelecek mi? Hayır. G.Saray yönetiminin borç ödemesini taraftar anlamaz!
Serhat Ulueren: Galatasaray Kadıköy'de kazanacak
İLK yarı çok kötü bir G.Saray ve 2. yarı harika bir G.Saray vardı Arena’da. Sadece Rodriguez-Yasin değişikliği bu farkı ortaya çıkaramaz diye düşünüyorum. Ama Yasin gerçekten çok etkili bir oyuncu. Bana göre 0-1’den 4-1’e gelmesindeki asıl faktör G.Saraylı futbolcuların çok koşmasıydı. Demek ki mücadele eder, rakipten fazla koşarsan sonunda ektiğini biçersin. Galatasaray'ın Yasin’le bulduğu golde belki ofsayt olabilir ama 4 attılar en az 5 gol de kaçırdılar. Tamam rakip kötü bir 2. yarı oynamış olabilir ama hakkını verelim Sneijder hayatında belki de hiç bu kadar koşmamıştır. Bir bakıyorsun en ileride, bir bakıyorsun defanstan top çıkartıyor. Hakan Balta üzerine koymaya devam ediyor. Belli ki bu senenin en iyi defansı seçilecek. Ve Galatasaray 16 yıl aradan sonra Şükrü Saracoğlu’nda F.Bahçe’yi yenecek. Çok iddialıyım. G.Saray dünkü kadar koşar, mücadele ederse kesin kaybetmez. Derbi en kötü berabere biter ama Sneijder-Burak ikilisi çok iyi oynar, Yasin de dünkü gibi diri olursa G.Saray kazanır. Benfica karşısında galibiyete yakın olan taraf yine G.Saray.
Uğur Meleke: Doğru: 4 - Yanlış: 1
Galatasaray’ın dün sahaya çıktığı 11’e diyecek yok, ama ilk 45’teki diziliş felaketti. Selçuk-Rodriguez-Bilal orta sahayı üçleseler, hoca merkezdeki geçirgenliği çözmek istemiş diyip anlaşılabilirdi. Rodriguez sağ açık, Sneijder on numara başlasa hakeza; herkesin orijinal yerinde görev aldığı bir diziliş olurdu bu. Ama Bilal’in on numarada, Sneijder’ın sol açıkta başlaması seçeneklerin en kötüsüydü. 46’da Yasin sola, Sneijder on numaraya, Bilal orta ikiliye geçince herkes rahatladı, formasyon normalleşti. Chedjou ve Yasin’in ekstralarıyla da 10 dakikada Gençlerbirliği’nin fişi çekildi.
Güntekin Onay: Harika bir ikinci yarı
BİR futbol takımı ilk 45 dakika bu kadar yanlışlar ile dolu oynayıp, etkisiz kalıp da 2. yarıda her şeyi bu derece lehine çevirebilir mi? Demek ki olabiliyormuş... Dün buna şahit olduk. ORTA alanda Rodriguez-Bilal-Selçuk 3’lüsü ile merkezde statik kalan G.Saray, topu rakip ceza alanına sokmakta büyük sorunlar yaşadı. Çünkü bu 3 oyuncu da rakip savunmanın arkasına ve arasına girecek tipte değil. Kanatlarda da hücumcu olmayınca oyun belli bir bölgede sıkıştı kaldı. RODRIGUEZ-Yasin değişikliği ile 2. yarıya başlayan Hamza Hamzaoğlu, ilk yarı gerçekleşmeyen kenarlara açılmayı ve hücuma genişlik kazandırmayı 2. yarıda yapmaya başladı. Öyle ki 45-70 arası 3 gol var. Onun ötesinde çizgiden çıkarılan bir top ve Umut’un kaçırdığı akıllara zarar bir pozisyon. Öyle bir 25 dakika oldu ki 0-1’den 3-1 değil; 5-1 olurdu. İŞTE G.Saray taraftarının beklediği, istediği tempo ve futbol bu. Baskı, pozisyon, heyecan. Trabzon ve Başakşehir karşısında kazansa dahi uyuşuk ve temposuz oynayan pasif G.Saray’ı değil; dünkü maçın 2. yarısındaki G.Saray’ı istiyor herkes.
Serhat Ulueren'in köşe yazısına gelen bazı yorumlar şu şekilde:
Mehmet Demirkol: Çok kolay oldu
Galatasaray’ın Rodriguez, Selçuk, Bilal ve Sneijder’den müteşekkil çok orta sahalı ilk yarı dizilişi Sneijder’in de içeri girişiyle biraz fazla merkeze toplanan bir oyun oluşturdu. Bu hücum potansiyelinin istenen seviyede etkinleşmesini engelledi. Bu tip bir 4 iç oyunculu oyunda iki santrforla kanat savunmacılarını sürekli ileri çıkararak bir hücum genişliği sağlamak mümkün olabilir. Galatasaray bunu daha önce de yapmış ve şampiyon olmayı başarmıştı. Dün ilk yarıda istenen seviyede bir bek desteği gelmese de Gençlerbirliği’nin kötü saha yerleşimi ev sahibini pozisyonlara soktu. İlk yarıda maçın kahramanının kaleci Hopf olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak bu oyun onca orta saha kalabalığına ve Gençler’in kendi solunu çok iyi kullanamayışına rağmen konuk ekip için de şanlara doğurdu. 2 net pozisyondan bir gol çıkararak soyunma odasına gittiler.
Ahmet Çakır: Arena'da harika futbol
Skor olarak da Galatasaray'ın bir ya da iki farklı üstün olması gerekirdi. Ancak futbolun böyle cilveleri var. Galatasaray ikinci yarıda öyleyse ‘daha iyisini de oynayabilirim' der gibiydi. Bunda da Hamza Hamzaoğlu'nun Rodriguez-Yasin değişikliğinin önemli bir payı vardı. Açıkçası Hamza hocanın Yasin'i niçin kenarda tutmayı tercih ettiğini anlamak zor olabiliyor, ama böylesine de kimsenin fazla bir itirazı olmayabilir. Aslına bakarsanız oyundan çıkması gerekenin Rodriguez değil de, Bilal olması üzerinde daha büyük bir görüş birliği vardı. Ancak sanırım bu oyuncunun attığı gol bütün düşünceleri değiştirdi.
Levent Tüzemen: Yasin oturmaz!
Hamza Hoca, Milli Takım'ın Konya'daki tüm maçlarını çıplak gözle izledi. Milli Takım Hollanda'yı ve Çekler'i yenerken taktik olarak "Kompakt" oynadı ve golleri de rakibin kaptırdığı topları çabuk hücuma taşıyarak buldu. İzlanda maçında tam 75 dakika Milli Takım sakindi ve rakibe geniş alan vermedi. İzlanda önünde Milli Takım'ın 4-6-0 sisteminden Hamza Hoca etkilenmiş olacak ki; Gençlerbirliği önünde bu anlayışa Umut'u ekleyip daha çok top tutan ve kullanan oyuncuları tercih etti..
Bülent Timulenk: Dizginleri bırakınca
Vasat bir ata fazladan kırbaç vurup yarış kazanamaz jokeyler, zaten kuralı vardır, fazlasını vurmak yasaktır. Şampiyon bir atı dizginlersen son düzlükte geçilir gidersin. Teşbihte hata olmaz. Kusura bakmasın ama Hamza Hamzaoğlu, "3 kupa kazandım" derken elindeki kadronun değerini bilmiyor. Maç eğer Ankara'da olsa, Beşiktaş karşısındaki oyununu bildiğimiz Gençlerbirliği karşısına 3 orta sahayla çıkmanın bir anlamı olabilirdi ama dün akşam asla. Burak olmadığında, Umut'lu Galatasaray sahada 10 kişi gibi. Hücum performansının düşeceği aşikarken bir de Yasin'i kulübede oturtup, Jose ile sahaya çıkmak bile bile lades demektir.
Hakan Ünsal: Yasin gerçeği
Eldeki en istekli ve aç oyuncuyu Hamza hocanın daha fazla kullanması lazım. Yasin, özel bir oyuncu olma yolunda hızla ilerliyor. Geçen seneden beri yaptıkları takdiye şayan. Fakat buna rağmen tercih sırasında Podolski'den sonra ve kolay vazgeçilen isim konumunda. Yasin'in yaptıklarını bir yabancı oyuncu sahnelese, efsane olur yere bastırmazlar.
Erman Toroğlu: Kanatlarını kullandı, kazandı
G.Saray'ın yedek kulübesi zayıf! Mutlaka takviye yapılması lazım. Bakın G.Saray yönetimi, "Feda" diyemedi. Sanki bir aşağılık komleksi gibi görüyorlar bunu. Beşiktaş bakın üç yıldır, "Feda" dedi. G.Saray yönetimi Hamza'yı attı ortaya, kendileri perdenin arkasında kaldılar. Hamza giderse herşey düzelecek mi? Hayır. G.Saray yönetiminin borç ödemesini taraftar anlamaz!
Serhat Ulueren: Galatasaray Kadıköy'de kazanacak
İLK yarı çok kötü bir G.Saray ve 2. yarı harika bir G.Saray vardı Arena’da. Sadece Rodriguez-Yasin değişikliği bu farkı ortaya çıkaramaz diye düşünüyorum. Ama Yasin gerçekten çok etkili bir oyuncu. Bana göre 0-1’den 4-1’e gelmesindeki asıl faktör G.Saraylı futbolcuların çok koşmasıydı. Demek ki mücadele eder, rakipten fazla koşarsan sonunda ektiğini biçersin. Galatasaray'ın Yasin’le bulduğu golde belki ofsayt olabilir ama 4 attılar en az 5 gol de kaçırdılar. Tamam rakip kötü bir 2. yarı oynamış olabilir ama hakkını verelim Sneijder hayatında belki de hiç bu kadar koşmamıştır. Bir bakıyorsun en ileride, bir bakıyorsun defanstan top çıkartıyor. Hakan Balta üzerine koymaya devam ediyor. Belli ki bu senenin en iyi defansı seçilecek. Ve Galatasaray 16 yıl aradan sonra Şükrü Saracoğlu’nda F.Bahçe’yi yenecek. Çok iddialıyım. G.Saray dünkü kadar koşar, mücadele ederse kesin kaybetmez. Derbi en kötü berabere biter ama Sneijder-Burak ikilisi çok iyi oynar, Yasin de dünkü gibi diri olursa G.Saray kazanır. Benfica karşısında galibiyete yakın olan taraf yine G.Saray.
Uğur Meleke: Doğru: 4 - Yanlış: 1
Galatasaray’ın dün sahaya çıktığı 11’e diyecek yok, ama ilk 45’teki diziliş felaketti. Selçuk-Rodriguez-Bilal orta sahayı üçleseler, hoca merkezdeki geçirgenliği çözmek istemiş diyip anlaşılabilirdi. Rodriguez sağ açık, Sneijder on numara başlasa hakeza; herkesin orijinal yerinde görev aldığı bir diziliş olurdu bu. Ama Bilal’in on numarada, Sneijder’ın sol açıkta başlaması seçeneklerin en kötüsüydü. 46’da Yasin sola, Sneijder on numaraya, Bilal orta ikiliye geçince herkes rahatladı, formasyon normalleşti. Chedjou ve Yasin’in ekstralarıyla da 10 dakikada Gençlerbirliği’nin fişi çekildi.
Güntekin Onay: Harika bir ikinci yarı
BİR futbol takımı ilk 45 dakika bu kadar yanlışlar ile dolu oynayıp, etkisiz kalıp da 2. yarıda her şeyi bu derece lehine çevirebilir mi? Demek ki olabiliyormuş... Dün buna şahit olduk. ORTA alanda Rodriguez-Bilal-Selçuk 3’lüsü ile merkezde statik kalan G.Saray, topu rakip ceza alanına sokmakta büyük sorunlar yaşadı. Çünkü bu 3 oyuncu da rakip savunmanın arkasına ve arasına girecek tipte değil. Kanatlarda da hücumcu olmayınca oyun belli bir bölgede sıkıştı kaldı. RODRIGUEZ-Yasin değişikliği ile 2. yarıya başlayan Hamza Hamzaoğlu, ilk yarı gerçekleşmeyen kenarlara açılmayı ve hücuma genişlik kazandırmayı 2. yarıda yapmaya başladı. Öyle ki 45-70 arası 3 gol var. Onun ötesinde çizgiden çıkarılan bir top ve Umut’un kaçırdığı akıllara zarar bir pozisyon. Öyle bir 25 dakika oldu ki 0-1’den 3-1 değil; 5-1 olurdu. İŞTE G.Saray taraftarının beklediği, istediği tempo ve futbol bu. Baskı, pozisyon, heyecan. Trabzon ve Başakşehir karşısında kazansa dahi uyuşuk ve temposuz oynayan pasif G.Saray’ı değil; dünkü maçın 2. yarısındaki G.Saray’ı istiyor herkes.
Serhat Ulueren'in köşe yazısına gelen bazı yorumlar şu şekilde: