İsmi uluslararası basında da defalarca IŞİD ile anılan Kocaeli’nden bir dram haberi daha geldi. Gebze’de iş aramak için evden çıktıktan sonra kanlı örgüte militan temin eden kişiler tarafından kandırılarak 3 arkadaşı ile birlikte Suriye’ye götürülen ve IŞİD’e katıldığı öne sürülen 19 yaşındaki Serkan Uzun’un babası Bekir Uzun, oğlunun ‘Canlı bomba’ olmasından korktuğu, devletin onu tutuklamasını ve devletin koruması altına almasını istedi.
“SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜ DİYE SERBEST BIRAKILMIŞ”
Gebze ilçesinde oturan ve oğlu ile ilgili endişelerini daha önce de dile getiren baba Bekir Uzun, oğlunun başına gelenleri CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan’a anlattı. Oğlunun 1 Ekim’de “İş aramaya gidiyorum” diyerek evden çıktığını söyleyen baba Bekir Uzun, polise daha önce yaptıkları başvuru üzerine onun önce Kilis’te olduğunun tesbit edilip yakalandığını, ifadesi alındıktan sonra ‘Seyahat özgürlüğü’ gerekçesiyle serbest bırakıldığını, erkesi gün ise oğlunun “Suriye’deyiz” diye mesaj gönderdiğini öğrendiklerini söyledi.
“ANKARA’DAKİ CANLI BOMBAYI OĞLUM SANDIM”
Oğlunun ‘Canlı bomba’ olmasından korktuğunu söyleyen Bekir Uzun, devletin oğlunu bulup tutuklamasını istediğini belirtirken, böylelikle devletin kanatları altında olacağını kaydederek şöyle konuştu:
“Oğlum namaz kılıyordu. 3- 4 ay içinde beyni yıkandı kandırıldı. Gebze’de gecekondu gibi hücre evlerinde çocuklarımızın beyinlerini yıkıyorlar. Ankara’daki patlamada çok endişelendim. ‘ Canlı bomba’ denilince oğlum sandım. Üzüldüm. Eşgaller belli olunca olmadığını anladım. Canımız yandı. Başka ailelerin canları yanmasın. Oğlum, Endüstri Meslek Lisesi son sınıf öğrencisiydi. Devamsızlıktan okulda kaldı. İş bulduğunda çay ocakları, pazarlarda, demir doğramacıda serbest çalışıyordu. Annesinin psikolojisi bozuldu. İğneyle ilaçla ayakta duruyor. Diğer ailelerin durumu da aynı. Telefonunu da polise verdim arayıp bulsunlar. Çocuğumun gençliğinden cahilliğinden faydalanmışlar, kandırılmış.”
Kandırılanların yoksul aile çocukları olduğunu söyleyen CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan ise, bu kandırılma olayını Ankara’daki patlama olmadan bir hafta önce dile getirdiğini hatırlatarak şöyle devam etti:
“Ailelerin feryadını Türkiye’ye duyurmaya çalışmıştık. Aileler iyi niyetli ve duyarlı. Nereye gideceklerini bilmiyorlar. Emniyete gidiyor, çocukların yakalanmasını istiyorlar. ‘Daha güvenli’, ‘Devlet güvencesi altında olsunlar’ diye tutuklanmasını istiyorlar. Serkan Uzun, Kilis’te yakalanıyor, serbest bırakılıyorlar. Bu çocuklar yoksul ailelerin çocukları. Canlı bomba yapılıyor. Ankara’da yaşanan katliam tekrarlanmasın. Devlet bunun önlemini almak zorunda. Bunun önlemini almayan tüm görevlilerden hesap sorulacak. Nasıl kandırıldığını aileler dahi biliyor.”
Emniyet Müdürlüğü ile görüşmesine rağmen IŞİD’e çocukları katılan aile sayısı hakkında bilgi alamadığını söyleyen Tarhan, “Serkan’ın takma adı ‘Ebu Mervan.’ Aileler bunu bile biliyor. Yetkililer bunu bilmiyor mu? ‘Gebze’de kaç aile var?’ diye sorduk. 4 aile var. Onların anlattıklarına göre bu işle görevli kişiler var. Emniyet’ten sözlü bilgi almaya çalıştık. Çelişkili bilgi aldık. Bazen ’15, 20, 25′ diyorlar. Meclis’ten de önergelerin yanıtlarını bir türlü alamıyoruz. 10 ekimden önce o anne dinlense, ‘Çocuğum canlı bomba olacak’ dediğinde üzerine gidilse belki de 102 masum vatandaşımızı kaybetmeyecektik. Şimdi bu feryadın duyulması gerekiyor” diye konuştu.
“SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜ DİYE SERBEST BIRAKILMIŞ”
Gebze ilçesinde oturan ve oğlu ile ilgili endişelerini daha önce de dile getiren baba Bekir Uzun, oğlunun başına gelenleri CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan’a anlattı. Oğlunun 1 Ekim’de “İş aramaya gidiyorum” diyerek evden çıktığını söyleyen baba Bekir Uzun, polise daha önce yaptıkları başvuru üzerine onun önce Kilis’te olduğunun tesbit edilip yakalandığını, ifadesi alındıktan sonra ‘Seyahat özgürlüğü’ gerekçesiyle serbest bırakıldığını, erkesi gün ise oğlunun “Suriye’deyiz” diye mesaj gönderdiğini öğrendiklerini söyledi.
“ANKARA’DAKİ CANLI BOMBAYI OĞLUM SANDIM”
Oğlunun ‘Canlı bomba’ olmasından korktuğunu söyleyen Bekir Uzun, devletin oğlunu bulup tutuklamasını istediğini belirtirken, böylelikle devletin kanatları altında olacağını kaydederek şöyle konuştu:
“Oğlum namaz kılıyordu. 3- 4 ay içinde beyni yıkandı kandırıldı. Gebze’de gecekondu gibi hücre evlerinde çocuklarımızın beyinlerini yıkıyorlar. Ankara’daki patlamada çok endişelendim. ‘ Canlı bomba’ denilince oğlum sandım. Üzüldüm. Eşgaller belli olunca olmadığını anladım. Canımız yandı. Başka ailelerin canları yanmasın. Oğlum, Endüstri Meslek Lisesi son sınıf öğrencisiydi. Devamsızlıktan okulda kaldı. İş bulduğunda çay ocakları, pazarlarda, demir doğramacıda serbest çalışıyordu. Annesinin psikolojisi bozuldu. İğneyle ilaçla ayakta duruyor. Diğer ailelerin durumu da aynı. Telefonunu da polise verdim arayıp bulsunlar. Çocuğumun gençliğinden cahilliğinden faydalanmışlar, kandırılmış.”
Kandırılanların yoksul aile çocukları olduğunu söyleyen CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan ise, bu kandırılma olayını Ankara’daki patlama olmadan bir hafta önce dile getirdiğini hatırlatarak şöyle devam etti:
“Ailelerin feryadını Türkiye’ye duyurmaya çalışmıştık. Aileler iyi niyetli ve duyarlı. Nereye gideceklerini bilmiyorlar. Emniyete gidiyor, çocukların yakalanmasını istiyorlar. ‘Daha güvenli’, ‘Devlet güvencesi altında olsunlar’ diye tutuklanmasını istiyorlar. Serkan Uzun, Kilis’te yakalanıyor, serbest bırakılıyorlar. Bu çocuklar yoksul ailelerin çocukları. Canlı bomba yapılıyor. Ankara’da yaşanan katliam tekrarlanmasın. Devlet bunun önlemini almak zorunda. Bunun önlemini almayan tüm görevlilerden hesap sorulacak. Nasıl kandırıldığını aileler dahi biliyor.”
Emniyet Müdürlüğü ile görüşmesine rağmen IŞİD’e çocukları katılan aile sayısı hakkında bilgi alamadığını söyleyen Tarhan, “Serkan’ın takma adı ‘Ebu Mervan.’ Aileler bunu bile biliyor. Yetkililer bunu bilmiyor mu? ‘Gebze’de kaç aile var?’ diye sorduk. 4 aile var. Onların anlattıklarına göre bu işle görevli kişiler var. Emniyet’ten sözlü bilgi almaya çalıştık. Çelişkili bilgi aldık. Bazen ’15, 20, 25′ diyorlar. Meclis’ten de önergelerin yanıtlarını bir türlü alamıyoruz. 10 ekimden önce o anne dinlense, ‘Çocuğum canlı bomba olacak’ dediğinde üzerine gidilse belki de 102 masum vatandaşımızı kaybetmeyecektik. Şimdi bu feryadın duyulması gerekiyor” diye konuştu.