Ankara'daki katliamla ilgili konuşan Başbakan Davutoğlu, "Bombacılardan birinin kimliği kesinleşti. Diğeriyle ilgili çalışmalar sürüyor" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara'da 102 kişinin yaşamını yitirdiği terör saldırısıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Başbakan Davutoğlu, A Haber'de yaptığı açıklamada, "Bombacıların tespiti sırasında DNA testleri yoğun olarak yapıldı. Bu tespitler sonucunda da bombacılardan birinin kimliğinin kesinleşti. Diğerinin irtibatları itibariyle de yoğun çalışmalar sürdürülüyor" dedi.
Davutoğlu, sadece oradaki vatandaşlara değil Türkiye'ye ve demokrasiye yapılmış olan bu saldırının perde önündeki ve arkasındaki aktörlerin çıkarılarak adalete teslim edileceğini vurguladı.
Ahmet Davutoğlu "Ne zaman gerekli olursa ve askeri planlamalar neyi gerektiriyorsa bu konuda DAEŞ'e karşı en etkin müdahaleler içinde yer alıyoruz" diye konuştu.
Suruç saldırısıyla, Ankara ve Diyarbakır saldırıları arasındaki irtibatları da göz önüne aldıklarını vurgulayan Davutoğlu şöyle devam etti:
"Bu çerçevede yürütülen soruşturmalar da var. Ayrıca hem DAEŞ hem PKK hem DHKP/C ve Reyhanlı saldırısında da rejim unsurları perde gerisindeydi. Rejimle doğrudan irtibatlı gruplar yapmışlardı. Burada Türkiye'ye zarar vermek isteyenlerin, Türkiye'ye zarar vermek ve kaos çıkarmak bağlamında bir takım iş birliği içine girdiklerini de görüyoruz. Bunların hepsi ortaya çıkarılacak."
"KAYBEDEN BEN OLMAM"
Başbakan Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarıyla ilgili şunları söyledi:
"Gerçekten beni zorda bırakacak elinde bir şey varsa çıksın, açıklasın. Bundan hiç gocunmam ben, hiçbir şekilde gocunmam. Kapalı kapılar ardında veya önünde ne söylediğimi ölçerek, tartarak söylerim, 78 milyonun önünde konuşurmuş gibi söylerim. Eğer birisi bir şey açıklarsa ben mahcup olmam, onlar mahcup olur. İki sebeple mahcup olurlar, o tür konuşmaların beni zora sokacak konuşmalar olmadığını halkımız da görür, ikincisi de bir daha hiçbir devlet adamı, hiçbir siyasi onlara güvenip de herhangi bir şey paylaşmaz. Burada kaybeden ben olmam. Bu Sayın Bahçeli için de Sayın Kılıçdaroğlu için de..."
"TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK TAZİYE EVİ BAŞBAKANLIK OFİSİDİR"
Ankara'daki terör saldırısının ardından 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile görüşmesine ilişkin bir soruyu Davutoğlu şöyle yanıtladı:
"Sayın Cumhurbaşkanımız'ın kendi takdirleri. Ama şunu ifade etmek isterim, Burada taziye evi kim? Taziye kime verilir? İlk günden itibaren şunu söyledim. Burada taziye evi Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bütün Türkiye'dir. Hepimiz acıyı yaşadık. Sadece HDP'ye taziye dilemek, orada hayatını kaybeden bütün vatandaşları HDP ile özdeşleştirmek anlamına gelir. Büyük bir acı yaşadık. Türkiye'nin en büyük taziye evi Başbakanlık ofisidir."
"GÜNDEMİMDE KOALİSYON YOK"
Başbakan Davutoğlu bir soru üzerine şunları kaydetti:
"Anayasal görevini yaparken dahi geniş tabanlı hükümete katılmayacaksın, şimdi bir seçime giderken geniş tabanlı hükümetten bahsedeceksiniz. Çünkü biliyorlar, bu tavır MHP'ye daha doğrusu MHP'ye değil Bahçeli'ye ve şu anki yönetime ciddi bir prestij kaybettirdi. Bir de koalisyonu gündeme getirmeye çalışıyorlar. Şimdi ben bunu değerlendirmem, neden değerlendirmem çünkü benim gündemimde koalisyon yok, benim gündemimde tek başına AK Parti iktidarı var. Koalisyon 7 Haziran akşamı olan bir realiteydi."
"MEDYAYA ÇAĞRIDA BULUNUYORUM"
Davutoğlu, "Gazetelerimize ve medyaya tekrar çağrıda bulunuyorum; Panik oluşturacak haberleri vermek basın ahlakına uymaz. Sadece hükümet zarar görsün, sadece Türkiye'de olağan üstü bir durum varmış intibası oluşturulsun diye yapılacak haberler, bumerang gibi döner hepimizi vurur" dedi.
"TÜRKİYE'NİN KONSANTRASYON KAMPI HALİNE GELMESİNİ KİMSE BEKLEYEMEZ"
Almanya Başbakanı Angela Merkel'in dünkü ziyaretinde gündeme gelen mülteciler konusuna değinen Başbakan Davutoğlu şöyle konuştu:
"Şunu verdik Türkiye tatmin oldu, artık mülteciler Türkiye'de kalsın' gibi bir anlayışı biz kabul etmeyiz. Bunu da söyledim Sayın Merkel'e. Türkiye'nin bir konsantrasyon kampı gibi bütün mültecilerin bulunduğu bir ülke haline gelmesini kimse bekleyemez. Ama illegal göçün düzenli ve iyi şekilde kontrol altında tutulabilmesi lazım. Onun için birlikte mekanizma kuracağız."
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara'da 102 kişinin yaşamını yitirdiği terör saldırısıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Başbakan Davutoğlu, A Haber'de yaptığı açıklamada, "Bombacıların tespiti sırasında DNA testleri yoğun olarak yapıldı. Bu tespitler sonucunda da bombacılardan birinin kimliğinin kesinleşti. Diğerinin irtibatları itibariyle de yoğun çalışmalar sürdürülüyor" dedi.
Davutoğlu, sadece oradaki vatandaşlara değil Türkiye'ye ve demokrasiye yapılmış olan bu saldırının perde önündeki ve arkasındaki aktörlerin çıkarılarak adalete teslim edileceğini vurguladı.
Ahmet Davutoğlu "Ne zaman gerekli olursa ve askeri planlamalar neyi gerektiriyorsa bu konuda DAEŞ'e karşı en etkin müdahaleler içinde yer alıyoruz" diye konuştu.
Suruç saldırısıyla, Ankara ve Diyarbakır saldırıları arasındaki irtibatları da göz önüne aldıklarını vurgulayan Davutoğlu şöyle devam etti:
"Bu çerçevede yürütülen soruşturmalar da var. Ayrıca hem DAEŞ hem PKK hem DHKP/C ve Reyhanlı saldırısında da rejim unsurları perde gerisindeydi. Rejimle doğrudan irtibatlı gruplar yapmışlardı. Burada Türkiye'ye zarar vermek isteyenlerin, Türkiye'ye zarar vermek ve kaos çıkarmak bağlamında bir takım iş birliği içine girdiklerini de görüyoruz. Bunların hepsi ortaya çıkarılacak."
"KAYBEDEN BEN OLMAM"
Başbakan Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarıyla ilgili şunları söyledi:
"Gerçekten beni zorda bırakacak elinde bir şey varsa çıksın, açıklasın. Bundan hiç gocunmam ben, hiçbir şekilde gocunmam. Kapalı kapılar ardında veya önünde ne söylediğimi ölçerek, tartarak söylerim, 78 milyonun önünde konuşurmuş gibi söylerim. Eğer birisi bir şey açıklarsa ben mahcup olmam, onlar mahcup olur. İki sebeple mahcup olurlar, o tür konuşmaların beni zora sokacak konuşmalar olmadığını halkımız da görür, ikincisi de bir daha hiçbir devlet adamı, hiçbir siyasi onlara güvenip de herhangi bir şey paylaşmaz. Burada kaybeden ben olmam. Bu Sayın Bahçeli için de Sayın Kılıçdaroğlu için de..."
"TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK TAZİYE EVİ BAŞBAKANLIK OFİSİDİR"
Ankara'daki terör saldırısının ardından 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile görüşmesine ilişkin bir soruyu Davutoğlu şöyle yanıtladı:
"Sayın Cumhurbaşkanımız'ın kendi takdirleri. Ama şunu ifade etmek isterim, Burada taziye evi kim? Taziye kime verilir? İlk günden itibaren şunu söyledim. Burada taziye evi Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bütün Türkiye'dir. Hepimiz acıyı yaşadık. Sadece HDP'ye taziye dilemek, orada hayatını kaybeden bütün vatandaşları HDP ile özdeşleştirmek anlamına gelir. Büyük bir acı yaşadık. Türkiye'nin en büyük taziye evi Başbakanlık ofisidir."
"GÜNDEMİMDE KOALİSYON YOK"
Başbakan Davutoğlu bir soru üzerine şunları kaydetti:
"Anayasal görevini yaparken dahi geniş tabanlı hükümete katılmayacaksın, şimdi bir seçime giderken geniş tabanlı hükümetten bahsedeceksiniz. Çünkü biliyorlar, bu tavır MHP'ye daha doğrusu MHP'ye değil Bahçeli'ye ve şu anki yönetime ciddi bir prestij kaybettirdi. Bir de koalisyonu gündeme getirmeye çalışıyorlar. Şimdi ben bunu değerlendirmem, neden değerlendirmem çünkü benim gündemimde koalisyon yok, benim gündemimde tek başına AK Parti iktidarı var. Koalisyon 7 Haziran akşamı olan bir realiteydi."
"MEDYAYA ÇAĞRIDA BULUNUYORUM"
Davutoğlu, "Gazetelerimize ve medyaya tekrar çağrıda bulunuyorum; Panik oluşturacak haberleri vermek basın ahlakına uymaz. Sadece hükümet zarar görsün, sadece Türkiye'de olağan üstü bir durum varmış intibası oluşturulsun diye yapılacak haberler, bumerang gibi döner hepimizi vurur" dedi.
"TÜRKİYE'NİN KONSANTRASYON KAMPI HALİNE GELMESİNİ KİMSE BEKLEYEMEZ"
Almanya Başbakanı Angela Merkel'in dünkü ziyaretinde gündeme gelen mülteciler konusuna değinen Başbakan Davutoğlu şöyle konuştu:
"Şunu verdik Türkiye tatmin oldu, artık mülteciler Türkiye'de kalsın' gibi bir anlayışı biz kabul etmeyiz. Bunu da söyledim Sayın Merkel'e. Türkiye'nin bir konsantrasyon kampı gibi bütün mültecilerin bulunduğu bir ülke haline gelmesini kimse bekleyemez. Ama illegal göçün düzenli ve iyi şekilde kontrol altında tutulabilmesi lazım. Onun için birlikte mekanizma kuracağız."