TİYATRO: Kimsenin bilmediği yönleriyle Adile Naşit | Röportaj
Egzotik Forumları

Hayatın içinden...

Giriş yap

Şifremi unuttum



1299!! #KnightOnline Açık.PK 1299! DESTEK PRO(UYGUNFİYAT)!!
Bilgi için tıklayın >>> [TIKLAYIN]
Anket

Egzotik Forum'dan MemNun Musunuz?

TİYATRO: Kimsenin bilmediği yönleriyle Adile Naşit | Röportaj I_vote_lcap96%TİYATRO: Kimsenin bilmediği yönleriyle Adile Naşit | Röportaj I_vote_rcap 96% [ 915 ]
TİYATRO: Kimsenin bilmediği yönleriyle Adile Naşit | Röportaj I_vote_lcap1%TİYATRO: Kimsenin bilmediği yönleriyle Adile Naşit | Röportaj I_vote_rcap 1% [ 7 ]
TİYATRO: Kimsenin bilmediği yönleriyle Adile Naşit | Röportaj I_vote_lcap1%TİYATRO: Kimsenin bilmediği yönleriyle Adile Naşit | Röportaj I_vote_rcap 1% [ 6 ]
TİYATRO: Kimsenin bilmediği yönleriyle Adile Naşit | Röportaj I_vote_lcap3%TİYATRO: Kimsenin bilmediği yönleriyle Adile Naşit | Röportaj I_vote_rcap 3% [ 24 ]

Toplam Oylar : 952

En son konular

» 30.10.2024 Haftalık Burç yorumu
tarafından Yazar : EgzotikForum Çarş. 30 Ekim - 21:41:48

» Anadolu Efes, Bursaspor deplasmanında galip! Ligde 2'de 2...
tarafından Yazar : EgzotikForum Çarş. 30 Ekim - 21:34:24

» NBA'de dudak uçuklatan rakam! Alperen Şengün'ün yeni sözleşmesi belli oldu, Türk spor tarihine geçti
tarafından Yazar : EgzotikForum Çarş. 30 Ekim - 21:33:40

» NBA'de milli basketbolcu Alperen Şengün, sezona "double-double" ile başladı
tarafından Yazar : EgzotikForum Çarş. 30 Ekim - 21:32:38

» Fenerbahçe Beko, Nefes kesen maçta Ergin Ataman'ın Panathinaikos'una mağlup oldu! EuroLeague'de 2. yenilgisini yaşadı
tarafından Yazar : EgzotikForum Çarş. 30 Ekim - 21:32:16

» Galatasaray’dan Beşiktaş’a yanıt
tarafından Yazar : EgzotikForum Çarş. 30 Ekim - 21:26:50

» İrfan Saraloğlu'ndan Gabriel Sara açıklaması! Galatasaray taraftarını üzen haberi verdi
tarafından Yazar : EgzotikForum Çarş. 30 Ekim - 21:26:17

» Beşiktaş'ın eski yıldızı Valentin Rosier, Galatasaray'a transfer oluyor!
tarafından Yazar : EgzotikForum Çarş. 30 Ekim - 21:25:49

» Emre Belözoğlu'ndan Jose Mourinho açıklaması! "Mourinho, bu kupaları nasıl kazandı?"
tarafından Yazar : EgzotikForum Çarş. 30 Ekim - 21:24:32

» Fenerbahçe'nin golcüsü Youssef En-Nesyri zoru başardı! Tüm gollerini kafayla attı
tarafından Yazar : EgzotikForum Çarş. 30 Ekim - 21:23:51


Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

TİYATRO: Kimsenin bilmediği yönleriyle Adile Naşit | Röportaj

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Yazar : EgzotikForum


-
-

TİYATRO: Kimsenin bilmediği yönleriyle Adile Naşit | Röportaj 201510adile_nasit
Hepimiz onu şen kahkahalarıyla, insanın içine işleyen bakışlarıyla, ve oynadığı rollerdeki samimiyetiyle tanıdık, sevdik ve hatırlıyoruz. 13 Eylül 1980 yılında Ses Dergisi'nde yayınlanan röportajını okuduktan sonra ise madalyonun diğer yüzünü göreceksiniz. Türk sinemasının usta sanatçılarından Adile Naşit ile yapılan ve kendisinin içini döktüğü bu röportajda, daha önce hiçbir yerde rastlamadığımız derecede içten ve duygulu bir anlatıma tanık olacaksınız.

-Adile Hanım yıllardır vazgeçmediğiniz oyunculuk tutkusu nasıl bir tutkudur?

Ben başka hiçbir şey görmedim ki. Tiyatroda doğduk Selim’le ikimiz. Kulislerde, tiyatronun ta içinde büyüdük. Babamızdan gelen bir tutku tiyatroculuk. Ayrıca çok sevdiğim bir iş.

-Hiç canınız sıkılıp da bu sahnelerden kurtulayım, evimin bir köşesinde yün öreyim diye aklınızdan geçmiyor mu?

Hayır, ‘geçmiyor’ diyebilirim. En çok yorulduğum, bunaldığım zamanlarda evimin bir köşesinde oturayım diye kafamdan geçiririm. Ama öylesine çabuk geçer ki bu duygu, hemen sahneyi özleyiveririm.

-Peki provalar, geceleri oyun ve bunun ardında evde yapılması gereken yığın iş kalıyor. Bunların altından nasıl kalkabiliyorsunuz?

Genellikle yapılacak işim pek olmuyor. Eskiden yemekleri ben yapardım. Şimdi kocam yapıyor. Mutfağa girmiyorum bile. Bir tek çamaşırları yıkamak kalıyor, onu da ben yapıyorum artık yüzsüzlük olmasın diye. Diğer işler ise, ortaklaşa düşe kalka gidiyor.

-İnsan ilişkilerinden ve aşktan söz etsek. Örneğin kaç kez âşık oldunuz? Aşık olduğunuz zaman neler hissettiniz?

Galiba ilk kez kocama, gerçekten âşık oldum. Senelerdir beraberlik yürüdüğüne göre, aşk sonradan sevgiye ve dostluk haline dönüştü. Kocam benden yirmi yaş büyüktür ve hep beni kollamış korumuştur bugüne dek. Aşık olmak duygusuna gelince, kötü bir şey aşk. Hüsranı, gözyaşı bol bir iş. Duyguların tümü pır-pır ediyor ya insanın içinde, ya sonrası ne oluyor? Hüsrana uğramayı sevmiyorum.

-‘Ağlamak güzeldir’ derler. Sık sık ağlar mısınız? Ya da ağlamayı sever misiniz?

Bayılırım. Öylesine çabuk boşalır ki gözümden yaşlar, ben bile şaşırıyorum. Galiba yaşantımın içinde tüm olayları bütün yoğunluğuyla yaşadığım için böyle. Bir olay bir başkasını anımsatıyor ve bir zincir halinde yürüyüp gidiyor kafamın içinde olaylar. Örneğin filmlerde hiç zorluk çekmem ağlama konusunda. Kafamın bir köşesine sıkışmış, atamadığım, söyleyemediğim olayları anımsar ağlayıveririm.

 -Demek ki sıkıntılarınızı pek dışarıya vurmuyorsunuz ve bundan ötürü de zaman zaman mutsuz olduğunuz söylenebilir mi?

Mutsuzluğun yanı sıra, sağlığım korkunç derecede bozuluyor. Tansiyonum düşüyor ve hasta bir kadın oluyorum. Mutsuzluk ayrı. Her insanın çok canının sıkıldığı bunaldığı zamanlar vardır. İşte öylesine bir şey oluyor.

-Kadınlık sizce nedir?

Çok önemi benim için. Hanımlığı, sevecenliği olmalı kadının. Evini sevmeli. işi varsa işini sevmeli ve ilişkilerini güzel tutmalı kocasıyla, dostlarıyla. İşte bütün bunları bilebilen bir kadın, bence kadınsı ve hanımlığı yapabilen bir kadın oluyor.


Anneanne Küçük Virjin Hanım, dayı Niko, anne Amelya hanım ve Selim Naşit. Çok klişe bir laf vardır, her ev bir dünya diye. Ama Naşit ailesini anlatmaya başlarken bunu söylemek şart. Onların evi her renkten bir dünya. İçinde Adile Naşit var bir kere.

-Çok güzel bir kadın olmak ister miydiniz?

İsterdim. Hiçbir zaman kendimden memnun olmamışımdır. Giydiklerimin bana yakışmadığını düşünürüm. Makyaj yaparım, örneğin bir filmin galasına gitmek için, “Aman ne olmuşsun böyle” desinler, gözlerim dolar koşar banyoya yıkarım suratımı.

-Biraz komplekslerinizi anlatmış oluyorsunuz böylece?

Elbette. Giydiklerimi hiç yakıştırmam kendime dedim. Her zamankinden biraz daha şık giyinsem “Aman ne güzel olmuşsunuz Adile abla…” desinler mahvolurum. ‘İşte bana acıyorlar, onun için iltifat ediyorlar.’ diye. Son zamanlarda denize giremez oldum. dehşetli utanıyorum. Bu son yolculukta ya bir, ya da iki defa denize girdim. Hiç kimsenin ısrarı beni kandıramadı. etrafımda benim yaşımdaki kadınlar örtüler içinde oturup beni seyrettikçe, iyice kötü oluyorum, Hepten vazgeçiyorum. Aşağılık kompleksi bunlar tabii ki.

-Korkak mısınız?

Müthiş. Birisi pat desin ölebilirim. Hemen tansiyonum düşer. Yataklara serilirim. Çok korkak büyüdüm. Küçükken bir gök gürültüsünde hepimiz öleceğimize inanırdık. Ailecek yatağın üzerine çıkar son dualarımızı yapardık sabahlara kadar. Sonra babamız bizi çok korkuturdu. Odada yaramazlık yapmayalım diye anahtar deliğinden duman üflerdi odanın içine. Ben ve Selim, oturduğumuz yerde korkudan çişimizi yapardık. Hep böyle ruhlar, ölüler, gök gürültülerinin bizi öldürecekleri korkusuyla büyüdük.

-Batıl inançlarınız çok olmalı?

Hemen hepsine inanırım. Biraz hafifletmeğe çalışıyorum bütün bunları ama, öylesine az yararı oldu ki bu çabamın. Kocam bile alıştı artık bütün bunlara. Birisi ölsün, gece hemen yataklarımız birleşir, bu iş bir ay kadar sürer. Olay biter, bir yenisi oluncaya kadar yine yaşamımız normale döner.

-Sizi en fazla kızdıracak, yerinizden hoplatacak olay ne olabilir?

Öylesine çok ki. Yukarıda da söylediğim gibi, kızgınlığımı açık açık belli etmiyorum. Ama, kırılıyorum. Örneğin, tiyatroda akşama kadar elleri donarak yerleri süpüren çocuğa “Haydi git de bana bir paket sigara al” deyiverenlere sinirlenmemek olası değil. Yüreğimin içinden bir şey cızlayıveriyor o zaman. Belki ağlıyorum, görmemezliğe geliyorum falan…

-Kıskanç mısınız?

Bilmiyorum. Ama iş konusunda kesinlikle kıskanç değilim. Arkadaşlarımın en iyi işi yapmaları beni sevindiriyor. Dostlarımı kıskanıyor olabilirim. Çok sevdiğim bütün sırlarımı, dertlerimi anlattığım bir dostum benim dışımda başka bir dost bulup, benden yavaş yavaş ayrılırsa işte o zaman sezdirmeden kaçmayı seçiyorum. Kırgın oluyorum. Eğer kıskançlık buna deniyorsa böylesini yaşıyorum ben içimde.

-Yaşamımız içinde yaşadığınız en büyük acı oğlunuzu kaybetmeniz oldu sanrım?

Evet, daha büyüğünü yaşamadım. Biz ana, baba, çocuk değildik. Üç tane dosttuk. Güzel bir arkadaştık. Ölümüne hazırlamıştık biraz kendimizi. Açık kalp ameliyatıydı geçirdiği. Ve yaşayamadı. Ondan sonraki beş sene benim için inanılmaz acılarla dolu. Elbette Ziya Bey için de. İşte sonra kuş, köpek, bebek böyle oyuncaklara tutkun olduk. Balıklar yaşadı, köpek kör oldu, çiçekler büyüdü böyle gidiyor yaşamın geri kalan kısmı.

-İşiniz, sıkıntılarınızı bir ölçüde olsa hafifletmiş olmalı.

Evet. Sahne korkunç bir oyalanma oldu benim için. Ama, korkularım, ürkekliklerim gün geçtikçe daha da bir arttı.

-Özlemlerinizin, keyiflerinizin eski tadı kaldı mı?

Özlemler değişti. Yaşamadaki amaçlar bir başka türlü oldu galiba. Yine de sevinecek, mutlu olacak şeyler bulabiliyor insan her türlü acıya rağmen.

-Ölmekten korkuyor musunuz?

En büyük korkum. Aklıma getirdiğim an her tarafım titriyor.

-Bir erkek sizce nasıl olmalı?

Ha önemli işte bu. İnsanı saracak, güvenilecek birisi olması gerekiyor erkeğin. Sorumlulukları paylaşacak, dostluğu iyi tanıyan birisi diye tarif edebiliyorum. 

https://www.egzotikforum.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz