Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP ile Rusya arasında sanal bir bağlantı kurmaya çalıştığını savunarak, bunun doğru olmadığını bildirdi. Koç, "CHP ile Putin arasında ne dün ne bugün hiçbir ilişki yoktur. Hiçbir CHP'li, Putin ile baş başa yürüyüşler yapmış, akçeli ilişkilere girmiş, 'Türkiye'yi Şangay 5'lisine Alır mısınız Almaz mısınız Alırsanız nasıl alırsınız' diye pazarlıklar yapmış değildir" dedi.
Koç, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, partisine yönelik sözlerini eleştirdi.
Erdoğan'ın, yaptığı açıklamalarla söylemleriyle "Türkiye'yi geren, kutuplaştıran, ateşe körükle giden bir profil çizdiği"ni ileri süren Koç, şöyle devam etti:
"Türkiye dış politikada çok önemli bir süreç içerisinden geçerken ve herkesin çok hassas hareket etmesi gerekirken, Cumhurbaşkanı işi gücü bırakmış, 'Ben buradan nasıl puan toplarım, nasıl muhalefet partilerine saldırırım' diye bir düşünce ile hareket ediyor. Sayın Erdoğan'ın CHP ile Rusya arasında sanal bir bağlantı kurma çabası, devlet aklını değil adeta bugün revaçta olan 'AK Troller' diye tabir ettiğimiz aklı yansıtmaktadır. CHP ile Putin arasında ne dün ne bugün hiçbir ilişki yoktur. Hiçbir CHP'li, Putin ile baş başa yürüyüşler yapmış, akçeli ilişkilere girmiş, 'Türkiye'yi Şangay 5'lisine Alır mısınız Almaz mısınız Alırsanız nasıl alırsınız' diye pazarlıklar yapmış değildir."
Koç, sürecin başından itibaren sınır güvenliğinin sağlanması noktasında hükümete destek verdiklerini belirterek, "Sayın Genel Başkanımız başta olmak üzere partimizin her kurulundan bu yönde son derece önemli açıklamalar yapıldı. Bütün bunlara rağmen Cumhurbaşkanı'nın bir algı oluşturmak için hala CHP'yi suçlamaya çaba göstermesi, CHP'ye saldırması tıp deyimiyle söyleyeceğim; obsesif kompulsif dediğimiz, takıntılı olarak tarif edebileceğimiz bir başka deyişle hastalıklı bir takıntının eseri değilse, bu kelimeleri üzülerek ifade ediyorum; yalancılıktır, müfteriliktir ve hakarettir" dedi.
Devlet adamlarının görevinin; halkı bölmek, ayırmak ve ötekileştirmek, halkın bir kesimini diğer kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa kışkırtmak olmadığını vurgulayan Koç, "Ucuz ajitasyonlar ve küçük iç politik hesaplar için insanları birbirine düşüren bir zihniyet ile hareket etmek yüzlerce yıllık devlet kültürümüze, terbiyemize yakışmaz" diye konuştu.
"İKİ HALKIN DA MENFAATİNE DEĞİL"
Haluk Koç, daha önce yaptığı basın toplantısında Türkiye-Rusya ilişkilerine yönelik gerekli değerlendirmeleri yaptığına işaret ederek, AK Parti'nin bu krizi kontrol etme, yönetme ve etkililerini azaltma noktasında krizin seyrine bağlı olarak, temas edilen noktalar itibariyle doğru kanalları kullanmadığını vurguladı.
Koç, "CHP tarih boyunca olduğu gibi bugün de sadece milletimizin büyük menfaatlerini, ülkemizin çıkarını, halkımızın geleceğini düşünür. CHP şovenist, hamasetle hareket eden, habire düşmanlar arayan, saldıracak kimseyi bulamayınca da adeta çivisiz kalmış bir çekiç gibi işlevsiz kalmaktan korkan bir parti de değildir. Biz hamasetten, düşmanlıktan değil, akıldan, barıştan ve kardeşlikten
besleniriz" dedi.
Türkiye ile Rusya arasındaki mevcut krizin ne Türkiye'nin ne de Rus halkının menfaatine olmadığına değinen Koç, halkların karşılıklı çıkarlarını korumak için gereken akıl ile hareket edilmesini, makul davranılmasını ve taraflar arasındaki bu tansiyon mutlaka düşürülmesini istedi.
Koç, şunları ifadeleri kullandı:
"Bugün yaşanan olayın faturasını Rusya'ya malını satan ihracatçımız, o pazara uzun yıllardır mal taşıyan üreticilerimiz, nakliyecilerimiz bu ülkenin kalkınmasında çok büyük bir rol oynayan müteahhitlerimiz ve onların işletmelerinde çalışan işçilerimiz ödemektedir. Bugün yaşananların faturasını Suriye'de Bayırbucak Türkmenleri, o bölgede Türkiye'den destek bekleyen soydaşlarımız, kardeşlerimiz ve Suriye'de çok ciddi çıkarları tehlikeye giren ülkemiz ödemektedir. Bugün nasıl yaşananların faturasını milletimiz ödüyorsa gelecekte yaşanacakların faturasını da kaçak ve sıcak sarayında yaşayan Erdoğan değil, milletimiz ödeyecektir."
"YURTTA KUTUPLAŞMA, BÖLGEDE SAVAŞ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'nin "dış politikadaki başarısızlıklarını demagoji ve hamasetle kapatmaya çalıştığını, Erdoğan'ın Türkiye'yi askeri ve diplomatik alanlarda kuşatma altına soktuğu"nu ileri süren Koç, Erdoğan'ın muhalefeti suçlayacak en son kişi olduğunu bildirdi.
Koç, şunları kaydetti:
"Türkiye Cumhuriyeti'ni tarihinin en ağır ithamlarına maruz bırakanlar, yenilgilerini muhalefeti suçlayarak asla telafi edemezler bunun bilinmesini istiyoruz. Rusya krizinin en ağır bedelini, sarayda saltanat sürenler değil halkımız, milletimiz ödeyecektir. Sıfırlamayı kendilerine meslek edinenler Türkiye'nin itibarını sıfırladılar. Ama onlar için de çember daralıyor, bunu uluslararası kamuoyunda da görüyoruz.
Biz, 'yurtta barış dünyada barış' diyen bir dış politikanın takipçileriyiz, geleneğin takipçileriyiz, Erdoğan ise tam tersini ifade ediyor; 'yurtta kutuplaşma, bölgede savaş, dünyada cihat' diyor.
Cumhurbaşkanı başta olmak üzere bütün makamların da anayasal sınırlarına geri dönmesini, Türkiye'yi gerecek, kutuplaştıracak, bu zor zamanlarda halkımız arasında uçurumlar açacak açıklamalardan uzak olmasını ve devlet aklıyla hareket etmesini bekliyoruz."
Koç, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, partisine yönelik sözlerini eleştirdi.
Erdoğan'ın, yaptığı açıklamalarla söylemleriyle "Türkiye'yi geren, kutuplaştıran, ateşe körükle giden bir profil çizdiği"ni ileri süren Koç, şöyle devam etti:
"Türkiye dış politikada çok önemli bir süreç içerisinden geçerken ve herkesin çok hassas hareket etmesi gerekirken, Cumhurbaşkanı işi gücü bırakmış, 'Ben buradan nasıl puan toplarım, nasıl muhalefet partilerine saldırırım' diye bir düşünce ile hareket ediyor. Sayın Erdoğan'ın CHP ile Rusya arasında sanal bir bağlantı kurma çabası, devlet aklını değil adeta bugün revaçta olan 'AK Troller' diye tabir ettiğimiz aklı yansıtmaktadır. CHP ile Putin arasında ne dün ne bugün hiçbir ilişki yoktur. Hiçbir CHP'li, Putin ile baş başa yürüyüşler yapmış, akçeli ilişkilere girmiş, 'Türkiye'yi Şangay 5'lisine Alır mısınız Almaz mısınız Alırsanız nasıl alırsınız' diye pazarlıklar yapmış değildir."
Koç, sürecin başından itibaren sınır güvenliğinin sağlanması noktasında hükümete destek verdiklerini belirterek, "Sayın Genel Başkanımız başta olmak üzere partimizin her kurulundan bu yönde son derece önemli açıklamalar yapıldı. Bütün bunlara rağmen Cumhurbaşkanı'nın bir algı oluşturmak için hala CHP'yi suçlamaya çaba göstermesi, CHP'ye saldırması tıp deyimiyle söyleyeceğim; obsesif kompulsif dediğimiz, takıntılı olarak tarif edebileceğimiz bir başka deyişle hastalıklı bir takıntının eseri değilse, bu kelimeleri üzülerek ifade ediyorum; yalancılıktır, müfteriliktir ve hakarettir" dedi.
Devlet adamlarının görevinin; halkı bölmek, ayırmak ve ötekileştirmek, halkın bir kesimini diğer kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa kışkırtmak olmadığını vurgulayan Koç, "Ucuz ajitasyonlar ve küçük iç politik hesaplar için insanları birbirine düşüren bir zihniyet ile hareket etmek yüzlerce yıllık devlet kültürümüze, terbiyemize yakışmaz" diye konuştu.
"İKİ HALKIN DA MENFAATİNE DEĞİL"
Haluk Koç, daha önce yaptığı basın toplantısında Türkiye-Rusya ilişkilerine yönelik gerekli değerlendirmeleri yaptığına işaret ederek, AK Parti'nin bu krizi kontrol etme, yönetme ve etkililerini azaltma noktasında krizin seyrine bağlı olarak, temas edilen noktalar itibariyle doğru kanalları kullanmadığını vurguladı.
Koç, "CHP tarih boyunca olduğu gibi bugün de sadece milletimizin büyük menfaatlerini, ülkemizin çıkarını, halkımızın geleceğini düşünür. CHP şovenist, hamasetle hareket eden, habire düşmanlar arayan, saldıracak kimseyi bulamayınca da adeta çivisiz kalmış bir çekiç gibi işlevsiz kalmaktan korkan bir parti de değildir. Biz hamasetten, düşmanlıktan değil, akıldan, barıştan ve kardeşlikten
besleniriz" dedi.
Türkiye ile Rusya arasındaki mevcut krizin ne Türkiye'nin ne de Rus halkının menfaatine olmadığına değinen Koç, halkların karşılıklı çıkarlarını korumak için gereken akıl ile hareket edilmesini, makul davranılmasını ve taraflar arasındaki bu tansiyon mutlaka düşürülmesini istedi.
Koç, şunları ifadeleri kullandı:
"Bugün yaşanan olayın faturasını Rusya'ya malını satan ihracatçımız, o pazara uzun yıllardır mal taşıyan üreticilerimiz, nakliyecilerimiz bu ülkenin kalkınmasında çok büyük bir rol oynayan müteahhitlerimiz ve onların işletmelerinde çalışan işçilerimiz ödemektedir. Bugün yaşananların faturasını Suriye'de Bayırbucak Türkmenleri, o bölgede Türkiye'den destek bekleyen soydaşlarımız, kardeşlerimiz ve Suriye'de çok ciddi çıkarları tehlikeye giren ülkemiz ödemektedir. Bugün nasıl yaşananların faturasını milletimiz ödüyorsa gelecekte yaşanacakların faturasını da kaçak ve sıcak sarayında yaşayan Erdoğan değil, milletimiz ödeyecektir."
"YURTTA KUTUPLAŞMA, BÖLGEDE SAVAŞ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'nin "dış politikadaki başarısızlıklarını demagoji ve hamasetle kapatmaya çalıştığını, Erdoğan'ın Türkiye'yi askeri ve diplomatik alanlarda kuşatma altına soktuğu"nu ileri süren Koç, Erdoğan'ın muhalefeti suçlayacak en son kişi olduğunu bildirdi.
Koç, şunları kaydetti:
"Türkiye Cumhuriyeti'ni tarihinin en ağır ithamlarına maruz bırakanlar, yenilgilerini muhalefeti suçlayarak asla telafi edemezler bunun bilinmesini istiyoruz. Rusya krizinin en ağır bedelini, sarayda saltanat sürenler değil halkımız, milletimiz ödeyecektir. Sıfırlamayı kendilerine meslek edinenler Türkiye'nin itibarını sıfırladılar. Ama onlar için de çember daralıyor, bunu uluslararası kamuoyunda da görüyoruz.
Biz, 'yurtta barış dünyada barış' diyen bir dış politikanın takipçileriyiz, geleneğin takipçileriyiz, Erdoğan ise tam tersini ifade ediyor; 'yurtta kutuplaşma, bölgede savaş, dünyada cihat' diyor.
Cumhurbaşkanı başta olmak üzere bütün makamların da anayasal sınırlarına geri dönmesini, Türkiye'yi gerecek, kutuplaştıracak, bu zor zamanlarda halkımız arasında uçurumlar açacak açıklamalardan uzak olmasını ve devlet aklıyla hareket etmesini bekliyoruz."