Şarkıcı Teoman bir dergide kaleme aldığı yazısında çocukken Türk olmaktan nefret ettiğini ve bu durumun midesini bulandırdığını söyledi.
Şarkıcı Teoman çocukluğuna ait düşünceleri paylaştığı dergide yaşadığı toplumla ilgili olay açıklamalarda bulundu.
teomanTeoman’ın yazısından bir parça…
TÜRK OLMAKTAN NEFRET EDİYORUM, MİDEMİ BULANDIRIYOR!
14 yaşında İsviçre’de teyzesine gerçekleştirdiği ziyareti anlatan Teoman, eniştesinin ”Ancak Lotto’yu tutturursan burada yaşayabilirsin” sözü üzerine kapıldığı düşünceleri şu şekilde aktardı: ”Türkiye’den İstanbul’dan, Topkapı Garı’ndan, Türk Sanat Müziği’nden, türkülerden, tıklım tıklım otobüslere binerken başkalarının önüne geçmek için çabalamaktan, folklordan, futboldan, kuyruğa girmeyi bilmeyen insanlardan, çamurdan, mahallelerinden geçtiğimde sataşan çocuklardan, ter kokusundan, din ve turizm dersinden, sokak kapıları önündeki ayakkabılardan, maşrapadan, köylülerden, minibüs muavinlerinden, tığ işlerinden, gül suyu kokusundan, başörtüsünden, alaturka tuvaletten, seccadeden, elektirk ve su kesintilerinden, bağlama ve zurna sesinden, , yemek yemekten, blok flütten, halay çekenlerden göbek atanlardan, yemek kokan apartmanlardan, kalabalıktan, babasızlıktan, fakirlikten, sıskalığımdan, sevgilim olmamasından, utangaçlığımdan, ve Türk olmaktan nefret ediyorum. Midemi bulandırıyor. Lottoyu kazanmalı ve burada kalmalıyım. İsviçreli olmalıyım! Burada Elvis gibi biri de olabilirim.” ifadelerini kullandı.
Şarkıcı Teoman çocukluğuna ait düşünceleri paylaştığı dergide yaşadığı toplumla ilgili olay açıklamalarda bulundu.
teomanTeoman’ın yazısından bir parça…
TÜRK OLMAKTAN NEFRET EDİYORUM, MİDEMİ BULANDIRIYOR!
14 yaşında İsviçre’de teyzesine gerçekleştirdiği ziyareti anlatan Teoman, eniştesinin ”Ancak Lotto’yu tutturursan burada yaşayabilirsin” sözü üzerine kapıldığı düşünceleri şu şekilde aktardı: ”Türkiye’den İstanbul’dan, Topkapı Garı’ndan, Türk Sanat Müziği’nden, türkülerden, tıklım tıklım otobüslere binerken başkalarının önüne geçmek için çabalamaktan, folklordan, futboldan, kuyruğa girmeyi bilmeyen insanlardan, çamurdan, mahallelerinden geçtiğimde sataşan çocuklardan, ter kokusundan, din ve turizm dersinden, sokak kapıları önündeki ayakkabılardan, maşrapadan, köylülerden, minibüs muavinlerinden, tığ işlerinden, gül suyu kokusundan, başörtüsünden, alaturka tuvaletten, seccadeden, elektirk ve su kesintilerinden, bağlama ve zurna sesinden, , yemek yemekten, blok flütten, halay çekenlerden göbek atanlardan, yemek kokan apartmanlardan, kalabalıktan, babasızlıktan, fakirlikten, sıskalığımdan, sevgilim olmamasından, utangaçlığımdan, ve Türk olmaktan nefret ediyorum. Midemi bulandırıyor. Lottoyu kazanmalı ve burada kalmalıyım. İsviçreli olmalıyım! Burada Elvis gibi biri de olabilirim.” ifadelerini kullandı.