Her zaman formdasın…
Her şeyin azı karar, çoğu zarardır. Tıka basa yediğimi hiç hatırlamam, çoğu kez doymadan kalkarım. Müziği ve dostlarımı çok sevdiğim için kendime bakmalıyım. Daha torunlarımı göreceğim (gülüyor).
Sesinle ilgili bakım yapar mısın?
Benim sesim Allah vergisidir. Onu korumak için özel şeyler yapmam. Ancak buzlu sular da içmem elbette.
Müzikle 50 yıl
Ünlü sanatçı “ 50. yılıma yakışacak muhteşem bir gece düzenlemeyi planlıyorum. Tüm sanatçı dostlarımın katılacağı o gecede sadece Selami Şahin şarkıları olacak” dedi.
Tavernadan fantaziye, arabeskten popa kadar tüm müzik akımlarına ve Türkiye’nin pek çok dönemine başarıyla imza atan ender sanatçılardan olan Selami Şahin’le memleketinin lezzetlerini sunduğu için sık sık ziyaret ettiği Etiler Hatay Medeniyetler Sofrası’nda buluştuk. Bu yıl sanat hayatının 50 yılını kutlamaya hazırlanan Şahin’le sanatını konuştuk.
Dile kolay, 50 yıl…
Zaman su gibi akıp gidiyor. Her şey daha dün gibi aklımda. Zirveye çıkmak kolay ama orada kalmak çok zordur. Bana göre gerçek başarı da budur. Beni zirvede tutan sevenlerime buradan teşekkür ediyorum.
1966’da ilk 45’liğiniz Zeynebim’i yaptınız.
(Gülüyor). 50 yıl önce profesonel müzik hayatım başladığında günümüz sanatçılarının çoğu henüz dünyaya gelmemişti. Şahin Ailesi olarak 50. yılıma yakışacak muhteşem bir gece düzenlemeyi planlıyorum. Tüm sanatçı dostlarımın katılacağı o gecede sadece Selami Şahin şarkıları olacak ve dünden bugüne elimde olan görüntüleri, fotoğrafları sunacağım.
Bu başarının tılsımı nedir?
Hep yazılmamışı yazdım, işlenmemiş konuyu buldum ve yapılmamış besteyi yaptım. 1969’da ilk bestem Sen Mevsimler Gibisin, Altın Kelebek ödülünü kazanarak yılın şarkısı seçildi.
O şarkı hâlâ çok seviliyor.
47 yıldır seviliyor, hâlâ sahne programlarımda isteniyor. Eser dediğiniz zamana meydan okumalıdır. Çok şükür 7’den 70’e kadar geniş bir hayran kitlem var.
Zeki Müren müzikte bir üniversiteydi…
Bir de dillerden düşmeyenler var…Dillerden düşmeyen ve eskimeyen o kadar çok şarkım varki. Benim şarkılarım dört mevsimliktir, dillerden düşmez.
Sayılarını hatırlıyor musun?
Bugüne kadar yaptığım besteler 370’i buldu.
Eskinin eskimeyen sesi…
Teşekkür ederim. Eskimeyen Dost adlı şarkımı da bilirsiniz mutlaka. Zeki Müren’in sesinden dinledik o şarkımı. Bana ait olan 30 şarkı okudu Zeki Müren, 10 albümünü de ben yönetttim. O Sanat Güneşi’ydi, müzikte bir okuldu, üniversiteydi. “Türkçe’si bozuktu” diyenler, lütfen o sözlerini geri alsınlar. Ayıptır, günahtır. Türkçe’yi en güzel konuşan sanatçıydı, şarkılarını okurken tane tane okurdu, beş yaşındaki çocuk bile anlardı.
Nasıl kesişti yollarınız?
70’li yıllarda Sıraselviler’deki bir kafedeydim. Zeki Bey geldi ve beni masasına çağırdı, iltifatlar etti. “Yeni albümümü yönetmeni istiyorum. Notayı kendi kendine öğrendiğini de biliyorum, helal olsun sana” dedi.
Eskimeyen Dost adlı şarkını da çok sevmişti.
Bu şarkının hikayesi var. Maksim Gazinosu’na davet etmişti beni. Gelen çiçekleri okurken, “Selami Şahin, eskimeyen dostumdur, can arkadaşımdır” diye anons etti. ‘Eskimeyen dost’ sözü beni etkiledi, Ülkü Aker sözlerini tamamladı, besteyi hemen yaptım ve şarkı Zeki Müren’in sesiyle çok sevildi. O albümün adı Eskimeyen Dost oldu.
Çıraklıktan çaycılığa kadar her işte çalıştım
Selami Şahin’in İstanbul’a geliş öyküsü de ilginçtir… Nerden nereye…
Hatay Yayladağı’nın Yoncakaya Köyü’nden İstanbul’a ve sanatın zirvesine uzanan bir yol benimkisi. Rahmetli annem Hadice Şahin Mısırlıdır. Dedem Fadıl Şahin, Atatürk’ün silah arkadaşıydı, Kurtuluş Savaşı gazisiydi. İlkokulda öğretmenlerim şarkı söyletir “Sen ses sanatçısı olacaksın” derlerdi. 14 yaşımda İstanbul’a geldim.
Evet, İstanbul’a tek başıma geldim. Çıraklıktan çaycılığa kadar her işte çalıştım. Kazandığım paraları da annemle babama yolladım.