Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi'nin kararına saygı duymadığına yönelik açıklamasını değerlendiren Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Türkiye'de AYM'ye bireysel başvuru hakkını getiren Sayın Erdoğan'ın başbakanlığını yaptığı AK Parti hükümetidir. Demokrasi adına önemli bir adımdı. Dönemin başbakanı olan Erdoğan'dı. Sayın Cumhurbaşkanımız AYM kararıyla ilgili kendi kişisel düşüncelerini açıklamıştır.
Sayın Cumhurbaşkanımız, Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla ilgili kendi kişisel konumunu ortaya koymuştur. Herkes Türkiye'de herhangi bir mahkeme kararına karşı görüşünü ifade edebilir.
Bundan daha doğal bir şey olamaz. Kaldı ki sayın Cumhurbaşkanımız, bu görüşlerini Anayasa Mahkemesi karar almadan önce değil, kararını aldıktan sonra ifade etmiştir. Dolayısıyla bunu tabii seyri içinde herhangi bir mahkemenin almış olduğu karara karşı kendi görüşünü, kendi konumunu tespit etmesi olarak görmek yerindedir. Yoksa Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvurulara karşı bir müracaat mercii olmasını ortadan kaldıracak bir görüş değildir. Zaten bu adımı atan sayın Cumhurbaşkanımızın kendisidir.
GÖRÜŞ AYRILIĞI İDDİASINA YANIT
Kurtulmuş'a Cerattepe konusunda Hükümet ile Beştepe arasında bir görüş ayrılığı yaşandığı iddiaları da soruldu.
"Hükümetle Beştepe arasında görüş ayrılığı var manasına gelecek algı operasyonları yapılıyor" diyen Hükümet Sözcüsü, "Cumhurbaşkanımız görüşlerini kamuoyuyla paylaşıyor. Kimseye Hükümet ile Beştepe ayrışıyor diye bir düşünceye girmemelidir. İkilik vardır tezini ortaya atmanın doğru olmadığı kanaatindeyim" dedi.
Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın dile getirdiği Gezi Parkı olayları üzerinden yaşadığımız bir gelişme var. Çevre duyarlılığıyla başlayan eylemlerin rotasından nasıl saptığı, Türkiye'nin sokaklarının yakılıp yıkıldığını hepbereber gördük. Sayın Cumhurbaşkanımız, Gezi olaylarına gönderme yaparak Cerattepe'yi öyle değerlendirmiştir."
"UZLAŞMA OLMAZSA KENDİ TEKLİFİMİZİ SUNARIZ"
Yeni anayasa tartışmalarına da değinen Kurtulmuş, uzlaşma olmaması durumunda kendi tekliflerini Meclis'e sunacaklarını söyledi.
"Herkes burada samimiyetle yeni anayasa yapım sürecine katkıda bulunsun istiyoruz. Biz de AK Parti olarak sonuna kadar katkıda bulunacağız" ifadelerini kullanan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Bizim görüşlerimiz bellidir, ama bunların hepsi de tartışmaya açıktır. Sonuçta, eğer uzlaşmayla bir noktaya gidilemezse biz kendi görüşlerimizi parlemontaya sunma konusundaki adımlarımızı atarız.
Türkiye'de bir anayasa yapma zorunluluğu vardır. Sivil, demokratik, katılımcı yeni bir anayasa ihtiyacı vardır. 1980 darbesinden sonra, 82 Anayasası'nın kabul edildiği günün ertesinde hemen bu tartışmalar başlamıştır. Sanki Türkiye yeni bir anayasa tartışmasını yeni yapıyor, ilk sefer karşılaşıyormuş gibi bir anlayışın içerisinde olmamak lazım.
Eğer bu parlamento yeni bir anayasa yapmazsa, hangi yasayı çıkartırsa çıkartsın, hangi yasama faaliyetinin içerisinde olursa olsun aslında siyaseten hiçbir şey yapmamış olacaktır.
"BİRİNCİ ÖNCELİK ANAYASA"
Türkiye'nin birinci önceliği, birinci ihtiyacı, toplumsal ihtiyacı, mutabakatlarından birisi de yeni bir anayasa yapılmasıdır. Şimdiye kadar bütün anayasalarımız askerlerin zoruyla, paletlerin şakırtıları arasında yapılmıştır. Artık yeter. Türkiye sivil,
demokratik, parlamento iradesiyle yaptığı bir anayasayı inşallah önümüzdeki dönemde yapar ümidi içerisindeyiz.
"KAÇAN, ANAYASA KAÇKINI"
Çok açık söyleyeyim. Bu anayasa yapım sürecinde şu veya bu gerekçeyle kim kaçarsa, millet kaçanı 'anayasa kaçkını' olarak tanımlar. Dolayısıyla samimi olarak bütün partilerin yeni anayasa yapım sürecine samimiyetle katılmasını istirham ediyoruz, temenni ediyoruz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi'nin kararına saygı duymadığına yönelik açıklamasını değerlendiren Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Türkiye'de AYM'ye bireysel başvuru hakkını getiren Sayın Erdoğan'ın başbakanlığını yaptığı AK Parti hükümetidir. Demokrasi adına önemli bir adımdı. Dönemin başbakanı olan Erdoğan'dı. Sayın Cumhurbaşkanımız AYM kararıyla ilgili kendi kişisel düşüncelerini açıklamıştır.
Sayın Cumhurbaşkanımız, Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla ilgili kendi kişisel konumunu ortaya koymuştur. Herkes Türkiye'de herhangi bir mahkeme kararına karşı görüşünü ifade edebilir.
Bundan daha doğal bir şey olamaz. Kaldı ki sayın Cumhurbaşkanımız, bu görüşlerini Anayasa Mahkemesi karar almadan önce değil, kararını aldıktan sonra ifade etmiştir. Dolayısıyla bunu tabii seyri içinde herhangi bir mahkemenin almış olduğu karara karşı kendi görüşünü, kendi konumunu tespit etmesi olarak görmek yerindedir. Yoksa Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvurulara karşı bir müracaat mercii olmasını ortadan kaldıracak bir görüş değildir. Zaten bu adımı atan sayın Cumhurbaşkanımızın kendisidir.
GÖRÜŞ AYRILIĞI İDDİASINA YANIT
Kurtulmuş'a Cerattepe konusunda Hükümet ile Beştepe arasında bir görüş ayrılığı yaşandığı iddiaları da soruldu.
"Hükümetle Beştepe arasında görüş ayrılığı var manasına gelecek algı operasyonları yapılıyor" diyen Hükümet Sözcüsü, "Cumhurbaşkanımız görüşlerini kamuoyuyla paylaşıyor. Kimseye Hükümet ile Beştepe ayrışıyor diye bir düşünceye girmemelidir. İkilik vardır tezini ortaya atmanın doğru olmadığı kanaatindeyim" dedi.
Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın dile getirdiği Gezi Parkı olayları üzerinden yaşadığımız bir gelişme var. Çevre duyarlılığıyla başlayan eylemlerin rotasından nasıl saptığı, Türkiye'nin sokaklarının yakılıp yıkıldığını hepbereber gördük. Sayın Cumhurbaşkanımız, Gezi olaylarına gönderme yaparak Cerattepe'yi öyle değerlendirmiştir."
"UZLAŞMA OLMAZSA KENDİ TEKLİFİMİZİ SUNARIZ"
Yeni anayasa tartışmalarına da değinen Kurtulmuş, uzlaşma olmaması durumunda kendi tekliflerini Meclis'e sunacaklarını söyledi.
"Herkes burada samimiyetle yeni anayasa yapım sürecine katkıda bulunsun istiyoruz. Biz de AK Parti olarak sonuna kadar katkıda bulunacağız" ifadelerini kullanan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Bizim görüşlerimiz bellidir, ama bunların hepsi de tartışmaya açıktır. Sonuçta, eğer uzlaşmayla bir noktaya gidilemezse biz kendi görüşlerimizi parlemontaya sunma konusundaki adımlarımızı atarız.
Türkiye'de bir anayasa yapma zorunluluğu vardır. Sivil, demokratik, katılımcı yeni bir anayasa ihtiyacı vardır. 1980 darbesinden sonra, 82 Anayasası'nın kabul edildiği günün ertesinde hemen bu tartışmalar başlamıştır. Sanki Türkiye yeni bir anayasa tartışmasını yeni yapıyor, ilk sefer karşılaşıyormuş gibi bir anlayışın içerisinde olmamak lazım.
Eğer bu parlamento yeni bir anayasa yapmazsa, hangi yasayı çıkartırsa çıkartsın, hangi yasama faaliyetinin içerisinde olursa olsun aslında siyaseten hiçbir şey yapmamış olacaktır.
"BİRİNCİ ÖNCELİK ANAYASA"
Türkiye'nin birinci önceliği, birinci ihtiyacı, toplumsal ihtiyacı, mutabakatlarından birisi de yeni bir anayasa yapılmasıdır. Şimdiye kadar bütün anayasalarımız askerlerin zoruyla, paletlerin şakırtıları arasında yapılmıştır. Artık yeter. Türkiye sivil,
demokratik, parlamento iradesiyle yaptığı bir anayasayı inşallah önümüzdeki dönemde yapar ümidi içerisindeyiz.
"KAÇAN, ANAYASA KAÇKINI"
Çok açık söyleyeyim. Bu anayasa yapım sürecinde şu veya bu gerekçeyle kim kaçarsa, millet kaçanı 'anayasa kaçkını' olarak tanımlar. Dolayısıyla samimi olarak bütün partilerin yeni anayasa yapım sürecine samimiyetle katılmasını istirham ediyoruz, temenni ediyoruz."