Meclis Genel Kurulu'nda çocuklara yönelik her türlü istismar iddialarının araştırılarak, alınması gereken tedbirlerin tespit edilmesi ile çözüm yollarının geliştirmesi amacıyla Meclis Araştırması açılması kabul edildi.
TBMM Genel Kurulu'nda dört partinin konuya ilişkin önergeleri birleştirilerek görüşüldü.
Görüşmeler sırasında söz alan AK Parti İstanbul Milletvekili Haydar Ali Yıldız, partisinin bugüne kadar hiçbir sosyal meseleye duyarsız kalmadığını, azami hassasiyet gösterdiğini söyledi.
AK Parti'nin, çocukların gelişmesi, korunması, çocuklara yönelik koruyucu ve denetleyici tedbirleri alma konusunda gerekli her türlü tedbiri aldığını ve almaya devam edeceğini vurgulayan Yıldız, yasaların uygulanmasından kaynaklı sorunlarda da idarenin bir sorumluluğu olması halinde gereğinin yapılacağını kaydetti.
Yıldız, "Karaman'daki olay vahimdir. Toplumun ahlak değerlerini rencide eden bir olaydır. AK Parti Grubu olarak şiddetle kınadığımız olayın takipçisi olacağımızı ifade ediyoruz. Kanuni, yasal düzenlemeler de eksikse bu olayla ilgili üzerimize düşeni yapacağız" dedi.
Söz konusu olayda çocukların haklarını, masumiyetlerini korumak için yayın yasağı alındığını, sanık hakkında hazırlanan iddianamenin de ilgili mahkemece kabul edildiğini ifade eden Yıldız, "Çocuklarımızın üzerine hepimiz ana, baba olarak titriyoruz. Mağdur olan çocukların, ailelerin mahrumiyetlerini ve masumiyetlerini korumak hepimizin boynunun borcudur. Çocuk istismarı, siyasi çekişmelere kurban edilecek bir konu değildir. Çocuk istismarı, istismar edilemez" değerlendirmesinde bulundu.
HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da sadece Karaman'daki olayda değil, geçmişte başta cezaevlerinde olmak üzere yaşandığını iddia ettiği çocuk istismarları konusunda devletin tavrını eleştirdi.
Hükümetin yaşanan olumsuzlukları önleme, önleyemiyorsa da hesap verme sorumluluğu bulunduğunu ifade eden Demir, "Önleme konusu her şeyden önce önemlidir. İstismar olduktan sonra çocuk bedenler, ruhlar yaralandıktan sonra kalkıp işi yargıya havale etmek önemli değil, önemli olan bunların yapılmasını önlemektir yani denetlemektir. Türkiye'nin en büyük zaafı da denetleme konusundadır. İktidar önleme sorumluluğunu, sonra da hesap verme sorumluluğunu hissetmiyor" diye konuştu.
CHP Burdur Milletvekili Mehmet Göker ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'nun Karaman'daki olayla ilişkin yaptığı konuşmalarda bir vakfı savunduğunu iddia etti.
CHP'li milletvekilleri olarak Karaman'da konuya ilişkin bir araştırma yaptıklarını ve çocuk istismarının biri vakfa, diğeri de bir derneğe ait 2 evde gerçekleştiğini, Cumhuriyet savcısının da bu evlerden soruşturma safhasında haberdar olduğunu anlatan Göker, yaptıkları araştırma sırasında görüştükleri Karaman İl Milli Eğitim Müdürü'nün tavrını eleştirdi.
Göker, Karaman İl Milli Eğitim Müdürü'nün, sanık hakkındaki bazı sorulara cevap vermemesini manidar bulduklarını ifade ederek, "Olayda sorumluluğu ve ihmali olan herkesin gerekli cezayı alması için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Şahsın, Karaman'ın en prestijli bir okulunda görevlendirilmesi de dikkat çekici. Öğretmenin torpille yer değiştirildiği kesindir. Lütfen bu torpilleri uygularken sapıkları ayrı tutun" dedi.
Karaman'daki hadisenin ekonomik zorluklar, köy okullarının kapatılması ve eğitimin vakıf, dernekler çatısı altında yürütülmesinden kaynaklandığını iddia eden Göker, "Vakıf ve derneklerin ilkokul ve ortaokul düzeyinde açtığı evlerin yasal dayanağı yoktur. Milli Eğitim Bakanlığı vakıf, cemaat ve derneklere teslim olmuştur, Sayın Bakan derhal istifa etmelidir. Suçun üstünü örtmeyin." ifadelerini kullandı.
"DEVLET MİLLETİN GÜVENLİĞİNDEN SORUMLUDUR"
MHP Aydın Milletvekili Deniz Depboylu ise dün konuya ilişkin Meclis Araştırma Komisyonu kurulması için büyük çaba harcadıklarını, AK Parti oylarıyla MHP'nin önergesinin reddedildiğini anımsattı.
İstismarın ne olursa olsun bir insanın bugününde ve yarınlarında derin yaralar açtığını vurgulayan Depboylu, çalışma hayatında istismara uğrayanlarla bir araya geldiğini, çocukların küçük yaşlarda uğradıkları istismarlar nedeniyle hayatlarının her aşamasında ciddi sorunlar yaşadıklarını, bu durumun ailelerinin birliğini, beraberliğini olumsuz etkilediğini kaydetti.
Depboylu, "Devlet, milletin güvenliğinden sorumludur. Yandaş kadrolaşmaya değil, temiz kadrolaşmaya ihtiyacımız var. Sadece siyasi görüşleri dikkate alırsanız, yanlış insanları işlerin başına getirirsiniz. İşin ehlini bulmalıyız. Yasalar çocukları tam anlamıyla korumalı, uygulanmalıdır" diye konuştu.
"ÇOCUK İSTİSMARI DA EN BÜYÜK İSTİSMARLARDAN BİRİDİR"
TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın da görüşmelerin sonunda yaptığı açıklamada, dünkü görüşmelerde komisyonun kurulmaması için özel bir gayretleri olduğu gibi bir izlenim çizildiğini belirterek, "Bir baba olarak çocuklarımızın ortak değerlerimiz olduğunu hepimiz biliyoruz. 4 siyasi parti grubunun ortak tavrıyla bu araştırma komisyonunun kurulmasına son derece memnun oldum" dedi.
Aydın, dün konuya ilişkin yapılan görüşmede TBMM İç Tüzüğüne göre oylamanın yapıldığına işaret ederek, "El kaldırma işlemine göre oylamanın yapıldığını bilemeyecek durumda olan Sayın Katibimiz, İç Tüzüğe aykırı olarak, çok sevdiğim kardeşim belki bilmeyerek farklı bir ifade kullandı ama el kaldırma noktasındaki konuyu da görmediğini kendisini de ifade etmiştir" ifadelerini kullandı.
Dün yaşananlardan yola çıkarak sosyal medya üzerinde kendisine ahlaka aykırı ifadeler kullanıldığını belirten Aydın, "Bazı değer yoksunu, haysiyet cellatları da şahsıma yönelik birtakım saldırılarda bulunmuşlardır. İstismarın her türlüsü kötüdür, çocuk istismarı da en büyük istismarlardan biridir. Herkes, ifadesiyle kendi kişiliğini ortaya koyar" değerlendirmesinde bulundu.
Görüşmelerin tamamlanmasının ardından, komisyon kurulması oybirliğiyle kabul edildi. Komisyon, 15 milletvekilinden oluşacak ve 3 ay süreyle çalışacak.
TBMM Genel Kurulu'nda dört partinin konuya ilişkin önergeleri birleştirilerek görüşüldü.
Görüşmeler sırasında söz alan AK Parti İstanbul Milletvekili Haydar Ali Yıldız, partisinin bugüne kadar hiçbir sosyal meseleye duyarsız kalmadığını, azami hassasiyet gösterdiğini söyledi.
AK Parti'nin, çocukların gelişmesi, korunması, çocuklara yönelik koruyucu ve denetleyici tedbirleri alma konusunda gerekli her türlü tedbiri aldığını ve almaya devam edeceğini vurgulayan Yıldız, yasaların uygulanmasından kaynaklı sorunlarda da idarenin bir sorumluluğu olması halinde gereğinin yapılacağını kaydetti.
Yıldız, "Karaman'daki olay vahimdir. Toplumun ahlak değerlerini rencide eden bir olaydır. AK Parti Grubu olarak şiddetle kınadığımız olayın takipçisi olacağımızı ifade ediyoruz. Kanuni, yasal düzenlemeler de eksikse bu olayla ilgili üzerimize düşeni yapacağız" dedi.
Söz konusu olayda çocukların haklarını, masumiyetlerini korumak için yayın yasağı alındığını, sanık hakkında hazırlanan iddianamenin de ilgili mahkemece kabul edildiğini ifade eden Yıldız, "Çocuklarımızın üzerine hepimiz ana, baba olarak titriyoruz. Mağdur olan çocukların, ailelerin mahrumiyetlerini ve masumiyetlerini korumak hepimizin boynunun borcudur. Çocuk istismarı, siyasi çekişmelere kurban edilecek bir konu değildir. Çocuk istismarı, istismar edilemez" değerlendirmesinde bulundu.
HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da sadece Karaman'daki olayda değil, geçmişte başta cezaevlerinde olmak üzere yaşandığını iddia ettiği çocuk istismarları konusunda devletin tavrını eleştirdi.
Hükümetin yaşanan olumsuzlukları önleme, önleyemiyorsa da hesap verme sorumluluğu bulunduğunu ifade eden Demir, "Önleme konusu her şeyden önce önemlidir. İstismar olduktan sonra çocuk bedenler, ruhlar yaralandıktan sonra kalkıp işi yargıya havale etmek önemli değil, önemli olan bunların yapılmasını önlemektir yani denetlemektir. Türkiye'nin en büyük zaafı da denetleme konusundadır. İktidar önleme sorumluluğunu, sonra da hesap verme sorumluluğunu hissetmiyor" diye konuştu.
CHP Burdur Milletvekili Mehmet Göker ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'nun Karaman'daki olayla ilişkin yaptığı konuşmalarda bir vakfı savunduğunu iddia etti.
CHP'li milletvekilleri olarak Karaman'da konuya ilişkin bir araştırma yaptıklarını ve çocuk istismarının biri vakfa, diğeri de bir derneğe ait 2 evde gerçekleştiğini, Cumhuriyet savcısının da bu evlerden soruşturma safhasında haberdar olduğunu anlatan Göker, yaptıkları araştırma sırasında görüştükleri Karaman İl Milli Eğitim Müdürü'nün tavrını eleştirdi.
Göker, Karaman İl Milli Eğitim Müdürü'nün, sanık hakkındaki bazı sorulara cevap vermemesini manidar bulduklarını ifade ederek, "Olayda sorumluluğu ve ihmali olan herkesin gerekli cezayı alması için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Şahsın, Karaman'ın en prestijli bir okulunda görevlendirilmesi de dikkat çekici. Öğretmenin torpille yer değiştirildiği kesindir. Lütfen bu torpilleri uygularken sapıkları ayrı tutun" dedi.
Karaman'daki hadisenin ekonomik zorluklar, köy okullarının kapatılması ve eğitimin vakıf, dernekler çatısı altında yürütülmesinden kaynaklandığını iddia eden Göker, "Vakıf ve derneklerin ilkokul ve ortaokul düzeyinde açtığı evlerin yasal dayanağı yoktur. Milli Eğitim Bakanlığı vakıf, cemaat ve derneklere teslim olmuştur, Sayın Bakan derhal istifa etmelidir. Suçun üstünü örtmeyin." ifadelerini kullandı.
"DEVLET MİLLETİN GÜVENLİĞİNDEN SORUMLUDUR"
MHP Aydın Milletvekili Deniz Depboylu ise dün konuya ilişkin Meclis Araştırma Komisyonu kurulması için büyük çaba harcadıklarını, AK Parti oylarıyla MHP'nin önergesinin reddedildiğini anımsattı.
İstismarın ne olursa olsun bir insanın bugününde ve yarınlarında derin yaralar açtığını vurgulayan Depboylu, çalışma hayatında istismara uğrayanlarla bir araya geldiğini, çocukların küçük yaşlarda uğradıkları istismarlar nedeniyle hayatlarının her aşamasında ciddi sorunlar yaşadıklarını, bu durumun ailelerinin birliğini, beraberliğini olumsuz etkilediğini kaydetti.
Depboylu, "Devlet, milletin güvenliğinden sorumludur. Yandaş kadrolaşmaya değil, temiz kadrolaşmaya ihtiyacımız var. Sadece siyasi görüşleri dikkate alırsanız, yanlış insanları işlerin başına getirirsiniz. İşin ehlini bulmalıyız. Yasalar çocukları tam anlamıyla korumalı, uygulanmalıdır" diye konuştu.
"ÇOCUK İSTİSMARI DA EN BÜYÜK İSTİSMARLARDAN BİRİDİR"
TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın da görüşmelerin sonunda yaptığı açıklamada, dünkü görüşmelerde komisyonun kurulmaması için özel bir gayretleri olduğu gibi bir izlenim çizildiğini belirterek, "Bir baba olarak çocuklarımızın ortak değerlerimiz olduğunu hepimiz biliyoruz. 4 siyasi parti grubunun ortak tavrıyla bu araştırma komisyonunun kurulmasına son derece memnun oldum" dedi.
Aydın, dün konuya ilişkin yapılan görüşmede TBMM İç Tüzüğüne göre oylamanın yapıldığına işaret ederek, "El kaldırma işlemine göre oylamanın yapıldığını bilemeyecek durumda olan Sayın Katibimiz, İç Tüzüğe aykırı olarak, çok sevdiğim kardeşim belki bilmeyerek farklı bir ifade kullandı ama el kaldırma noktasındaki konuyu da görmediğini kendisini de ifade etmiştir" ifadelerini kullandı.
Dün yaşananlardan yola çıkarak sosyal medya üzerinde kendisine ahlaka aykırı ifadeler kullanıldığını belirten Aydın, "Bazı değer yoksunu, haysiyet cellatları da şahsıma yönelik birtakım saldırılarda bulunmuşlardır. İstismarın her türlüsü kötüdür, çocuk istismarı da en büyük istismarlardan biridir. Herkes, ifadesiyle kendi kişiliğini ortaya koyar" değerlendirmesinde bulundu.
Görüşmelerin tamamlanmasının ardından, komisyon kurulması oybirliğiyle kabul edildi. Komisyon, 15 milletvekilinden oluşacak ve 3 ay süreyle çalışacak.