Selavat Getirmenin Faydalari
Resulullah sallallahü aleyhi ve sellemin ismini işitenin ömründe bir
defa salevat getirmesi farz, okuyunca, yazınca, söyleyince, işitince
ilkinde söylemek vacip, tekrarında müstehaptır. (Redd-ül-muhtar)
Resul-i ekrem efendimizin ismini söyleyince, işitince, yazarken ve
okurken Ona salevat getirmek hürmete ve sevap kazanmaya sebep
olmaktadır.
Salevat, salat kelimesinin çoğuludur. Salat, dua demektir. Peygamber
efendimiz için yapılan dualara salevat getirmek denir. Kur'an-ı
kerimde, (Allah ve melekleri, Resule salat ediyor. Ey iman edenler, siz
de salat edin) buyuruluyor. (Ahzab 56) Hadis-i şerifte de, (Bana bir
salat getirene, Allah ve melekleri 70 salat getirir) buyuruldu. (İ.
Ahmed)
Allah'ın salat etmesi rahmet, meleklerinki dua, müminlerinki ise Onun şefaatini taleptir.
Salevat kısaca, Allahümme salli ala Muhammed ve ala âli Muhammed
demektir. Peygamber efendimizin ismi anılınca, aleyhisselam veya
aleyhissalatü vesselam yahut sallallahü aleyhi ve sellem demekle de
Peygamber efendimize dua edilmiş, salevat getirilmiş olur.
Namazda Ettehiyyatüden sonra okuduğumuz Salli Barikler de salevattır.
Salevat-ı şerife okumanın fazileti büyüktür.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Şefaatime en layık olan, bana en çok salevat okuyandır.) [Tirmizi]
(Kıyamette bana en yakın olan, en çok salevat getirendir.) [Tirmizi]
(Sabah-akşam on salevat getiren, kıyamette şefaatime kavuşur.) [Taberani]
(Cuma günleri bana 80 salevat okuyanın 80 yıllık günahı affolur.) [Şira]
(Cuma günü ve gecesi çok salevat getirene şefaat ederim.) [Beyheki]
(Günde yüz salevat okuyan, kıyamette şehidlerle beraber olur.) [Taberani]
(Günde bin salevat okuyan, Cennetteki yerini görmeden ölmez.) [İbni Şahin]
(Dua perdelidir. Bana salevat getirilince, perdeler yırtılır, dua kabul olur.) [Taberani]
(Bana çok salevat getirenin dertleri gider, günahları affolur.) [Tirmizi]
(Söyleyeceğini unutan, hatırlamak için bana salat-ü selam getirsin!) [İbni Sünni]
(Bana bir salevat getirene Allahü teâlâ, on rahmet ihsan eder, on günahını yok eder ve derecesini on kat yükseltir.) [Nesai]
(İsmim anılınca, salevat okumayan, cimrilerin cimrisidir.) [Tirmizi]
(Salevat sizin için zekattır.) [I.Hibban] [Burada zekat, temizlik, günahların affıdır.]
Peygamber efendimiz, (Cuma günleri bana çok salevat okuyun! Bunlar,
bana bildirilir) buyurdu. Öldükten sonra da bildirilir mi denilince
buyurdu ki: (Toprak, Peygamberlerin vücudunu çürütmez. Bir mümin
salevat okuyunca, bir melek bana haber verir, "Falan oğlu filan, sana
selam söyledi" der.) [İbni Mace]
(Bana salevat okuyana, melekler salat okur. Salevata devam edene,
melekler de ona salat okumaya devam eder. Artık isteyen az, isteyen çok
salevat okusun!) [I. Mace]
Bir kitap yazmaya veya vaaza başlarken Allahü teâlâya hamd ve Resulüne salevat getirmelidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kim, kitabına ismimi yazdıktan sonra, bana salat ve selam da yazarsa,
ismim o kitapta kaldığı müddetçe, melaike, o kimse için istiğfar eder.)
[Taberani]
(Beni sözünüzün başında, ortasında ve sonunda anın!) [I. Neccar]
(Allahü teâlâyı zikretmeden ve Resulüne salevat getirmeden, toplanıp dağılmak, leşten dağılmak gibidir.) [I. Ahmed]
(Cebrail aleyhisselam, bana dedi ki: Ya Resulallah, senin ismin
anılınca, sana salevat getirmeyen azabı hak eder, Cehenneme gider.) [İ.
Ahmed]
Demek ki Resulullah efendimize ömürde bir defa salevat getirmek farz,
bir oturumda, bir yazıda bir defa salevat getirmek vaciptir. Bu vacibi
kasten terk eden azabı hak eder.
Babamın kararmış yüzü nurlandı
Süfyan-ı Sevri hazretleri anlatır:
Kâbeyi tavaf ederken, her adımda salevat okuyan birini gördüm. Ona (Sen
gerekli duaları bırakıp hep salevat okuyorsun. Her yerde okunacak dua
var) dedim. Sen kimsin dedi. Ben de kendimi tanıttım. (Sen avamdan
değilsin, âlimsin, sana anlatayım) diyerek başladı:
Babamla Beytullaha gitmek üzere yola çıkmıştık. Yolda babam hastalandı.
Onu tedavi etmek için epey uğraştıysam da babam vefat etti. Baktım,
ölünce yüzü karardı. Yüzünü kapattım. Yanında uyuya kalmışım. Rüyamda
öyle bir zat gördüm ki, ondan daha güzel yüzlü hiç kimse görmemiştim.
Çok güzel kokuyordu. Babamın yanına geldi. Yüzündeki örtüyü kaldırıp
elini babamın yüzüne sürdü. Babamın siyah yüzü nurlandı, bembeyaz oldu.
Bu zata kim olduğunu sorunca, (Ben Resulullahım. Baban, ömrünü boşa
harcadı. Fakat bana çok salevat okurdu, şimdi sıkıntıda olduğunu
bildirdiler, kendisi de benden yardım istedi. Çok salevat okuyan mümine
ben elbette yardım ederim) buyurdu. Uyanınca babamın yüzünün bembeyaz
olduğunu gördüm. İşte bu yüzden her yerde Peygamber efendimize çok
salevat okuyorum.
Salevatın en kısası, (Allahümme salli alâ Muhammed ve alâ âli Muhammed) demektir. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
Bir gün dört büyük melek geldi.
Cebrail aleyhisselam dedi ki:
(Ya Resulallah, sana her gün on salevat getirenin elinden tutar, sıratı kuş gibi geçiririm.)
Mikail aleyhisselam dedi ki:
(Ben de, ona, Kevser havuzundan kana kana içiririm.)
İsrafil aleyhisselam dedi ki:
(Ben de, onun affı için başımı secdeye koyarım. Allahü teâlâ onu affetmedikçe başımı secdeden kaldırmam.)
Azrail aleyhisselam da dedi ki:
(Ben de, onun ruhunu, Peygamberler gibi kabzederim.)
Peygamber efendimiz de, (Bu ne büyük lütuf ve ne büyük bir ihsandır ya Rabbi) dedi.
Birkaç hadis-i şerif meali daha şöyledir:
(Şefaatime en layık olan, bana en çok salevat okuyandır.) [Tirmizi]
(Sabah akşam on salevat getiren, kıyamette şefaatime kavuşur.) [Taberani]
(Abdestten sonra, on defa salevat getirenin gamı gider, duası kabul olur.) [Ey oğul İlm.]
(Kıyamette bana en yakın olan, en çok salevat getirendir.) [Tirmizi]
(Günde yüz salevat okuyan, kıyamette şehitlerle beraber olur.) [Taberani]
(Her gün yüz defa salevat getiren, münafıklıktan ve Cehennem ateşinden
uzaklaşır ve kıyamette şehitlerle beraber olur.) [Taberani]
(Bir kimse, bana salevat getirdiği sürece, melekler de, onun için
istiğfar eder. Artık isteyen az, isteyen çok salevat getirsin.) [İ.
Ahmed]
Hazret-i Ebu Talha anlatır:
Bir gün Resulullah, sevinçli olarak gelip buyurdu ki:
(Cebrail bana gelip, şu müjdeyi verdi: Ya Resulallah! Rabbin, "Sana bir
defa salevat okuyana, ben on salat okurum. On defa rahmette bulunur, on
günahını affeder, on derece yükseltirim. Sana bir defa selam veren
herkesin selamına da, ben on defa selam ile karşılık veririm, Bu sana
ikram olarak yetmez mi, razı olmaz mısın?" dedi. Ben de, razı olurum
dedim.) [Nesai]
(Şefaatime en layık olan, bana en çok salât okuyandır.) [Tirmizi]
(Bana çok salevat getirenin dertleri gider, günahları affolur.) [Tirmizi]
Resulullahın ismi söylenince veya işitilince, aleyhisselam,
aleyhissalâtü vesselâm veya sallallahü aleyhi ve sellem demekle de, ona
salât getirilmiş olur.
Resulullah sallallahü aleyhi ve sellemin ismini işitenin ömründe bir
defa salevat getirmesi farz, okuyunca, yazınca, söyleyince, işitince
ilkinde söylemek vacip, tekrarında müstehaptır. (Redd-ül-muhtar)
Resul-i ekrem efendimizin ismini söyleyince, işitince, yazarken ve
okurken Ona salevat getirmek hürmete ve sevap kazanmaya sebep
olmaktadır.
Salevat, salat kelimesinin çoğuludur. Salat, dua demektir. Peygamber
efendimiz için yapılan dualara salevat getirmek denir. Kur'an-ı
kerimde, (Allah ve melekleri, Resule salat ediyor. Ey iman edenler, siz
de salat edin) buyuruluyor. (Ahzab 56) Hadis-i şerifte de, (Bana bir
salat getirene, Allah ve melekleri 70 salat getirir) buyuruldu. (İ.
Ahmed)
Allah'ın salat etmesi rahmet, meleklerinki dua, müminlerinki ise Onun şefaatini taleptir.
Salevat kısaca, Allahümme salli ala Muhammed ve ala âli Muhammed
demektir. Peygamber efendimizin ismi anılınca, aleyhisselam veya
aleyhissalatü vesselam yahut sallallahü aleyhi ve sellem demekle de
Peygamber efendimize dua edilmiş, salevat getirilmiş olur.
Namazda Ettehiyyatüden sonra okuduğumuz Salli Barikler de salevattır.
Salevat-ı şerife okumanın fazileti büyüktür.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Şefaatime en layık olan, bana en çok salevat okuyandır.) [Tirmizi]
(Kıyamette bana en yakın olan, en çok salevat getirendir.) [Tirmizi]
(Sabah-akşam on salevat getiren, kıyamette şefaatime kavuşur.) [Taberani]
(Cuma günleri bana 80 salevat okuyanın 80 yıllık günahı affolur.) [Şira]
(Cuma günü ve gecesi çok salevat getirene şefaat ederim.) [Beyheki]
(Günde yüz salevat okuyan, kıyamette şehidlerle beraber olur.) [Taberani]
(Günde bin salevat okuyan, Cennetteki yerini görmeden ölmez.) [İbni Şahin]
(Dua perdelidir. Bana salevat getirilince, perdeler yırtılır, dua kabul olur.) [Taberani]
(Bana çok salevat getirenin dertleri gider, günahları affolur.) [Tirmizi]
(Söyleyeceğini unutan, hatırlamak için bana salat-ü selam getirsin!) [İbni Sünni]
(Bana bir salevat getirene Allahü teâlâ, on rahmet ihsan eder, on günahını yok eder ve derecesini on kat yükseltir.) [Nesai]
(İsmim anılınca, salevat okumayan, cimrilerin cimrisidir.) [Tirmizi]
(Salevat sizin için zekattır.) [I.Hibban] [Burada zekat, temizlik, günahların affıdır.]
Peygamber efendimiz, (Cuma günleri bana çok salevat okuyun! Bunlar,
bana bildirilir) buyurdu. Öldükten sonra da bildirilir mi denilince
buyurdu ki: (Toprak, Peygamberlerin vücudunu çürütmez. Bir mümin
salevat okuyunca, bir melek bana haber verir, "Falan oğlu filan, sana
selam söyledi" der.) [İbni Mace]
(Bana salevat okuyana, melekler salat okur. Salevata devam edene,
melekler de ona salat okumaya devam eder. Artık isteyen az, isteyen çok
salevat okusun!) [I. Mace]
Bir kitap yazmaya veya vaaza başlarken Allahü teâlâya hamd ve Resulüne salevat getirmelidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kim, kitabına ismimi yazdıktan sonra, bana salat ve selam da yazarsa,
ismim o kitapta kaldığı müddetçe, melaike, o kimse için istiğfar eder.)
[Taberani]
(Beni sözünüzün başında, ortasında ve sonunda anın!) [I. Neccar]
(Allahü teâlâyı zikretmeden ve Resulüne salevat getirmeden, toplanıp dağılmak, leşten dağılmak gibidir.) [I. Ahmed]
(Cebrail aleyhisselam, bana dedi ki: Ya Resulallah, senin ismin
anılınca, sana salevat getirmeyen azabı hak eder, Cehenneme gider.) [İ.
Ahmed]
Demek ki Resulullah efendimize ömürde bir defa salevat getirmek farz,
bir oturumda, bir yazıda bir defa salevat getirmek vaciptir. Bu vacibi
kasten terk eden azabı hak eder.
Babamın kararmış yüzü nurlandı
Süfyan-ı Sevri hazretleri anlatır:
Kâbeyi tavaf ederken, her adımda salevat okuyan birini gördüm. Ona (Sen
gerekli duaları bırakıp hep salevat okuyorsun. Her yerde okunacak dua
var) dedim. Sen kimsin dedi. Ben de kendimi tanıttım. (Sen avamdan
değilsin, âlimsin, sana anlatayım) diyerek başladı:
Babamla Beytullaha gitmek üzere yola çıkmıştık. Yolda babam hastalandı.
Onu tedavi etmek için epey uğraştıysam da babam vefat etti. Baktım,
ölünce yüzü karardı. Yüzünü kapattım. Yanında uyuya kalmışım. Rüyamda
öyle bir zat gördüm ki, ondan daha güzel yüzlü hiç kimse görmemiştim.
Çok güzel kokuyordu. Babamın yanına geldi. Yüzündeki örtüyü kaldırıp
elini babamın yüzüne sürdü. Babamın siyah yüzü nurlandı, bembeyaz oldu.
Bu zata kim olduğunu sorunca, (Ben Resulullahım. Baban, ömrünü boşa
harcadı. Fakat bana çok salevat okurdu, şimdi sıkıntıda olduğunu
bildirdiler, kendisi de benden yardım istedi. Çok salevat okuyan mümine
ben elbette yardım ederim) buyurdu. Uyanınca babamın yüzünün bembeyaz
olduğunu gördüm. İşte bu yüzden her yerde Peygamber efendimize çok
salevat okuyorum.
Salevatın en kısası, (Allahümme salli alâ Muhammed ve alâ âli Muhammed) demektir. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
Bir gün dört büyük melek geldi.
Cebrail aleyhisselam dedi ki:
(Ya Resulallah, sana her gün on salevat getirenin elinden tutar, sıratı kuş gibi geçiririm.)
Mikail aleyhisselam dedi ki:
(Ben de, ona, Kevser havuzundan kana kana içiririm.)
İsrafil aleyhisselam dedi ki:
(Ben de, onun affı için başımı secdeye koyarım. Allahü teâlâ onu affetmedikçe başımı secdeden kaldırmam.)
Azrail aleyhisselam da dedi ki:
(Ben de, onun ruhunu, Peygamberler gibi kabzederim.)
Peygamber efendimiz de, (Bu ne büyük lütuf ve ne büyük bir ihsandır ya Rabbi) dedi.
Birkaç hadis-i şerif meali daha şöyledir:
(Şefaatime en layık olan, bana en çok salevat okuyandır.) [Tirmizi]
(Sabah akşam on salevat getiren, kıyamette şefaatime kavuşur.) [Taberani]
(Abdestten sonra, on defa salevat getirenin gamı gider, duası kabul olur.) [Ey oğul İlm.]
(Kıyamette bana en yakın olan, en çok salevat getirendir.) [Tirmizi]
(Günde yüz salevat okuyan, kıyamette şehitlerle beraber olur.) [Taberani]
(Her gün yüz defa salevat getiren, münafıklıktan ve Cehennem ateşinden
uzaklaşır ve kıyamette şehitlerle beraber olur.) [Taberani]
(Bir kimse, bana salevat getirdiği sürece, melekler de, onun için
istiğfar eder. Artık isteyen az, isteyen çok salevat getirsin.) [İ.
Ahmed]
Hazret-i Ebu Talha anlatır:
Bir gün Resulullah, sevinçli olarak gelip buyurdu ki:
(Cebrail bana gelip, şu müjdeyi verdi: Ya Resulallah! Rabbin, "Sana bir
defa salevat okuyana, ben on salat okurum. On defa rahmette bulunur, on
günahını affeder, on derece yükseltirim. Sana bir defa selam veren
herkesin selamına da, ben on defa selam ile karşılık veririm, Bu sana
ikram olarak yetmez mi, razı olmaz mısın?" dedi. Ben de, razı olurum
dedim.) [Nesai]
(Şefaatime en layık olan, bana en çok salât okuyandır.) [Tirmizi]
(Bana çok salevat getirenin dertleri gider, günahları affolur.) [Tirmizi]
Resulullahın ismi söylenince veya işitilince, aleyhisselam,
aleyhissalâtü vesselâm veya sallallahü aleyhi ve sellem demekle de, ona
salât getirilmiş olur.