Cennet Nimetleri
Cennette monoton hayat yoktur. Dinimiz, iki günü aynı olanın ziyanda
olduğunu bildirir. Ahirette de her gün nimetler artacak, iki gün eşit
olmayacaktır. Her gün aynı şeylerden farklı ve daha fazla zevkler
alınacaktır. Yine her gün farklı şeylerle, farklı nimetlere
karşılaşılacaktır. Allahü teâlânın gücünden şüphe etmemelidir. İnsan,
bilmediği şeyleri, bildiği şeylerle mukayese eder. Hâlbuki bilinmeyen
şey, bilinen şeye kıyas edilmez. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Dünya, mümine zindan gibidir.) [Müslim]
(Dünya, ana rahmine göre Cennet, Cennete göre ise çöplük gibidir.) [M. Name]
Çöplükle Cennet mukayese edilir mi? Ana rahmindeki bir çocuğun, nasıl
ki, dünyaya gelip, çeşitli olaylara karşılaşacağını bilmesi mümkün
değilse, Cennete gidecek müminin de, orada kavuşacağı nimetleri bilmesi
mümkün değildir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Cennette hiç kimsenin görmediği, işitmediği ve hayal bile edemediği nimetler vardır.) [Müslim]
(Cennet nimetleriyle, dünyadakiler arasında yalnız isim benzerliği vardır.) [Beyheki]
Rüya ile dünya hayatı bile mukayese edilmez. Rüyada gözlerimiz kapalı
olduğu halde çok yerleri görürüz. Dilimiz oynamadığı halde konuşuruz.
Yani görmemiz göz ile, konuşmamız dil ile değildir. İşitmemiz kulak
ile, yürümemiz ayak ile değildir. Rüyada hükümdar olsak ne çıkar. Az
sonra uyanınca, hayal olduğu görülür. İşte dünya hayatı da, rüya
gibidir. Asıl hayat olan ahirette hükümdar olmak gerekir. Hadis-i
şerifte (İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar) buyuruldu. Nasıl ki,
rüyadaki şeyleri bile dünyadaki nimetlerle mukayese etmek uygun
değilse, dünyadaki şeyler de, Cennetteki nimetlerle mukayese edilmez.
Allahü teâlânın sonsuz kudretine in*****n, Onun bildirdiği her şeye
inanması gerekir. Cenab-ı Hak, Cennette sıkıntı olmayacağını, Cennet
ehline istedikleri her nimetin verileceğini bildiriyor. Cennet
nimetleri yanında, dünya nimetleri, onların gölgesi, resmi gibi bile
değildir. Ağacın resmi ile kendisi nasıl aynı şey değilse, Cennet
nimetleri yanında dünyadakiler de öyledir. Allahü teâlâ, dünyaya mahsus
nimetleri, yoktan yarattığı gibi, ahirette de, hatıra, hayale gelmeyen
nimetleri yoktan yaratacaktır. Allah için güçlük olmaz. Cennette,
üzüntü, sıkıntı yoktur. Birkaç âyet-i kerime meali:
(İyilik edenlere, en güzel mükâfat ve daha fazlası vardır. Yüzlerinde
keder ve zilletten bir eser yoktur. İşte bunlar Cennette devamlı
kalacaklardır.) [Yunus 26]
(İman edip salih amel işleyenler, Firdevs Cennetlerinde sonsuz kalır, oradan hiç ayrılmazlar.) [Kehf 107-108]
(Cennetin neresine bakarsanız bakın, bol nimet ve büyük saltanat görürsünüz.) [İnsan 20]
(Mümin olarak salih amel işleyeni, sıkıntısız güzel bir hayat içinde
yaşatacağız. Bunları, yaptıklarının en güzeli ile mükâfatlandıracağız.)
[Nahl 97]
(İyi amellerinin mükâfatı olarak, insanları memnun edecek neler hazırlandığını hiç kimse bilemez.) [Secde 17]
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, ''Salihlere gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve
insanın hatırına gelmeyen şeyler hazırladım'' buyurdu.) [Buhari]
(Cennete giren ölmez, ebedi yaşar. Hep mutlu olur, üzülmez, ümitsizliğe
düşmez, elbisesi eskimez ve gençliği gitmez.) [İbni Ebiddünya]
(Cennet ehli, hiç hastalanmaz ve yaşlanmaz; hiç üzülmez ve hep neşeli olur.) [Müslim]
(Cennet ehlinin aralarında anlaşmazlık olmaz, gönülleri birdir.) [Buhari]
(Cennetinki hariç, her nimet yok olur. Cehenneminki hariç, her kaygı kesilir.) [İbni Lâl]
(Ancak Cennete giren rahata kavuşur.) [İ. Ahmed]
(Cennete giren, "Bir ata bineyim" derse biner, "uçayım" derse, uçar.) [Tirmizi]
(Hak teâlâ, Cennet ehline ''Razı mısınız'' buyurur, onlar ''Elbette
razıyız, sayısız nimetler ihsan ettin'' derler. Sonra ''Daha iyisini
vereyim mi? buyurur. Cennet ehli ''Daha üstünü de mi var'' diye
sorarlar. ''Sizden hep razı olur, size asla gücenmem'' buyurur.)
[Buhari]
Derece farkı elbette olacak; ama en aşağı derecedeki bile, akla hayale
gelmeyecek nimetlere kavuşacaktır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Cennetin en aşağı derecesinde olan kişiye, ''Ne istersen iste''
denecek. O da, hatırından ne geçiyorsa hepsini isteyecek. Ona, ''Her
istediğinin iki katı sana verilecektir'' denecek.) [Müslim]
Bu dünyadaki güzelliklerin hepsi bir gölgeden, görüntüden ibarettir.
Bunlar cennet nimetleri yanında bir şeyin gölgesi gibidir. Bir elma
düşünün bir de gölgesini veya resmini düşünün. Gölgesi veya resmi elma
yerine geçer mi? İşte dünya meyveleri, dünya nimetleri birer gölge
gibidir. Müminler için bunlar, Cennetteki asıllarının müjdecisidir.
Kur'an-ı kerimde Cennet ehli için, orda, (Tertemiz şarap içerler) buyuruluyor. (İnsan 21)
Cennet ehline verilecek, "Şeraben tahura" diye buyurulan "Temiz
şarap"tan maksat, temiz bir içecektir. Türkçesi şurup, meşrubat
demektir. Alkollü olan şarapla, rakıyla bir alakası yoktur. Kur'an-ı
kerimde alkollü şarabın haram olduğu bildiriliyor. (Maide 90)
Cennette herkes 33 yaşında olacaktır.
Cennette monoton hayat yoktur. Dinimiz, iki günü aynı olanın ziyanda
olduğunu bildirir. Ahirette de her gün nimetler artacak, iki gün eşit
olmayacaktır. Her gün aynı şeylerden farklı ve daha fazla zevkler
alınacaktır. Yine her gün farklı şeylerle, farklı nimetlere
karşılaşılacaktır. Allahü teâlânın gücünden şüphe etmemelidir. İnsan,
bilmediği şeyleri, bildiği şeylerle mukayese eder. Hâlbuki bilinmeyen
şey, bilinen şeye kıyas edilmez. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Dünya, mümine zindan gibidir.) [Müslim]
(Dünya, ana rahmine göre Cennet, Cennete göre ise çöplük gibidir.) [M. Name]
Çöplükle Cennet mukayese edilir mi? Ana rahmindeki bir çocuğun, nasıl
ki, dünyaya gelip, çeşitli olaylara karşılaşacağını bilmesi mümkün
değilse, Cennete gidecek müminin de, orada kavuşacağı nimetleri bilmesi
mümkün değildir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Cennette hiç kimsenin görmediği, işitmediği ve hayal bile edemediği nimetler vardır.) [Müslim]
(Cennet nimetleriyle, dünyadakiler arasında yalnız isim benzerliği vardır.) [Beyheki]
Rüya ile dünya hayatı bile mukayese edilmez. Rüyada gözlerimiz kapalı
olduğu halde çok yerleri görürüz. Dilimiz oynamadığı halde konuşuruz.
Yani görmemiz göz ile, konuşmamız dil ile değildir. İşitmemiz kulak
ile, yürümemiz ayak ile değildir. Rüyada hükümdar olsak ne çıkar. Az
sonra uyanınca, hayal olduğu görülür. İşte dünya hayatı da, rüya
gibidir. Asıl hayat olan ahirette hükümdar olmak gerekir. Hadis-i
şerifte (İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar) buyuruldu. Nasıl ki,
rüyadaki şeyleri bile dünyadaki nimetlerle mukayese etmek uygun
değilse, dünyadaki şeyler de, Cennetteki nimetlerle mukayese edilmez.
Allahü teâlânın sonsuz kudretine in*****n, Onun bildirdiği her şeye
inanması gerekir. Cenab-ı Hak, Cennette sıkıntı olmayacağını, Cennet
ehline istedikleri her nimetin verileceğini bildiriyor. Cennet
nimetleri yanında, dünya nimetleri, onların gölgesi, resmi gibi bile
değildir. Ağacın resmi ile kendisi nasıl aynı şey değilse, Cennet
nimetleri yanında dünyadakiler de öyledir. Allahü teâlâ, dünyaya mahsus
nimetleri, yoktan yarattığı gibi, ahirette de, hatıra, hayale gelmeyen
nimetleri yoktan yaratacaktır. Allah için güçlük olmaz. Cennette,
üzüntü, sıkıntı yoktur. Birkaç âyet-i kerime meali:
(İyilik edenlere, en güzel mükâfat ve daha fazlası vardır. Yüzlerinde
keder ve zilletten bir eser yoktur. İşte bunlar Cennette devamlı
kalacaklardır.) [Yunus 26]
(İman edip salih amel işleyenler, Firdevs Cennetlerinde sonsuz kalır, oradan hiç ayrılmazlar.) [Kehf 107-108]
(Cennetin neresine bakarsanız bakın, bol nimet ve büyük saltanat görürsünüz.) [İnsan 20]
(Mümin olarak salih amel işleyeni, sıkıntısız güzel bir hayat içinde
yaşatacağız. Bunları, yaptıklarının en güzeli ile mükâfatlandıracağız.)
[Nahl 97]
(İyi amellerinin mükâfatı olarak, insanları memnun edecek neler hazırlandığını hiç kimse bilemez.) [Secde 17]
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, ''Salihlere gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve
insanın hatırına gelmeyen şeyler hazırladım'' buyurdu.) [Buhari]
(Cennete giren ölmez, ebedi yaşar. Hep mutlu olur, üzülmez, ümitsizliğe
düşmez, elbisesi eskimez ve gençliği gitmez.) [İbni Ebiddünya]
(Cennet ehli, hiç hastalanmaz ve yaşlanmaz; hiç üzülmez ve hep neşeli olur.) [Müslim]
(Cennet ehlinin aralarında anlaşmazlık olmaz, gönülleri birdir.) [Buhari]
(Cennetinki hariç, her nimet yok olur. Cehenneminki hariç, her kaygı kesilir.) [İbni Lâl]
(Ancak Cennete giren rahata kavuşur.) [İ. Ahmed]
(Cennete giren, "Bir ata bineyim" derse biner, "uçayım" derse, uçar.) [Tirmizi]
(Hak teâlâ, Cennet ehline ''Razı mısınız'' buyurur, onlar ''Elbette
razıyız, sayısız nimetler ihsan ettin'' derler. Sonra ''Daha iyisini
vereyim mi? buyurur. Cennet ehli ''Daha üstünü de mi var'' diye
sorarlar. ''Sizden hep razı olur, size asla gücenmem'' buyurur.)
[Buhari]
Derece farkı elbette olacak; ama en aşağı derecedeki bile, akla hayale
gelmeyecek nimetlere kavuşacaktır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Cennetin en aşağı derecesinde olan kişiye, ''Ne istersen iste''
denecek. O da, hatırından ne geçiyorsa hepsini isteyecek. Ona, ''Her
istediğinin iki katı sana verilecektir'' denecek.) [Müslim]
Bu dünyadaki güzelliklerin hepsi bir gölgeden, görüntüden ibarettir.
Bunlar cennet nimetleri yanında bir şeyin gölgesi gibidir. Bir elma
düşünün bir de gölgesini veya resmini düşünün. Gölgesi veya resmi elma
yerine geçer mi? İşte dünya meyveleri, dünya nimetleri birer gölge
gibidir. Müminler için bunlar, Cennetteki asıllarının müjdecisidir.
Kur'an-ı kerimde Cennet ehli için, orda, (Tertemiz şarap içerler) buyuruluyor. (İnsan 21)
Cennet ehline verilecek, "Şeraben tahura" diye buyurulan "Temiz
şarap"tan maksat, temiz bir içecektir. Türkçesi şurup, meşrubat
demektir. Alkollü olan şarapla, rakıyla bir alakası yoktur. Kur'an-ı
kerimde alkollü şarabın haram olduğu bildiriliyor. (Maide 90)
Cennette herkes 33 yaşında olacaktır.