Türkiye’de ilk defa Mekan Artı’da sahnelenen ‘Burada.Bugün’ adlı oyunun yönetmeni Mert Öner, genç oyuncular Sercan Badur ve Büşra Develi ile Nişantaşı’nda buluştuk. Sanata gönül vermiş heyecanlı gençlerle keyifli bir sohbet yaptık.
Igor Bauersima’nın yazdığı ‘Norway Today’, ‘Burada.Bugün’ adıyla şubat ayından itibaren sanatseverlerle buluşuyor. Oyunun yönetmeni ‘Aşk Yeniden’ dizisinde Cevat karakterini canlandıran Mert Öner, oyuncular ise ekranlardan tanıdığımız Sercan Badur ve Büşra Develi. Alternatif tiyatronun en güzel örneklerinden olan bu oyunu mutlaka izleyin…
Bize kendinizden bahseder misiniz?
Mert Öner: 1983 İstanbul doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni bitirdim. Ayrıca Bahçeşehir Üniversitesi Kültür Sanat ve Yönetimi Yüksek Lisans mezunuyum. Şimdi de ‘Aşk Yeniden’ adlı dizide oynuyorum.
Sercan Badur: 1990 doğumluyum ve Mimar Sinan Üniversitesi son sınıf öğrencisiyim. Televizyonda ilk işim ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’ idi. Şimdi de ‘Burada.Bugün’ adlı tiyatro oyununda rol alıyorum.
Büşra Develi: 1993 doğumluyum ve Mimar Sinan Üniversitesi’nde okuyorum, ‘Tatlı Küçük Yalancılar’ dizisinde rol aldım ama proje tutmadı. Şimdi ise tiyatro yapıyorum.
Oynadığınız rolden bahsedebilir misiniz?
B.D.: Oyunun yazarı, ‘Burada.Bugün’ü 2001 yılında intihar eden iki gencin hikayesinden esinlenerek yazmış. Canlandırdığım Julie, kendini çok sever gibi görünen ama aslında sevmeyen, varoluş problemlerini sorgulayan ve bu yüzden de intihar etmeye karar veren biri.
S.B.: Julie’ye intiharında eşlik etmek üzere ortaya çıkan August’u canlandırıyorum ben. Oyun bir intihar hikayesi olarak görünse de depresif bir oyun değil.
Oyun seyirciye ne anlatıyor?
M.Ö.: Oyun, iki gencin intihar yolculuğunun zeminindeki varoluş sorununu tartışıyor. Ama depresif değil.
B.D.: Julie mesafeli bir kız, analiz etmeyi ve incelemeyi çok seviyor. Ben de öyleyim…
S.B.: August karakterinin bana benzediğini söyleyemem. Fakat her karakteri çözümlerken geçmişimizde yaşadıklarımızla rolü analiz ettiğimizden ortaya çıkan her karakter içimizden çıkıyor.
Bu proje için yollarınız nasıl kesişti?
M.Ö.: Mekan Artı’nın elinde ‘Burada. Bugün’ adlı bir oyun varmış ve yeni bir ekiple bu oyunu sahneye koymak istiyorlarmış. Çok şanslıyız ki yolumuz Büşra Develi ve Sercan Badur’la kesişti. Çok güzel bir enerji yakaladık ve ortaya başarılı bir iş çıktı.
Bir yönetmen gözüyle ülkemizdeki tiyatronun durumunu yorumlar mısınız?
M.Ö.: Önümüzdeki 20 yılın tiyatro hareketini belirleyecek olan Büşra’nın ve Sercan’ın jenerasyonu. Fakat alternatif tiyatro bu ülkede çok zor şartlarda yapılıyor. Her köşe başında bir tiyatro olmasının gerekli olduğunu, iyi olanların ayakta kalıp diğerlerinin kendiliğinden yok olacağını düşünenlerden biriyim. Sanat adına ne kadar çok üretim olursa hayat o kadar fazla güzelleşecek.
S.B.: Küçükken pilot olmak isterdim; lise döneminde ise psikolog çünkü farklı hayatları çok merak ediyordum. Ama şimdi o kişileri canlandırmak çok daha keyifli.
B.D.: Ben de psikolog olmak istiyordum ama sonra hedefim değişti. Bu işi yapmasaydım sınıf öğretmeni olmayı isterdim.
S.B.: Her rolü oynamak istiyorum. Çatışmaları kuvvetli, boyutlu bir karakter olsun yeter. Benim oyunculuğa düşkünlüğüm aslında Ferzan Özpetek filmleriyle başladı. Bayılıyorum kendisine; hatta bir gün dayanamadım ve Instagram’dan mesaj attım. Herkese söylüyorum Ferzan Özpetek’le tanışmak istediğimi.Sanırım buradan duyacak sesimi.
Mesleğinizle ilgili ‘Asla soyunmam’ demek gibi sınırlarınız var mı?
B.D.: Hayır ama soyunmam için çok önemli bir şey olması lazım. Oyunculuk söz konusu olduğunda soyunmanın ya da sevişmenin iç içe olmasını bir türlü anlamıyorum. “Oyuncu her şeyi yapar mı?” sorusunun cevabı çok tartışmalı bir konu. Bu bakımdan oyuncunun seçim şansım olması gerektiğini düşünüyorum.
M.Ö.: Büşra’ya tamamen katılıyorum. Oyuncu her zaman, her şeyi yapmak zorunda değil. ‘Şov ne olursa olsun devam etmeli’ fikrine katılmıyorum. Örneğin, annemi kaybettiğim gün oyunum varsa ben sahneye çıkamam. Kimse de kusura bakmasın. Oyuncu da bir insan neticede..
S.B.: Şu an yok… Fakat olduğunda kız arkadaşlarıma karşı kıskanç ve kuralcıyım çünkü Akrep erkeğiyim. Ben doğal güzellikten yana bir insanım. Evleneceğim kadının annem gibi olmasını istiyorum.
Mert Öner: 1983 İstanbul doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni bitirdim. Ayrıca Bahçeşehir Üniversitesi Kültür Sanat ve Yönetimi Yüksek Lisans mezunuyum. Şimdi de ‘Aşk Yeniden’ adlı dizide oynuyorum.
Sercan Badur: 1990 doğumluyum ve Mimar Sinan Üniversitesi son sınıf öğrencisiyim. Televizyonda ilk işim ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’ idi. Şimdi de ‘Burada.Bugün’ adlı tiyatro oyununda rol alıyorum.
Büşra Develi: 1993 doğumluyum ve Mimar Sinan Üniversitesi’nde okuyorum, ‘Tatlı Küçük Yalancılar’ dizisinde rol aldım ama proje tutmadı. Şimdi ise tiyatro yapıyorum.
Oynadığınız rolden bahsedebilir misiniz?
B.D.: Oyunun yazarı, ‘Burada.Bugün’ü 2001 yılında intihar eden iki gencin hikayesinden esinlenerek yazmış. Canlandırdığım Julie, kendini çok sever gibi görünen ama aslında sevmeyen, varoluş problemlerini sorgulayan ve bu yüzden de intihar etmeye karar veren biri.
S.B.: Julie’ye intiharında eşlik etmek üzere ortaya çıkan August’u canlandırıyorum ben. Oyun bir intihar hikayesi olarak görünse de depresif bir oyun değil.
Oyun seyirciye ne anlatıyor?
M.Ö.: Oyun, iki gencin intihar yolculuğunun zeminindeki varoluş sorununu tartışıyor. Ama depresif değil.
Julie ile enerjimiz uyuyor
Oynadığınız karakterle benzer yönleriniz var mı?B.D.: Julie mesafeli bir kız, analiz etmeyi ve incelemeyi çok seviyor. Ben de öyleyim…
S.B.: August karakterinin bana benzediğini söyleyemem. Fakat her karakteri çözümlerken geçmişimizde yaşadıklarımızla rolü analiz ettiğimizden ortaya çıkan her karakter içimizden çıkıyor.
Bu proje için yollarınız nasıl kesişti?
M.Ö.: Mekan Artı’nın elinde ‘Burada. Bugün’ adlı bir oyun varmış ve yeni bir ekiple bu oyunu sahneye koymak istiyorlarmış. Çok şanslıyız ki yolumuz Büşra Develi ve Sercan Badur’la kesişti. Çok güzel bir enerji yakaladık ve ortaya başarılı bir iş çıktı.
Bir yönetmen gözüyle ülkemizdeki tiyatronun durumunu yorumlar mısınız?
M.Ö.: Önümüzdeki 20 yılın tiyatro hareketini belirleyecek olan Büşra’nın ve Sercan’ın jenerasyonu. Fakat alternatif tiyatro bu ülkede çok zor şartlarda yapılıyor. Her köşe başında bir tiyatro olmasının gerekli olduğunu, iyi olanların ayakta kalıp diğerlerinin kendiliğinden yok olacağını düşünenlerden biriyim. Sanat adına ne kadar çok üretim olursa hayat o kadar fazla güzelleşecek.
Bu işi yapmasam sınıf öğretmeni olurdum
Oyuncu olmasaydınız ne olmak isterdiniz?S.B.: Küçükken pilot olmak isterdim; lise döneminde ise psikolog çünkü farklı hayatları çok merak ediyordum. Ama şimdi o kişileri canlandırmak çok daha keyifli.
B.D.: Ben de psikolog olmak istiyordum ama sonra hedefim değişti. Bu işi yapmasaydım sınıf öğretmeni olmayı isterdim.
Sesimi Ferzan Özpetek’e duyurun
Mutlaka oynamak istediğiniz bir karakter var mı?S.B.: Her rolü oynamak istiyorum. Çatışmaları kuvvetli, boyutlu bir karakter olsun yeter. Benim oyunculuğa düşkünlüğüm aslında Ferzan Özpetek filmleriyle başladı. Bayılıyorum kendisine; hatta bir gün dayanamadım ve Instagram’dan mesaj attım. Herkese söylüyorum Ferzan Özpetek’le tanışmak istediğimi.Sanırım buradan duyacak sesimi.
Mesleğinizle ilgili ‘Asla soyunmam’ demek gibi sınırlarınız var mı?
B.D.: Hayır ama soyunmam için çok önemli bir şey olması lazım. Oyunculuk söz konusu olduğunda soyunmanın ya da sevişmenin iç içe olmasını bir türlü anlamıyorum. “Oyuncu her şeyi yapar mı?” sorusunun cevabı çok tartışmalı bir konu. Bu bakımdan oyuncunun seçim şansım olması gerektiğini düşünüyorum.
M.Ö.: Büşra’ya tamamen katılıyorum. Oyuncu her zaman, her şeyi yapmak zorunda değil. ‘Şov ne olursa olsun devam etmeli’ fikrine katılmıyorum. Örneğin, annemi kaybettiğim gün oyunum varsa ben sahneye çıkamam. Kimse de kusura bakmasın. Oyuncu da bir insan neticede..
Evleneceğim kadın anneme benzemeli
Hayatında biri var mı? Gönlünü nasıl kadınlar çalar?S.B.: Şu an yok… Fakat olduğunda kız arkadaşlarıma karşı kıskanç ve kuralcıyım çünkü Akrep erkeğiyim. Ben doğal güzellikten yana bir insanım. Evleneceğim kadının annem gibi olmasını istiyorum.