MHP Genel Merkez Avukatı Yücel Bulut, “Milliyetçi Hareket Partisine yönelmiş küresel saldırı, Türk Milleti’nin ikbal ve istikbaline ve aynı zamanda milli güvenliğimize yönelmiş sinsi bir suikast girişimidir. Bu girişimde, özellikle yargı organları üzerinde tesir etmeye çalışan aktörler deşifre olduğunda; Türk Milletinin ve Milliyetçi Ülkücü Hareketin nasıl bir kumpasla karşı karşıya olduğu anlaşılacaktır” dedi.
Avukat Bulut, MHP’nin içinde bulunduğu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Onlar yargı yolunu kullandı. Şimdi biz yargı yolunu kullanacağız” sözleriyle Yargıtay’ı işaret ettiği dava süreci hakkında bir basın toplantısı düzenledi. Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararın ” Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 367’nci maddesi karşısında Yargıtay Denetiminden geçmeksizin” infaz edilmesinin mümkün olmadığını ifade eden Bulut, şunları kaydetti:
“Zira söz konusu karar Türk Medeni Kanunu’nun 75’inci maddesi uyarınca kişiler hukuk kapsamında verilmiş ve kesinleşmeden uygulanması mümkün olmayan bir karardır Ancak; kararın 8 Nisan 2016 tarihinde tesis edilmesinin hemen sonrasında, bir takım basın yayın organlarına demeç veren davacılar, kararın kesinleşmesine gerek bulunmadığını ve gerekçeli kararın derhal ya da en geç 11 Nisan 2016 Pazartesi günü mahkemeden alınacağını ifade etmişler, kararın da derhal uygulanabilecek bir mahkeme kararı olduğunu iddia etmişlerdir.”
11 Nisan saat 10.00 sularında, mahkemenin hakimiyle görüşme imkanı bulduğunu kaydeden Bulut, şu ifadeleri kullandı:
“Kendisine; basın yayın organlarında yer alan ve ayrıca davacılar tarafından öne sürülen iddialar dile getirmek suretiyle, duruşmanın hemen sonrasında gerekçeli kararın hazır olduğunun söylendiği ve en geç Pazartesi günü kararın tebliğ alınacağının iddia edildiğini, bu durumun Gerekçeli Kararın önceden hazırlanmış olduğu izlenimi yarattığını ve de haliyle sayın mahkemece Gerekçeli Kararın duruşma günüyle aynı gün hazırlanmış olduğuna ilişkin kamuoyunda bir algı oluştuğunu ifade ettim.
Sayın Mahkeme Hâkimi tarafından, böyle bir şeyin söz konusu olamayacağı, kararı verdikten sonra bütün hafta sonu Ankara dışında olduğu ve de gerekçeli kararın hazırlanmasının Perşembe gününe kadar ancak mümkün olabileceği ifade edilmiştir. Saat 10.30 sularında nihayet bulan görüşmenin sonrasında, mahkeme hâkimi tarafından gerekçeli kararın asla hazır olmadığı konusunda defalarca beyanda bulunulmuş ve şahsım ikna edilmiştir.”
Mahkemenin gerekçeli kararının “Tıpkı davacıların duruşma sonrasında ve basın huzurunda ifade ve iddia ettikleri gibi öğleden” UYAP sistemine yüklendiğini belirten Avukat Bulut, “Şahsım, sayın mahkeme hâkiminin uygulamaları karşısında şaşkınlık yaşamamıştır. Zira daha önce de benzer tereddütlerin hasıl olmasına sebebiyet veren tavır ve davranışlarına muhatap olmak durumunda kaldık. Sayın mahkeme hâkiminin, davacıların gerekçeli kararın hazır olacağını iddia ettikleri takvime uygun olarak, üstelik bugün sabah saatlerinde kararın hazır olmadığını ve birkaç gün sonra ancak yazılabileceğini ifade etmiş olmasına rağmen, birkaç saat içerisinde kaleme alınması mümkün olmayan bir gerekçeli kararı hazırlayarak kamuoyuna açıklamış olması oldukça anlamlıdır” şeklinde konuştu.
“Sayın mahkeme hâkiminin; yargılama süreci boyunca, artık bizleri şaşırtmayan tavırlarına bir yenisi eklenmiştir” diyen Bulut, şöyle konuştu:
“Bugün yaşanan gelişme; Sayın Mahkemenin gerekçeli kararının daha önceden hazırlanmış olduğuna ilişkin kaygılarımızı artırmıştır. Sayın Mahkeme Hâkimi elindeki her dosyanın gerekçeli kararını bu kadar süratle mi kaleme almaktadır? Her gerekçeli karar yasal süre içerisinde mi tanzim edilmektedir? Yoksa bu dosyaya ilişkin olarak, davacıların basın yayın organlarında yer alan hassasiyetlerine paralel bir hassasiyet mi göstermiştir. Gerekçeli kararın bugün açıklanacağı davacılar tarafından basın yayın önünde açıkça dile getirilirken, mahkeme hâkimi tarafından bu gerçeğin ısrarla Milliyetçi Hareket Partisinden gizlenmeye çalışılmasının gerekçesi nedir?”
Avukat Bulut, açıklamasına şu ifadelerle son verdi:
“Haklı şüphelerimizin nedeni sadece bugün yaşadığımız ikiyüzlü tavır değildir. Milliyetçi Hareket Partisini bu haklı şüpheye sevk edecek nedenler vardır ve bir süredir bağımsız yargıya olan saygımız nedeniyle uhdemizde tutulmaktadır. Ancak Milliyetçi Hareket Partisi, kurumsal kimliğine yönelmiş küresel saldırının geldiği boyut karşısında, Ankara 12’inci Sulh Hukuk Mahkemesi nezdindeki davaya ilişkin olarak elde bulunan veriler aziz milletimizin vicdanıyla paylaşılacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisine yönelmiş küresel saldırı, Türk Milleti’nin ikbal ve istikbaline ve aynı zamanda milli güvenliğimize yönelmiş sinsi bir suikast girişimidir. Bu girişimde, özellikle yargı organları üzerinde tesir etmeye çalışan aktörler deşifre olduğunda; Türk Milletinin ve Milliyetçi Ülkücü Hareketin nasıl bir kumpasla karşı karşıya olduğu anlaşılacaktır.”
Avukat Bulut, MHP’nin içinde bulunduğu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Onlar yargı yolunu kullandı. Şimdi biz yargı yolunu kullanacağız” sözleriyle Yargıtay’ı işaret ettiği dava süreci hakkında bir basın toplantısı düzenledi. Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararın ” Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 367’nci maddesi karşısında Yargıtay Denetiminden geçmeksizin” infaz edilmesinin mümkün olmadığını ifade eden Bulut, şunları kaydetti:
“Zira söz konusu karar Türk Medeni Kanunu’nun 75’inci maddesi uyarınca kişiler hukuk kapsamında verilmiş ve kesinleşmeden uygulanması mümkün olmayan bir karardır Ancak; kararın 8 Nisan 2016 tarihinde tesis edilmesinin hemen sonrasında, bir takım basın yayın organlarına demeç veren davacılar, kararın kesinleşmesine gerek bulunmadığını ve gerekçeli kararın derhal ya da en geç 11 Nisan 2016 Pazartesi günü mahkemeden alınacağını ifade etmişler, kararın da derhal uygulanabilecek bir mahkeme kararı olduğunu iddia etmişlerdir.”
11 Nisan saat 10.00 sularında, mahkemenin hakimiyle görüşme imkanı bulduğunu kaydeden Bulut, şu ifadeleri kullandı:
“Kendisine; basın yayın organlarında yer alan ve ayrıca davacılar tarafından öne sürülen iddialar dile getirmek suretiyle, duruşmanın hemen sonrasında gerekçeli kararın hazır olduğunun söylendiği ve en geç Pazartesi günü kararın tebliğ alınacağının iddia edildiğini, bu durumun Gerekçeli Kararın önceden hazırlanmış olduğu izlenimi yarattığını ve de haliyle sayın mahkemece Gerekçeli Kararın duruşma günüyle aynı gün hazırlanmış olduğuna ilişkin kamuoyunda bir algı oluştuğunu ifade ettim.
Sayın Mahkeme Hâkimi tarafından, böyle bir şeyin söz konusu olamayacağı, kararı verdikten sonra bütün hafta sonu Ankara dışında olduğu ve de gerekçeli kararın hazırlanmasının Perşembe gününe kadar ancak mümkün olabileceği ifade edilmiştir. Saat 10.30 sularında nihayet bulan görüşmenin sonrasında, mahkeme hâkimi tarafından gerekçeli kararın asla hazır olmadığı konusunda defalarca beyanda bulunulmuş ve şahsım ikna edilmiştir.”
Mahkemenin gerekçeli kararının “Tıpkı davacıların duruşma sonrasında ve basın huzurunda ifade ve iddia ettikleri gibi öğleden” UYAP sistemine yüklendiğini belirten Avukat Bulut, “Şahsım, sayın mahkeme hâkiminin uygulamaları karşısında şaşkınlık yaşamamıştır. Zira daha önce de benzer tereddütlerin hasıl olmasına sebebiyet veren tavır ve davranışlarına muhatap olmak durumunda kaldık. Sayın mahkeme hâkiminin, davacıların gerekçeli kararın hazır olacağını iddia ettikleri takvime uygun olarak, üstelik bugün sabah saatlerinde kararın hazır olmadığını ve birkaç gün sonra ancak yazılabileceğini ifade etmiş olmasına rağmen, birkaç saat içerisinde kaleme alınması mümkün olmayan bir gerekçeli kararı hazırlayarak kamuoyuna açıklamış olması oldukça anlamlıdır” şeklinde konuştu.
“Sayın mahkeme hâkiminin; yargılama süreci boyunca, artık bizleri şaşırtmayan tavırlarına bir yenisi eklenmiştir” diyen Bulut, şöyle konuştu:
“Bugün yaşanan gelişme; Sayın Mahkemenin gerekçeli kararının daha önceden hazırlanmış olduğuna ilişkin kaygılarımızı artırmıştır. Sayın Mahkeme Hâkimi elindeki her dosyanın gerekçeli kararını bu kadar süratle mi kaleme almaktadır? Her gerekçeli karar yasal süre içerisinde mi tanzim edilmektedir? Yoksa bu dosyaya ilişkin olarak, davacıların basın yayın organlarında yer alan hassasiyetlerine paralel bir hassasiyet mi göstermiştir. Gerekçeli kararın bugün açıklanacağı davacılar tarafından basın yayın önünde açıkça dile getirilirken, mahkeme hâkimi tarafından bu gerçeğin ısrarla Milliyetçi Hareket Partisinden gizlenmeye çalışılmasının gerekçesi nedir?”
Avukat Bulut, açıklamasına şu ifadelerle son verdi:
“Haklı şüphelerimizin nedeni sadece bugün yaşadığımız ikiyüzlü tavır değildir. Milliyetçi Hareket Partisini bu haklı şüpheye sevk edecek nedenler vardır ve bir süredir bağımsız yargıya olan saygımız nedeniyle uhdemizde tutulmaktadır. Ancak Milliyetçi Hareket Partisi, kurumsal kimliğine yönelmiş küresel saldırının geldiği boyut karşısında, Ankara 12’inci Sulh Hukuk Mahkemesi nezdindeki davaya ilişkin olarak elde bulunan veriler aziz milletimizin vicdanıyla paylaşılacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisine yönelmiş küresel saldırı, Türk Milleti’nin ikbal ve istikbaline ve aynı zamanda milli güvenliğimize yönelmiş sinsi bir suikast girişimidir. Bu girişimde, özellikle yargı organları üzerinde tesir etmeye çalışan aktörler deşifre olduğunda; Türk Milletinin ve Milliyetçi Ülkücü Hareketin nasıl bir kumpasla karşı karşıya olduğu anlaşılacaktır.”