Bakanlar Kurulu, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında Şanlıurfa'da bir araya geldi.
GAP Tarımsal Eğitim Merkezinde (GAPTEM) düzenlenen toplantı, saat 14.40'da başladı. Toplantı yaklaşık 3 saat sürdü.
Toplantının ardından kameralar karşısına geçen Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Gelen bir soru üzerine Özgecan Aslan'ın katilinin cezaevinde uğradığı saldırı sonrası öldürülmesine değinen Kurtulmuş, konunun Bakanlar Kurulu toplantısında gündeme geldiğini söyledi.
Kurtulmuş konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Bakanlar Kurulu'nda Özgacan'ın katilleriyle ilgili konu Adalet Bakanımız tarafından paylaşıldı. Özgecan'ın katili olan kişinin önce ağır yaralandığı sonra öldüğü bilgisi bize ulaştı. Babasının da yarasının ağır olduğu bilgisi var.
Kim olursa olsun, cezaevinde birisinin öldürülmüş olması asla kabul edilemez. Burada kimin ne şekilde ihmali kusuru varsa ortaya çıkarılacaktır. Savcılık olaya el koymuştur, Adalet Bakanlığı da derhal bir müfettiş görevlendirmesi yaparak konunun soruşturulması, silah nasıl sokuldu, olay nasıl gerçekleştirildi, bunlar ortaya çıkarılacaktır."
Kurtulmuş'un açıklamalarından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
"İsrail ile anlaşma konusunda Türkiye 3 temel konuyu gündeme getirmiştir. Özür, ambargo ve Mavi Marmara şehitleri için tazminat ödenmesiydi. Bunlarla ilgili büyük oranda yol alındı. Ama hepsi yerine getirilmeden anlaşma olmayacağını ifade ettik.
Suriye'deki gelişmelerin tamamı Türkiye'yi birebir ilgilendiriyor. Türkiye sınırının öte tarafındaki siyasi gelişmelere kayıtsız kalamaz.
Suriye'de nasıl bir çözüm olacağının birinci derecede muhatabı Suriye halkının bizatihi kendisidir. Suriye halkının istemediği hiçbir çözüm, Suriye halkına zorla hiçbir masada dayatılamaz. Suriye'nin bundan sonraki siyasi geleceğinin ne olacağına bırakın da Suriye halkı kendisi karar versin.
Eğer uluslararası camia samimi olarak Suriye'de bir barış elde etmek istiyorsa Suriye halkının, bütün kesimleriyle, herkesin temsil edildiği bir demokratik sürecin önünü açsın. Hiç kimse, nasılsa eli zayıftır diyerek Suriye halkının istemediği bir görüşü, kabul etmeyeceği bir siyasi çözümü Suriye halkına dayatmaya kalkmasın.
Suriye halkının kabul etmediği adil ve kalıcı bir barış, masada kabul edilse bile uygulanabilir olmaz. Dolayısıyla uygulanabilir, kalıcı, adil bir barış Suriye halkı için bizim temennimizdir, duamızdır. Onun sağlanmasını dileriz.
Suriyeli mülteciler konusunda çok fazla spekülasyon var. Vatandaşlığa alınacaklarına dair. Suriyeli mültecilerin yerli halk sayılması söz konusu değil.
Suriye'de Türkmenler, Araplar, Nusayriler, Sünniler, Kürtler, Ezidiler, farklı bütün
unsurlarıyla bu insanlar yüzlerce senedir burada yaşıyorlar. Kıyamete kadar da
yaşasınlar ama birlikte barış içinde yaşasınlar. Hiçbiri, Suriye'nin içerisindeki
bu politik dağınıklıktan istifade ederek kendi lehine, diğerlerinin aleyhine
siyaset oluşturmaya kalkmasın. Bizim hassas olduğumuz nokta budur.
Basın özgürlüğü fikir özgürlüğü eyvallah, herkes istediği fikri söylesin, en aykırı fikri söylesin, bundan hiçbir şekilde gocunmayız. Ama hiç kimsenin hele bu ülkenin, halkın oyu ile seçilmiş olan Cumhurbaşkanına, oturduğu yerden, televizyon kanalından ağza alınmayacak, hiçbir lügatın, hiçbir vicdanın kabul etmeyeceği bir şekilde hakaretler etmesi, hakaretler saydırması kabul edilemez. Bu hiçbir şekilde de basın özgürlüğü diyerek tevil edilemez, tefsir edilemez. Dolayısıyla bu açık bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına ağır bir hakarettir."
GAP Tarımsal Eğitim Merkezinde (GAPTEM) düzenlenen toplantı, saat 14.40'da başladı. Toplantı yaklaşık 3 saat sürdü.
Toplantının ardından kameralar karşısına geçen Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Gelen bir soru üzerine Özgecan Aslan'ın katilinin cezaevinde uğradığı saldırı sonrası öldürülmesine değinen Kurtulmuş, konunun Bakanlar Kurulu toplantısında gündeme geldiğini söyledi.
Kurtulmuş konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Bakanlar Kurulu'nda Özgacan'ın katilleriyle ilgili konu Adalet Bakanımız tarafından paylaşıldı. Özgecan'ın katili olan kişinin önce ağır yaralandığı sonra öldüğü bilgisi bize ulaştı. Babasının da yarasının ağır olduğu bilgisi var.
Kim olursa olsun, cezaevinde birisinin öldürülmüş olması asla kabul edilemez. Burada kimin ne şekilde ihmali kusuru varsa ortaya çıkarılacaktır. Savcılık olaya el koymuştur, Adalet Bakanlığı da derhal bir müfettiş görevlendirmesi yaparak konunun soruşturulması, silah nasıl sokuldu, olay nasıl gerçekleştirildi, bunlar ortaya çıkarılacaktır."
Kurtulmuş'un açıklamalarından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
"İsrail ile anlaşma konusunda Türkiye 3 temel konuyu gündeme getirmiştir. Özür, ambargo ve Mavi Marmara şehitleri için tazminat ödenmesiydi. Bunlarla ilgili büyük oranda yol alındı. Ama hepsi yerine getirilmeden anlaşma olmayacağını ifade ettik.
Suriye'deki gelişmelerin tamamı Türkiye'yi birebir ilgilendiriyor. Türkiye sınırının öte tarafındaki siyasi gelişmelere kayıtsız kalamaz.
Suriye'de nasıl bir çözüm olacağının birinci derecede muhatabı Suriye halkının bizatihi kendisidir. Suriye halkının istemediği hiçbir çözüm, Suriye halkına zorla hiçbir masada dayatılamaz. Suriye'nin bundan sonraki siyasi geleceğinin ne olacağına bırakın da Suriye halkı kendisi karar versin.
Bakanlar Kurulu, 13 yıl aradan sonra ilk kez Ankara dışında toplandı. Bakanlar Kurulu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde, 4 eylül 2003'te, Sivas Kongresi'nin yıl dönümü dolayısıyla Sivas'ta toplanmıştı.
Eğer uluslararası camia samimi olarak Suriye'de bir barış elde etmek istiyorsa Suriye halkının, bütün kesimleriyle, herkesin temsil edildiği bir demokratik sürecin önünü açsın. Hiç kimse, nasılsa eli zayıftır diyerek Suriye halkının istemediği bir görüşü, kabul etmeyeceği bir siyasi çözümü Suriye halkına dayatmaya kalkmasın.
Suriye halkının kabul etmediği adil ve kalıcı bir barış, masada kabul edilse bile uygulanabilir olmaz. Dolayısıyla uygulanabilir, kalıcı, adil bir barış Suriye halkı için bizim temennimizdir, duamızdır. Onun sağlanmasını dileriz.
Suriyeli mülteciler konusunda çok fazla spekülasyon var. Vatandaşlığa alınacaklarına dair. Suriyeli mültecilerin yerli halk sayılması söz konusu değil.
Suriye'de Türkmenler, Araplar, Nusayriler, Sünniler, Kürtler, Ezidiler, farklı bütün
unsurlarıyla bu insanlar yüzlerce senedir burada yaşıyorlar. Kıyamete kadar da
yaşasınlar ama birlikte barış içinde yaşasınlar. Hiçbiri, Suriye'nin içerisindeki
bu politik dağınıklıktan istifade ederek kendi lehine, diğerlerinin aleyhine
siyaset oluşturmaya kalkmasın. Bizim hassas olduğumuz nokta budur.
Basın özgürlüğü fikir özgürlüğü eyvallah, herkes istediği fikri söylesin, en aykırı fikri söylesin, bundan hiçbir şekilde gocunmayız. Ama hiç kimsenin hele bu ülkenin, halkın oyu ile seçilmiş olan Cumhurbaşkanına, oturduğu yerden, televizyon kanalından ağza alınmayacak, hiçbir lügatın, hiçbir vicdanın kabul etmeyeceği bir şekilde hakaretler etmesi, hakaretler saydırması kabul edilemez. Bu hiçbir şekilde de basın özgürlüğü diyerek tevil edilemez, tefsir edilemez. Dolayısıyla bu açık bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına ağır bir hakarettir."