Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şu şekilde:
Dokunulmazlıkların kalkmasını istiyoruz. Siyasetçi bedel öder. Biz de bedel ödemekten korkmuyoruz. Bağımsız olmayan yargı, yazarı hapse atıyor; biz de atılmayı göze aldık. Biz dokunulmazlık zırhının ardına asla saklanmak istemiyoruz. Bakanların da dokunulmazlıkları kalksın, mevcut ya da eski bakanlar hangisi olursa. Hiç kimsenin olmayacak. Başbakan dahil. Eğer bunlar yürekliyse, bakanların da dokunulmazlığını kaldırıyoruz derler. Anayasa’ya aykırı düzenleme geliyor buna rağmen evet diyeceğiz. Anyasa’ya aykırı halkı kandırmaya yönelik bir düzenleme geliyor. Dokunulmazlık kalktıktan sonra bizi hapse atacaklarla atsınlar. Gerçek demokrasiyi bu ülkeye getirmek için, gereken tüm bedeli ödemeye hazırız. Ciddi bir karar almalı ve herşeyi göze almalıyız.
iframe id="sozcu-video-player" width="640" height="362" frameborder="0" scrolling="no" allowfullscreen="" src="http://player.sozcu.com.tr?pid=1&guid=Lto6S1k47Ovx&autoplay=true&mouseover=false" data="140799">
NE SÖYLERLERSE ONLARA KARŞILIK VERECEĞİZ
Sert konuşma noktasına geldik. Ne söylerlerse onlara karşılık vereceğiz. Bu yeni bir taktik. Türkiye zaten kutuplaştı. Onları geçtik zaten. Kendileri söylüyor zaten Yasama, Yürütme, Yargı bizde diye. Bütün sisteme baktığımızda meslek odalarının, sendikaların üzerinde baskı var. Sendikalardan ses çıkıyor mu? Çıkmıyor. Çünkü korkutuyorlar. CHP’nin söylem ve tavrındaki sertliği artık her alanda göstereceğiz. Bu zamana kadar çok kibar gittik. Artık, hırsıza hırsız diyeceğiz. Başkanlık sistemini getirmek istiyorlar. Onu getiremezler, buna biz izin vermeyiz.
KİMLİK BİLGİLERİNİN SIZDIRILMASI
2004-2009 arasında kimlik bilgileri satılıyordu zaten. Bunlar yazıldı çizildi. Avukatlar götürüp sattı bilgileri. Bunların tek hedefi var acaba CHP’yi nasıl suçlarız diye. Pazarlayan satan AKP hükümetinin kendisi. Bilgiler hükümetin güvencesinde. CHP’yi suçluyorlar şimdi. Akla hayale gelmeyecek iddialar. Bence bu bilgiler AKP’nin bir il örgütünden sızdı. CHP’den sızsaydı evlenen kadınların kızlık soyadları olurdu. Bunlar bizde var.
KİLİS’TE YAŞANANLAR
Kilis patlamaya hazır bir kent durumunda. Önceki gün olaylar çıktı, dükkanlar yağmalandı orada. Bu tabloyu kaldıramaz Kilis. Orada ciddi bir sorun var, bu sorunun aşılması lazım. Aşılabilir mi çok zor. Türkiye’nin Suriye politikasının değişmesi lazım.
KARAMAN’DAKİ TECAVÜZ SKANDALI
Aile Bakanı’nın Ensar’ı korumaya yönelik sözünü okuyunca bu nasıl bir bakan, bu nasıl bir anne diye sordum kendime. Psikologlar dedi ki buradaki en büyük tehlike “bir sefer sözü..” Ben daha hafifini söylemişim. “Önüne yatarım” sözü Anadolu’da kullanılır bu cümle. Bir bakan açıkça çocukların hakkını değil de kurumun hakkını savunuyorsa… Nesi var savunulacak? Bu evleri, yurtları açanlar yasadışı iş yapıyor. İlköğretim ve ortaöğretimde yurtları MEB açar. Yasadışı bir yere bir kamu görevlisi gidip ders veremez. Aileler biz çocuklarımızı Ensar ve Kaimder’e verdik diyorlar. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakan, Ensar’ı savundu ben çocukları savundum. Kan beynime sıçradı onlar bunu savununca. Ben halka hitap ediyorum, üniversitelilere değil. Grup konuşmam bu. O cümleyi yine kullanırım.
“SİYASİ SAPIK KENDİSİ”
Ben onu (Cumhurbaşkanı Erdoğan) muhatap almıyorum. Siyasi sapık kendisi. Onun amacı bana saldırmak. Ben de diyorum ki beni niye muhatap alıyorsun, sen Cumhurbaşkanısın. Toplumun her kesimini kucaklaması lazım. Tansiyon yüksekse düşürmesi yazım. Ama bu tam tersini yapıyor, çıtayı yükseltiyor. İstediği kadar yükseltsin; ben daha fazla yükseltecem. AKP tabanında vicdan varsa o çocuklara sahip çıkan bir siyaseti sahiplenmeleri lazım. Sahiplenmeyenleri değil. Benim bütün kavgam mücadelem mağdur olan çocuklara sahip çıkmak için.
AİLELERE PARA TEKLİF EDİLDİ
Ensar Vakfı yasa dışı ev açtı. Buna kim izin verdi. Devlet göz yumdu. Bu evlerden üç beş tane değil, Bu evlerden onbinlerin üzerinde evlerin olduğu söyleniyor. Bu vakıf adam gibi vakıf olsa, kendi üzerine düşen gölgeden rahatsız olsa, daha önceden vukatı olan birini getirip ders verdirmez bu evlerde. Karaman’daki olayda bütün evlere gidildiği ve büyük paralar teklif edilidiği, davalardan vazgeçilmesi istendiğini biliyoruz. Davadan vazgeçtiğiniz zaman daha az bir hapis cezası alınacak. Ailelere neden baskı yapılıyor?
KARAMAN RAPORU ANLATILACAK GİBİ DEĞİL
Karaman ile ilgili bana verilen rapor anlatılacak gibi değil. Nasıl anlatacaksınız ki? Çocukların hakkına sahip çıkmanın temelinde bu yatıyor. Bu evleri açanlar, bu evlerde eğitim verenler sorumludurlar. Kabahati olmayanlar ise anneler ve babalardır. Bu evler, bu yurtlar kaçak mı kaçak. İktidardaki herkes biliyor mu. Biliyor. Bu çocuklar buralarda istismar ediliyor.
Bir kent güzel şeylerle anılmak ister. Böyle kötü olaylarla değil. Karaman da böyle. Böyle bir olayın orada olması bütün Karamanları üzmüştür. Ama ben onlara buradan şunu söylüyorum: Üzülmeyin. Bütün baskılara rağmen sonuçta soruşturmalık oldu. Bu dosyayı en ucuz nasıl kapatırızın derdindeler. Bir kişiye ceza vermek yetmiyor. Herşeyin soruşturulması lazım. Kaçak evleri açanların içinde kamu görevlileri var. Bu nasıl bir iştir?