Sanat dünyasının acı kaybı...
Bir süredir akciğer kanseri tedavisi gören müzisyen Attila Özdemiroğlu, 73 yaşında hayatını kaybetti.
ALMANYA'DA TEDAVİ GÖRDÜ
Özdemiroğlu, geçen yıl Aralık ayına kadarkemoterapi ve radyoterapi görmüştü.
Daha sonra bu tedavilerin yan etkilerinin önüne geçmek için Almanya'ya giden sanatçı, "Dendtritik hücre tedavisi" gördü.
Geçen mart ayında katıldığı bir televizyon programında iki kür gördüğü tedavinin ardından kendisini daha iyi hissettiğini ifade eden Attila Özdemiroğlu, iki ayın sonunda 80 kiloya çıktığını anlatmıştı.
ATTİLA ÖZDEMİROĞLU KİMDİR?
5 Ocak 1943 tarihinde Ankara'da doğan Attila Özdemiroğlu, 1966 yılında "Durul Gence" 5 orkestrasına girdi. Özdemiroğlu, daha sonra çeşitli orkestralarda görev aldı.
Özdemiroğlu, besteci ve aranjör olarak birçok esere imza attı.
Attila Özdemiroğlu; Ajda Pekkan, Nilüfer, Kayahan, Sezen Aksu, Onno Tunç ve Uzay Heparı gibi isimlerle çalıştı.
Film müzikleri de yapan sanatçı, yedi kez Altın Portakal Ödülü'ne layık görüldü.
Özdemiroğlu, "Arkadaş" "Delisin", "Seninle Son Defa", "Şalvar Davası", "Fahriye Abla", "Adı Vasfiye", "Anayurt Oteli", Muhsin Bey", "Ağır Roman", "Arabesk" ve "Züğürt Ağa" ve "Vavien" gibi çok sayıda filmin müziğine imza attı.
Attila Özdemiroğlu, "Yedi Kocalı Hürmüz", "Beyoğlu Beyoğlu" ve "Fosforlu Cevriye" isimli tiyatro eserlerine müzik yapmıştı.
Attila Özdemiroğlu, Eurovision Şarkı Yarışması için birçok beste yapmıştı. Özdemiroğlu'nun bu besteleri şöyle:
1975 -Delisin ve Cici Kızlar
1975 - Minik Kuş ve Füsun Önal
1975 - Çiçekler ve Zerrin Yaşar
1978 - İnsanız Biz ve Grup Sekstet
1980 - Pet’r Oil ve Ajda Pekkan
1983 - Atlantis, Beş Yıl Önce, On Yıl Sonra
1987 - Bir Gün Bize Yetmez, Arzu Ece ve Cihan Okan
Attila Özdemiroğlu'un vefatının ardından sanatçı dostları duygularını NTV canlı yayında aktardı.
KOCATEPE: YERİ DOLDULAMAZ
Ali Kocatepe: "Attila, müzik dünyamızda yaşan popüler müzik yapan katkıda bulunan dahi müzisyenlerden biri. Yeri doldurulamayacak biri. Sadece sanatçı kimliğiyle değil, insanlığıyla da önemli bir insandı. Sabahleyin haberi alınca kendimi toparlamış değilim. Üzüntüm çok büyük müzik dünyası çok büyük bir insanı kaybetti.
"ŞOK OLDUM"
En son 10 gün önce konuşmuştuk kendisini davet etmiştim ve kabul etmişti. Bugün-yarın yeniden iletişime geçecektik şu an çok kötü oldum. Şu anda iyi değilim, şok oldum. Fazla bir şey söyleyemiyorum."
GÜREL: KANSERLE ASLAN GİBİ SAVAŞTI
Aykut Gürel: "Attila Abi'yle benim bir 25 senem geçti. Hocamdır kendisi, Attila Abi'yi de kaybettik, şimdi nereye tutunacağımızı bilemiyorum. O kadar iyi, o kadar yaptığı işi bilen o kadar mükemmel insandı ki ne diyeceğimi bilemiyorum. Çok zarif bir insandı, mekanı cennet olsun inşallah. Uzun süredir kanserle uğraşıyordu ve aslan gibi de savaştı. Kendisiyle 2 ay önce görüştük mutluydu. Zarifliğini o zamanda gösterdi, hayrandım ona. Sürekli Yaprak’la temas halindeydi. Çok üzgünüm, kendime gelemiyorum."
DEMİRAĞ: ONLARIN ELİNDE BÜYÜDÜK
Melike Demirağ: Çok zorlanıyorum konuşmakta, o benim genç kızlık hayatımın, gençliğimin hayatımın insanı. Onların elinde büyüdük biz, şu an bir şeyler yapabilen bütün insanlar onların okulundan geçti. Attila çok büyük bir adamdı, hem sanatçı kimliğiyle hem de yaşama karşı duruşuyla çok büyük bir adamdı. Özellikle Gezi direnişi sırasındaki tutumuyla hem müzisyen hem yaşama karşı güçlü tutumu olan biriydi. Yaşayan ezilen, üzülen, hakları yenmiş herkesin başı sağolsun.
TALU: BİZE İNSAN OLMAYI ÖĞRETTİ
Zeynep Talu: "Türkiye'nin başı sağolsun. O kadar değerli bir insandı ki, üzgünüz çok üzgünüz gerçekten. Herşeyden önce benim büyüğümdü, hocamdı. Bizi yetiştirendi her şeyden önce insan nasıl olunur bize onu öğreten insandı. Müzik dehasının yanında sektörde tanıdığımız en kibar en beyfendi, en disiplinli en çalışkandı yani insan olarak çok özel bir insandı. Tabi ki müzik anlamında hepimiz için bir okuldu. Hem müzik çalışmalarında hem telif hakkı çalışmalarında çok fazla birlikte olduk.
Tabii rahatsızlığını duyduğumuzdan beri çok üzgünüz. Bir mucize bekledik şifa diledik ama malasef mucizeler her zaman olmuyor. Olmadı ve kaybettik bu benim kaçıncı kaybım artık bilmiyorum. Çok üzgünüm, bana dokunuyor. Ama böyle insanlar arkalarında o kadar güzel eserler bırakıyorlar ki bizim tek avuntumuz bu. Onun mirasına sahip çıkacağız ve bizden sonraki gençlere aktaracağız."
GÜNER: TÜR MÜZİĞİNE EMEĞİ ÇOK
Fuat Güner: "Çok üzücü bir şey için bağlanmış olmamız beni çok üzdü. Çok sevdiğim bir arkadaşım, kardeşim gibi hem bir insan hem bir baba hem türkiyenin çok önemli bir müzisyeniydi. Sabah duydum ve şok oldum. Halen içimde bir ümit vardı onun o azmiyle hastalığını yeneceğini düşünüyordum. MESAM’da 7 yıl başkanlık yaparken ben başkanlık yardımcılığı yaptım. O süre boyunca beraber çalıştık onun dışında kendi albümünde ve başkalarının albümlerinde beraber çalıştık. Şanar Yurdatepen’la birlikte açtıkları stüdyoda eğitim alırdık, o stüdyoda herkese yardım ederdi biz de kayıtlarımızı yapardık. Attila o stüdyoda bize kapılarını açan ilk kişidir. Türk müziğine o kadar emeği olmuştur ki hiç dokunmadığı bir sanatçı olduğunu düşünmüyorum. Bence Türkiye’de herkes Attila’nın temasından geçmiştir ve temasından geçenlere çok büyük katkıları olmuştur Attila'nın. Çok üzüldüm biraz evvel göz yaşlarımı tutamadım.
Bir süredir akciğer kanseri tedavisi gören müzisyen Attila Özdemiroğlu, 73 yaşında hayatını kaybetti.
ALMANYA'DA TEDAVİ GÖRDÜ
Özdemiroğlu, geçen yıl Aralık ayına kadarkemoterapi ve radyoterapi görmüştü.
Daha sonra bu tedavilerin yan etkilerinin önüne geçmek için Almanya'ya giden sanatçı, "Dendtritik hücre tedavisi" gördü.
Geçen mart ayında katıldığı bir televizyon programında iki kür gördüğü tedavinin ardından kendisini daha iyi hissettiğini ifade eden Attila Özdemiroğlu, iki ayın sonunda 80 kiloya çıktığını anlatmıştı.
ATTİLA ÖZDEMİROĞLU KİMDİR?
5 Ocak 1943 tarihinde Ankara'da doğan Attila Özdemiroğlu, 1966 yılında "Durul Gence" 5 orkestrasına girdi. Özdemiroğlu, daha sonra çeşitli orkestralarda görev aldı.
Özdemiroğlu, besteci ve aranjör olarak birçok esere imza attı.
Attila Özdemiroğlu; Ajda Pekkan, Nilüfer, Kayahan, Sezen Aksu, Onno Tunç ve Uzay Heparı gibi isimlerle çalıştı.
Film müzikleri de yapan sanatçı, yedi kez Altın Portakal Ödülü'ne layık görüldü.
Özdemiroğlu, "Arkadaş" "Delisin", "Seninle Son Defa", "Şalvar Davası", "Fahriye Abla", "Adı Vasfiye", "Anayurt Oteli", Muhsin Bey", "Ağır Roman", "Arabesk" ve "Züğürt Ağa" ve "Vavien" gibi çok sayıda filmin müziğine imza attı.
Attila Özdemiroğlu, "Yedi Kocalı Hürmüz", "Beyoğlu Beyoğlu" ve "Fosforlu Cevriye" isimli tiyatro eserlerine müzik yapmıştı.
Attila Özdemiroğlu, Eurovision Şarkı Yarışması için birçok beste yapmıştı. Özdemiroğlu'nun bu besteleri şöyle:
1975 -Delisin ve Cici Kızlar
1975 - Minik Kuş ve Füsun Önal
1975 - Çiçekler ve Zerrin Yaşar
1978 - İnsanız Biz ve Grup Sekstet
1980 - Pet’r Oil ve Ajda Pekkan
1983 - Atlantis, Beş Yıl Önce, On Yıl Sonra
1987 - Bir Gün Bize Yetmez, Arzu Ece ve Cihan Okan
Attila Özdemiroğlu'un vefatının ardından sanatçı dostları duygularını NTV canlı yayında aktardı.
KOCATEPE: YERİ DOLDULAMAZ
Ali Kocatepe: "Attila, müzik dünyamızda yaşan popüler müzik yapan katkıda bulunan dahi müzisyenlerden biri. Yeri doldurulamayacak biri. Sadece sanatçı kimliğiyle değil, insanlığıyla da önemli bir insandı. Sabahleyin haberi alınca kendimi toparlamış değilim. Üzüntüm çok büyük müzik dünyası çok büyük bir insanı kaybetti.
"ŞOK OLDUM"
En son 10 gün önce konuşmuştuk kendisini davet etmiştim ve kabul etmişti. Bugün-yarın yeniden iletişime geçecektik şu an çok kötü oldum. Şu anda iyi değilim, şok oldum. Fazla bir şey söyleyemiyorum."
GÜREL: KANSERLE ASLAN GİBİ SAVAŞTI
Aykut Gürel: "Attila Abi'yle benim bir 25 senem geçti. Hocamdır kendisi, Attila Abi'yi de kaybettik, şimdi nereye tutunacağımızı bilemiyorum. O kadar iyi, o kadar yaptığı işi bilen o kadar mükemmel insandı ki ne diyeceğimi bilemiyorum. Çok zarif bir insandı, mekanı cennet olsun inşallah. Uzun süredir kanserle uğraşıyordu ve aslan gibi de savaştı. Kendisiyle 2 ay önce görüştük mutluydu. Zarifliğini o zamanda gösterdi, hayrandım ona. Sürekli Yaprak’la temas halindeydi. Çok üzgünüm, kendime gelemiyorum."
DEMİRAĞ: ONLARIN ELİNDE BÜYÜDÜK
Melike Demirağ: Çok zorlanıyorum konuşmakta, o benim genç kızlık hayatımın, gençliğimin hayatımın insanı. Onların elinde büyüdük biz, şu an bir şeyler yapabilen bütün insanlar onların okulundan geçti. Attila çok büyük bir adamdı, hem sanatçı kimliğiyle hem de yaşama karşı duruşuyla çok büyük bir adamdı. Özellikle Gezi direnişi sırasındaki tutumuyla hem müzisyen hem yaşama karşı güçlü tutumu olan biriydi. Yaşayan ezilen, üzülen, hakları yenmiş herkesin başı sağolsun.
TALU: BİZE İNSAN OLMAYI ÖĞRETTİ
Zeynep Talu: "Türkiye'nin başı sağolsun. O kadar değerli bir insandı ki, üzgünüz çok üzgünüz gerçekten. Herşeyden önce benim büyüğümdü, hocamdı. Bizi yetiştirendi her şeyden önce insan nasıl olunur bize onu öğreten insandı. Müzik dehasının yanında sektörde tanıdığımız en kibar en beyfendi, en disiplinli en çalışkandı yani insan olarak çok özel bir insandı. Tabi ki müzik anlamında hepimiz için bir okuldu. Hem müzik çalışmalarında hem telif hakkı çalışmalarında çok fazla birlikte olduk.
Tabii rahatsızlığını duyduğumuzdan beri çok üzgünüz. Bir mucize bekledik şifa diledik ama malasef mucizeler her zaman olmuyor. Olmadı ve kaybettik bu benim kaçıncı kaybım artık bilmiyorum. Çok üzgünüm, bana dokunuyor. Ama böyle insanlar arkalarında o kadar güzel eserler bırakıyorlar ki bizim tek avuntumuz bu. Onun mirasına sahip çıkacağız ve bizden sonraki gençlere aktaracağız."
GÜNER: TÜR MÜZİĞİNE EMEĞİ ÇOK
Fuat Güner: "Çok üzücü bir şey için bağlanmış olmamız beni çok üzdü. Çok sevdiğim bir arkadaşım, kardeşim gibi hem bir insan hem bir baba hem türkiyenin çok önemli bir müzisyeniydi. Sabah duydum ve şok oldum. Halen içimde bir ümit vardı onun o azmiyle hastalığını yeneceğini düşünüyordum. MESAM’da 7 yıl başkanlık yaparken ben başkanlık yardımcılığı yaptım. O süre boyunca beraber çalıştık onun dışında kendi albümünde ve başkalarının albümlerinde beraber çalıştık. Şanar Yurdatepen’la birlikte açtıkları stüdyoda eğitim alırdık, o stüdyoda herkese yardım ederdi biz de kayıtlarımızı yapardık. Attila o stüdyoda bize kapılarını açan ilk kişidir. Türk müziğine o kadar emeği olmuştur ki hiç dokunmadığı bir sanatçı olduğunu düşünmüyorum. Bence Türkiye’de herkes Attila’nın temasından geçmiştir ve temasından geçenlere çok büyük katkıları olmuştur Attila'nın. Çok üzüldüm biraz evvel göz yaşlarımı tutamadım.