Özge Özder, büyük bir heyecan yaşıyor. Yarın akşam yapılacak olan 20. Afife Tiyatro Ödülleri’nde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında ödüle aday olan ve Sadri Alışık ödüllerine de yine aynı dalda aday gösterilen Özder’le önce dizisini, sonra ödül heyecanını ve kurucusu olduğu Bana Göz Kulak Ol Derneği’nin çalışmalarını konuştuk.
- Önce Kehribar’ı ve Adile Genştald Yarımcalı rolünü konuşalım…
Radikal tiplere genelde dizilerde değil de sinemada ve tiyatro oyunlarında yer veriliyor. Adile Genştald karakteri ekranın ender radikal tiplerinden birisi oldu. Oynadığım için mutluyum.
- Rolün farkı?..
Bağımlılıkları olan, keskin, öfkeli, sokak jargonunu iyi bilen, kısacası jilet gibi bir kadın Adile…
- Dizi Mudanya’da çekiliyor, zor olmuyor mu?
Bursa çok sevdiğim bir şehir. Orada sahneye çıktım. Matmazel Julie’den Esintiler’i ve Müziksiz Evin Konukları’nı oynadım orada. Workshoplar yaptım, Nilüfer Tiyatro’nun danışma kurulundaydım. Çalışmaktan kaçmam, yorulmam. İşkolik bir kadınım.
- Dahil olduğunuz hiçbir dizi yayından kaldırılmadı…
(Gülüyor). Aman nazar değmesin Yüksel Bey! Dile kolay, 11 yıldır diziler sayesinde kesintisiz olarak ekrandayım ben. Haziran Gecesi’nden Dudaktan Kalbe’ye, Ömre Bedel’den Umutsuz Ev Kadınları’na kadar oynadığım hiçbir dizi yayından kaldırılmadı.
- Bu başarının sırrı iyi seçim yapabilmekle mi ilgili?
Sadece o değil… Bir dizinin başarısı kolektif çalışmanın başarısıyla paralel bence. Yönetmeninden senaryosuna, oyuncusundan yapımcısına kadar, herkes elinden gelenin en iyisini yaparsa başarılı olabilirsiniz ancak. Birçok faktör var. Elbette şans ve seçim de çok önemli.
Evet, yarınki Afife Tiyatro ödül töreni heyecanı şimdiden bastırdı diyebilirim. İstanbul Şehir Tiyatroları’nda sergilenen On İkinci Gece oyunundaki rolümle 20. Afife Tiyatro Ödülleri’nde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında yarışacağım. Aynı rolle, aynı dalda Sadri Alışık ödüllerine de adayım. Umarım kazanmak da kısmet olur.
- Tiyatro keyfi başka olmalı…
Her zaman gururla Şehir Tiyatroları ailesinden biri olacağım. Yüz yıllık çınarın küçücük bir parçası olmak bile büyük mutluluk.
- Güzellik sırlarınız?..
Çok çalışmak, sevdiklerim ve hayvanlarım beni gençleştiriyor.
- Programınızda neler var?
Mayıs ayındaki İKSV Tiyatro Festivali’nde Hayal Perdesi ile Üç Kız Kardeş oyununu sahneye taşıyacağız. Tiyatro Lir, çocuklar için derneğimiz ile el ele bir oyun hazırladı, adı Guluk Guluk. Eğlence parklarında esir edilen yunusların hayatını eğlenceli bir biçimde anlatıyor. Çocuklara mesaj veriyor. Biletin yüzde 25’i sahipsiz hayvanların tedavisine ayrılıyor.Herkesten destek bekliyoruz.
Kadına şiddet, çocuklara cinsel taciz olayları kanımı donduruyor. Yaşanan olaylar kadar büyük olan bir acı da, suçlulara ceza indirimi uygulamalarıdır. Şiddet uygulayan birinin mahkemedeki hangi iyi hali onun cezasında indirim yapılmasını sağlayabilir ki! Bunlar benim tüylerimi ürpertiyor. Sanki kadına şiddet ve cinsel taciz olayları, devlet eliyle cesaretlendiriliyor gibi oluyor bu hafif cezalar sayesinde. Cinsel taciz tam bela.
- Özge Hanım, hayvanlara iyi davranmasını bilen bir toplum muyuz?
Hayvanlarla ilgili toplumsal farkındalık çalışmaları yapmak amacıyla üç yıl önce Aslı Tandoğan, Ayça Varlıer ve ben, ‘Bana Göz Kulak Ol’ adlı bir dernek kurduk. Az önce şiddet ve tacizi konuştuk. Bu tarz hastalıklı kişilerin ilk hedefi hayvanlar oluyor. Sonra cesaret bulup çocuklara, ardından da kadınlara yöneliyorlar. Dolayısıyla hayvana şiddet ve tecavüz suçları küçümsenmemeli, üstüne gidilmeli.
Toplumu hayvanlarla ilgili bilinç-lendirmek en büyük hedefimiz. Elliyi aşkın sanatçının destek verdiği bir dernek olarak bazı konularda gündem yaratıyoruz. Lütfen, sirklere ve yunus parklarına gitmeyelim diyoruz. Hayvan satın almayalım, sokak ve barınak hayvanlarını sahiplenelim diyoruz. Kürk almayın, işkenceyle ortak olmayın diyoruz. Kapının önüne bir kap su bir kap mama diyoruz. Hayvanları korumalıyız. Sahipsiz hayvanlara evimde bakıyorum. Sayıları artıyor ve bazen öyle çaresiz hissediyorum ki en sonunda bir çiftlik evi alacağım.
Radikal tiplere genelde dizilerde değil de sinemada ve tiyatro oyunlarında yer veriliyor. Adile Genştald karakteri ekranın ender radikal tiplerinden birisi oldu. Oynadığım için mutluyum.
- Rolün farkı?..
Bağımlılıkları olan, keskin, öfkeli, sokak jargonunu iyi bilen, kısacası jilet gibi bir kadın Adile…
- Dizi Mudanya’da çekiliyor, zor olmuyor mu?
Bursa çok sevdiğim bir şehir. Orada sahneye çıktım. Matmazel Julie’den Esintiler’i ve Müziksiz Evin Konukları’nı oynadım orada. Workshoplar yaptım, Nilüfer Tiyatro’nun danışma kurulundaydım. Çalışmaktan kaçmam, yorulmam. İşkolik bir kadınım.
- Dahil olduğunuz hiçbir dizi yayından kaldırılmadı…
(Gülüyor). Aman nazar değmesin Yüksel Bey! Dile kolay, 11 yıldır diziler sayesinde kesintisiz olarak ekrandayım ben. Haziran Gecesi’nden Dudaktan Kalbe’ye, Ömre Bedel’den Umutsuz Ev Kadınları’na kadar oynadığım hiçbir dizi yayından kaldırılmadı.
- Bu başarının sırrı iyi seçim yapabilmekle mi ilgili?
Sadece o değil… Bir dizinin başarısı kolektif çalışmanın başarısıyla paralel bence. Yönetmeninden senaryosuna, oyuncusundan yapımcısına kadar, herkes elinden gelenin en iyisini yaparsa başarılı olabilirsiniz ancak. Birçok faktör var. Elbette şans ve seçim de çok önemli.
AFiFE ÖDÜLLERi HEYECAN VERiCi
- Yarın akşam sizin için çok önemli bir olay var…Evet, yarınki Afife Tiyatro ödül töreni heyecanı şimdiden bastırdı diyebilirim. İstanbul Şehir Tiyatroları’nda sergilenen On İkinci Gece oyunundaki rolümle 20. Afife Tiyatro Ödülleri’nde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında yarışacağım. Aynı rolle, aynı dalda Sadri Alışık ödüllerine de adayım. Umarım kazanmak da kısmet olur.
- Tiyatro keyfi başka olmalı…
Her zaman gururla Şehir Tiyatroları ailesinden biri olacağım. Yüz yıllık çınarın küçücük bir parçası olmak bile büyük mutluluk.
- Güzellik sırlarınız?..
Çok çalışmak, sevdiklerim ve hayvanlarım beni gençleştiriyor.
- Programınızda neler var?
Mayıs ayındaki İKSV Tiyatro Festivali’nde Hayal Perdesi ile Üç Kız Kardeş oyununu sahneye taşıyacağız. Tiyatro Lir, çocuklar için derneğimiz ile el ele bir oyun hazırladı, adı Guluk Guluk. Eğlence parklarında esir edilen yunusların hayatını eğlenceli bir biçimde anlatıyor. Çocuklara mesaj veriyor. Biletin yüzde 25’i sahipsiz hayvanların tedavisine ayrılıyor.Herkesten destek bekliyoruz.
CiNSEL TACiZ TAM BELA
- Kadına şiddet, cinsel istismar ülkenin yarası oldu.Kadına şiddet, çocuklara cinsel taciz olayları kanımı donduruyor. Yaşanan olaylar kadar büyük olan bir acı da, suçlulara ceza indirimi uygulamalarıdır. Şiddet uygulayan birinin mahkemedeki hangi iyi hali onun cezasında indirim yapılmasını sağlayabilir ki! Bunlar benim tüylerimi ürpertiyor. Sanki kadına şiddet ve cinsel taciz olayları, devlet eliyle cesaretlendiriliyor gibi oluyor bu hafif cezalar sayesinde. Cinsel taciz tam bela.
- Özge Hanım, hayvanlara iyi davranmasını bilen bir toplum muyuz?
Hayvanlarla ilgili toplumsal farkındalık çalışmaları yapmak amacıyla üç yıl önce Aslı Tandoğan, Ayça Varlıer ve ben, ‘Bana Göz Kulak Ol’ adlı bir dernek kurduk. Az önce şiddet ve tacizi konuştuk. Bu tarz hastalıklı kişilerin ilk hedefi hayvanlar oluyor. Sonra cesaret bulup çocuklara, ardından da kadınlara yöneliyorlar. Dolayısıyla hayvana şiddet ve tecavüz suçları küçümsenmemeli, üstüne gidilmeli.
HAYVANLARI KORUMALIYIZ
- Bana Göz Kulak Ol adlı derneğin çalışmalar ve hedefleri?..Toplumu hayvanlarla ilgili bilinç-lendirmek en büyük hedefimiz. Elliyi aşkın sanatçının destek verdiği bir dernek olarak bazı konularda gündem yaratıyoruz. Lütfen, sirklere ve yunus parklarına gitmeyelim diyoruz. Hayvan satın almayalım, sokak ve barınak hayvanlarını sahiplenelim diyoruz. Kürk almayın, işkenceyle ortak olmayın diyoruz. Kapının önüne bir kap su bir kap mama diyoruz. Hayvanları korumalıyız. Sahipsiz hayvanlara evimde bakıyorum. Sayıları artıyor ve bazen öyle çaresiz hissediyorum ki en sonunda bir çiftlik evi alacağım.