Spor Toto Süper Lig'in 32. haftasında Başakşehir'e deplasmanda 2-1 kaybederek şampiyonluk yarışında havlu atan Fenerbahçe hakkında, usta gazetesi Şansal Büyüka yorumda bulundu. Maçın kaybedilmesini ve şampiyonluğa havlu atılmasını değerlendiren Büyüka ise Sarı Lacivertliler'in başkanı Aziz Yıldırım'a yüklendi.
İşte Şansal Büyüka'nın o sözleri:
Dünyada hangi işi yapıyor olursanız olun, başarı ya da başarısızlıkta fatura her zaman liderlere kesilir. Fenerbahçe’nin bu sezon yaşadığı hayal kırıklığında iki lider var. Birincisi; yönetimin başı olarak Başkan Aziz Yıldırım, diğeri takımın başı olarak teknik direktör Vitor Pereira... Gerisi ayrıntı...
Bugün söylemiyoruz; Fenerbahçe tarihinin en büyük parasını harcadı ama tarihinin en iyi takımını kuramadı. Son iki yılında çok ciddi düşüş yaşayan Diego’yu aldın, iki yıldır topa vurmadı. Çok uzun sakatlıklardan çıkan, İngiltere’de ciddi anlamda gözden düşen Van Persie’yi aldın, sezon bitti toparlanamadı. Son maçta Van Persie iki gol attı, adına destanlar yazıldı. Bu kadar abartı olur mu?
Antalya’da Eto’o 20 gol attı. Başakşehir’de Edin Visca’nın 16, Akhisar’da Rodallega’nın 19 golü var. Fenerbahçe’nin santrforuysan taksimetreyi 25 golden açacak, üstüne de koyacaksın. Manchester United genç yaşına rağmen Nani’yi gözden çıkarıp niye kiraya gönderdi? Nani, Fenerbahçe forması ile üç-beş maçtan fazlasını oynadı mı?
Fenerbahçe antikacı dükkanı değil ki... Futbolcunun geçmişinin sana ne faydası var? Bugününe, hatta yarınına yatırım yapacaksın. Bir Souza aldın, dünya para saydın, yaptığı aynı işi, hatta çok daha fazlasını Beşiktaş’ta Atiba çerez parasına yapıyor.
Allahı var, bu kadar pahalı transferler arasında Kjaer tam isabet oldu. O kadar da olsun artık... Yanlış hesap Bağdat’a kadar bile gitmedi, Başakşehir Fatih Terim Stadı’ndan döndü. Zaten bir umudun sadece kırıntısı vardı, o da bitti.
Ayrıca yarış kadar önemli bir konu daha... Senin için herkes yanlış, herkes suçlu... Federasyon suçlu, rakipler suçlu, hakemler suçlu, medya suçlu, Fenerbahçe’ye şampiyonlukla adını yazdıran Mustafa Denizli, Aykut Kocaman, tarihin en parlak şampiyonluğunu alan Ersun Yanal suçlu...
Peki hep siz mi haklısınız? Hep siz mi doğrusunuz? Hiç mi yanlışınız yok? Bu ülkede bu kadar paraları harcayıp, bu kadar fazla şampiyonluk kaçıran ikinci bir kulüp var mı? Herkesle kavga ede ede, Fenerbahçe’nin Fenerbahçeliden başka dostu kalmadı. Bir gün olsun özeleştiri yapmaz mısınız? Hangi hataları yaptığınızı konuşmaz mısınız? Yaptığınız hatalardan ders çıkarmaz mısınız?
Bir ileri, iki geri!
Galatasaray ile oynanacak bir kupa finali var ama Pereira bu saatten sonra Fenerbahçe’de başarılı olabilir mi?
İki sorumlu var demiştim, Vitor Pereira’yı da bu bölüme bıraktım. Pereira ne diyor: Galatasaray-Beşiktaş maçına çok motive olduk, bütün gücümüzü o maçta harcadık. Bir hoca bu ifadeyi kullanır mı? Düşünün hoca ve takım ne hale gelmiş. Sen kendi işini kendin bitiremiyor, umudunu rakiplerine bağlıyorsan, olacağı budur. Kendine güvenin kalmamış, rakibinin alacağı sonuca bel bağlamışın. O bel bağladığın Galatasaray zaten ayakta zor duruyor...
Van Persie-Fernandao polemiğinin benzeri Beşiktaş’ta da yaşandı. Ama Şenol Güneş, Gomez-Cenk Tosun polemiğini son derece akıllıca çözerken, Fenerbahçe özellikle ligin ilk yarısında bütün enerjisini bu polemiğe harcadı.
Nani ne dedi: Takım olamadık... Doğru... Arkadaşlık olarak, dostluk olarak, dayanışma olarak takım olamadı Fenerbahçe... Bu kadar harcamaya rağmen birbirini tamamlayan iyi bir takım kuramadı Fenerbahçe... Şampiyon olsa bile, zaten ortaya koyduğu futbolla sınıfta kalmıştı Fenerbahçe...
İyi mücadele dışında futbolun hiçbir özelliğini sahaya yansıtamadı Fenerbahçe... Bir Sosa, bir Oğuzhan bulamadı Fenerbahçe... Pereira yönetiminde hiçbir futbolcusunu parlatamadı Fenerbahçe... Kjaer, Mehmet Topal hariç, kim varsa herkes geriye gitti. Geride kalmış olarak gelenler de eksiklerini tamamlayıp ileri gidemeyince, Fenerbahçe mehter takımı gibi “bir ileri, iki geri” sezon sonunu getirdi.
Sevgili Bilal, kupa finali diyorsun da, ben de o kupaya “bir teselli ver” kupası diyorum. Bu sezonu kaybeden iki takımın kupası... Teselli kupası...
Takımdan, teknik direktörden konuşurken, Fenerbahçe’de yönetimsel anlamda bir değişiklik bekliyor musunuz? Aziz Yıldırım, şampiyonluğun kaçmasının ardından kızıp, 10 yıl daha kalır mı?
Yönetimsel olarak bir değişiklik beklemiyorum... Hocalar gider, futbolcular gider, yönetim kalır... Şampiyonluk kaçsa da, başkan taraftarlara kızsa da kızmasa da bir şey değişmez... Allah uzun ömür versin, Başkan Aziz Yıldırım isterse ömrünün sonuna kadar o başkanlık koltuğunda oturur.
İşte Şansal Büyüka'nın o sözleri:
Dünyada hangi işi yapıyor olursanız olun, başarı ya da başarısızlıkta fatura her zaman liderlere kesilir. Fenerbahçe’nin bu sezon yaşadığı hayal kırıklığında iki lider var. Birincisi; yönetimin başı olarak Başkan Aziz Yıldırım, diğeri takımın başı olarak teknik direktör Vitor Pereira... Gerisi ayrıntı...
Bugün söylemiyoruz; Fenerbahçe tarihinin en büyük parasını harcadı ama tarihinin en iyi takımını kuramadı. Son iki yılında çok ciddi düşüş yaşayan Diego’yu aldın, iki yıldır topa vurmadı. Çok uzun sakatlıklardan çıkan, İngiltere’de ciddi anlamda gözden düşen Van Persie’yi aldın, sezon bitti toparlanamadı. Son maçta Van Persie iki gol attı, adına destanlar yazıldı. Bu kadar abartı olur mu?
Antalya’da Eto’o 20 gol attı. Başakşehir’de Edin Visca’nın 16, Akhisar’da Rodallega’nın 19 golü var. Fenerbahçe’nin santrforuysan taksimetreyi 25 golden açacak, üstüne de koyacaksın. Manchester United genç yaşına rağmen Nani’yi gözden çıkarıp niye kiraya gönderdi? Nani, Fenerbahçe forması ile üç-beş maçtan fazlasını oynadı mı?
Fenerbahçe antikacı dükkanı değil ki... Futbolcunun geçmişinin sana ne faydası var? Bugününe, hatta yarınına yatırım yapacaksın. Bir Souza aldın, dünya para saydın, yaptığı aynı işi, hatta çok daha fazlasını Beşiktaş’ta Atiba çerez parasına yapıyor.
Allahı var, bu kadar pahalı transferler arasında Kjaer tam isabet oldu. O kadar da olsun artık... Yanlış hesap Bağdat’a kadar bile gitmedi, Başakşehir Fatih Terim Stadı’ndan döndü. Zaten bir umudun sadece kırıntısı vardı, o da bitti.
Ayrıca yarış kadar önemli bir konu daha... Senin için herkes yanlış, herkes suçlu... Federasyon suçlu, rakipler suçlu, hakemler suçlu, medya suçlu, Fenerbahçe’ye şampiyonlukla adını yazdıran Mustafa Denizli, Aykut Kocaman, tarihin en parlak şampiyonluğunu alan Ersun Yanal suçlu...
Peki hep siz mi haklısınız? Hep siz mi doğrusunuz? Hiç mi yanlışınız yok? Bu ülkede bu kadar paraları harcayıp, bu kadar fazla şampiyonluk kaçıran ikinci bir kulüp var mı? Herkesle kavga ede ede, Fenerbahçe’nin Fenerbahçeliden başka dostu kalmadı. Bir gün olsun özeleştiri yapmaz mısınız? Hangi hataları yaptığınızı konuşmaz mısınız? Yaptığınız hatalardan ders çıkarmaz mısınız?
Bir ileri, iki geri!
Galatasaray ile oynanacak bir kupa finali var ama Pereira bu saatten sonra Fenerbahçe’de başarılı olabilir mi?
İki sorumlu var demiştim, Vitor Pereira’yı da bu bölüme bıraktım. Pereira ne diyor: Galatasaray-Beşiktaş maçına çok motive olduk, bütün gücümüzü o maçta harcadık. Bir hoca bu ifadeyi kullanır mı? Düşünün hoca ve takım ne hale gelmiş. Sen kendi işini kendin bitiremiyor, umudunu rakiplerine bağlıyorsan, olacağı budur. Kendine güvenin kalmamış, rakibinin alacağı sonuca bel bağlamışın. O bel bağladığın Galatasaray zaten ayakta zor duruyor...
Van Persie-Fernandao polemiğinin benzeri Beşiktaş’ta da yaşandı. Ama Şenol Güneş, Gomez-Cenk Tosun polemiğini son derece akıllıca çözerken, Fenerbahçe özellikle ligin ilk yarısında bütün enerjisini bu polemiğe harcadı.
Nani ne dedi: Takım olamadık... Doğru... Arkadaşlık olarak, dostluk olarak, dayanışma olarak takım olamadı Fenerbahçe... Bu kadar harcamaya rağmen birbirini tamamlayan iyi bir takım kuramadı Fenerbahçe... Şampiyon olsa bile, zaten ortaya koyduğu futbolla sınıfta kalmıştı Fenerbahçe...
İyi mücadele dışında futbolun hiçbir özelliğini sahaya yansıtamadı Fenerbahçe... Bir Sosa, bir Oğuzhan bulamadı Fenerbahçe... Pereira yönetiminde hiçbir futbolcusunu parlatamadı Fenerbahçe... Kjaer, Mehmet Topal hariç, kim varsa herkes geriye gitti. Geride kalmış olarak gelenler de eksiklerini tamamlayıp ileri gidemeyince, Fenerbahçe mehter takımı gibi “bir ileri, iki geri” sezon sonunu getirdi.
Sevgili Bilal, kupa finali diyorsun da, ben de o kupaya “bir teselli ver” kupası diyorum. Bu sezonu kaybeden iki takımın kupası... Teselli kupası...
Takımdan, teknik direktörden konuşurken, Fenerbahçe’de yönetimsel anlamda bir değişiklik bekliyor musunuz? Aziz Yıldırım, şampiyonluğun kaçmasının ardından kızıp, 10 yıl daha kalır mı?
Yönetimsel olarak bir değişiklik beklemiyorum... Hocalar gider, futbolcular gider, yönetim kalır... Şampiyonluk kaçsa da, başkan taraftarlara kızsa da kızmasa da bir şey değişmez... Allah uzun ömür versin, Başkan Aziz Yıldırım isterse ömrünün sonuna kadar o başkanlık koltuğunda oturur.