Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium’da düzenlenen "Türk Siyasi Tarihinde Yerli ve Milli İrade Programı"na katıldı.
Burada bir konuşma yapan Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun "Başkanlık sistemini kan dökmeden gerçekleştiremezsiniz" sözlerine değindi.
Eleştirilerine "Anamuhalefet partisi kendisine bir çeki düzen vermeli" sözleriyle başlayan Erdoğan, "Anamuhalefetin başındaki zatın ettiği bir söz daha var ki, gerçekten çok ciddi bir denge problemini işaret ediyor. 'Başkanlık sistemini kan dökmeden getiremezsiniz' diyen bir siyasetçi, milletin iradesine de içinde yer aldığı Meclise de siyaset kurumuna da ihanet etmiş demektir" dedi.
"Şu anda başkanlık sistemini uygulayanlar bunu kan dökerek mi yaptılar?" diye soran Cumhurbakanı, "Kan dökmek diktatörlerin, katillerin bazen de meczupların işidir. Anamuhalefetin başındaki zatın hangisi olduğunu milletin takdirine bırakıyorum" ifadelerini kullandı.
Erdoğan şöyle devam etti:
"Vatan savunması söz konusu olduğunda bu ülkenin hiçbir ferdi canını ve kanını feda etmekten çekinmez. Ancak tamamen meclisin kararı ve sonrasında milletin onayı meselesi olan bir olayı getirip kanlı bir cümlemin içine yerleştiren kafa bu topraklara ait olamaz. 3 şey var ki bunlar ülkemiz için tehlike. Bir mezhepçilik, iki ırkçılık, üç terör... Bu üç beladan ülkemizi kurtarmamız gerekiyor.
Sen bunlardan hangisine tabisin. Türkiye'de kandan beslenen terör örgütünün maşası olan bir parti zaten mevcut. Anamuhalefet partisinin görevi terör örgütünün güdümündeki partinin yedekliğine soyunmak değildir.
Her türlü sorunlu işe adeta ben, bu zatın balıklama atladığını görüyorum. Bu şahıs daha önce siyasi sapıklık emareleri göstermişti. Şimdi de siyasi sapkınlık işaretleri veriyor. Bu işler böyledir. Bir defa şirazeden çıkarsanız, bir daha düzelemezsiniz. CHP gibi bir siyasi partinin bu tür arızalarla malul bir şahsın hezeyanlarına terk edilmiş olmasını esefle karşılıyorum. Bu zatın yalanları yüzünden milletimiz tarafından muhalefet yok hükmünde görüldüğünden demokrasimiz eksik kalıyor."
"KIZILAY DIŞINDA BİR YERDE KAN VERMEYİZ"
"Türkiye'nin yeni bir anayasaya kavuşacaksa bu aziz milletimizin takdiriyle olacaktır" ifadesini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu şahsa sesleniyorum; Gazi Mustafa Kemal Atatürk egemenlik kayıtsız şartsız milletin demedi mi? Neden milletten kaçıyorsun? Biliyor ki millet ona güvenmiyor. Ama er geç bu milletin önüne bu yeni anayasa gelecek. Başkanlık sistemi de gelecek. Türkiye yeni bir sisteme geçecekse milletin onayıyla geçecektir. Başkanlık sistemi bizim geleneklerimizde var. Bunun adına ister başkanlık diyelim ister başka isim koyalım fark etmez.
Önemli olan ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olan neyse onu yapmaktır. Başka teklifi olan varsa buyursun getirsin, biz onun da konuşmasından, tartışılmasından memnuniyet duyarız. Kan ticaretine soyunanlar, hiç boşuna heveslenmesinler, Kızılay dışında bir yere de kan vermeyiz, bunu böyle bilsinler."
"MADEN DÜRÜSTSÜN, NİYE GİDİP İFADE VERMİYORSUN?"
CHP liderini, Deniz Baykal'a yönelik kaset soruşturmasında ifade vermeye gitmemesi üzerinden de eleştiren Erdoğan, "Bak kasetle devraldığın genel başkanlığı, söylediğin yalanlar sebebiyle şu anda savcı seni çağırıyor. Madem dürüstsün, niye gidip ifadeyi vermiyorsun? Git, ver ifadeyi. Dürüstsen, dürüstlüğünü görelim. Niye vermiyorsun Oturduğun yerden iftira atmaya devam ederek, şahsımı hedef alan alıştığımız yalanlarına yine niye devam ediyorsun Biliyor ki, o gün gidip orada ifadeyi verdikten sonra bu işin faturası kendisine çok ağır olacak, bunu görüyor. Çünkü olmayan bir şeyi söylemenin bir anlamı olabilir mi?" diye konuştu.
BAGLADEŞ'E İDAM TEPKİSİ
Erdoğan Bangladeş 'te Cemaat-i İslami Partisi liderlerinden ve eski bakanlardan Motiur Rahman Nizami'nin idam edilmesine de değindi.
İdamdan derin üzüntü duyduğunu söyleyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Bangladeş 'te Cemaat-i İslami Partisi liderlerinden ve eski bakanlardan Motiur Rahman Nizami'nin idamından duyduğum derin üzüntüyü sizlerle paylaşmak istiyorum. Her şeyden önce siyasi bri lider olan Motiur Rahman Nizami'nin böyle bir cezayı infazı hak edecek bir suçu olmadığına inanıyorum.
Bagladeş hükümetinden ülkenin geleceği için bu tür kararlar konusunda daha dikkatli ve hakkaniyetli adımlar atmasını bekliyoruz. Müslümanların mazlum duruma düşürüldüğü bir dönemde çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu bir ülkede bu tür sıkıntıların yaşanmasını teessürle takip ediyoruz."
"BÜYÜKELÇİMİZİ GERİ ÇAĞIRDIK"
İdama tepki olarak Türkiye'nin Bangladeş Dakka Büyükelçisi'ni geri çağırdıklarını söyleyen Erdoğan, "Biz bu vesileyle Dakka büyükelçisini ülkemize çağırdık. Şu anda İstanbul'a inmiş durumda. Zalimler için yaşasın cehennem" dedi.
Erdoğan, "Bu idam için bir ses duyamadık. İdamlara karşı olan AB'den ses duyamadık, hani idama karşıydınız? İdamlara karşı olduğunu söyleyen ülkelerden ses çıkmadı. Neden? Çünkü idam edilen bir Müslüman ve bir alim. 45 yıl önceki bir davanın kararı bunlar tarafından adil olmayan bir şekilde veriliyor" diyerek Batılı ülkelere de yüklendi.
"SİZ NE ZAMANDAN BERİ TÜRKİYE'Yİ YÖNETMEYE BAŞLADINIZ"
Erdoğan, vizelerin kaldırılması için terörle mücadele yasasının değiştirilmesini isteyen AB'yi de eleştirdi. "Siz ne zamandan beri Türkiye'yi idare etmeye başladınız" diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Kim size bu yetkiyi verdi. Bunlar nasıl demokrat. Benzer bir sözü kim söylüyor, ismini bir daha zikretmeme kararı aldığım zat söylüyor. Terör örgütü ve etkisindeki siyasetçiler ne diyorsa bunlar da aynısını söylüyor.
Avrupa Birliği, Türkiye Cumhuriyeti Devleti yerine terör örgütünü muhatap alacak kadar küçülmeye razıysa bizim açımızdan hiçbir sorun yok. Çünkü biz terör örgütüne hangi gözle bakıyorsak onların tezlerini savunanlara da aynı gözle bakarız.
Bugün bize bir terör örgütünün ağzıyla konuşanların yarın bir terör örgütü kendi topraklarında eylem yaptıklarında tek bir söz söylemeye hakları olmayacaktır. Bunları kendi koyunlarında besliyorlar. Bunlara euro'ları veriyorlar ve gidin Türkiye'yi bölün diyorlar. Silahları da veriyorlar, siz bizim bunları bilmediğimizi mi sanıyorsunuz? 35 yıldır terörle mücadele eden bir ülke olarak bu işin üstesinden geliriz ancak Avrupa ülkeleri bunun altından kalkamaz.
"GEREKLİ HAZIRLIKLARI YAPIYORUZ"
Suriye'deki IŞİD mevzilerinden Kilis'e yönelik roketli saldırılara da değinen Erdoğan, "Kilis'te yaşanan sıkıntılar sebebiyle sınırın diğer tarafını temizlemek için gerekli hazırlıklarımızı yapıyoruz. Ama henüz müttefiklerden, özellikle de bölgede silah gücü bulunan ülkelerden arzu ettiğimiz desteği alabilmiş değiliz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı şöyle devam etti:
"Bugüne kadar DEAŞ'ın saldırılarına maruz kaldık. Kilis'e her gün roket saldırısı yapılıyor, sınırı koruyan güvenlik güçlerimize ateş açılıyor. Bugüne kadar DEAŞ saldırılrında 130'a yakın vatandaşımızı ve güvenlik görevlimizi kaybettik. Buna karşılık özellikle Kilis saldırıları nedeniyle DEAŞ'ın Suriye'deki 3 bin mevzisini vurduk, bin 300 mensubunu imha ettik."
Burada bir konuşma yapan Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun "Başkanlık sistemini kan dökmeden gerçekleştiremezsiniz" sözlerine değindi.
Eleştirilerine "Anamuhalefet partisi kendisine bir çeki düzen vermeli" sözleriyle başlayan Erdoğan, "Anamuhalefetin başındaki zatın ettiği bir söz daha var ki, gerçekten çok ciddi bir denge problemini işaret ediyor. 'Başkanlık sistemini kan dökmeden getiremezsiniz' diyen bir siyasetçi, milletin iradesine de içinde yer aldığı Meclise de siyaset kurumuna da ihanet etmiş demektir" dedi.
"Şu anda başkanlık sistemini uygulayanlar bunu kan dökerek mi yaptılar?" diye soran Cumhurbakanı, "Kan dökmek diktatörlerin, katillerin bazen de meczupların işidir. Anamuhalefetin başındaki zatın hangisi olduğunu milletin takdirine bırakıyorum" ifadelerini kullandı.
Erdoğan şöyle devam etti:
"Vatan savunması söz konusu olduğunda bu ülkenin hiçbir ferdi canını ve kanını feda etmekten çekinmez. Ancak tamamen meclisin kararı ve sonrasında milletin onayı meselesi olan bir olayı getirip kanlı bir cümlemin içine yerleştiren kafa bu topraklara ait olamaz. 3 şey var ki bunlar ülkemiz için tehlike. Bir mezhepçilik, iki ırkçılık, üç terör... Bu üç beladan ülkemizi kurtarmamız gerekiyor.
Sen bunlardan hangisine tabisin. Türkiye'de kandan beslenen terör örgütünün maşası olan bir parti zaten mevcut. Anamuhalefet partisinin görevi terör örgütünün güdümündeki partinin yedekliğine soyunmak değildir.
Her türlü sorunlu işe adeta ben, bu zatın balıklama atladığını görüyorum. Bu şahıs daha önce siyasi sapıklık emareleri göstermişti. Şimdi de siyasi sapkınlık işaretleri veriyor. Bu işler böyledir. Bir defa şirazeden çıkarsanız, bir daha düzelemezsiniz. CHP gibi bir siyasi partinin bu tür arızalarla malul bir şahsın hezeyanlarına terk edilmiş olmasını esefle karşılıyorum. Bu zatın yalanları yüzünden milletimiz tarafından muhalefet yok hükmünde görüldüğünden demokrasimiz eksik kalıyor."
"KIZILAY DIŞINDA BİR YERDE KAN VERMEYİZ"
"Türkiye'nin yeni bir anayasaya kavuşacaksa bu aziz milletimizin takdiriyle olacaktır" ifadesini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu şahsa sesleniyorum; Gazi Mustafa Kemal Atatürk egemenlik kayıtsız şartsız milletin demedi mi? Neden milletten kaçıyorsun? Biliyor ki millet ona güvenmiyor. Ama er geç bu milletin önüne bu yeni anayasa gelecek. Başkanlık sistemi de gelecek. Türkiye yeni bir sisteme geçecekse milletin onayıyla geçecektir. Başkanlık sistemi bizim geleneklerimizde var. Bunun adına ister başkanlık diyelim ister başka isim koyalım fark etmez.
Önemli olan ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olan neyse onu yapmaktır. Başka teklifi olan varsa buyursun getirsin, biz onun da konuşmasından, tartışılmasından memnuniyet duyarız. Kan ticaretine soyunanlar, hiç boşuna heveslenmesinler, Kızılay dışında bir yere de kan vermeyiz, bunu böyle bilsinler."
"MADEN DÜRÜSTSÜN, NİYE GİDİP İFADE VERMİYORSUN?"
CHP liderini, Deniz Baykal'a yönelik kaset soruşturmasında ifade vermeye gitmemesi üzerinden de eleştiren Erdoğan, "Bak kasetle devraldığın genel başkanlığı, söylediğin yalanlar sebebiyle şu anda savcı seni çağırıyor. Madem dürüstsün, niye gidip ifadeyi vermiyorsun? Git, ver ifadeyi. Dürüstsen, dürüstlüğünü görelim. Niye vermiyorsun Oturduğun yerden iftira atmaya devam ederek, şahsımı hedef alan alıştığımız yalanlarına yine niye devam ediyorsun Biliyor ki, o gün gidip orada ifadeyi verdikten sonra bu işin faturası kendisine çok ağır olacak, bunu görüyor. Çünkü olmayan bir şeyi söylemenin bir anlamı olabilir mi?" diye konuştu.
BAGLADEŞ'E İDAM TEPKİSİ
Erdoğan Bangladeş 'te Cemaat-i İslami Partisi liderlerinden ve eski bakanlardan Motiur Rahman Nizami'nin idam edilmesine de değindi.
İdamdan derin üzüntü duyduğunu söyleyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Bangladeş 'te Cemaat-i İslami Partisi liderlerinden ve eski bakanlardan Motiur Rahman Nizami'nin idamından duyduğum derin üzüntüyü sizlerle paylaşmak istiyorum. Her şeyden önce siyasi bri lider olan Motiur Rahman Nizami'nin böyle bir cezayı infazı hak edecek bir suçu olmadığına inanıyorum.
Bagladeş hükümetinden ülkenin geleceği için bu tür kararlar konusunda daha dikkatli ve hakkaniyetli adımlar atmasını bekliyoruz. Müslümanların mazlum duruma düşürüldüğü bir dönemde çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu bir ülkede bu tür sıkıntıların yaşanmasını teessürle takip ediyoruz."
"BÜYÜKELÇİMİZİ GERİ ÇAĞIRDIK"
İdama tepki olarak Türkiye'nin Bangladeş Dakka Büyükelçisi'ni geri çağırdıklarını söyleyen Erdoğan, "Biz bu vesileyle Dakka büyükelçisini ülkemize çağırdık. Şu anda İstanbul'a inmiş durumda. Zalimler için yaşasın cehennem" dedi.
Erdoğan, "Bu idam için bir ses duyamadık. İdamlara karşı olan AB'den ses duyamadık, hani idama karşıydınız? İdamlara karşı olduğunu söyleyen ülkelerden ses çıkmadı. Neden? Çünkü idam edilen bir Müslüman ve bir alim. 45 yıl önceki bir davanın kararı bunlar tarafından adil olmayan bir şekilde veriliyor" diyerek Batılı ülkelere de yüklendi.
"SİZ NE ZAMANDAN BERİ TÜRKİYE'Yİ YÖNETMEYE BAŞLADINIZ"
Erdoğan, vizelerin kaldırılması için terörle mücadele yasasının değiştirilmesini isteyen AB'yi de eleştirdi. "Siz ne zamandan beri Türkiye'yi idare etmeye başladınız" diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Kim size bu yetkiyi verdi. Bunlar nasıl demokrat. Benzer bir sözü kim söylüyor, ismini bir daha zikretmeme kararı aldığım zat söylüyor. Terör örgütü ve etkisindeki siyasetçiler ne diyorsa bunlar da aynısını söylüyor.
Avrupa Birliği, Türkiye Cumhuriyeti Devleti yerine terör örgütünü muhatap alacak kadar küçülmeye razıysa bizim açımızdan hiçbir sorun yok. Çünkü biz terör örgütüne hangi gözle bakıyorsak onların tezlerini savunanlara da aynı gözle bakarız.
Bugün bize bir terör örgütünün ağzıyla konuşanların yarın bir terör örgütü kendi topraklarında eylem yaptıklarında tek bir söz söylemeye hakları olmayacaktır. Bunları kendi koyunlarında besliyorlar. Bunlara euro'ları veriyorlar ve gidin Türkiye'yi bölün diyorlar. Silahları da veriyorlar, siz bizim bunları bilmediğimizi mi sanıyorsunuz? 35 yıldır terörle mücadele eden bir ülke olarak bu işin üstesinden geliriz ancak Avrupa ülkeleri bunun altından kalkamaz.
"GEREKLİ HAZIRLIKLARI YAPIYORUZ"
Suriye'deki IŞİD mevzilerinden Kilis'e yönelik roketli saldırılara da değinen Erdoğan, "Kilis'te yaşanan sıkıntılar sebebiyle sınırın diğer tarafını temizlemek için gerekli hazırlıklarımızı yapıyoruz. Ama henüz müttefiklerden, özellikle de bölgede silah gücü bulunan ülkelerden arzu ettiğimiz desteği alabilmiş değiliz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı şöyle devam etti:
"Bugüne kadar DEAŞ'ın saldırılarına maruz kaldık. Kilis'e her gün roket saldırısı yapılıyor, sınırı koruyan güvenlik güçlerimize ateş açılıyor. Bugüne kadar DEAŞ saldırılrında 130'a yakın vatandaşımızı ve güvenlik görevlimizi kaybettik. Buna karşılık özellikle Kilis saldırıları nedeniyle DEAŞ'ın Suriye'deki 3 bin mevzisini vurduk, bin 300 mensubunu imha ettik."