Gülmeyi çok özlemişim.
Toplulukla gülmeyi çok özlemişim.
Önüne ardına bakmadan gülmeyi ne çok özlemişiz!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda bu sezon izleyicisine merhaba diyen Oyunun Oyunu’nu ilk kez Mehmet Ergen çeviri ve rejisiyle; Aydın Sigalı, Eylem Tanrıver, Serhat Tutumluer, Funda İlhan, Arzu Bigat Baril, Şafak Karali, Melih Düzenli, Tarık Keskiner, Müjde Hayat, Zeynep Özan adlı oyuncularıyla İzmit Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda izlemiştim. 2006 yılında 100. kez sahnelenen bu oyun, İzmit’te hâlâ kapalı gişe oynuyordu. Bu oyunla o tarihte Michael Frayn’ın yazarlığına ve oyunu sahneleyen ekibe imrenmiştim.
Oyunun Oyunu; yazılışı itibarıyla fars özelliği gösterir. Fars türünde gülünçlük, çoğunlukla olması gereken ile olmaması gerekenin beklenmedik, şaşırtıcı bir biçimde ters yüz olmasından doğar. Michael Frayn yazdığı bu oyunda bizlere bir oyun değil, iki oyun sunar. Çırılçıplak oyununda oyuncular önce prova aşamasında, sonrasında ise kuliste yaşanan bir başka farsın içinde bulurlur kendilerini. Bu iki farsın birleşimi Oyunun Oyunu’nu tiyatro tarihinin en dahiyane oyunlarından biri haline getirmiştir kanımca. (Metin öylesine matematiksel bir akılla üretilmiş ki oluşturulan hikayede dinamizm sürekli etkin.)
Oyunun Oyunu’nda ilk olarak “Çırılçıplak” adlı bir piyeste görev alan oyuncular Dotty, Brooke, Selsdon, Belinda, Garry, Frederick, sahne amiri Tim ve yardımcısı Poppy, oyunun yönetmeni Lloyd ile tanışıyoruz.
Oyuncuların oyunun son provasını alırken yaşadıkları, kişisel talepleri, oyunda aksa-yan replikler ve aksaklıklar, birbirleriyle kurdukları kapalı ilişki ağı öylesine doğal ve yalın oynanıyor ki koltuğunda oturan seyirci sürekli gidip gelen yönetmenin yardımcısı gibi hisse-diyor kendini. İkinci perdede kulis arkasından sahneye girdiklerinde yaşadıkları durumlar ise gülmekten çenemizi ağrıtır biçimde bir gıdıklanma durumu yaşatıyor. Üçüncü perde gibi yansıyan bir arayla bu kez yine sahne önünde izliyoruz onları artık işlerin iyice karmaşıklaşan ilişki yapısı ve oyunuyla. Ve son olarak sürpriz bir finalle selamlıyorlar seyirciyi.
En son Maksim Gorki’nin Ayaktakımı Arasında oyunundaki işçi rolüyle izlediğim Ali Gökmen Altuğ, bu kez bu muhteşem oyunun yönetmen koltuğunda. Başta böylesine güzel bir ekip oluşturmasından dolayı kendisi kutluyorum. Oyundaki rejisi, ilişki trafiği, oyunculuklardaki doğallık ve tempo öylesine güzel ki oyunu yazıldığı gibi bir samimiyetle algılıyorsunuz; bu algıya katkı sağlayan çevirmen Lale Eren Dalsar’ı ve dramaturg Özge Ökten’i tebrik ediyorum.
Ayşen Sezerel, Aslıhan Kandemir, Yeliz Gerçek, Caner Çandarlı, Ergun Üğlü, Destan Batmaz, Berna Oğuzutku Demirer ve Ahmet Saraçoğlu son derece doğal oyunculuklarıyla bizlere çok güzel vakit geçirtirken tüm oyuncuları gönülden bin bir kez tebrik ediyorum. Benim favorim ise bu oyunda hırsız karakteri Selsdon’a hayat veren İlhan Kilimci. Oyun boyunca ara ara görünmesine rağmen her sahnede oluşunda kendisini izlemeye doyamadım diyebilirim.
Sahne tasarımından (Taciser Sevinç) kostüm tasarımına (Nihal Kaplangı), ışık tasarı-mından (Kemal Yiğitcan) efekte (Erhan Aşar); sıcak, samimi bir oyun izlemek ve yaşadığımız bu bedbaht günlerde katıksız gülmek için yeni sezonda da sahneleneceğini düşündüğüm Oyunun Oyunu’nu kaçırmayın derim.
Zira son günlerde sokakta patlayan bombalar, tiyatro sahnelerindeki oyunların birer birer iptal olmasına, insanların evlerinden çıkamamasına, evine girememesine neden olurken sanata, üretime, güzelliğe ve gülümsemeye her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Sevgiyle...
OYUNUN OYUNU
Yazan: Michael Frayn
Çeviren: Lale Eren Dalsar
Yöneten: Ali Gökmen Altuğ
Dramaturgi: Özge Ökten
Sahne Tasarımı: Taciser Sevinç
Kostüm Tasarımı: Nihal Kaplangı
Işık Tasarımı: Kemal Yiğitcan
Efekt: Erhan Aşar
OYUNCULAR
AHMET SARAÇOĞLU, ASLIHAN KANDEMIR, AYŞEN SEZEREL, BERNA OĞUZUTKU DEMİRER, CANER ÇANDARLI, DESTAN BATMAZ, ERGÜN ÜĞLÜ, İL-HAN KİLİMCİ, YELİZ GERÇEK
2016 Yeni Tiyatro Dergisi 4. Emek ve Başarı Ödülleri Yılın Dramaturgu: Özge Ökten
Güncelleyen: Şirin inci.
Toplulukla gülmeyi çok özlemişim.
Önüne ardına bakmadan gülmeyi ne çok özlemişiz!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda bu sezon izleyicisine merhaba diyen Oyunun Oyunu’nu ilk kez Mehmet Ergen çeviri ve rejisiyle; Aydın Sigalı, Eylem Tanrıver, Serhat Tutumluer, Funda İlhan, Arzu Bigat Baril, Şafak Karali, Melih Düzenli, Tarık Keskiner, Müjde Hayat, Zeynep Özan adlı oyuncularıyla İzmit Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda izlemiştim. 2006 yılında 100. kez sahnelenen bu oyun, İzmit’te hâlâ kapalı gişe oynuyordu. Bu oyunla o tarihte Michael Frayn’ın yazarlığına ve oyunu sahneleyen ekibe imrenmiştim.
Oyunun Oyunu; yazılışı itibarıyla fars özelliği gösterir. Fars türünde gülünçlük, çoğunlukla olması gereken ile olmaması gerekenin beklenmedik, şaşırtıcı bir biçimde ters yüz olmasından doğar. Michael Frayn yazdığı bu oyunda bizlere bir oyun değil, iki oyun sunar. Çırılçıplak oyununda oyuncular önce prova aşamasında, sonrasında ise kuliste yaşanan bir başka farsın içinde bulurlur kendilerini. Bu iki farsın birleşimi Oyunun Oyunu’nu tiyatro tarihinin en dahiyane oyunlarından biri haline getirmiştir kanımca. (Metin öylesine matematiksel bir akılla üretilmiş ki oluşturulan hikayede dinamizm sürekli etkin.)
Oyunun Oyunu’nda ilk olarak “Çırılçıplak” adlı bir piyeste görev alan oyuncular Dotty, Brooke, Selsdon, Belinda, Garry, Frederick, sahne amiri Tim ve yardımcısı Poppy, oyunun yönetmeni Lloyd ile tanışıyoruz.
Oyuncuların oyunun son provasını alırken yaşadıkları, kişisel talepleri, oyunda aksa-yan replikler ve aksaklıklar, birbirleriyle kurdukları kapalı ilişki ağı öylesine doğal ve yalın oynanıyor ki koltuğunda oturan seyirci sürekli gidip gelen yönetmenin yardımcısı gibi hisse-diyor kendini. İkinci perdede kulis arkasından sahneye girdiklerinde yaşadıkları durumlar ise gülmekten çenemizi ağrıtır biçimde bir gıdıklanma durumu yaşatıyor. Üçüncü perde gibi yansıyan bir arayla bu kez yine sahne önünde izliyoruz onları artık işlerin iyice karmaşıklaşan ilişki yapısı ve oyunuyla. Ve son olarak sürpriz bir finalle selamlıyorlar seyirciyi.
En son Maksim Gorki’nin Ayaktakımı Arasında oyunundaki işçi rolüyle izlediğim Ali Gökmen Altuğ, bu kez bu muhteşem oyunun yönetmen koltuğunda. Başta böylesine güzel bir ekip oluşturmasından dolayı kendisi kutluyorum. Oyundaki rejisi, ilişki trafiği, oyunculuklardaki doğallık ve tempo öylesine güzel ki oyunu yazıldığı gibi bir samimiyetle algılıyorsunuz; bu algıya katkı sağlayan çevirmen Lale Eren Dalsar’ı ve dramaturg Özge Ökten’i tebrik ediyorum.
Ayşen Sezerel, Aslıhan Kandemir, Yeliz Gerçek, Caner Çandarlı, Ergun Üğlü, Destan Batmaz, Berna Oğuzutku Demirer ve Ahmet Saraçoğlu son derece doğal oyunculuklarıyla bizlere çok güzel vakit geçirtirken tüm oyuncuları gönülden bin bir kez tebrik ediyorum. Benim favorim ise bu oyunda hırsız karakteri Selsdon’a hayat veren İlhan Kilimci. Oyun boyunca ara ara görünmesine rağmen her sahnede oluşunda kendisini izlemeye doyamadım diyebilirim.
Sahne tasarımından (Taciser Sevinç) kostüm tasarımına (Nihal Kaplangı), ışık tasarı-mından (Kemal Yiğitcan) efekte (Erhan Aşar); sıcak, samimi bir oyun izlemek ve yaşadığımız bu bedbaht günlerde katıksız gülmek için yeni sezonda da sahneleneceğini düşündüğüm Oyunun Oyunu’nu kaçırmayın derim.
Zira son günlerde sokakta patlayan bombalar, tiyatro sahnelerindeki oyunların birer birer iptal olmasına, insanların evlerinden çıkamamasına, evine girememesine neden olurken sanata, üretime, güzelliğe ve gülümsemeye her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Sevgiyle...
OYUNUN OYUNU
Yazan: Michael Frayn
Çeviren: Lale Eren Dalsar
Yöneten: Ali Gökmen Altuğ
Dramaturgi: Özge Ökten
Sahne Tasarımı: Taciser Sevinç
Kostüm Tasarımı: Nihal Kaplangı
Işık Tasarımı: Kemal Yiğitcan
Efekt: Erhan Aşar
OYUNCULAR
AHMET SARAÇOĞLU, ASLIHAN KANDEMIR, AYŞEN SEZEREL, BERNA OĞUZUTKU DEMİRER, CANER ÇANDARLI, DESTAN BATMAZ, ERGÜN ÜĞLÜ, İL-HAN KİLİMCİ, YELİZ GERÇEK
2016 Yeni Tiyatro Dergisi 4. Emek ve Başarı Ödülleri Yılın Dramaturgu: Özge Ökten
Güncelleyen: Şirin inci.