Sarı-kırmızılıların resmi internet sitesinden Coşkun Çelik imzası ile yayınlanan yazı şu şekilde:
"1 UEFA, 1 Avrupa Süper Kupası, 4 lig şampiyonluğu, 2 Türkiye Kupası, 2 Cumhurbaşkanlığı, 3 TSYD Kupası...
Tam 20 yıl önceydi... 1996 yazıydı... Galatasaray, Türkiye'yi Avrupa Şampiyonası'na ilk kez götüren Teknik Direktör Fatih Terim ile anlaşmıştı. Henüz bir orta saha oyuncusu bulunamamıştı. TSYD Kupası kaybedilmişti. Takviye edilen gençlerle sezona başlama telaşı hakimdi. Gazeteler Portekizli Folha'nın Galatasaray'a geleceğini yazıyorlardı. Dönemin Asbaşkanı Ergun Gürsoy, bir gün Fatih Terim'in yanına gidip, "Hagi'yi ister misin?" diye sordu. Terim de Gürsoy'a "Ergun abi olabilecek şeyleri konuşalım" yanıtını verince harekat başladı. Geldi, gelecek, geliyor denildi...
Barcelona ile bağları koparan Rumen oyuncunun kafasında önce Meksika'ya gitmek vardı. Alacağı astronomik ücret Hagi'nin iştahını kabartıyordu ancak Ergun Gürsoy ve İrfan Kurdoğlu'nun ısrarı, Türkiye'nin Romanya'ya yakın olması Hagi'nin Meksika yerine İstanbul uçağına binmesine neden oldu. Nihayet 31 Temmuz 1996 günü Barcelonalı Gheorghe Hagi, Atatürk Havalimanı'na indi. "Avrupa Kupası kazanırsak 1 milyon dolar alırım" diyen Gica bu dileğini 4 yıl sonra gerçeğe dönüştürdü.
Akıl almaz bir kariyerdi onunki. Steaua Bükreş ile kazanılan bir Süper Kupa, yine Steaua ile oynanan bir Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası finali, Serie A serüveni, İspanya'nın iki dev kulübü Real Madrid ve Barcelona'da geçirilen futbol günleri...
Galatasaray'a imza attığında 31 yaşında olan ancak sanki 35'likmiş gibi eleştirilen Hagi, 3 Ağustos 1996 günü Ali Sami Yen'de Uğur Tütüneker'in jübilesinde sahneye çıktı. Ardından ligin ilk maçı olan Van deplasmanında biri penaltıdan attığı 2 golle sarı-kırmızılı ekibi İstanbul'a 3 puanla döndüren isim oldu. Ertesinde İstanbul'daki aşıklarına Trabzon'a karşı attığı frikik golüyle karşılık verdi. Hagi efsanesi artık resmen başlamıştı.
5 sezonda 38 numaralı ayakkabısıyla 10 numaralı formaya dünyaları sığdırdı... Kupalar, birbirinden güzel asistler, birbirinden güzel goller...
Tıpkı başladığı gibi bitti Hagi'nin İstanbul günleri. Ali Sami Yen'deki ilk resmi maçını oynadığı Trabzon'a karşı son resmi lig maçında omuzlara alındı. Köstence'de başlayan futbolculuk hayatı o gün orada son buldu... İyi ki vardın Hagi."
"1 UEFA, 1 Avrupa Süper Kupası, 4 lig şampiyonluğu, 2 Türkiye Kupası, 2 Cumhurbaşkanlığı, 3 TSYD Kupası...
Tam 20 yıl önceydi... 1996 yazıydı... Galatasaray, Türkiye'yi Avrupa Şampiyonası'na ilk kez götüren Teknik Direktör Fatih Terim ile anlaşmıştı. Henüz bir orta saha oyuncusu bulunamamıştı. TSYD Kupası kaybedilmişti. Takviye edilen gençlerle sezona başlama telaşı hakimdi. Gazeteler Portekizli Folha'nın Galatasaray'a geleceğini yazıyorlardı. Dönemin Asbaşkanı Ergun Gürsoy, bir gün Fatih Terim'in yanına gidip, "Hagi'yi ister misin?" diye sordu. Terim de Gürsoy'a "Ergun abi olabilecek şeyleri konuşalım" yanıtını verince harekat başladı. Geldi, gelecek, geliyor denildi...
Barcelona ile bağları koparan Rumen oyuncunun kafasında önce Meksika'ya gitmek vardı. Alacağı astronomik ücret Hagi'nin iştahını kabartıyordu ancak Ergun Gürsoy ve İrfan Kurdoğlu'nun ısrarı, Türkiye'nin Romanya'ya yakın olması Hagi'nin Meksika yerine İstanbul uçağına binmesine neden oldu. Nihayet 31 Temmuz 1996 günü Barcelonalı Gheorghe Hagi, Atatürk Havalimanı'na indi. "Avrupa Kupası kazanırsak 1 milyon dolar alırım" diyen Gica bu dileğini 4 yıl sonra gerçeğe dönüştürdü.
Akıl almaz bir kariyerdi onunki. Steaua Bükreş ile kazanılan bir Süper Kupa, yine Steaua ile oynanan bir Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası finali, Serie A serüveni, İspanya'nın iki dev kulübü Real Madrid ve Barcelona'da geçirilen futbol günleri...
Galatasaray'a imza attığında 31 yaşında olan ancak sanki 35'likmiş gibi eleştirilen Hagi, 3 Ağustos 1996 günü Ali Sami Yen'de Uğur Tütüneker'in jübilesinde sahneye çıktı. Ardından ligin ilk maçı olan Van deplasmanında biri penaltıdan attığı 2 golle sarı-kırmızılı ekibi İstanbul'a 3 puanla döndüren isim oldu. Ertesinde İstanbul'daki aşıklarına Trabzon'a karşı attığı frikik golüyle karşılık verdi. Hagi efsanesi artık resmen başlamıştı.
5 sezonda 38 numaralı ayakkabısıyla 10 numaralı formaya dünyaları sığdırdı... Kupalar, birbirinden güzel asistler, birbirinden güzel goller...
Tıpkı başladığı gibi bitti Hagi'nin İstanbul günleri. Ali Sami Yen'deki ilk resmi maçını oynadığı Trabzon'a karşı son resmi lig maçında omuzlara alındı. Köstence'de başlayan futbolculuk hayatı o gün orada son buldu... İyi ki vardın Hagi."