Mehmet Demirkol: Advocaat’ın Emre’nin kırmızı kartı sonrası hemen 4-4-2’ye dönmesi anlaşılabilir bir hamle, az da olsa gelen ortalara hiç tepki vermeyen Emenike’nin yanına 2 stoperin dikkatini dağıtacak Van Persie’yi oyuna sokmak da. Fakat burada da orta saha üretimi çok ama çok zayıf kaldı. Salih’ten 2 sene doğru düzgün top oynamadıktan sonra 3 günde bir hem de lider rolüyle Fenerbahçe’yi taşımasını beklemek, benim gibi onu çok beğenen birisi için bile şimdilik bir hayal belli ki. Topal-Ozan ve Salih her anlamda çok zayıf kaldılar. Topal’ın kırmızı kartı da bunun farkında olan tecrübeli bir oyuncunun sınırlarını fazla zorlamasından.
Erman Toroğlu: Yeni teknik adamın kendi takımını ve Türkiye’deki diğer takımları ve karakterlerini öğrenmesi için belli bir zaman geçecek bu belli. Sarı-lacivertliler bu arayı ne kadar az kayıpla kapatırlarsa o kadar büyük avantaj.Başakşehir’de Yalçın diye bir stoper oynuyor. Yıllardır da oynuyor.Hem de adam gibi oynuyor.Ama gören yok. Milli takım orta sahadan stoper arıyor, stoper yaratmaya çalışıyor; ama bu çocuk Başakşehir’de aslanlar gibi oynuyor.Kaleci Volkan da oynuyordu çok yemeye kaltkılar ama o direndi ve çatır çatır formayı aldı.Başakşehir mantığındaki kulüplerin türk futbolunda artması lazım eğer bu tip kulüpleri artırabilirsek o zaman türk futbolunda ilerleme olacaktır, bu kadar basit.Dünkü maçı F.Bahçe de alabilirdi. o zaman türk futbolu kurtulcak mıydı? işte bütün sorun burada..
Ahmet Çakar: Fenerbahçe düşük tempo ile oynuyor, hücumda çoğalamıyor. Bütün bunlara maçın hemen başında yedikleri gol de tüy dikti. İnanın yediği golden sonra neredeyse 80. dakikaya kadar Fenerbahçe inisiyatifi hiçbir zaman eline alamadı. Buna karşılık da son 10 dakikada maçı pekala kurtarırlardı. Hele bir pozisyon var ki önce Fernandao’nun kafasında top direkten dönüyor, sonra Van Persie tamamlıyor ama Volkan Babacan sanki bir ilahi güçle topu kurtarıveriyor.
Gürcan Bilgiç: Grasshoppers oyunu ile bu maçı özdeşleştiren Advocaat için de ilk Türkiye dersiydi. Rakibi ona kim anlatmışsa, belli ki ikna edememiş. Ozan-Topal ikilisine orta sahayı bırakma gafleti, aslında oyunu rakibe teslim etme kararıydı. Salih’in topun arkasına doğru geçmedeki eksikliğinin üstüne, daha form tutamamış Alper ve Volkan Şen’i eklediler. Salih ile oyun fikri vardı Fenerbahçe’nin ama ’fikri’ olan oyuncuyu bulmakta güçlük çekiyorlardı. Böylesine kapanan bir rakip karşısında beklerle oyunu genişletmek gerekiyordu. Hasan Ali sonuna kadar zorladı bunu, Van Der Wiel’in ise fikri yoktu bu konuda.
Ömer Üründül: Dick Advocaat, Stoch ve Fernandao hamlesini çok geç yaptı. Başakşehir’i de 53’te 10 kişi kalmasına rağmen aldığı haklı galibiyetten dolayı da kutlamak lazım. Bu arada oyuna sonradan giren Mustafa Pektemek, Başakşehir’in çok baskı altında kaldığı ve yorulduğu bölümde takımı rahatlatan çok başarılı icraatlar yaptı. Maçın hakemi Ali Palabıyık, iki direk kırmızı kartı da çok doğru gösterdi. Ama en önemlisi genel yönetimi mükemmele yakındı. (Sabah)
Feyyaz Uçar: İkinci yarının ilk dakikaları Başakşehir’in kontrolü altında geçerken Emre’den garip bir hareket. Tekmesi Emenike’ye değil, kendi takımına. Teknik adamlar için kartlar yeniden açıldı. Dick Advocaat’tan hemen Van Persie ile çift santrfor hamlesi geldi. Abdullah Avcı’nın ilk cevabı Mustafa Pektemek. Amaç önde top tutmak. Cikalleshi’nin bitirici vuruşları heba edilebilir. İkinci hamle Holmen. Mahmut’un yanına Mossoro’dan daha defansif bir orta saha. Top kullanma becerisi ile Holmen etkili öne çıkışlar da yapabilir. Dick Advocaat’ın diğer hamlelerine ise sabotaj var. Mehmet’in bu düşüncesizliği affedilemez. Rakip, kavala tekmeden eksik kalmış. Aynı hatayı sende yapıyorsun. Tecrübene yakışmadı. (Fanatik)
Bağış Erten: İkinci yarı gözümüzü Advocaat’a diktik. Bakalım ne kadar öğrenmişti takımı? Kimi alacaktı? Neyi değiştirecekti? Haliyle ilk tepkisi van Persie oldu. Kabul edilebilir. Devamını da getirdi ve Stoch’la Fernandao girdi. Ama işe yaramadı. 86’daki pozisyon da gol olmayınca kaderini kabullendi konuk ekip. Başakşehir, Abdullah Avcı kolay alt edilir değildi. Bunu bir kez daha ispatladılar. Fenerbahçe ise olabilecek en ‘normal’ fakat aynı zamanda en kötü başlangıcı yapmış oldu. Yine de ahkam için erken. Önümüzdeki maçlara bakmalıyız. (Cumhuriyet)
Erman Toroğlu: Yeni teknik adamın kendi takımını ve Türkiye’deki diğer takımları ve karakterlerini öğrenmesi için belli bir zaman geçecek bu belli. Sarı-lacivertliler bu arayı ne kadar az kayıpla kapatırlarsa o kadar büyük avantaj.Başakşehir’de Yalçın diye bir stoper oynuyor. Yıllardır da oynuyor.Hem de adam gibi oynuyor.Ama gören yok. Milli takım orta sahadan stoper arıyor, stoper yaratmaya çalışıyor; ama bu çocuk Başakşehir’de aslanlar gibi oynuyor.Kaleci Volkan da oynuyordu çok yemeye kaltkılar ama o direndi ve çatır çatır formayı aldı.Başakşehir mantığındaki kulüplerin türk futbolunda artması lazım eğer bu tip kulüpleri artırabilirsek o zaman türk futbolunda ilerleme olacaktır, bu kadar basit.Dünkü maçı F.Bahçe de alabilirdi. o zaman türk futbolu kurtulcak mıydı? işte bütün sorun burada..
Ahmet Çakar: Fenerbahçe düşük tempo ile oynuyor, hücumda çoğalamıyor. Bütün bunlara maçın hemen başında yedikleri gol de tüy dikti. İnanın yediği golden sonra neredeyse 80. dakikaya kadar Fenerbahçe inisiyatifi hiçbir zaman eline alamadı. Buna karşılık da son 10 dakikada maçı pekala kurtarırlardı. Hele bir pozisyon var ki önce Fernandao’nun kafasında top direkten dönüyor, sonra Van Persie tamamlıyor ama Volkan Babacan sanki bir ilahi güçle topu kurtarıveriyor.
Gürcan Bilgiç: Grasshoppers oyunu ile bu maçı özdeşleştiren Advocaat için de ilk Türkiye dersiydi. Rakibi ona kim anlatmışsa, belli ki ikna edememiş. Ozan-Topal ikilisine orta sahayı bırakma gafleti, aslında oyunu rakibe teslim etme kararıydı. Salih’in topun arkasına doğru geçmedeki eksikliğinin üstüne, daha form tutamamış Alper ve Volkan Şen’i eklediler. Salih ile oyun fikri vardı Fenerbahçe’nin ama ’fikri’ olan oyuncuyu bulmakta güçlük çekiyorlardı. Böylesine kapanan bir rakip karşısında beklerle oyunu genişletmek gerekiyordu. Hasan Ali sonuna kadar zorladı bunu, Van Der Wiel’in ise fikri yoktu bu konuda.
Ömer Üründül: Dick Advocaat, Stoch ve Fernandao hamlesini çok geç yaptı. Başakşehir’i de 53’te 10 kişi kalmasına rağmen aldığı haklı galibiyetten dolayı da kutlamak lazım. Bu arada oyuna sonradan giren Mustafa Pektemek, Başakşehir’in çok baskı altında kaldığı ve yorulduğu bölümde takımı rahatlatan çok başarılı icraatlar yaptı. Maçın hakemi Ali Palabıyık, iki direk kırmızı kartı da çok doğru gösterdi. Ama en önemlisi genel yönetimi mükemmele yakındı. (Sabah)
Feyyaz Uçar: İkinci yarının ilk dakikaları Başakşehir’in kontrolü altında geçerken Emre’den garip bir hareket. Tekmesi Emenike’ye değil, kendi takımına. Teknik adamlar için kartlar yeniden açıldı. Dick Advocaat’tan hemen Van Persie ile çift santrfor hamlesi geldi. Abdullah Avcı’nın ilk cevabı Mustafa Pektemek. Amaç önde top tutmak. Cikalleshi’nin bitirici vuruşları heba edilebilir. İkinci hamle Holmen. Mahmut’un yanına Mossoro’dan daha defansif bir orta saha. Top kullanma becerisi ile Holmen etkili öne çıkışlar da yapabilir. Dick Advocaat’ın diğer hamlelerine ise sabotaj var. Mehmet’in bu düşüncesizliği affedilemez. Rakip, kavala tekmeden eksik kalmış. Aynı hatayı sende yapıyorsun. Tecrübene yakışmadı. (Fanatik)
Bağış Erten: İkinci yarı gözümüzü Advocaat’a diktik. Bakalım ne kadar öğrenmişti takımı? Kimi alacaktı? Neyi değiştirecekti? Haliyle ilk tepkisi van Persie oldu. Kabul edilebilir. Devamını da getirdi ve Stoch’la Fernandao girdi. Ama işe yaramadı. 86’daki pozisyon da gol olmayınca kaderini kabullendi konuk ekip. Başakşehir, Abdullah Avcı kolay alt edilir değildi. Bunu bir kez daha ispatladılar. Fenerbahçe ise olabilecek en ‘normal’ fakat aynı zamanda en kötü başlangıcı yapmış oldu. Yine de ahkam için erken. Önümüzdeki maçlara bakmalıyız. (Cumhuriyet)