CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Hakkında, Bilal Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla hazırlanan iddianameye değinen Kılıçdaroğlu, "Benim hakkımda 2 yıl 8 aylık dava açılmış. Savcı iddianame düzenlemiş. 2 yıl 8 ay değil, 2 bin 800 yıllık iddianame düzenlemezseniz adam değilsiniz" dedi.
Kılıçdaroğlu, "Sanıyorlar ki çekineceğiz, sanıyorlar ki korkacağız. Kim açmış davayı. Bilal oğlan açmış. Ben senin kim olduğunu biliyoruz. Paraları dağıtamadık babacığım diyen sen değil miydin? Hesabını soracağız" diye konuştu.
AK Partili bir ilçe başkanı ve bir başkan yardımcısının öldürülmesine de değinen CHP lideri, AK Parti'ye başsağlığı dileğinde bulundu.
"Teröre hep birlikte karşı çıkmamız lazım" diyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
"Van'ın Özalp ilçe başkan yardımcısı, Adalet ve Kalkınma Partisi öldürüldü PKK'lı teröristler tarafından. Ailesini arayıp başsağlığı dileklerimi ilettim. Dün de Aydın Muştu hayatını kaybetti. İkisi de Adalet ve Kalkınma Partisi yöneticileri.
Doğu ve Güneydoğu'da. Başta Binali Yıldırım olmak üzere, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin tüm camiasına CHP Grubu'ndan başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Teröre karşıyız, kimden gelirse gelsin, kime yönelirse yönelsin. Dicle ilçe başkanının terör saldırısında hayatını kaybetmesi hepimizin ortak üzüntüsüdür."
IRAK YÖNETİMİNE SESLENDİ
Başika gerilimine de değinen Kılıçdaroğlu, Türk askerinin çekilmesini isteyen Irak Merkezi Hükümeti'ne şu sözlerle seslendi:
"Sayın Erdoğan, mezhep endeksli bir politikayı gündeme getirdi. Bunun üzerine Irak Merkezi Yönetimi, Türk askerinin Başika'dan çekilmesini istedi. CHP olarak Irak yönetimine seslenmek isterim. Irak'ın toprak bütünlüğüne her dönem savunduk, savunmaya devam edeceğiz. Ortak kültürümüz, tarihimiz var dedik, söylemeye devam edeceğiz. Başika'da askerlerimizin bulunması sıradan değildir. Irak halkının güvenliği için askerlerimiz bulunuyor. Buradaki söylemlere bakıp askerlerimizin Başika'dan çekilmesini istemeyin. Sizin isteğiniz üzerine oraya geldik, görevmizi yapmamıza izin veriniz."
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
"Her şehit olayından sonra köklerini kazıyacağız, şunu yapacağız, bunu yapacağız. Ne yapacaksanız bir an önce yapın. Nedir bu şehitlerin arkası neden kesilmiyor. Neden tavır alınmıyor. Genelkurmay'ın açıklaması son birkaç aydaki şehit sayısı 88. Siviller hariç daha. Düne kadar yaptıkları işlerin ne kadar yanlış olduğunu hatırlatıyorduk.
2002'de terörsüz bir Türkiye devraldın, şimdi Türkiye terör batağının içerisinde. Bunların hiç kusurları yok dememizi istiyorlar. Vatandaşın acısını kim dillendirecek. Ülkemizde barış ve huzuru savunuyoruz.
Ankara Garı'nda hayatını kaybedenlerin yakınlarının yapmak istediği anmaya biber gazı ve jop ile müdahale edildi. Bu ülkeye hoşgörü ne zaman gelecek. Aileler gelmiş karanfil bırakır, bir iki konuşma yapar giderler. Bu izinli bir gösteriydi. Bu saldırıda yöneticilerin, hükümetin bütün kusurları ortaya çıktı. Tazminat davalarının tamamını aileler kazanabilir.
Eylemi yağan IŞİD militanlarıydı. İslam'i şiddetle tanımladılar. Kokteyl terör demeye başlamışlardı ama IŞİD terör örgütü olduğu ortaya çıktı. İyi de IŞİD eleman devşirirken yönetimde kim vardı.
Enerji konusu konuşuluyor, ortada Başbakan yok. Cumhurbaşkanı ve gölge başbakan Berat Albayrak var. Binali Yıldırım'a sesleniyorum, yetkinizi başkasıyla paylaşmayın. Sadece dış politika değil, Türkiye uluslararası arenada darbe ile kapatılan okullar ile anılıyor. Ekonomiye bakın hangi noktaya geldik. İstanbul'da bir Laleli ve esnafı vardı. Bavul turizmi denilen ticaret şeklinde tarih yazmışlardı. Şimdi Laleli esnafı yok ortada. Kapalı çarşıda bir dükkanın sadece hava parası bile bir servetti. Bugün dükkanlar kapanıyor. Bağdat Caddesi'nde boş dükkan bulamazdınız, şimdi dükkanlar kapanıyor. Oteller kan ağlıyor.
"FETÖ'DEN BİR FARKIN YOK"
Çiftçinin, esnafın halini sormuyoruz, zaten halleri perişan. Bir şey söylersek bizi de hapse atarlar mı diye korkuyorlar. 14 yılda ne istedilerse yaptılar. Kimse önlerinde engel değildi. Bütün başarısızlıklarını belirli gruplara yükleme konusunda ciddi bir beceri sergilediler. Bizi PKK kandırdı, bizi FETÖ kandırdı, bizi Esad kandırdı dediler. Siz çıkıp da biz size oy verdik, herkes sizi kandırsın diye mi verdik diyemediniz. Artık Türkiye bu kadar ağır bir yükü taşıyamıyor. 14 yıldır haberimiz yoktu diyorlar. Fethullah Gülen terör örgütünden haberimiz yoktu diyorlar. MGK kararlarını açıkladık, hepsinin altında imzaları var. Erdoğan aynı menzile farklı yollardan gidiyorduk diyor. Aynı menzile giderken rekabet içinde biri diğerini yok etmeye çalıştı. O zaman senin FETÖ'den bir farkın yok demektir.
Hükümet yetkilileri Türkiye'de bir darbe olduğunu kimseye anlatamıyoruz diyorlar. Anlatamazsınız kardeşim. Binlerce öğretmeni işinden ettiniz, er, erbaş, astsubayları hapse tıktınız. Yüzlerce gazeteciyi işinden edip hapse attınız. İşadamlarının mal varlıklarına el koyup tümünü devlete aktardınız.
"MAĞDURU BİZ SAVUNMAYACAĞIZ DA KİM SAVUNACAK?"
Suçu şahsi olmaktan çıkartıp kollektif hale getirdiniz. Adamı suçluyorsunuz, eşini ve çocuklarını da suçluyorsunuz. Bütün aile aç bırakılır mı? Bu dünyanın neresinde vardır. O çocukların tamamına sahip çıkacağız, sözüm sözdür. Hapishaneler tıka basa dolu. Bütün mağdurlara sahip çıkacağız. Hapishanelerde ciddi işkence iddiaları var, kötü muamele iddiaları var.
Bize mağdur edebiyatı yapmayın diyorlar. 6 aylık bebeği annesinden koparmak edebiyat değildir. Hakim karar vermeden sen bir adamı nasıl suçlu ilan edebilirsin? Yarın beraat ederse ne olacak? Meclis'i bombalayanları, vatandaşı öldürenleri, emniyette polislerimizi öldürenleri yakalayın, hiçbir itirazımız yok. 1 milyonu aşkın mağdur var Türkiye genelinde. Biz mağdurların hakkını korumak zorundayız. Bu bizim inancımız gereği böyledir. Zulme karşı duracağız.
O kadar ciddi vaka ve olaylar var ki... 101 vatandaşımız canlı bomba ile hayatını kaybetti, PKK hergün can alıyor. 8 aylık hamile kadını alıyorsunuz içeriye, şeker hastasını alıyorsunuz, bari ilacını verin. Bu mağdurların hakkını biz savunmayacağız da kim savunacak. Darbe fırsatçılığıyla karşı darbe yapıyorlar. Sen böyle devam edersen senin darbe yaptığını bütün dünya anlayacak. PKK'da yanlış yaptınız dedik, Gülen olayında yanlış yapıyorsunuz dedik. Darbecilerle elbette mücadele edilmeli ama bankaya para yatırdı diye birisini devlet memuriyetinden atacaksın, bankaya izin veren siyasiyi koruyacaksın. Bu olmaz."
Hakkında, Bilal Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla hazırlanan iddianameye değinen Kılıçdaroğlu, "Benim hakkımda 2 yıl 8 aylık dava açılmış. Savcı iddianame düzenlemiş. 2 yıl 8 ay değil, 2 bin 800 yıllık iddianame düzenlemezseniz adam değilsiniz" dedi.
Kılıçdaroğlu, "Sanıyorlar ki çekineceğiz, sanıyorlar ki korkacağız. Kim açmış davayı. Bilal oğlan açmış. Ben senin kim olduğunu biliyoruz. Paraları dağıtamadık babacığım diyen sen değil miydin? Hesabını soracağız" diye konuştu.
AK Partili bir ilçe başkanı ve bir başkan yardımcısının öldürülmesine de değinen CHP lideri, AK Parti'ye başsağlığı dileğinde bulundu.
"Teröre hep birlikte karşı çıkmamız lazım" diyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
"Van'ın Özalp ilçe başkan yardımcısı, Adalet ve Kalkınma Partisi öldürüldü PKK'lı teröristler tarafından. Ailesini arayıp başsağlığı dileklerimi ilettim. Dün de Aydın Muştu hayatını kaybetti. İkisi de Adalet ve Kalkınma Partisi yöneticileri.
Doğu ve Güneydoğu'da. Başta Binali Yıldırım olmak üzere, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin tüm camiasına CHP Grubu'ndan başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Teröre karşıyız, kimden gelirse gelsin, kime yönelirse yönelsin. Dicle ilçe başkanının terör saldırısında hayatını kaybetmesi hepimizin ortak üzüntüsüdür."
IRAK YÖNETİMİNE SESLENDİ
Başika gerilimine de değinen Kılıçdaroğlu, Türk askerinin çekilmesini isteyen Irak Merkezi Hükümeti'ne şu sözlerle seslendi:
"Sayın Erdoğan, mezhep endeksli bir politikayı gündeme getirdi. Bunun üzerine Irak Merkezi Yönetimi, Türk askerinin Başika'dan çekilmesini istedi. CHP olarak Irak yönetimine seslenmek isterim. Irak'ın toprak bütünlüğüne her dönem savunduk, savunmaya devam edeceğiz. Ortak kültürümüz, tarihimiz var dedik, söylemeye devam edeceğiz. Başika'da askerlerimizin bulunması sıradan değildir. Irak halkının güvenliği için askerlerimiz bulunuyor. Buradaki söylemlere bakıp askerlerimizin Başika'dan çekilmesini istemeyin. Sizin isteğiniz üzerine oraya geldik, görevmizi yapmamıza izin veriniz."
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
"Her şehit olayından sonra köklerini kazıyacağız, şunu yapacağız, bunu yapacağız. Ne yapacaksanız bir an önce yapın. Nedir bu şehitlerin arkası neden kesilmiyor. Neden tavır alınmıyor. Genelkurmay'ın açıklaması son birkaç aydaki şehit sayısı 88. Siviller hariç daha. Düne kadar yaptıkları işlerin ne kadar yanlış olduğunu hatırlatıyorduk.
2002'de terörsüz bir Türkiye devraldın, şimdi Türkiye terör batağının içerisinde. Bunların hiç kusurları yok dememizi istiyorlar. Vatandaşın acısını kim dillendirecek. Ülkemizde barış ve huzuru savunuyoruz.
Ankara Garı'nda hayatını kaybedenlerin yakınlarının yapmak istediği anmaya biber gazı ve jop ile müdahale edildi. Bu ülkeye hoşgörü ne zaman gelecek. Aileler gelmiş karanfil bırakır, bir iki konuşma yapar giderler. Bu izinli bir gösteriydi. Bu saldırıda yöneticilerin, hükümetin bütün kusurları ortaya çıktı. Tazminat davalarının tamamını aileler kazanabilir.
Eylemi yağan IŞİD militanlarıydı. İslam'i şiddetle tanımladılar. Kokteyl terör demeye başlamışlardı ama IŞİD terör örgütü olduğu ortaya çıktı. İyi de IŞİD eleman devşirirken yönetimde kim vardı.
Enerji konusu konuşuluyor, ortada Başbakan yok. Cumhurbaşkanı ve gölge başbakan Berat Albayrak var. Binali Yıldırım'a sesleniyorum, yetkinizi başkasıyla paylaşmayın. Sadece dış politika değil, Türkiye uluslararası arenada darbe ile kapatılan okullar ile anılıyor. Ekonomiye bakın hangi noktaya geldik. İstanbul'da bir Laleli ve esnafı vardı. Bavul turizmi denilen ticaret şeklinde tarih yazmışlardı. Şimdi Laleli esnafı yok ortada. Kapalı çarşıda bir dükkanın sadece hava parası bile bir servetti. Bugün dükkanlar kapanıyor. Bağdat Caddesi'nde boş dükkan bulamazdınız, şimdi dükkanlar kapanıyor. Oteller kan ağlıyor.
"FETÖ'DEN BİR FARKIN YOK"
Çiftçinin, esnafın halini sormuyoruz, zaten halleri perişan. Bir şey söylersek bizi de hapse atarlar mı diye korkuyorlar. 14 yılda ne istedilerse yaptılar. Kimse önlerinde engel değildi. Bütün başarısızlıklarını belirli gruplara yükleme konusunda ciddi bir beceri sergilediler. Bizi PKK kandırdı, bizi FETÖ kandırdı, bizi Esad kandırdı dediler. Siz çıkıp da biz size oy verdik, herkes sizi kandırsın diye mi verdik diyemediniz. Artık Türkiye bu kadar ağır bir yükü taşıyamıyor. 14 yıldır haberimiz yoktu diyorlar. Fethullah Gülen terör örgütünden haberimiz yoktu diyorlar. MGK kararlarını açıkladık, hepsinin altında imzaları var. Erdoğan aynı menzile farklı yollardan gidiyorduk diyor. Aynı menzile giderken rekabet içinde biri diğerini yok etmeye çalıştı. O zaman senin FETÖ'den bir farkın yok demektir.
Hükümet yetkilileri Türkiye'de bir darbe olduğunu kimseye anlatamıyoruz diyorlar. Anlatamazsınız kardeşim. Binlerce öğretmeni işinden ettiniz, er, erbaş, astsubayları hapse tıktınız. Yüzlerce gazeteciyi işinden edip hapse attınız. İşadamlarının mal varlıklarına el koyup tümünü devlete aktardınız.
"MAĞDURU BİZ SAVUNMAYACAĞIZ DA KİM SAVUNACAK?"
Suçu şahsi olmaktan çıkartıp kollektif hale getirdiniz. Adamı suçluyorsunuz, eşini ve çocuklarını da suçluyorsunuz. Bütün aile aç bırakılır mı? Bu dünyanın neresinde vardır. O çocukların tamamına sahip çıkacağız, sözüm sözdür. Hapishaneler tıka basa dolu. Bütün mağdurlara sahip çıkacağız. Hapishanelerde ciddi işkence iddiaları var, kötü muamele iddiaları var.
Bize mağdur edebiyatı yapmayın diyorlar. 6 aylık bebeği annesinden koparmak edebiyat değildir. Hakim karar vermeden sen bir adamı nasıl suçlu ilan edebilirsin? Yarın beraat ederse ne olacak? Meclis'i bombalayanları, vatandaşı öldürenleri, emniyette polislerimizi öldürenleri yakalayın, hiçbir itirazımız yok. 1 milyonu aşkın mağdur var Türkiye genelinde. Biz mağdurların hakkını korumak zorundayız. Bu bizim inancımız gereği böyledir. Zulme karşı duracağız.
O kadar ciddi vaka ve olaylar var ki... 101 vatandaşımız canlı bomba ile hayatını kaybetti, PKK hergün can alıyor. 8 aylık hamile kadını alıyorsunuz içeriye, şeker hastasını alıyorsunuz, bari ilacını verin. Bu mağdurların hakkını biz savunmayacağız da kim savunacak. Darbe fırsatçılığıyla karşı darbe yapıyorlar. Sen böyle devam edersen senin darbe yaptığını bütün dünya anlayacak. PKK'da yanlış yaptınız dedik, Gülen olayında yanlış yapıyorsunuz dedik. Darbecilerle elbette mücadele edilmeli ama bankaya para yatırdı diye birisini devlet memuriyetinden atacaksın, bankaya izin veren siyasiyi koruyacaksın. Bu olmaz."