Kalın'a, YPG'nin Rakka'dan çıkması için DAEŞ'e güvenli koridor açtığına yönelik iddialar soruldu.
Konunun MİT tarafından yakından takip edildiğini söyleyen Kalın, "Bu yönde emareler var. Bu yeni bir şey değil. Daha önce de yapıldı. Biz hep bunu söylüyoruz, terör örgütleri işlerine geldiğinde birbirlerini destekliyor. Bunlar oyun içinde oyuna dönüşüyor" diye konuştu.
"ABD'NİN HATA YAPTIĞI ÇOK AÇIK"
ABD'nin YPG'ye silah verme kararını eleştiren Kalın, "Çerçeveyi Sayın Cumhurbaşkanımız, Trump ile yaptığı görüşmede ortaya koydu. Oradaki görüşmede Cumhurbaşkanımız aldıkları kararın yanlış olduğunu ifade etti. Biz iddiamızda ısrarcıyız" dedi.
Rakka operasyonunun Özgür Suriye Ordusu ile (ÖSO) yapılabileceğini belirten Kalın, şöyle devam etti:
"Obama yönetimi teklifimizi bir kenara koydu. Başka hesaplar olduğu belirgin. Suriye üzerinde başka bir vekalet gücü oluşturuluyor. Obama yönetiminin hataları kaybedilen zaman süreçlerine baktığınızda Suriye'deki tablonun bu kadar karanlık hale gelmesinin nedenlerini burada aramanız gerekir. DEAŞ başka coğrafyalarda da ortaya çıkmaya başlıyor. Obama yönetimini baştan beri bir terör örgütünü başka bir terör örgütüyle baş edemeyeceği yönünde eleştirdik. Obama yönetimi maalesef Trump'ı da ikna etti. Biz baştan beri söyledik; Rakka operasyonunda YPG yer alırsa biz yokuz dedik. Suriye'nin kuzeyinden Türkiye'ye yönelik bir tehdit algılanırsa gereğini yaparız dedik. ABD'den Türkiye'nin güvenlik endişelerini giderecek adımları atacağız açıklaması geldi. İşbirliğine tabii ki açığız. ABD ile çalışmaya devam edeceğiz. ABD'nin bu konuda hata yaptığı çok açık."
ALMANYA'YA İNCİRLİK MESAJI
Almanya ile yaşanan İncirlik gerilimine de değinen Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, "Almanya bizim kapsamlı ilişkilerimizin olduğu bir ülke. Her zaman iyi ilişki kurma gayretini gösterdik. Türkiye ile Almanya'nın bu konularda ihtilaf etmesini gerektirecek bir durum yok. Biz Almanya'dan yeterli desteği göremedik" diyerek 'Almanya'yı teröre destek vermekle' suçladı.
"PKK meselesini yıllarca ilettik ama bir mesafe alamadık. PKK'nın en fazla örgütlendiği ülke Almanya. Birçok FETÖ kaçkını da Almanya'ya gitti. İade taleplerinin boşa çıkartıldığını gördük. Referandum sürecinde yaşadıklarımızın da izahı yok" ifadelerini kullanan Kalın, şöyle devam etti:
"Bütün bunlardan sonra Almanya bir talepte bulunuyor ve Türkiye reddetmiş gibi davranıyorlar. Bunun arka planı var. Kendi ülkesinde PKK'yı destekleyen kişilerin Türkiye'ye gelip 'şu üssü ziyaret edeceğim, karşı çıkılıyor' gibi bir tutum takınması kabul edilemez. Almanya'da bir üssümüz olsa ve oradaki askerlerimizi ziyaret etmek istesek, bunun bir prosedürü, usulü olur. Burada bizim yaptığımız da bu. Bu bizim egemenlik hakkımızın bir parçasıdır. Merkel bu konuyu NATO zirvesinde Cumhurbaşkanımıza açtı. Cumhurbaşkanımız açık bir şekilde kurallar çerçevesinde gelmeleri halinde ziyarette bir sorun olmayacağını söyledi. Bakılır, konuşulur ve bu ziyaret yapılır. Şöyle bir algı kabul edilemez; Almanya rasyonel bir talepte bulunuyor, Türkiye bunu kabul etmiyor. NSU davalarına bizim milletvekillerimiz defalarca alınmadı. Bir defasında bir bakan arkadaşımızı sokmamaya çalıştılar."
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın açıklamalarından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
FETÖ DAVALARI
Yargılamaların başlamış olması çok önemli. Batılı basın organları hukukun üstünlüğü gibi telkinlerde bulunuyor ama bunun dışında bir şey yapılmıyor zaten. Davalar Türkiye'de hukukun işlediğini gösteriyor. Bu alçak darbe girişiminde bulunanlar adeletin önüne çıkarıldı. Yargı, bağımsızlığı çerçevesinde gerekli değerlendirme yapılacaktır. Şehitlerimiz oldu, ülke tarihinde görülmemiş şeyler yaşandı. Cumhurbaşkanını sadece tevkif etmek için değil katletmek için yola çıktılar. Savunmalara baktığınızda oyun içinde oyun görüyoruz. Yaşananlara ve anlatılanlara bakıldığında iki apayrı dünya var. Türk mahkemeleri çalışıyor ve davalar gayet şeffaf bir şekilde yürütülüyor.
"100 BİNDEN FAZLA SURİYELİ GERİ DÖNDÜ"
Suriye'de DEAŞ ile mücadele devam edecek. Biz de DEAŞ ile mücadeleye devam ediyoruz. Biz sınırımızdan DEAŞ'ı uzaklaştırdık. Cerablus'tan El Bab'a kadar olan hatta 100 binden fazla Suriyeli geri döndü. Suriye savaşı başladığından beri ilk defa oluyor bu. Bunu ne Ürdün ne Lübnan ne Irak hattında yapabildiler. Güvenli bölge hayata geçirilebilseydi bu kadar Suriyeli ülke dışında olmazdı. Şu anda ana çatışmasızlık bölgesi tespit edildi. Bu çatışmayı minimize edebilecek formüllerden birisi. Bunun hayata geçirilmesi için gerekli görüşmeler yapılıyor. Genel bir konsensus var.
AB İLE İLİŞKİLER
AB ile aramızda ihtilaflarımız var. Sayın Junker (AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker) 12 aylık takvim önerdi. Cumhurbaşkanımız da 'konu üzerinde çalışalım' dedi. Hem Dışişleri hem AB Bakanlığımız çalışmalarını başlattılar. AB yetkilileriyle bir takım görüşmeler başlayacak. Yeni iklimin getirisini olarak bunu hayata geçirmek istiyoruz. Küresel bakış açısıyla bir denge politikası izlemek mümkün."
Konunun MİT tarafından yakından takip edildiğini söyleyen Kalın, "Bu yönde emareler var. Bu yeni bir şey değil. Daha önce de yapıldı. Biz hep bunu söylüyoruz, terör örgütleri işlerine geldiğinde birbirlerini destekliyor. Bunlar oyun içinde oyuna dönüşüyor" diye konuştu.
"ABD'NİN HATA YAPTIĞI ÇOK AÇIK"
ABD'nin YPG'ye silah verme kararını eleştiren Kalın, "Çerçeveyi Sayın Cumhurbaşkanımız, Trump ile yaptığı görüşmede ortaya koydu. Oradaki görüşmede Cumhurbaşkanımız aldıkları kararın yanlış olduğunu ifade etti. Biz iddiamızda ısrarcıyız" dedi.
Rakka operasyonunun Özgür Suriye Ordusu ile (ÖSO) yapılabileceğini belirten Kalın, şöyle devam etti:
"Obama yönetimi teklifimizi bir kenara koydu. Başka hesaplar olduğu belirgin. Suriye üzerinde başka bir vekalet gücü oluşturuluyor. Obama yönetiminin hataları kaybedilen zaman süreçlerine baktığınızda Suriye'deki tablonun bu kadar karanlık hale gelmesinin nedenlerini burada aramanız gerekir. DEAŞ başka coğrafyalarda da ortaya çıkmaya başlıyor. Obama yönetimini baştan beri bir terör örgütünü başka bir terör örgütüyle baş edemeyeceği yönünde eleştirdik. Obama yönetimi maalesef Trump'ı da ikna etti. Biz baştan beri söyledik; Rakka operasyonunda YPG yer alırsa biz yokuz dedik. Suriye'nin kuzeyinden Türkiye'ye yönelik bir tehdit algılanırsa gereğini yaparız dedik. ABD'den Türkiye'nin güvenlik endişelerini giderecek adımları atacağız açıklaması geldi. İşbirliğine tabii ki açığız. ABD ile çalışmaya devam edeceğiz. ABD'nin bu konuda hata yaptığı çok açık."
ALMANYA'YA İNCİRLİK MESAJI
Almanya ile yaşanan İncirlik gerilimine de değinen Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, "Almanya bizim kapsamlı ilişkilerimizin olduğu bir ülke. Her zaman iyi ilişki kurma gayretini gösterdik. Türkiye ile Almanya'nın bu konularda ihtilaf etmesini gerektirecek bir durum yok. Biz Almanya'dan yeterli desteği göremedik" diyerek 'Almanya'yı teröre destek vermekle' suçladı.
"PKK meselesini yıllarca ilettik ama bir mesafe alamadık. PKK'nın en fazla örgütlendiği ülke Almanya. Birçok FETÖ kaçkını da Almanya'ya gitti. İade taleplerinin boşa çıkartıldığını gördük. Referandum sürecinde yaşadıklarımızın da izahı yok" ifadelerini kullanan Kalın, şöyle devam etti:
"Bütün bunlardan sonra Almanya bir talepte bulunuyor ve Türkiye reddetmiş gibi davranıyorlar. Bunun arka planı var. Kendi ülkesinde PKK'yı destekleyen kişilerin Türkiye'ye gelip 'şu üssü ziyaret edeceğim, karşı çıkılıyor' gibi bir tutum takınması kabul edilemez. Almanya'da bir üssümüz olsa ve oradaki askerlerimizi ziyaret etmek istesek, bunun bir prosedürü, usulü olur. Burada bizim yaptığımız da bu. Bu bizim egemenlik hakkımızın bir parçasıdır. Merkel bu konuyu NATO zirvesinde Cumhurbaşkanımıza açtı. Cumhurbaşkanımız açık bir şekilde kurallar çerçevesinde gelmeleri halinde ziyarette bir sorun olmayacağını söyledi. Bakılır, konuşulur ve bu ziyaret yapılır. Şöyle bir algı kabul edilemez; Almanya rasyonel bir talepte bulunuyor, Türkiye bunu kabul etmiyor. NSU davalarına bizim milletvekillerimiz defalarca alınmadı. Bir defasında bir bakan arkadaşımızı sokmamaya çalıştılar."
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın açıklamalarından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
FETÖ DAVALARI
Yargılamaların başlamış olması çok önemli. Batılı basın organları hukukun üstünlüğü gibi telkinlerde bulunuyor ama bunun dışında bir şey yapılmıyor zaten. Davalar Türkiye'de hukukun işlediğini gösteriyor. Bu alçak darbe girişiminde bulunanlar adeletin önüne çıkarıldı. Yargı, bağımsızlığı çerçevesinde gerekli değerlendirme yapılacaktır. Şehitlerimiz oldu, ülke tarihinde görülmemiş şeyler yaşandı. Cumhurbaşkanını sadece tevkif etmek için değil katletmek için yola çıktılar. Savunmalara baktığınızda oyun içinde oyun görüyoruz. Yaşananlara ve anlatılanlara bakıldığında iki apayrı dünya var. Türk mahkemeleri çalışıyor ve davalar gayet şeffaf bir şekilde yürütülüyor.
"100 BİNDEN FAZLA SURİYELİ GERİ DÖNDÜ"
Suriye'de DEAŞ ile mücadele devam edecek. Biz de DEAŞ ile mücadeleye devam ediyoruz. Biz sınırımızdan DEAŞ'ı uzaklaştırdık. Cerablus'tan El Bab'a kadar olan hatta 100 binden fazla Suriyeli geri döndü. Suriye savaşı başladığından beri ilk defa oluyor bu. Bunu ne Ürdün ne Lübnan ne Irak hattında yapabildiler. Güvenli bölge hayata geçirilebilseydi bu kadar Suriyeli ülke dışında olmazdı. Şu anda ana çatışmasızlık bölgesi tespit edildi. Bu çatışmayı minimize edebilecek formüllerden birisi. Bunun hayata geçirilmesi için gerekli görüşmeler yapılıyor. Genel bir konsensus var.
AB İLE İLİŞKİLER
AB ile aramızda ihtilaflarımız var. Sayın Junker (AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker) 12 aylık takvim önerdi. Cumhurbaşkanımız da 'konu üzerinde çalışalım' dedi. Hem Dışişleri hem AB Bakanlığımız çalışmalarını başlattılar. AB yetkilileriyle bir takım görüşmeler başlayacak. Yeni iklimin getirisini olarak bunu hayata geçirmek istiyoruz. Küresel bakış açısıyla bir denge politikası izlemek mümkün."