İdlib bölgesinde nüfusun çoğunun terk ettiği, Suriye ve Rus uçaklarının bombardımanının ise devam ettiği Kefr Nebil kasabasında az sayıda insan binlerce kediyle birlikte yaşamını sürdürmeye çalışıyor.
32 yaşındaki Salah Jaar evinin mahzeninde bir masanın altında ara ara devam eden bombardımandan korunmaya çalışıyor. Ama yalnız değil. Çevresinde en az onun kadar korku içinde mahzene sığınmış çeşitli renk ve boylarda beş-altı kedi var.
Jaar, "Çevrede kedilerin olması rahatlatıcı. Bombardımanı, yıkımı, eziyeti hafifletiyor, daha az korkutucu görünmesini sağlıyor" diyor.
Bu kasabada bir zamanlar 40 bin kişi yaşıyordu. Şu anda yaşayanların sayısı 100'ü bulmaz. Kaç kedi kaldığını tahmin etmek zor ama yüzlerce belki de binlerce kedi var.
Salah "Kefr Nebil'de çok az sayıda kişi kaldı. Kedilere birinin bakması, onlara yiyecek ve su vermesi gerekiyor. Kalan insanların evlerine sığındılar. Her bir evin 15 civarında belki de daha fazla kedisi vardır" diyor.
Salah Jaar yerel bir radyo istasyonunda çalışıyor. Stüdyoları yakınlarda bir hava saldırısında tamamen yıkılmış. Neyseki bombardımandan önce yakındaki daha güvenli bir kasabaya taşınmışlar.
Bölgeyi denetleyen İslamcıların da hedef alıp geçen yılın Kasım ayında kurucusu Raid Faris'i öldürdükleri bir radyo bu.
İnsanları hava saldırıları konusunda uyarmasının yanısıra haber, komedi programları, dinleyicilerin telefonla katılabilecekleri şovlar yayınlayan radyo kediler tarafından da çok tutuluyor. Onlarca kedi binaya yerleşmiş.
Radyonun artık efsaneleşen kurucusu Raid Faris, sağlığında kedilere mama ve süt alabilmek için özel ödenek bile ayırmış.
"Bir çoğu radyo binasında doğdu. Kahverengi benekleri olan beyaz bir kedi Raid'e çok bağlanmıştı. Nereye gitse onunla gider, onunla uyurdu" diye anlatıyor Salah.
Salah ile yıkıntı halindeki evinden çıktığımızda her yönden koşarak gelen kulakları sağır edici bir miyav korosu yükseliyor. Kimi nameli kimi acıklı, kimi vahşi. "Bu herkese oluyor" diyor.
"Bazen sokakta arkamızda 20-30 kediyle yürüyoruz. Her yere bizimle geliyorlar."
Karanlık çökerken sokak köpeklerinin ulumaları ve havlamaları da gece seslerine katılıyor. Onlar da aç ve açıkta. Geceleri yiyecek bir şey ararlarken zaman zaman kedilerle rakip oluyorlar. Ama Salah kavgaları her zaman kedilerin kazandığını, sayıca çok fazla olduklarını söylüyor.
Hayatı her an tehlikede de olsa, yarı aç yarı çok da gezse Salah gibilerinin sofrasında kedilere hep bir yer bulunuyor.
"Ben bir şey yiyorsam onlar da yiyor. Sebze olsun, makarna olsun, kuru ekmek olsun. Hepimiz muhtaç durumdayız, birbirimize destek olmamız lazım diye düşünüyorum" diyor.
Tabi bir de bombardımanda yaralanan kediler var. İlaç ve tıbbi hizmet yokluğuna rağmen, onlara da bakmaya çalışıyorlar.
Salah "Bir arkadaşımın kedilerinden biri bombardımanda yaralandı. Ön patisi gidiyordu neredeyse. Fakat onu İdlib'e veterinere götürmeyi başardık. Şimdi tamamen iyileşti" diyor.
Suriye ordusu mevzileri Kefr Nebil'den çok uzak değil ve yakında kasabayı alacaklarına kuşkusuz gözüyle bakılıyor. Salah bunun kendisi ve kasabada kalabilen az sayıda insan ve kedileri için ne anlama geleceğini tam bilemiyor.
"İyi günü de kötü günü de, acıyı, keyfi ve çokça da korkuyu birlikte yaşadık. Hayat arkadaşlarımız oldular" diyor.
Olur da Kefr Nebil'i terketmesi gerekirse, kedilerinin çoğunu da götürmeye çalışacağını söylüyor.