Assassin's Creed Brotherhood İndir (Full)
Egzotik Forumları

Hayatın içinden...

Giriş yap

Şifremi unuttum



1299!! #KnightOnline Açık.PK 1299! DESTEK PRO(UYGUNFİYAT)!!
Bilgi için tıklayın >>> [TIKLAYIN]
Anket

Egzotik Forum'dan MemNun Musunuz?

Assassin's Creed Brotherhood İndir (Full) I_vote_lcap96%Assassin's Creed Brotherhood İndir (Full) I_vote_rcap 96% [ 915 ]
Assassin's Creed Brotherhood İndir (Full) I_vote_lcap1%Assassin's Creed Brotherhood İndir (Full) I_vote_rcap 1% [ 7 ]
Assassin's Creed Brotherhood İndir (Full) I_vote_lcap1%Assassin's Creed Brotherhood İndir (Full) I_vote_rcap 1% [ 6 ]
Assassin's Creed Brotherhood İndir (Full) I_vote_lcap3%Assassin's Creed Brotherhood İndir (Full) I_vote_rcap 3% [ 24 ]

Toplam Oylar : 952

En son konular

» 30.10.2024 Haftalık Burç yorumu
tarafından Yazar : EgzotikForum Çarş. 30 Ekim - 21:41:48

» Anadolu Efes, Bursaspor deplasmanında galip! Ligde 2'de 2...
tarafından Yazar : EgzotikForum Çarş. 30 Ekim - 21:34:24

» NBA'de dudak uçuklatan rakam! Alperen Şengün'ün yeni sözleşmesi belli oldu, Türk spor tarihine geçti
tarafından Yazar : EgzotikForum Çarş. 30 Ekim - 21:33:40

» NBA'de milli basketbolcu Alperen Şengün, sezona "double-double" ile başladı
tarafından Yazar : EgzotikForum Çarş. 30 Ekim - 21:32:38

» Fenerbahçe Beko, Nefes kesen maçta Ergin Ataman'ın Panathinaikos'una mağlup oldu! EuroLeague'de 2. yenilgisini yaşadı
tarafından Yazar : EgzotikForum Çarş. 30 Ekim - 21:32:16

» Galatasaray’dan Beşiktaş’a yanıt
tarafından Yazar : EgzotikForum Çarş. 30 Ekim - 21:26:50

» İrfan Saraloğlu'ndan Gabriel Sara açıklaması! Galatasaray taraftarını üzen haberi verdi
tarafından Yazar : EgzotikForum Çarş. 30 Ekim - 21:26:17

» Beşiktaş'ın eski yıldızı Valentin Rosier, Galatasaray'a transfer oluyor!
tarafından Yazar : EgzotikForum Çarş. 30 Ekim - 21:25:49

» Emre Belözoğlu'ndan Jose Mourinho açıklaması! "Mourinho, bu kupaları nasıl kazandı?"
tarafından Yazar : EgzotikForum Çarş. 30 Ekim - 21:24:32

» Fenerbahçe'nin golcüsü Youssef En-Nesyri zoru başardı! Tüm gollerini kafayla attı
tarafından Yazar : EgzotikForum Çarş. 30 Ekim - 21:23:51


Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

Assassin's Creed Brotherhood İndir (Full)

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

cemadir

cemadir
Egzotik Forum Emekçisi

Oyun Bilgileri

Ubisoft’un Prince of Persia serisi ile elde ettiği becerileri kullanarak
yarattığı Assassin’s Creed, Brotherhood ile üçüncü çıkarmasını
gerçekleştiriyor.


İkinci oyunda seriye dahil olan Ezio’nun bir kez daha başrolü üstlendiği
Brotherhood, online multiplayer moduyla da seride bir ilki temsil
ediyor. İkinci oyundan çok kısa bir süre sonra sahne alan ve bu yüzden
bazı endişeler taşımamıza yol açan Brotherhood’un tam sürümü sonunda
elimizde. Bakalım bizleri utandıracak bir oyun mu geliştirmiş Ubisoft?

SUNUM:

İlk oyundan itibaren yaratılan atmosferin dışına çıkmıyor Brotherhood ve
kendi güvenli sularında yüzmeyi tercih ediyor. Yaklaşık 3 GB’lik bir ön
yükleme ile karşılıyor oyun bizleri. Bu yüklemenin ardından beyaz
rengin odanızı aydınlatacağı kısa bir yükleme ekranına daha hazırlıklı
olun. Herşeyi atlattıktan sonra Animus’un menüsünde buluyoruz kendimizi
ve START tuşuna basarak geçmişe ışınlanıyoruz.

Assassin’s Creed serisinde beyaz rengin önemi büyük. Ana menüden yükleme
ekranlarına kadar her yerde bembeyaz bir ekran sizi karşılıyor ve gece
lambası gibi odanızı aydınlatıyor. Brotherhood, önceki oyunlardan farklı
bir sunuma sahip değil ancak yenilik peşinde koşmasına da hiç gerek
yok. Yeterince süre ve para ayrıldığı her yerinden belli olan
prodüksiyonun kalitesi sayesinde, etkileyici bir sunuma sahip
Brotherhood. Sade ama ilginç bir şekilde fazlasıyla çarpıcı menü
tasarımları, hikayenin geçtiği dönemi eksiksiz bir şekilde yaşamanızı
sağlayan genel atmosferi ve müzikleriyle kusursuz bir havaya sahip
oyunumuz.

ÖYKÜ:

2012 yılındayız. Templar saldırısından kurtulan Desmond Miles ve ekibi,
Animus projesini gözlerden ırak ve güvenli bir şekilde devam
ettirebilmek için Monteriggioni’ye, harabe halindeki Villa Auditore’ye
giderler. İkinci oyundan tanıdık gelecek olan Villa Auditore’de saklanan
ekibimiz, Ezio ile birlikte maceralarına kaldıklarına yerden devam
edeceklerdir.

Animus’a girdiğimizde 1499 yılında açıyoruz gözlerimizi. İkinci oyunun
sonunda gördükleri yüzünden kafası karışık olan ve canını zor kurtaran
Ezio Auditore, amcası Mario ile birlikte Monteriggioni’ye geri döner.
Ancak beklenmedik bir saldırıyla karşılaşırlar. Cesare Borgia kasabaya
saldırır, Mario’yu öldürür ve Apple of Eden’ı ele geçirir. Ailesi ile
birlikte güçlükle kaçan Ezio, dağılan suikast kardeşliğini tekrar
toparlamak için Templar’ların merkezi olan Roma’ya gitmeye karar verir.

Brotherhood, seri içinde öykü anlatımı konusundaki en yetenekli oyun.
Kaliteli ve dramatik tonu yüksek ara videolarla sıklıkla desteklenen
hikaye, oyuncuyu şaşırtan dönemeçleriyle oldukça derin. Uzun oyun
süresiyle beraber sizi içine alacak kalitede bir hikaye bu ve
Brotherhood öyküsünü anlatırken bir an bile tökezlemiyor. Serinin ikinci
oyununda yer alan Ezio’yu tekrar yönetmemiz de oyunun artılarından.
Zaten tanıdığımız ve benimsediğimiz bir karakteri yönettiğimiz için yeni
hikayenin içine girmekte zorlanmıyoruz.

GRAFİKLER:

Ubisoft Montreal, ufak dokunuşlarla en yakışıklı Assassin’s Creed’ e
hayat vermiş. Serinin ilk iki oyununda pek çok görsel sıkıntı mevcuttu
hatırlarsanız. Yoğun ekran kırılmaları, AA problemi, özensiz kaplamalar
ve göz acıtan gölgelendirmeler, serinin çarpıcı atmosferine balta
vuruyorlardı. Brotherhood’da bu sorunlar tamamen ortadan kalkmış değil
ancak olabildiğince törpülenmiş. Böylece çok daha temiz grafiklerle
karşılaşıp çocuklar gibi sevindik.

Karakter animasyonlarındaki kalite aynen korunmuş. Özellikle ikinci
oyunu baz alırsak, neredeyse aynı işçilikle karşılaştığımızı
söyleyebiliriz. Kötü birşey değil bu elbette; Ezio binaları tırmanırken,
koşarken ve savaşırken, inanılmaz gerçekçi animasyonlarıyla göz
dolduruyor. Kontrol ettiğiniz kişinin gerçek bir insan olduğunu
hissettirecek kadar güzel ve zengin animasyonlara sahip Brotherhood.
Sokakları dolduran halka baktığımız zaman da benzer bir kalite
görüyoruz. Yaşanan olaylara tepki veren, şaşıran, korkup kaçan
insanlarla dolu sokaklar. Görsel açıdan bu kadar çarpıcı bir atmosferin
sunulduğu oyunlarla pek sık karşılaşmıyoruz bugünlerde.

Düşmanlarda ise bu durum birazcık değişiyor ve gerçeklikten uzaklaşan
animasyonlar çıkıyor karşımıza. Sizi kovalamak için binaları tırmanırken
bir anda Spider-man esnekliğine kavuşan, çekirge gibi sıçrayan ve hızlı
çekime alınmış gibi yanınızda bitiveren düşmanlar, öldüklerinde de
kemiksiz bir canlı gibi esnek pozisyonlarda yere serilebiliyorlar.
Serinin başından süregelen bir problem bu. Yüz animasyonları ise genel
açıdan baktığımızda kaliteli ancak sizi rahatsız edecek bir donukluğun
varlığı hemen hissediliyor. Karakterlerin gözleri cam gibi, donuk ve
tepkisiz. Dudak animasyonları ise zaman zaman diyaloglara eşlik edemiyor
ve senkron bozuluveriyor. Gene de bu söylediklerimizin oyunun genel
kalitesini bozacak boyutlarda sıkıntılar olmadığını belirtelim.

Mekan tasarımlarına baktığımızda, eşine zor rastlanır bir oyunla karşı
karşıya olduğumuzu hemen anlıyoruz. İlk Assassin’s Creed bu konuda bizi
yeterince tatmin etmemiş ancak ikinci oyunda müthiş bir tempo
yakalamıştı seri. Yapımcıların özenli işçiliği, Brotherhood ile zirve
yapmış durumda. Oyunda Roma başta olmak üzere birkaç farklı haritada
gezineceksiniz. Zamanınızın büyük bölümünü çalacak olan Roma ise
ağzınızı açık bırakacak. 1400'lü yılların Roma şehri, tüm gerçek tarihi
yapılarıyla hayat bulmuş durumda. Bu güzel şehri ziyaret edenlerin hemen
gözüne çarpacak olan görkemli Colosseum (kolezyum), bugün altından
arabaların geçtiği dev su kemerleri ve sütunlar, Roma harabeleri ve
inatla zamana direnen Pantheon, haritayı zenginleştiren detaylar olarak
dikkat çekiyorlar. Brotherhood sizi ensenizden tutuyor ve 1499 yılının
Roma şehrine bırakıveriyor. Atmosfer yaratma konusunda o kadar yetenekli
ki, alışma süreci yaşamadan geçmişte hissediyorsunuz kendinizi.

Assassin''s Creed Brotherhood resimlerini burada bulabilirsiniz.

Farklı kültürlerden gelen sanatçılardan oluşan yapım ekibi, tarih
hakkındaki engin bilgilerini oyunun her karesine yedirmiş durumda. Bugün
bile ayakta olan tarihi yapıların yakınına geldiğinizde SELECT tuşuyla
kısa ama yararlı bilgiler edinebiliyorsunuz, üstelik gerçek görseller
eşliğinde yapılıyor bu kısa sunum. Bunun dışında dönemin yaşam tarzını
bize olabildiğince doğru gösteriyor Brotherhood. Sokaklardaki insanların
durumu, dini yaymak için vaaz veren rahipler, gondollara evsahipliği
yapan su kanalları, dönemin sanatçıları tarafından yaratılmış gerçek
tablolar ve benzeri eserler, şehir halkının kıyafetleri, kısacası en
ufak detay tarihi gerçeklere olabildiğince dayanıyor. Bu bile Assassin’s
Creed: Brotherhood’un (dahası tüm serinin) ne kadar uzun bir çalışmanın
ürünü olduğunu kanıtlıyor aslında.

Kaplamalar oldukça kaliteli, serinin önceki oyunlarına oranla daha
özenli bir işçilik duruyor karşımızda. Roma’nın ve ziyaret ettiğimiz
diğer bölgelerin gerçekten yaşadığını hissetmemize yardımcı oluyor
kaliteli kaplamalar. Kamerayı manuel olarak çok yakın noktalara
çektiğiniz zaman detaylarda ufak kaybolmalar yaşanıyor ancak bunlar çok
doğal kusurlar. Dinamik ışıklandırma ise tek kelimeyle muhteşem.
Haritayı detaylandırmanızı sağlayan kulenin birine çıkıp senkron işini
yaptığınızda batan akşam güneşinin yüzünüzü ısıttığını hissedeceksiniz.
Kulenin dibindeki samanlığa gerçekleştireceğiniz mantıksız atlayışın
hemen öncesinde Roma’ya derin bir nefes alarak bakın. Muhteşem şehir
manzarasına vuran güneş ışığı ve dar sokaklarda yarattığı gölge oyunları
sizi büyüleyecek. İyice baktınız mı? Tamam, şimdi atlayabilirsiniz
samanlığa.

Kamera istifa etmeyi düşünen, bu yüzden de işini savsaklayan bir şirket
çalışanı gibi davranıyor çoğu zaman. Siz binalara tırmanıp örümcek
yeteneklerinizi sergilerken, sizi başarıyla takip etmiyor ve alakasız
noktalarda durup tırmanacağınız bir sonraki basamağı görmenizi
engelliyor. O yüzden sağ başparmağınızı analogdan ayırmayacağınızı ve
kamerayı manuel olarak ayarlayacağınızı belirtelim. Bu sorun çatılarda
koştururken de ortaya çıkıyor. Ezio’nun kıvraklığına ve ani yön
değiştirmelerine ayak uyduramıyor kamera. Siz bir sonraki çatıya
atlamaya çalışırken, sırf kameranın yanlış açısı yüzünden 20 metreden
aşağı düşüp yere kapaklanabiliyorsunuz. Bu sorun size iki iş yüklüyor;
hem Ezio’yu yöneteceksiniz, hem de oyunun kameramanı gibi davranıp
sürekli manuel ayarlarla en doğru açıda tutacaksınız kamerayı.

Bazı ufak görsel detaylar, Brotherhood’a müthiş bir zenginlik katıyor.
Aksiyon sırasında düşmana soktuğumuz bıçaklar ve kılıçlar sayesinde
havaya kan püskürüyor, bıçaklarımızın ve Ezio’nun üzerine kan bulaşıyor.
Bir yere tırmanırken tutunduğunuz bölgelerden veya yere düştüğünüzde
kalkan tozlar, gözden kolayca kaçabilen ancak bilinçaltınızdan kaçamayıp
atmosferi zenginleştiren detaylar olarak dikkat çekiyor. Bir önceki
oyundaki rezil gölgelendirmeleri hatırlıyor musunuz? Hani biraz
yüksekten bakınca koca koca kutulardan oluşmuş gibi gözüken, detaysız
gölgelendirmelerden bahsediyorum. Ubisoft bu konuda çok şikayet almış
olacak ki, büyük ölçüde iyileştirmeler gerçekleştirmiş. Hala uzaktaki
nesnelerin gölgeleri çok kaliteli değil ve can sıkabiliyor ancak yakına
geldiğinizde çok daha detaylı bir işçilikle karşılaşıp rahat bir
alacaksınız.

AA probleminde de eskisi kadar büyük bir sıkıntı yaşatmıyor Brotherhood.
Artık uzak mekanlar ve arka fon daha detaylı ve yapıları net bir
şekilde seçebiliyoruz. Bunu en iyi anlayacağınız yer, gene samanlara
atlamak için (pardon, şehir haritasını senkronize etmek için)
tırmandığınız kuleler oluyor. Özellikle çok yüksek bir kuleyse
tırmandığınız, genel manzara sizi büyüleyecek ve uzunca ekrana
bakakalacaksınız.

Gelelim ikinci oyundan miras kalan sıkıntılara. Ekran kırılması problemi
(azalmış olsa da) gene karşımıza çıkmaya devam ediyor. Özellikle oyunun
grafik motoruyla hazırlanmış ara videolarda bu sorun arsızca gösteriyor
yüzünü. Bu sorun Mafia II’nin bize yaşattıkları kadar insanı oyundan
soğutacak yoğunlukta değil neyse ki. Ancak seri bir şekilde ortaya
çıktıklarında, limon dilimini ısırmış bir bebek gibi yüzünüzü ekşitmeniz
de kaçınılmaz oluyor.

Karakterlerin duvarlardan ve birbirlerinin içinden geçmesi problemi de
hala devam ediyor. Ezio düşmanın üzerine sıçradığında bıçağını havada
bir yerlere sokuyor, düşmana temas bile etmiyor ama bol bol kan
fışkırdığını görüyoruz. Ayrıca ölen düşmanların kolları bacakları
duvarın veya çatının içinden geçip garip görüntülerin doğmasına yol
açıyor.

Sandbox türüne bir şekilde bulaşmış tüm oyunların ortak bir sorunu
vardır. En son örneğini Red Dead Redemption’da gördük bu sorunu. İki
tahmin hakkı veriyorum size. Bağımlılık yapması mı? Bu sorun değil ki
yahu. Neyse, geri alıyorum tahmin haklarınızı. Objeler ekrana geç
geliyor ve dahası kaplamaları da gecikmeli olarak netleşiyor sevgili PST
okuru. Örneğin; atınıza binmişsiniz ve keyifli bir gezi yapıyorsunuz.
Atınız koşarken yolunuzun ilerisi boş gibi gözüküyor ancak yaklaştıkça
silik bir yapı beliriyor, daha da yaklaştığınızda ise bir anda kulübe
beliriveriyor. Üstelik kaplamalar yetişememiş bile, onlar daha da geç
bir şekilde oyuna dahil oluyorlar. Bu sorun açık alanlarda karşınıza
çıkıyor neyse ki. Hikayenin büyük bölümünü şehir sokaklarında ve
çatılarında geçirdiğiniz için, pek sık karşı karşıya gelmeyeceksiniz.

Yükleme ekranları bu serinin can sıkıcı detaylarından biri. Devasa ön
yükleme yapmış olmanıza rağmen, her anı geçişinde veya öldüğünüzde
sürekli beyaz fonda karizma pozlar veren Ezio ekranıyla karşılaşmak hoş
değil. Üstelik ilk oyundan beri değişmeyen bir sunuma sahip bu
yüklemeler. Biraz daha interaktif birşeyler sunsa keşke, tırmansak bir
yerlere, samanlara atsak kendimizi. Ama yok, illa artistik pozlar
verecek kahramanımız, ”cool” yürüyüşünü sergileyecek, bizi etkileyecek.
Yemezler Ezio…

Brotherhood yavaşlama gibi bir probleme sahip değil. Çatılarda hızlıca
koştururken ani kararlar vermenin ve kalabalık düşmanlarla savaşırken
zamanlamanın çok önemli olduğu Brotherhood’un yavaşlamalarla arasının
iyi olmaması, oynanabilirliğe olduğu kadar görselliğe de çok olumlu bir
etki sağlıyor. Nadiren 30fps ye düşüyor oyun ve bu anlarda ufak
takılmalar yaşayabilirsiniz ancak asla oyun zevkiniz yara almayacak.


OYNANABİLİRLİK:

Ubisoft Montreal, güçlü potansiyele sahip Assassin’s Creed serisini
nasıl geliştireceğini çok iyi biliyor. İlk oyunda aksiyonun ağır bastığı
oynanabilirlik, ikinci oyun ile birlikte strateji ve karakter gelişimi
gibi farklı dinamikleri eklemişti. Brotherhood ile çıtayı iyice
yükseltiyor yapımcılar.

Hikaye boyunca serinin kemikleşmiş dinamikleriyle karşılaşacaksınız. Ana
görevler alacağız, dilersek sayısız yan görev içinde boğulacağız,
haritamızın detaylarını açabilmek için kuleleri arayacağız. Peki nedir
oynanabilirliğe yeni bir soluk getiren? Hemen bakalım bunlara.
Hatırlarsanız; ikinci oyunda Monteriggioni kasabasında paramızı harcıyor
ve yeni dükkanlar açarak daha fazla para kazanabiliyorduk. Kasabanın
boyutlarını düşününce bu süreç biraz yüzeysel kalıyordu. Yapımcılar
oyuna derinlik katan bu sistemi büyütmüşler ve Roma’ya taşımışlar.

Bu güzel şehir Borgia ailesinin altında ezilmekte. Dükkanlar kapalı,
tarihi yapılar dökülüyor. Ezio ise kazandığı paraları yatırarak kapalı
olan dükkanları tekrar çalışır hale getirebiliyor, harabe halindeki
yapıları satın alıp iyileştirebiliyor. Peki bunun artısı nedir?
Açtığımız her dükkandan belli oranda komisyon kazanıyoruz. Oyun 20
dakikada bir ne kadar para biriktiğini söylüyor size ve bu parayı
dilediğiniz zaman en yakınınızdaki bankadan (bu noktaları da satın alıp
aktif hale getirmeniz gerekli) çekebiliyorsunuz. Satın alınan arazilerde
de halk iş olanağı buluyor ve zalim Borgia’ya karşı halkın desteğini
arkanıza alıyorsunuz.

Bu dükkanları satın alabilmek için bir tek şart var; o bölgedeki Borgia
kulelerini yakmak. Dükkanların bağlı bulunduğu kuleyi yakmadan hiçbir
işlem gerçekleştiremiyorsunuz. İlk olarak kulenin yerini bulmalı ve
buradaki kontrol noktasının generalini öldürmelisiniz. Ardından kuleye
tırmanıp yakmanız gerekiyor. Bunu başarıyla gerçekleştirdiğiniz
takdirde, o bölgedeki dükkanları ve kısa yol geçitlerini makul
bedellerle satın alabiliyorsunuz. Açabileceğiniz dükkanlar ise şunlar;
banka, ahır, demirci, terzi, doktor. Halkın kontrolüne verdiğiniz bu
dükkanlardan alışveriş de yapabiliyor ve Ezio’ya yeni özellikler
kazandırabiliyor, silahlarını yenileyebiliyor, yeni silahlar ve ilaçlar
satın alabiliyor ve bankadan biriken parayı çekebiliyorsunuz. Şehir
içinde hızlı ulaşım sağlayan geçitleri ise kesinlikle aktif hale
getirin. Olmadık zamanlarda uzun bir yol tepmek yerine bu noktaları
kullanmak büyük fayda sağlıyor.

Hikayeyi tamamlamak için yukarıdaki görevleri yapmak veya dükkanları
çalışır hale getirmek zorunda değilsiniz. Ancak bu sistem hem oyuna
derinlik katıyor, hem de sizi sarıp sarmalıyor ve her bir dükkanı açmak
için çaba sarfederken buluyorsunuz kendinizi. Ayrıca ne kadar çok mekanı
aktif hale getirirseniz, havadan kazanacağınız düzenli para da o kadar
artacak. O yüzden ana görevleri aralıksız takip etmek yerine ilk
başlarda şehri canlandırmaya odaklanmanız, karakterinizi daha hızlı
geliştirme olanağı sağlayacak.

Seride bir yenilik daha dikkat çekiyor; ata binmek. Seride ata
binebiliyorduk ancak sadece iki şehir arasındaki uzun yolculuklarımızda.
Burada ise şehrin içinde, en dar sokaklarda bile atınızla
gezinebilirsiniz. Üçgen ile çaldığınız ıslığa hemen karşılık veriyor
atınız ve hızlı bir şekilde yanınıza geliyor. Öylesine itaatkar bir
hayvan ki bu, yeraltındaki zindanlarda bile çağrılarınıza karşılıp
veriyor. Uzak iki nokta arasında koşturmak istemiyorsanız, ulaşım adına
çok iyi bir çözüm olmuş bu. Üstelik bazı suikastleri at üzerinde
gerçekleştiriyoruz. Hikaye boyunca sürekli başvuracağınızı söylemek
mümkün değil ancak belli zamanlarda ata ihtiyaç duyacaksınız (ulaşım
anlamında tabii).

Ezio’nun kontrolünde değişen birşey yok. Tüm artıları ve eksileriyle
aynen korunmuş kontrol dinamikleri. Çatılarda koşmak her zamanki gibi
basit ve eğlenceli. Binalara tırmanmak da kolay ancak bazı sorunlar
eğlencenize limon sıkabiliyor. Yüksek bir yere tırmanırken platformlar
arasında sadece yön tuşuyla geçiş sağlıyoruz. Zaman zaman Ezio bizim
isteklerimizi algılayamayabiliyor ve olduğu yerde kalıyor. Biz de acaba
platform mu uzakta diye düşünüp zıplama tuşuna basabiliyor ve Isaac
Newton’ın başına düşen elma gibi süratle yere çakılabiliyoruz. Kameranın
da azizliğiyle bu tip sıkıntıları yaşayacaksınız ne yazık ki. O yüzden
sakince tırmanmakta ve geçiş noktalarını iyice test etmeden farklı
aksiyonlara girişmemekte fayda var.

Aksiyon dinamikleri de birkaç ufak yenilik dışında aynen korunmuş
durumda. Açıkçası; bu sistemin biraz değiştirilmesi gerektiğini
düşünüyorum. Zamanlamaya dayalı bu sistem seri içerisinde çok az bir
gelişim gösterdi ve biraz kabak tadı verdiği de bir gerçek. R1'e
basılıyken düşmanın saldırısını gözlemleyip doğru zamanda tek hamle ile
ölümcül saldırımızı gerçekleştiriyoruz. Standart düşman askerleri bu
yöntemle kolayca öldürülebiliyor, biraz daha zorlu olanlar ise
saldırılarınızı korunarak defedebiliyorlar. Bu durumda yapacağınız şey
çok basit; okkalı bir tekme vurup savunmalarını kırmak, hemen ardından
da kılıcınızla (veya hani kesici silahı kullanıyorsanız) düşmanı
tanıştırmak. Zamanlamanıza bağlı olarak çok sayıda farklı kombo
gerçekleştirebiliyorsunuz. Şiddet dozu yüksek bu kombolar, hoş sinematik
animasyonlar eşliğinde sunulduğu için büyük keyif almanız kaçınılmaz.

Ezio alıştığımız silahlarının dışında farklı silahlara da sahip olacak
hikayesi boyunca. At üstünde makineli tüfek, uzaktaki düşmanları
sessizce öldürmenizi sağlayan yay ve Leonardo da Vinci’nin tasarımı olan
tahta tank. Bu silahlar teoride çok farklı bir oyun tecrübesi
vaadediyor ancak uygulamada çok da başarılı olduklarını söyleyemem. En
azından beklenen çeşitliliği getiremiyorlar oyuna ve gene en iyi
dostunuz olan kesici aletlerinizle haşır neşir olmaya devam ediyorsunuz.

Ana ve yan görevler genelde aynı temalara sahip olduğu için serinin
üzerindeki en büyük lanet olan rutinlik burada da karşımıza çıkıyor. Bir
yerden sonra görevler kendilerini tekrar etmeye başlıyor ve hep aynı
şeyi yapmaya başladığınızı hissediyorsunuz. Gene de seri içindeki
çeşitliliğin en yüksek olduğu oyun Brotherhood. Şehirdeki görev yapısını
başarıyla kıran ve bizi Roma’nın dehlizlerine - - Küfürlü Kelime Sansür Edildi - Egzotik Forum BOT - - üren (kurt kılıklı
askerlerle boğuştuğumuz) görevler çok eğlenceli. Burada oyunun platform
türüne fazlasıyla göz kırptığını söyleyebiliriz. Prince of Persia’yı
utandıracak kalitedeki görevlerden büyük zevk alacaksınız.

Hikayede bize yardım edecekler sınıflarla da karşılaşacağız. Sıfırdan
yarattığımız mekanlarda barınan hırsızlar, eskort kızlar ve işçiler,
suikast görevlerinde bize yardımcı oluyorlar. Tek tuş ile suikastçi
çağırıp hedefi öldürmelerini uzaktan izleyebilir ve kendimizi tehlikeye
atmadan görevi kolayca tamamlayabiliriz. Görevlere taktiksel bir yapı
getiren bu özellik, ilginçtir ki tansiyonu alıp - - Küfürlü Kelime Sansür Edildi - Egzotik Forum BOT - - ürüyor. Görevleri
uzaktan halledebilmek, görsellikten öte bir zevk vermiyor. Açıkçası bu
özelliği 1-2 kez kullanıp rafa kaldırdım. Suikastleri zevkli yapan,
görünmemek adına sakin davranıp hedefinize sokulmak ve işinizi bitirip
kaçmak. O yüzden suikastçi desteğinin çok da önemli bir özellik
olmadığını düşünüyorum.

Düşmanlar arasında nam saldığınızda aranma yüzdeniz yükseliyor ve ikinci
oyunda olduğu gibi kötü şöhretinizi arttıran posterleri duvarlardan
sökmeli, görgü tanıklarını bulup öldürmeli veya sokaklarda vaaz
verenlere rüşvet vermelisiniz. Açıkçası; gereksiz yere el oyalayan bir
sistem bu. Sağda solda poster arayıp sökmenin inanılmaz bir eğlence
sunduğunu söyleyemeyeceğim.

Hikaye modu yaklaşık 20-25 saat gibi gayet tatmin edici bir süreye
sahip. Tüm görevleri tamamlayıp şehirdeki dükkanları açınca işiniz
bitmiyor. Kırmızı göz logosuyla belirtilen yapılardaki gizemli şifreleri
bulup çözmeye çalışmak bile başlı başına vaktinizi çalacak.
Brotherhood’un en önemli özelliği ise, seride ilk kez online multiplayer
moduna sahip olması. Oyunun ömrünü oldukça uzatan ve beklentileri
aşacak kadar eğlenceli multiplayer’da (şimdilik) dört tane farklı mod
var;

Alliance - Bu modda ikişer kişiden oluşan takımlar halinde oynuyoruz.
Amacımız oldukça basit; ya bizden istenen hedefleri bulup öldüreceğiz,
ya da ölmeden olabildiğince hayatta kalacağız.

Manhunt - 4'er kişiden oluşan iki takım halinde oynadığımız Manhunt,
inanılmaz bir eğlence sunuyor. Bu mod 5 dakika sürüyor. Amacımız rakip
takım üyelerine suikast gerçekleştirmek veya rakip takım üyelerinin
saldırılarından korunmak. Sistem dönüşümlü olarak işliyor; bir turda
avcı iken, diğer turda avlanan oluyorsunuz.

Wanted - 8 oyuncuya destek veren Wanted, tansiyonun zirveye çıktığı mod
olarak dikkat çekiyor. Burada herkes kendi başına. Oyun rastgele bir
rakibi kurban seçiyor ve resmi ekranın sağ üst köşesinde beliriyor.
Alttaki pusulayı takip ederek kurbanınızın yönünü tayin edebiliyorsunuz.
Ancak unutmamanız gereken birşey var; aynı anda sizi de takip eden
avcılar olabilir. Ekranın solundaki kırmızı bölümü takip etmeyi
unutmayın, dört kişiye kadar avcı peşinize takılabiliyor. Burada önemli
olan sürekli hareket halinde olmak ama koşturmamak ve sokaklardaki
kalabalığın arasına karışıp ortamı iyice gözlemlemek.

Advanced Wanted – Bir üstteki modun aynısı ancak kurallar daha katı.
Pusulanız size detaylı bir şekilde yardımcı olmuyor, içgüdülerinize daha
fazla güvenmek zorundasınız.

Brotherhood, beklentilerinizi aşacak kadar eğlenceli bir multiplayer
tecrübesi sunuyor. Tansiyon her daim zirvede, günümüz multiplayer
oyunlarının alıştığımız hızına sahip değil. Sakin olmalı, gerekmedikçe
koşmamalı, başarıyla saklanmayı bilmeliyiz. Multiplayer modunda 10'a
yakın oynanabilir karakter var ve herbirinin kendilerine özgü öldürme
şekilleri var. Haritalar şehirlerin küçük bölümlerinden oluşuyor ve
oynanabilir karakterlerle aynı görüntüye sahip sayısız NPC ile dolu
sokaklar. Bu da saklanmanızı kolaylaştırıyor. Birşeyleri tartışan
kalabalık bir NPC grubunun arasında saklanıp sokağı gözlemek ve
kurbanınızı görüp peşine takılmak oldukça heyecanlı.

Her oyuncuya hitap etmeyen bir yapı bu. Alliance dışındaki modlar
oldukça sakin geçiyor ve zaman zaman sinir bozucu bir tansiyonun doğduğu
bir gerçek. Ancak multiplayer modunu eğlenceli kılan şey bu. Uzunca bir
süre bekliyor veya yapay zekalı bir karakter gibi sakince yürüyorsunuz.
Öldürmeniz gereken düşman sizi farketmeden koşarak geçiyor önünüzden.
Bir an ne yapacağınızı şaşırıyorsunuz. Hedefinizin peşinden koşup
öldürmeniz gerekiyor ancak aynı anda takip edildiğinizi de biliyorsunuz.
Siz koşmaya başladığınız anda beklediği fırsata kavuşup bıçağını
boğazınıza sokacak düşmanınız tam da arkanızda bekliyor olabilir.


SESLER:

Seslendirmeler oldukça kaliteli. Ezio başta olmak üzere oyundaki tüm
karakterler, aralara İtalyanca karışmış diyaloglarıyla kendilerini
dinletmeyi başarıyorlar. Yerinde yapılan vurgular kaliteli diyaloglarla
birleşince, başarılı bir işçilik çıkıyor ortaya.

Müzikler muhteşem diyebilirim. Dönemin çarpıcı görselliğini bir an bile
olsun tökezlemeden destekleyen şarkılar, kulağınızın dikkatini sürekli
çekiyor, ”Ben buradayım” diye haykırıyor adeta. Düşman askerleri
tarafından farkedildiğinizde sizinle beraber müzikler de hızlı bir
tempoya ulaşıyor. Uzun tırmanışlarınız sırasında sahne alan sakin
melodiler ise, eşsiz şehir manzarasını tamamlıyor.

Serideki ses efektlerinin hiç değişmeden karşımıza çıktığını görüyoruz.
Kılıç sesleri, çatıda dolaşırken çıkan tıkırtılar, menü seçeneklerinde
gezinirken çıkan efektler hep tanıdık. Sizi büyüleyemeyen ama işini de
elinden geldiğince iyi yapmaya çalışan efektler bunlar. Çok şikayet
edilecek bir durum yok.

SONUÇ:

Brotherhood, Assassin’s Creed serisinin en iyi oyunu, bunu rahatlıkla
söyleyebiliriz. Ancak kusursuz olmayı da kılpayı kaçırmasını sağlayan
kusurları var. Rutin görevleri, artık iyice yaşlanmış olan dövüş sistemi
ve oyuna beklenen kaliteyi getiremeyen suikastçi sınıfı, Brotherhood’un
bizi büyülemesini engelliyor. Ancak tüm bu kusurları görmezden
gelmemize yardımcı olan önemli yeteneklere de sahip değil dersek okkalı
bir yalan söylemiş oluruz. Muhteşem Roma tasviri ve iyileştirilmiş
grafikleri, özgün oyun dinamikleri, strateji türüne göz kırpan
dükkan/şehir kurma sistemi ve şaşırtıcı derecede eğlenceli online
multiplayer modu gibi özellikler sayesinde kesinlikle ıskalanmaması
gereken bir oyun bu. Tabii ki seriye bağlı olması sebebiyle ilk olarak
Assassin’s Creed fanlarına hitap ediyor Brotherhood ancak kaliteli bir
aksiyon oyunu arayanlar için de çok iyi bir seçenek olduğunu
söyleyebiliriz. Uzun oyun süresiyle de parasının hakkını kolayca
çıkartıyor Ezio.

Not: İkinci oyuna verdiğimiz inceleme puanından daha düşük bir puan
almış olabilir Brotherhood, bu sizi sakın şaşırtmasın. İkinci oyun,
ilkine oranla ciddi bir sıçrama yapmış ve en azından oynanabilirlik
adına radikal adımlar atmıştı. Brotherhood ise çok taze fikirler
barındırıyor ancak ikinci oyunun büyük adımlarını atacak cesarete sahip
değil. Gene belirtelim; puanı düşük olabilir ancak Brotherhood serinin
dinamikleri en oturmuş oyunu.


Sunum: 9 / 10
Hikaye: 9.1 / 10
Grafikler: 9.4 / 10
Oynanabilirlik: 9 / 10
Sesler: 8.9 / 10
GENEL: 9.1 / 10

ARTILAR:
- Muhteşem Roma tasviri,
- İyileştirilmiş grafikler,
- Uzun oyun süresi,
- Devasa harita,
- Dükkan açma sisteminin getirdiği derinlik,
- Özgürce ata binme olanağı sunması,
- Muhteşem müzikler,
- Esnek kontroller,
- Kaliteli sunum ve hikaye anlatımı,
- Eğlenceli online multiplayer

EKSİLER:
- Hala devam eden görsel kusurlar,
- Rutin görevler,
- Can sıkıcı poster sistemi,
- Suikastçi sınıfların oyunu kolaylaştırıp tansiyonu yoketmesi,
- Yaşlı dövüş sistemi,
- Paraşüt, tank gibi Da Vinci icatlarını kullanmanın zevkli olmaması,
- Donuk yüz animasyonları


[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]



Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz