[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Ankara Demirspor ile Eskişehir Demirspor'un unutulmayan isimlerinden Abdülkadir Arun, mükemmel kalecilik meziyetlerinin yanı sıra Türk futbolunun gelmiş geçmiş en iyi penaltıcılanndan biri olarak da kendini göstermişti.
Kısa hatta bir kaleci için çok kısa boylu ve tıknaz yapılıydı. Lakin lastik top gibiydi. Topla kalesine gelen rakibin bacağına uçarak bir planjon yaptıktan sonra topu kapar ve takla atarak kalkardı. Bu bir futbol akrobasisi değil, Abdülkadir'in özelliklerinden biriydi sadece.
Zamanın en güçlü, en amansız forvetlerine karşı tarifsiz bir yüreklilikle kalesini korurdu. Üstün bir zıplama yeteneğine sahipti. Blokajları güven verici, refleksleri şaşılacak derecedeydi. Boyunun kısalığını esnekliği ile telafi ederdi.
1921 yılında İstanbul'da doğmuştu. Semtinin kulübü olan Topkapı'da yetişmiş, bu takımda kendini göstermiş ve sonra kalkıp Eskişehir'e gitmişti. Eskişehir'de Devlet Demir Yolları'nda çalışırken futbol yaşamını Eskişehir Demirspor'da sürdürmüştü. Bu takımın kalesinde de çok güzel oyunlar çıkarmıştı. Ankara Demirspor onu Eskişehir'den tayinle çekip almıştı.
Görevi Ankara Demiryolları İdaresi'ne nakledilirken Abdükadir de Ankara Demirspor'a transfer olmuştu. Bu takımın kalesinde çıkardığı maçlarla kendini daha yakından tanıtmış, değerini daha iyi kanıtlamıştı.
Abdülkadir, daha sonra Vefa'ya geçmişti. Yeşil-Beyazlı kalede de unutulmaz oyunlar çıkarmıştı. Sonra tekrar Ankara'ya Demirspor'a dönmüş, oradan Eskişehir Demirspor'a geçerek, başanlı futbol yaşamını uzun yıllarını verdiği bu takımın kalesinde noktalamıştı.
Mennan'lar, Fahri'ler gibi Eskişehir Demirspor'un sembol isimlerinden biri olarak adını futbol tarihimize yazdırmıştı.
Abdülkadir Arun birkaç kez Milli Futbol Takımımız'a yedek kaleci olarak çağrılmış ancak bir kez, 10 Aralık 1950 günü Ankara'da Fransa'ya karşı B Milli Takımımız'ın kalesini koruyabilmişti.
Abdülkadir Arun, mükemmel kalecilik meziyetlerinin yanı sıra Türk futbolunun gelmiş geçmiş en iyi penaltıcılanndan biri olarak da kendini göstermişti. Kendi bir kaleci olduğu için kaleciyi aldatan en güzel plase vuruşlarıyla penaltılan gole çevirirdi. Hiç penaltı kaçırmadığı söylenirdi.
Uzun yıllar Eskişehir'de Devlet Demiryollan İdaresi'nde görev yapan Abdülkadir Arun'un daha sonra Sivas'a atandı. Bu tayini çıktığında futbolu bırakalı hayli bir zaman olmuştu. Daha sonra orada hastalandı ve Eskişehir'de hayata gözlerini yumdu.
Ankara Demirspor ile Eskişehir Demirspor'un unutulmayan isimlerinden Abdülkadir Arun, mükemmel kalecilik meziyetlerinin yanı sıra Türk futbolunun gelmiş geçmiş en iyi penaltıcılanndan biri olarak da kendini göstermişti.
Kısa hatta bir kaleci için çok kısa boylu ve tıknaz yapılıydı. Lakin lastik top gibiydi. Topla kalesine gelen rakibin bacağına uçarak bir planjon yaptıktan sonra topu kapar ve takla atarak kalkardı. Bu bir futbol akrobasisi değil, Abdülkadir'in özelliklerinden biriydi sadece.
Zamanın en güçlü, en amansız forvetlerine karşı tarifsiz bir yüreklilikle kalesini korurdu. Üstün bir zıplama yeteneğine sahipti. Blokajları güven verici, refleksleri şaşılacak derecedeydi. Boyunun kısalığını esnekliği ile telafi ederdi.
1921 yılında İstanbul'da doğmuştu. Semtinin kulübü olan Topkapı'da yetişmiş, bu takımda kendini göstermiş ve sonra kalkıp Eskişehir'e gitmişti. Eskişehir'de Devlet Demir Yolları'nda çalışırken futbol yaşamını Eskişehir Demirspor'da sürdürmüştü. Bu takımın kalesinde de çok güzel oyunlar çıkarmıştı. Ankara Demirspor onu Eskişehir'den tayinle çekip almıştı.
Görevi Ankara Demiryolları İdaresi'ne nakledilirken Abdükadir de Ankara Demirspor'a transfer olmuştu. Bu takımın kalesinde çıkardığı maçlarla kendini daha yakından tanıtmış, değerini daha iyi kanıtlamıştı.
Abdülkadir, daha sonra Vefa'ya geçmişti. Yeşil-Beyazlı kalede de unutulmaz oyunlar çıkarmıştı. Sonra tekrar Ankara'ya Demirspor'a dönmüş, oradan Eskişehir Demirspor'a geçerek, başanlı futbol yaşamını uzun yıllarını verdiği bu takımın kalesinde noktalamıştı.
Mennan'lar, Fahri'ler gibi Eskişehir Demirspor'un sembol isimlerinden biri olarak adını futbol tarihimize yazdırmıştı.
Abdülkadir Arun birkaç kez Milli Futbol Takımımız'a yedek kaleci olarak çağrılmış ancak bir kez, 10 Aralık 1950 günü Ankara'da Fransa'ya karşı B Milli Takımımız'ın kalesini koruyabilmişti.
Abdülkadir Arun, mükemmel kalecilik meziyetlerinin yanı sıra Türk futbolunun gelmiş geçmiş en iyi penaltıcılanndan biri olarak da kendini göstermişti. Kendi bir kaleci olduğu için kaleciyi aldatan en güzel plase vuruşlarıyla penaltılan gole çevirirdi. Hiç penaltı kaçırmadığı söylenirdi.
Uzun yıllar Eskişehir'de Devlet Demiryollan İdaresi'nde görev yapan Abdülkadir Arun'un daha sonra Sivas'a atandı. Bu tayini çıktığında futbolu bırakalı hayli bir zaman olmuştu. Daha sonra orada hastalandı ve Eskişehir'de hayata gözlerini yumdu.