İşte 90′lar çocuklarının ilk fetiş nesnesi Arı Maya silgisi. Muhteşem kokusu ve ideal dokusuyla kitleleri çıldırtan Arı Maya silgisi, 90′larda ilkokula gitmiş olan herkesin aklına bir şekilde kazınmıştır.
Boynuz kulak misali, Arı Maya silgisinin popülaritesi sanırım Arı Maya’yı fersah fersah aşmıştır. Zaten Arı Maya’nın bu silgiye sağladığı reklamdan fazlasını bu silgi Arı Maya’ya sağlamıştır, çünkü bu olağanüstü derecede popüler olan silginin üzerinde kaka resmi olsa yine de bu kadar satılırdı. Silginin sarı, yeşil ve pembe olmak üzere üç çeşidi bulunuyordu; hepsi de birbirinden güzel kokardı. Herkesin bir favorisi olsa da sevenleri mümkün olduğunca her rengini elinde bulundurmaya özen gösterirdi.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Silginin kokusuna gelecek olursak, bu koku o kadar güzel, o kadar çekici bir kokuydu ki o küçücük beyinler bu tutkuyla nasıl başa çıkacağını bilemezdi. Beyinler silginin kontrolü altına girerdi, çünkü silgiyi koklayınca elde ettiğiniz şey onu daha fazla koklama isteğiydi. Bu küçük ama müthiş arzu nesnesi çocukları birer ‘yüzük peşindeki Gollum’a çevirirdi. “Yokluğun da varlığın da yetmiyor” diye kendinden geçerek dolanırdı, kimiyse silgiyle bir olmak istermişçesine ısırır, parçacıklarını yutardı. Bu açıdan bir nevi uyuşturucuydu Arı Maya silgiler. Minimal ölçekli tinerciler yetiştirdiği gerekçesiyle bazı anneler tarafından çocuklarına yasaklanmışlığı bile vardır. Hal böyleyken “bağımlılık yapıyor” söylentisi gecikmedi, bunu da “kanserojen” iddiaları izledi. Ancak işin ucunda ölüm de olsa, bir kere bu kokuyu alan çocuklar, beyin arayan zombi misali, o silgiye kenetlenir, elde ederdi nasıl olsa.
Arı Maya resmi silinir, silgi kirlenir, ama koku kalırdı. Koku kalırdı kalmasına ancak bir şekilde silginin kendisi kalmazdı. Ya Allah’ın emrine uygun şekilde kaybolur, ya da ufak ufak tırnak içiyle parçalar koparılıp başka çocuklara fırlatılırdı. Fakat bu hiç de dert değildi, çocuklar kırtasiyeye koşup yenisini almaya dünden razıydı.
Yılların geçmesiyle bu silgi de şekil değiştirdi ve o en basit halindeki sevgiyi bir daha yakalayamadı. Aile fertleri arasına bile girdiyse de kendisine her zaman yoğun bir sevgi beslendi. Hatta sevgiden öte bir saplantı, bir fetiş nesnesi oldu 90′lar çocukları için.
Boynuz kulak misali, Arı Maya silgisinin popülaritesi sanırım Arı Maya’yı fersah fersah aşmıştır. Zaten Arı Maya’nın bu silgiye sağladığı reklamdan fazlasını bu silgi Arı Maya’ya sağlamıştır, çünkü bu olağanüstü derecede popüler olan silginin üzerinde kaka resmi olsa yine de bu kadar satılırdı. Silginin sarı, yeşil ve pembe olmak üzere üç çeşidi bulunuyordu; hepsi de birbirinden güzel kokardı. Herkesin bir favorisi olsa da sevenleri mümkün olduğunca her rengini elinde bulundurmaya özen gösterirdi.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Silginin kokusuna gelecek olursak, bu koku o kadar güzel, o kadar çekici bir kokuydu ki o küçücük beyinler bu tutkuyla nasıl başa çıkacağını bilemezdi. Beyinler silginin kontrolü altına girerdi, çünkü silgiyi koklayınca elde ettiğiniz şey onu daha fazla koklama isteğiydi. Bu küçük ama müthiş arzu nesnesi çocukları birer ‘yüzük peşindeki Gollum’a çevirirdi. “Yokluğun da varlığın da yetmiyor” diye kendinden geçerek dolanırdı, kimiyse silgiyle bir olmak istermişçesine ısırır, parçacıklarını yutardı. Bu açıdan bir nevi uyuşturucuydu Arı Maya silgiler. Minimal ölçekli tinerciler yetiştirdiği gerekçesiyle bazı anneler tarafından çocuklarına yasaklanmışlığı bile vardır. Hal böyleyken “bağımlılık yapıyor” söylentisi gecikmedi, bunu da “kanserojen” iddiaları izledi. Ancak işin ucunda ölüm de olsa, bir kere bu kokuyu alan çocuklar, beyin arayan zombi misali, o silgiye kenetlenir, elde ederdi nasıl olsa.
Arı Maya resmi silinir, silgi kirlenir, ama koku kalırdı. Koku kalırdı kalmasına ancak bir şekilde silginin kendisi kalmazdı. Ya Allah’ın emrine uygun şekilde kaybolur, ya da ufak ufak tırnak içiyle parçalar koparılıp başka çocuklara fırlatılırdı. Fakat bu hiç de dert değildi, çocuklar kırtasiyeye koşup yenisini almaya dünden razıydı.
Yılların geçmesiyle bu silgi de şekil değiştirdi ve o en basit halindeki sevgiyi bir daha yakalayamadı. Aile fertleri arasına bile girdiyse de kendisine her zaman yoğun bir sevgi beslendi. Hatta sevgiden öte bir saplantı, bir fetiş nesnesi oldu 90′lar çocukları için.