1924 Anayasası gereğince [19] TBMM 29 Ekim 1923'teki cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra üç defa daha (1927, 1931, 1935 yıllarında) Gazi Mustafa Kemal'i tekrar cumhurbaşkanlığına seçti. 1927'de kabul edilen CHF Tüzüğü ile Gazi Mustafa Kemal partinin "değişmez genel başkanı" ilan edildi ve milletvekili adaylarını seçme yetkisi, kaydı, hayatı boyunca kendisine tanındı.
Gazi Mustafa Kemal sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde denetledi. Ancak 1918 yılından sonra hiçbir resmi veya özel ziyaret için yurt dışına çıkmadı.
15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında Ankara'da toplanan CHF ikinci kurultayında Kurtuluş Savaşı'nı ve Cumhuriyet'in kuruluşunu anlatan Nutuk'u (Söylev) okudu.[20] Kurtuluş Savaşı'nın Gazi'nin bakış açısıyla anlatımını içeren Nutuk, Türkiye Cumhuriyeti'nin Milli Mücadeleye ilişkin resmi görüşünün esasını oluşturur ve Milli Mücadeleyi Mustafa Kemal Paşa ile birlikte başlatan ve yürüten askerî ve siyasi şeflere karşı (Rauf, Karabekir, Refet Bele, Mersinli Cemal Paşa, Cafer Tayyar Eğilmez, "Sakallı" Nurettin Paşa, Celalettin Arif Bey vb.) bir polemik niteliği de taşır.[21]
29 Ekim 1933'te Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal,Türkiye Cumhuriyeti'nin onuncu kuruluş yıldönümü nedeniyle yaptığı konuşmada ülkenin kuruluş temelini ve gelecek vizyonunu yalın bir dille tüm dünyaya ve Türk Milleti'ne anlatmıştır..[22]
Atatürk'ün cumhurbaşkanlığı döneminde kurulan hükümetler
Atatürk'ün cumhurbaşkanlığı döneminde (1923-1938) üç kişi başbakanlık yapmıştır. Bu isimler İsmet İnönü, Fethi Okyar ve Celal Bayar'dır. Bu dönem içersinde en fazla süre görevde kalan ve en fazla hükümet kuran isim (tam yedi hükümet kurmuştur) İsmet İnönü'dür. Atatürk'ün cumhurbaşkanlığı süresince kurulan hükümetler şöyledir:
Atatürk, İsmet İnönü ile birlikte
Cumhurbaşkanı Atatürk Başbakan Celal Bayar ile birlikteI. İnönü hükûmeti (30.10.1923 - 06.03.1924)
II. İnönü hükûmeti (06.03.1924 - 22.11.1924)
Fethi Okyar hükûmeti (22.11.1924 - 03.03.1925)
III. İnönü hükûmeti (03.03.1925 - 01.11.1927)
IV. İnönü hükûmeti (01.11.1927 - 27.09.1930)
V. İnönü hükûmeti (27.09.1930 - 04.05.1931)
VI. İnönü hükûmeti (04.05.1931 - 01.03.1935)
VII. İnönü hükûmeti (01.03.1935 - 01.11.1937)
I. Celal Bayar hükûmeti (01.11.1937 - 11.11.1938)
Atatürk'ün cumhurbaşkanlığı döneminde dış politika
1930'lu yıllarda Balkan ülkelerinde yaygınlaşan revizyonist siyasi görüşlere karşı Atatürk "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesiyle karşı çıkarak, Birinci Dünya Savaşı ertesinde Neuilly ve Lozan antlaşmalarıyla kurulan uluslararası statükoyu savundu.[kaynak belirtilmeli]. 1930 yılında Yunan başbakanı Elefterios Venizelos'u Türkiye'ye davet ederek Milli Mücadele'nin düşmanı Yunanistan'la barışın temellerini attı. 1934'de Venizelos tarafından Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterildi (Ancak Nobel Ödül Komitesi değerlendirmeye almadı).
Atatürk'ün cumhurbaşkanlığı dönemindeki dış politika konularını şu şekilde sıralayabiliriz:
Irak sınırı ve Musul sorunu
Nüfus mübadelesi
Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'ne girişi (18 Temmuz 1932)
Balkan Antantı (9 Şubat 1934)
Montrö Boğazlar Sözleşmesi (20 Temmuz 1936)
Sadabat Paktı (8 Temmuz 1937)
Hatay Sorunu
Atatürk'ün cumhurbaşkanlığı döneminde inkılaplar ve iç politika
Daha çok bilgi için: Atatürk İnkılapları
Atatürk,CHP IV.Kurultayı'nda,(Mayıs 1935)Gazi Mustafa Kemal, kendi deyişiyle Türkiye'yi "muasır medeniyet seviyesine çıkarmak" amacıyla bir dizi radikal dönüşüme imza attı. Söz konusu düzenlemeler başlangıçta Osmanlıca "reform" veya "dönüşüm" anlamına gelen "inkılap" adıyla anıldılar. 1960'lı yıllarda, inkılap karşılığı olarak Öztürkçe "devrim" kelimesi kullanıldı. Ancak 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra, "devrim", kanlı bir düzen değişikliğini (Fransızca: révolution) ve sol dünya görüşünü çağrıştırdığı gerekçesiyle resmi kullanımda yeniden "inkılap" sözcüğü benimsendi.[kaynak belirtilmeli].
Siyasal alanda inkılaplar
Halifelik ve saltanatın birbirinden ayrılması,Osmanlı saltanatının kaldırılması ve Osmanlı Devleti'nin hukuki varlığının sona ermesi (1 Kasım 1922).
Cumhuriyetin ilanı (29 Ekim 1923).
Halifeliğin kaldırılması ve Osmanlı hanedanı mensuplarının yurt dışına çıkarılması (3 Mart 1924).
Devletin dinine ilişkin maddenin anayasadan çıkartılması ve Laiklik ilkesinin anayasaya eklenmesi (1928)
Atatürk İlkeleri'nin tamamının anayasaya girmesi (5 Şubat 1937)
Toplumsal alanda inkılaplar
Gazi Mustafa Kemal'in Atatürk soyadını aldıktan sonraki imzasıŞapka Kanunu (25 Kasım 1925)
Tekkelerin, zaviyelerin ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925)
Kadınlara belediye seçimlerinde (1930) ve genel seçimlerde (1935) seçme ve seçilme hakkı tanınması
Soyadı Kanunu (21 Haziran 1934)
Efendi, Bey, Paşa gibi lakap ve unvanlarin kullanımının yasaklanması (26 Kasım 1934)
Uluslararası saat, takvim ve uzunluk ölçülerinin kabulü (1925-1931)
Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Latin alfabesini tanıtıyor, Kayseri, 20 Eylül 1928
Hukuk alanında inkılaplar
İslam vakıflarının devlet idaresine alınması (1924)
İsviçre Medeni Kodundan çevrilerek hazırlanan Medeni Kanun'un kabulü (1926).
İtalyan Ceza Kanunu'ndan çevrilerek hazırlanan Türk Ceza Kanunu'nun kabulü (1927).
Eğitim ve kültür alanında inkılaplar
Öğretimin Birleştirilmesi Yasası (Tevhid-i Tedrisat Kanunu) ile devlete bağlı olmayan ilköğretim kurumlarının kapatılması (3 Mart 1924)
Yeni Türk harflerinin kabulü ve arap alfabesiyle her türlü yayın ve eğitimin yasaklanması (1 Kasım 1928)
Türk Dil ve Tarih Kurumlarının kurulması (1932)
Dil Devrimi ve Güneş Dil Teorisinin benimsenmesi (1932-1938)
Darülfünun'un kapatılıp İstanbul Üniversitesi adıyla yeniden kurulması (31 Mayıs 1933)
Çok partili demokrasi denemeleri
Atatürk, bir vatandaşın derdini dinlerken
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, 1925
Daha çok bilgi için: Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
Cumhuriyetin ilanından sonra, Milli Mücadeleyi başlatan beş kişilik kadronun Mustafa Kemal dışındaki dört üyesi (Rauf Bey, Karabekir Paşa, Refet Paşa ve Ali Fuat Paşa) muhalefete geçerek Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı kurdular. 1925 Martı'nda çıkan Genç Hâdisesi (Şeyh Sait İsyanı, Doğu İsyanı) üzerine sıkıyönetim ilan edilerek TpCF kapatıldı. Partinin lider kadrosu tutuklanarak önde gelenleri idam edildi.
Serbest Cumhuriyet Fırkası, 1930
Daha çok bilgi için: Serbest Cumhuriyet Fırkası
12 Ağustos 1930'da İsmet Paşa'nın hükûmetine alternatifleri sunmak amacıyla çok partili demokratik hayata kavuşmak için Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın yakın arkadaşı Fethi Bey (Okyar)'e Serbest Cumhuriyet Fırkası'nı kurdurarak kız kardeşi Makbule Hanım (Boysan, Atadan), çocukluk ve okul arkadaşı Nuri Bey (Conker)'leri de üye yaptırdı. Ancak 17 Kasım 1930'da rakibi istemeyen İsmet Paşa'nın baskısı ve İslâmcıların aleti olma endişesinden dolayı partiyi fesh etti.
Bu demokrasi denemesinin biraz önce, ordu'nun siyasete müdahale etmesinin demokrasiye zarar verebileceğini düşünerek Askerî Ceza Kanunu (22 Mayıs 1930 tarih ve 1632 Sayılı Kanun)'nu meclisten geçirdi. Bu kanunun 148. maddesine Ordu mensubunun siyasi toplantılar ve gösterilere katılmasını siyasi partiye üyesi olmasını, siyasi maksatlarla şifahi telkinatta bulunmasını, siyasi makale yazmasını ve siyasi
nutuk söylemesini yasaklanan hükmü koydurdu.Gazi Mustafa Kemal sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde denetledi. Ancak 1918 yılından sonra hiçbir resmi veya özel ziyaret için yurt dışına çıkmadı.
15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında Ankara'da toplanan CHF ikinci kurultayında Kurtuluş Savaşı'nı ve Cumhuriyet'in kuruluşunu anlatan Nutuk'u (Söylev) okudu.[20] Kurtuluş Savaşı'nın Gazi'nin bakış açısıyla anlatımını içeren Nutuk, Türkiye Cumhuriyeti'nin Milli Mücadeleye ilişkin resmi görüşünün esasını oluşturur ve Milli Mücadeleyi Mustafa Kemal Paşa ile birlikte başlatan ve yürüten askerî ve siyasi şeflere karşı (Rauf, Karabekir, Refet Bele, Mersinli Cemal Paşa, Cafer Tayyar Eğilmez, "Sakallı" Nurettin Paşa, Celalettin Arif Bey vb.) bir polemik niteliği de taşır.[21]
29 Ekim 1933'te Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal,Türkiye Cumhuriyeti'nin onuncu kuruluş yıldönümü nedeniyle yaptığı konuşmada ülkenin kuruluş temelini ve gelecek vizyonunu yalın bir dille tüm dünyaya ve Türk Milleti'ne anlatmıştır..[22]
Atatürk'ün cumhurbaşkanlığı döneminde kurulan hükümetler
Atatürk'ün cumhurbaşkanlığı döneminde (1923-1938) üç kişi başbakanlık yapmıştır. Bu isimler İsmet İnönü, Fethi Okyar ve Celal Bayar'dır. Bu dönem içersinde en fazla süre görevde kalan ve en fazla hükümet kuran isim (tam yedi hükümet kurmuştur) İsmet İnönü'dür. Atatürk'ün cumhurbaşkanlığı süresince kurulan hükümetler şöyledir:
Atatürk, İsmet İnönü ile birlikte
Cumhurbaşkanı Atatürk Başbakan Celal Bayar ile birlikteI. İnönü hükûmeti (30.10.1923 - 06.03.1924)
II. İnönü hükûmeti (06.03.1924 - 22.11.1924)
Fethi Okyar hükûmeti (22.11.1924 - 03.03.1925)
III. İnönü hükûmeti (03.03.1925 - 01.11.1927)
IV. İnönü hükûmeti (01.11.1927 - 27.09.1930)
V. İnönü hükûmeti (27.09.1930 - 04.05.1931)
VI. İnönü hükûmeti (04.05.1931 - 01.03.1935)
VII. İnönü hükûmeti (01.03.1935 - 01.11.1937)
I. Celal Bayar hükûmeti (01.11.1937 - 11.11.1938)
Atatürk'ün cumhurbaşkanlığı döneminde dış politika
1930'lu yıllarda Balkan ülkelerinde yaygınlaşan revizyonist siyasi görüşlere karşı Atatürk "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesiyle karşı çıkarak, Birinci Dünya Savaşı ertesinde Neuilly ve Lozan antlaşmalarıyla kurulan uluslararası statükoyu savundu.[kaynak belirtilmeli]. 1930 yılında Yunan başbakanı Elefterios Venizelos'u Türkiye'ye davet ederek Milli Mücadele'nin düşmanı Yunanistan'la barışın temellerini attı. 1934'de Venizelos tarafından Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterildi (Ancak Nobel Ödül Komitesi değerlendirmeye almadı).
Atatürk'ün cumhurbaşkanlığı dönemindeki dış politika konularını şu şekilde sıralayabiliriz:
Irak sınırı ve Musul sorunu
Nüfus mübadelesi
Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'ne girişi (18 Temmuz 1932)
Balkan Antantı (9 Şubat 1934)
Montrö Boğazlar Sözleşmesi (20 Temmuz 1936)
Sadabat Paktı (8 Temmuz 1937)
Hatay Sorunu
Atatürk'ün cumhurbaşkanlığı döneminde inkılaplar ve iç politika
Daha çok bilgi için: Atatürk İnkılapları
Atatürk,CHP IV.Kurultayı'nda,(Mayıs 1935)Gazi Mustafa Kemal, kendi deyişiyle Türkiye'yi "muasır medeniyet seviyesine çıkarmak" amacıyla bir dizi radikal dönüşüme imza attı. Söz konusu düzenlemeler başlangıçta Osmanlıca "reform" veya "dönüşüm" anlamına gelen "inkılap" adıyla anıldılar. 1960'lı yıllarda, inkılap karşılığı olarak Öztürkçe "devrim" kelimesi kullanıldı. Ancak 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra, "devrim", kanlı bir düzen değişikliğini (Fransızca: révolution) ve sol dünya görüşünü çağrıştırdığı gerekçesiyle resmi kullanımda yeniden "inkılap" sözcüğü benimsendi.[kaynak belirtilmeli].
Siyasal alanda inkılaplar
Halifelik ve saltanatın birbirinden ayrılması,Osmanlı saltanatının kaldırılması ve Osmanlı Devleti'nin hukuki varlığının sona ermesi (1 Kasım 1922).
Cumhuriyetin ilanı (29 Ekim 1923).
Halifeliğin kaldırılması ve Osmanlı hanedanı mensuplarının yurt dışına çıkarılması (3 Mart 1924).
Devletin dinine ilişkin maddenin anayasadan çıkartılması ve Laiklik ilkesinin anayasaya eklenmesi (1928)
Atatürk İlkeleri'nin tamamının anayasaya girmesi (5 Şubat 1937)
Toplumsal alanda inkılaplar
Gazi Mustafa Kemal'in Atatürk soyadını aldıktan sonraki imzasıŞapka Kanunu (25 Kasım 1925)
Tekkelerin, zaviyelerin ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925)
Kadınlara belediye seçimlerinde (1930) ve genel seçimlerde (1935) seçme ve seçilme hakkı tanınması
Soyadı Kanunu (21 Haziran 1934)
Efendi, Bey, Paşa gibi lakap ve unvanlarin kullanımının yasaklanması (26 Kasım 1934)
Uluslararası saat, takvim ve uzunluk ölçülerinin kabulü (1925-1931)
Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Latin alfabesini tanıtıyor, Kayseri, 20 Eylül 1928
Hukuk alanında inkılaplar
İslam vakıflarının devlet idaresine alınması (1924)
İsviçre Medeni Kodundan çevrilerek hazırlanan Medeni Kanun'un kabulü (1926).
İtalyan Ceza Kanunu'ndan çevrilerek hazırlanan Türk Ceza Kanunu'nun kabulü (1927).
Eğitim ve kültür alanında inkılaplar
Öğretimin Birleştirilmesi Yasası (Tevhid-i Tedrisat Kanunu) ile devlete bağlı olmayan ilköğretim kurumlarının kapatılması (3 Mart 1924)
Yeni Türk harflerinin kabulü ve arap alfabesiyle her türlü yayın ve eğitimin yasaklanması (1 Kasım 1928)
Türk Dil ve Tarih Kurumlarının kurulması (1932)
Dil Devrimi ve Güneş Dil Teorisinin benimsenmesi (1932-1938)
Darülfünun'un kapatılıp İstanbul Üniversitesi adıyla yeniden kurulması (31 Mayıs 1933)
Çok partili demokrasi denemeleri
Atatürk, bir vatandaşın derdini dinlerken
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, 1925
Daha çok bilgi için: Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
Cumhuriyetin ilanından sonra, Milli Mücadeleyi başlatan beş kişilik kadronun Mustafa Kemal dışındaki dört üyesi (Rauf Bey, Karabekir Paşa, Refet Paşa ve Ali Fuat Paşa) muhalefete geçerek Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı kurdular. 1925 Martı'nda çıkan Genç Hâdisesi (Şeyh Sait İsyanı, Doğu İsyanı) üzerine sıkıyönetim ilan edilerek TpCF kapatıldı. Partinin lider kadrosu tutuklanarak önde gelenleri idam edildi.
Serbest Cumhuriyet Fırkası, 1930
Daha çok bilgi için: Serbest Cumhuriyet Fırkası
12 Ağustos 1930'da İsmet Paşa'nın hükûmetine alternatifleri sunmak amacıyla çok partili demokratik hayata kavuşmak için Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın yakın arkadaşı Fethi Bey (Okyar)'e Serbest Cumhuriyet Fırkası'nı kurdurarak kız kardeşi Makbule Hanım (Boysan, Atadan), çocukluk ve okul arkadaşı Nuri Bey (Conker)'leri de üye yaptırdı. Ancak 17 Kasım 1930'da rakibi istemeyen İsmet Paşa'nın baskısı ve İslâmcıların aleti olma endişesinden dolayı partiyi fesh etti.
Bu demokrasi denemesinin biraz önce, ordu'nun siyasete müdahale etmesinin demokrasiye zarar verebileceğini düşünerek Askerî Ceza Kanunu (22 Mayıs 1930 tarih ve 1632 Sayılı Kanun)'nu meclisten geçirdi. Bu kanunun 148. maddesine Ordu mensubunun siyasi toplantılar ve gösterilere katılmasını siyasi partiye üyesi olmasını, siyasi maksatlarla şifahi telkinatta bulunmasını, siyasi makale yazmasını ve siyasi