Kadın olarak hayatımızın pamuk ipliğine bağlı olduğu ülkemizde her gün ortalama üç kadın cinayete kurban gidiyor. Geride bıraktığımız yıl 300 kadın öldürüldü. Üstelik kadına fiziksel şiddetin her geçen gün tırmandığı döneminde, kadın katillerine yapılan iyi hal indirimlerine bir de “zaten bakire değildi”, tecavüz sırasında yakalanıp “yarım kaldı tecavüz sayılmaz” ya da “bağırmadı öyleyse rızası vardı” indirimleri eklendi.
Mağdur sayısı üç kat arttı
Tüm bunlar da kadına yapılan duygusal şiddetin sadece bir bölümü… Aile Bakanlığı verilerine göre 2012 yılında şiddet mağduru 5 bin 295 kadın için tedbir kararı alınırken bu rakam 2014’te tam 3 kat artarak 15 bin 881’e çıktı. Kadın hakları konusunda sicili kirli olan Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu tarafından 2014 yıl sonunda hazırlanan rapora göre, cinsiyet ayrımcılığı sıralamasında 142 ülke arasında 125’inci oldu.
Bıçak kemiğe dayandı
Sıralamada Türkiye ile birlikte Ortadoğu ve Afrika ülkelerinin listenin sonlarında yer alması dikkat çekici. Cinsiyet ayrımcılığının en az olduğu ülke İzlanda oldu. Raporda dikkat çeken önemli bir ayrıntı ise Türkiye’nin kadın hakları bakımından, 2006-2013 yılları arasındaki yeri hiç değişmedi. Bu durum ülkemizde kadına şiddet üzerine somut bir adım atılmadığının da kanıtı. Ancak üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın vahşice öldürülmesi artık bıçağın kemiğe dayandığını bir kez gösterdi… Tüm Türkiye kadına şiddete karşı somut bir adım istiyor.
Farklı meslek gruplarından başarılı 5 ünlü kadın “Türkiye’de Kadın olmak”la ilgili düşüncelerini Sözcü Pazar’a anlattı:
Yol almamız engelleniyor…
Milletvekili Şafak Pavey: Vergi kaçırmanın, çalıntı Euroları nereye koyacağını bilememenin, sınav sorularını çalmanın ve benzeri davranışların ahlaki olarak suç sayılmayıp hatta adeta övgüyle öykünülmesi söz konusuyken; sadece kadın üstünden davranış suç ve günah ikileminde tanımlanıyor. İşte bu toplumun başına gelecek en büyük felaket. Kadın üstünden dayatılan kısıtlamalar yol almamızı engelliyor. Bu nedenle her çabadan sonra başladığımız yerin gerisine düşüyoruz. Ortak kararla değil, erkeğin kararıyla kişisel hayatın belirlenmesi, gizli suçluluk duygusuyla yaşamaya alıştırılmışlığı, sanal ya da reel her türlü tacizi kendi suçu sayması kadın olmanın yeterince zor olduğunu anlatmaya yeter diye düşünüyorum. Önce bütün bunları dürüst ve cesurca halletmemiz gerekiyor ki
devamı gelebilsin.
Bizi yönetenlerin zihniyeti değişmeli
Avukat İrem Çiçek: Ben Türkiye’de kadın olup başına herhangi bir şey gelmemiş tırnak içinde şansı isimlerden biriyim. Benim gibi kadınlar unutmamalı ki Özgecan da düne kadar bizlerle aynı hissi paylaşıyordu. Kadına şiddet, cinayetler, tecavüzler incelendiğinde; kadının evde yemek yapan anne, sahip çıkılan kız kardeş, korunmaya muhtaç sevgili tanımından çıkarılması gerektiği anlaşılıyor. Bir de ülkeyi yönetenlerin zihniyeti önemli. Kadını nesnelleştiren, kıyafetler üzerinden siyaset yapan zihniyet değişmedikçe, tenha bir sokağa giren kadın kadın gibi görünmeyi bırakıp yüzüne bir maske takarak tedirginlik içinde koşar adımlarına devam edecektir. Ve bu zihniyet kadına şiddet için ortam hazırlayan temel unsurlardan biridir.
Cinsiyetçi ve iki yüzlü bir toplumuz
Manken Merve Büyüksaraç:Biz ne yazık ki cinsiyetçi ve ikiyüzlü bir toplumuz. Çünkü kadına kadın olarak saygı gösterilmezken, aynı kadın anne olduğu zaman çok daha kutsal bir yere konuluyor. Eğer kadının gerek fiziksel gerek psikolojik şiddet görmediği bir toplum istiyorsak, zihinlerimizdeki kadınlık bilincini değiştirecek, bizlerde farkındalık yaratacak sosyal bilimcilere ihtiyacımız var. Yoksa erkek egemenliğinin olduğu toplumlarda Nazım Hikmet’in dediği gibi ‘soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen…’ kadınlar olarak kalırız.
Aklı olan adamın eli kalkmaz
Sunucu Zahide Yetiş: Şu dünyada yapacağınız en güzel yatırım bir kadının aşkına yaptığınız yatırımdır. Eğer bir kadın tarafından hiç sevilmediyseniz, bir kadının aşkını gerçekten hiç tatmadıysanız, üzgünüm çok fakir kalmışsınız. Kadın sevildikçe güzelleşir. Sayıldıkça ışıldar, mutlu ise kalbi parlar ve sizi de mutlu eder. Kimse kusura bakmasın aklı olan adamın kadına eli kalkmaz. Eğer fiziksel gücünüzle bir şey yapıyorsanız, yeterince aklınızı kullanamamışsınız demektir.
Hayatlarını kurtarabiliriz
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav: Türkiye’de kadın olmak, hayatımızın her alanına karışılması, buna itiraz ettiğimizde ve kendi hayatımıza dair karar almak istediğimizde tümden hayatımızdan olmamız anlamına geliyor. Toplum kadınları anlamak yerine, hak arayışına şiddetle karşılık veriyor. Kadının hakları konusunda güçlü politikalar olmayışı da erkeklere cesaret veriyor. Toplumun kadın cinayetlerini durdurma isteği, Özgecan ile görüldü. Bugün tüm Türkiye kadın cinayetlerinin durmasını istiyor. Ellerimizi, aklımızı, kalbimizi birleştirirsek kadınların hayatını kurtarabiliriz. Biz kadınlar bugün saat 14.00’te bunun için Beyoğlu Tünel’de olacağız.
Mağdur sayısı üç kat arttı
Tüm bunlar da kadına yapılan duygusal şiddetin sadece bir bölümü… Aile Bakanlığı verilerine göre 2012 yılında şiddet mağduru 5 bin 295 kadın için tedbir kararı alınırken bu rakam 2014’te tam 3 kat artarak 15 bin 881’e çıktı. Kadın hakları konusunda sicili kirli olan Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu tarafından 2014 yıl sonunda hazırlanan rapora göre, cinsiyet ayrımcılığı sıralamasında 142 ülke arasında 125’inci oldu.
Bıçak kemiğe dayandı
Sıralamada Türkiye ile birlikte Ortadoğu ve Afrika ülkelerinin listenin sonlarında yer alması dikkat çekici. Cinsiyet ayrımcılığının en az olduğu ülke İzlanda oldu. Raporda dikkat çeken önemli bir ayrıntı ise Türkiye’nin kadın hakları bakımından, 2006-2013 yılları arasındaki yeri hiç değişmedi. Bu durum ülkemizde kadına şiddet üzerine somut bir adım atılmadığının da kanıtı. Ancak üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın vahşice öldürülmesi artık bıçağın kemiğe dayandığını bir kez gösterdi… Tüm Türkiye kadına şiddete karşı somut bir adım istiyor.
Farklı meslek gruplarından başarılı 5 ünlü kadın “Türkiye’de Kadın olmak”la ilgili düşüncelerini Sözcü Pazar’a anlattı:
Yol almamız engelleniyor…
Milletvekili Şafak Pavey: Vergi kaçırmanın, çalıntı Euroları nereye koyacağını bilememenin, sınav sorularını çalmanın ve benzeri davranışların ahlaki olarak suç sayılmayıp hatta adeta övgüyle öykünülmesi söz konusuyken; sadece kadın üstünden davranış suç ve günah ikileminde tanımlanıyor. İşte bu toplumun başına gelecek en büyük felaket. Kadın üstünden dayatılan kısıtlamalar yol almamızı engelliyor. Bu nedenle her çabadan sonra başladığımız yerin gerisine düşüyoruz. Ortak kararla değil, erkeğin kararıyla kişisel hayatın belirlenmesi, gizli suçluluk duygusuyla yaşamaya alıştırılmışlığı, sanal ya da reel her türlü tacizi kendi suçu sayması kadın olmanın yeterince zor olduğunu anlatmaya yeter diye düşünüyorum. Önce bütün bunları dürüst ve cesurca halletmemiz gerekiyor ki
devamı gelebilsin.
Bizi yönetenlerin zihniyeti değişmeli
Avukat İrem Çiçek: Ben Türkiye’de kadın olup başına herhangi bir şey gelmemiş tırnak içinde şansı isimlerden biriyim. Benim gibi kadınlar unutmamalı ki Özgecan da düne kadar bizlerle aynı hissi paylaşıyordu. Kadına şiddet, cinayetler, tecavüzler incelendiğinde; kadının evde yemek yapan anne, sahip çıkılan kız kardeş, korunmaya muhtaç sevgili tanımından çıkarılması gerektiği anlaşılıyor. Bir de ülkeyi yönetenlerin zihniyeti önemli. Kadını nesnelleştiren, kıyafetler üzerinden siyaset yapan zihniyet değişmedikçe, tenha bir sokağa giren kadın kadın gibi görünmeyi bırakıp yüzüne bir maske takarak tedirginlik içinde koşar adımlarına devam edecektir. Ve bu zihniyet kadına şiddet için ortam hazırlayan temel unsurlardan biridir.
Cinsiyetçi ve iki yüzlü bir toplumuz
Manken Merve Büyüksaraç:Biz ne yazık ki cinsiyetçi ve ikiyüzlü bir toplumuz. Çünkü kadına kadın olarak saygı gösterilmezken, aynı kadın anne olduğu zaman çok daha kutsal bir yere konuluyor. Eğer kadının gerek fiziksel gerek psikolojik şiddet görmediği bir toplum istiyorsak, zihinlerimizdeki kadınlık bilincini değiştirecek, bizlerde farkındalık yaratacak sosyal bilimcilere ihtiyacımız var. Yoksa erkek egemenliğinin olduğu toplumlarda Nazım Hikmet’in dediği gibi ‘soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen…’ kadınlar olarak kalırız.
Aklı olan adamın eli kalkmaz
Sunucu Zahide Yetiş: Şu dünyada yapacağınız en güzel yatırım bir kadının aşkına yaptığınız yatırımdır. Eğer bir kadın tarafından hiç sevilmediyseniz, bir kadının aşkını gerçekten hiç tatmadıysanız, üzgünüm çok fakir kalmışsınız. Kadın sevildikçe güzelleşir. Sayıldıkça ışıldar, mutlu ise kalbi parlar ve sizi de mutlu eder. Kimse kusura bakmasın aklı olan adamın kadına eli kalkmaz. Eğer fiziksel gücünüzle bir şey yapıyorsanız, yeterince aklınızı kullanamamışsınız demektir.
Hayatlarını kurtarabiliriz
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav: Türkiye’de kadın olmak, hayatımızın her alanına karışılması, buna itiraz ettiğimizde ve kendi hayatımıza dair karar almak istediğimizde tümden hayatımızdan olmamız anlamına geliyor. Toplum kadınları anlamak yerine, hak arayışına şiddetle karşılık veriyor. Kadının hakları konusunda güçlü politikalar olmayışı da erkeklere cesaret veriyor. Toplumun kadın cinayetlerini durdurma isteği, Özgecan ile görüldü. Bugün tüm Türkiye kadın cinayetlerinin durmasını istiyor. Ellerimizi, aklımızı, kalbimizi birleştirirsek kadınların hayatını kurtarabiliriz. Biz kadınlar bugün saat 14.00’te bunun için Beyoğlu Tünel’de olacağız.