Anasayfa
Röportaj:Yüksel Şengül
Bana Adını Sor adlı filmi dün vizyona giren Özge Borak’la, Balım adlı müzikalini oynadığı
Tim Maslak Show Center’da buluştuk ve perde açılmadan önce sohbetimizi yaptık. Başarılı oyuncu hem beşinci sinema filmini, hem müzikalini, hem de aşka ve hayata bakışını anlattı.
KAPILARIM AŞKA KAPALI DEGİL
BANA Adını Sor filmi yılın en çok tartışılacak ve en hüzünlü filmi olarak lanse ediliyor. Filmdeki en çok tartışılacak konu ile hüznü anlatır mısın?
Her şeyden önce gerçek bir hikayeden yola çıkılarak yazılan bir senaryo bu. Ben rol teklif edildiğinde senaryoyu okudum ve çok etkilendim. Dram olarak ilk defa böyle bir sinema filminde oynuyorum. Bana göre şaşırtıcı bir finali var. Olağandışı, olabilir de ama yapar mıydık, kim yapardı, yaparsak sonra ne olur gibi soruların olduğu ve bunların tartışılacağı bir film bu… Finale gelene kadar yaşanan acılar nedeniyle en hüzünlü film diyebiliriz.
Filmde bir adam ve iki kadın var. Nasıl bir aşk ikilemi yaşanıyor?
Bilinen klasik bir aşk üçgeni değil bu.
Adam, aşık olduğu kadınla, ona emek veren kadın arasında kalıyor ve bir seçim yapmak zorunda… Özge Borak hangi kadın?
Ben emek veren kadınım. Tartışılacak bir konu aslında. Anneler için de çocuklar için “Doğuran mı büyüten mi?” derler. Filmde de “Emek mi aşk mı?” sorusu soruluyor. Zaten bu konuda da tercih yapılıyor.
Selvi Boylum Al Yazmalım filminde de Türkan Şoray seçimini yapmıştı.
Evet, Asya (Türkan Şoray) da Selvi Boylum Al Yazmalım filminin finalinde şoför İlyas’ı (Kadir İnanır) değil, kendisine ve oğluna emek veren Cemşit’i (Ahmet Mekin) seçmişti. Aşk mı emek mi tartışması bizim filmde de var. Ben de Türkan Şoray gibi emeği seçiyorum. Seyircinin asla tahmin etmeyeceği bir final oluyor.
ATA İLE DERDİMİZ YOK
Aşk denilince hemen sormak istiyorum. Ata Demirer’le barışacağınız söylendi, doğru mudur?
(Gülüyor) Ata Demirer’le barışmak gibi bir durumumuz yok. Bu söylentiyi çıkaranların yorumları her halde. Biz bu konudaki gerekli açıklamayı daha önce yapmıştık zaten. Birbirimizle derdimiz yok, arkadaşız ama sonuçta ayrıyız.
EKRAN iRi GÖSTERiYOR
Hayranlarınız sizi görünce tepkileri ne oluyor?
Çoğunlukla “Daha gençmişsiniz” diyorlar.
Fit olmak için neler yapıyorsunuz?
Ekran ne yazık ki insanı iri gösteriyor. Beni de iri gösteriyor. Bir ara üç dört kilo vermiştim. Ben özellikle su içmeyi asla ihmal etmem. Hareketli yaşarım, asla meyve suyu içmem. Sıkma portakal suyu bile içmem. Bir bardak portakal suyu için üç portakal sıkılır. Dolayısıyla biz onun şekerini almış oluruz. Oysa bir portakalı soyup afiyetle yersek hem suyu, hem posası, hem de tok tutar.
EMEK DAHA ÖNEMLİ
Filmde emeği seçen Özge Borak gerçek hayatta aşkı mı emeği mi seçer?
Çok zor bir seçim bu… Ama bana göre emek daha önemli… Emek verilen her şey önemlidir, kutsaldır. Öte yandan aşk da insan hayatında kapınızı kaç kez çalabilir ki…
Aşk için her şeyi göze alır mısınız?
Ben her zaman temkinli olduğum için açıkçası aşk için her şeyi göze alırım diyemem. Her konuda olduğu gibi aşkta da temkinliyim. Her işimde mantığım ağır basar.
Aşk konusunda kapılarımızı kapatmadık değil mi?
Dünya dönüyor ve hayat sürüyor. Kapılarım aşka kapalı değil. Yıldız Kenter’in dediği gibi “Hep aşk vardır”. Ayrıca aşk her şeyde vardır. Benim aşklarım çoktur. Ben çiçeğimi de rujumu da severim, mesleğime de aşığım. Aşık olduğum mesleğimi yaparken hem büyük keyif alıyorum, eğleniyorum, hem de üstüne para veriyorlar (gülüyor).
Özge Borak, Bana Adını Sor adlı filmde Engin Hepileri ile birlikte başrolde.
Liza Minelli’den sonra Marilyn
Gelelim, Balım (Sugar) müzikaline. Teklif Özge Borak’a nasıl geldi, sonrasında neler yaşandı?
Önceki yıl Liza Minelli’nin oynadığı Cabaret’te oynadım. Orada da Yücel Erten’le çalışmıştım. Balım hazırlanırken Yücel hocam beni istemiş, Liza Minelli’den sonra Marilyn Monroe’nun oynadığı rolü de üstlenmiş oldum. Bu rol Marilyn’le özdeşleştiği için de hep sarı perukla oynanmış, ben de öyle oynuyorum. Müzikaller çocukluk hayalimdir, çocukluk aşkımdır.
Hayatında ilk kez mi sarışın oluyorsun?
Güldür Güldür programında çok sarışın oldum. Zor bir renkmiş. Çünkü o sarı peruğu takınca makyaj çok soluk görünüyor.
Sarışınlarla ilgili fikriniz nedir?
(Gülüyor) Çok akıllı sarışınlar gördüm ben.
Marilyn Monroe ile ilgili neler söylersiniz?
Bence hayatımızda görebileceğimiz en zeki sarışınlardan birisidir Marilyn Monroe.
Marilyn Monroe’nun hayatı çok pırıltılı geçmiş ama finali hüzünlerle dolu.
Hüzün, popüler isimlerin nedense hayatlarının bir parçası oluyor. Çünkü onların hayatları hiç kolay değil, büyük sorumluluklar yaşıyorlar.
Babanız Selçuk Borak’la ilk kez mi aynı sahneyi paylaşıyorsun?
Daha önce aynı projelerde çalıştık ama sahne üstünde babam Selçuk Borak’la ilk kez birlikte oynuyoruz.
Özge Borak için komedi mi dram mı daha önemli?
Komedi ve dram benim için aynı önemi taşıyor. Şu an yaptığım işler içinde ikisi de yer alıyor. En hareketli dönemimi yaşıyorum. Güldür Güldür’le ekranda, Bana Adını Sor’la sinemada ve Balım’la sahnedeyim. Darısı reklam filminin başına (gülüyor).
AKM İÇİN İÇİM KAN AĞLIYOR
Henüz 8 yaşında, Şehir Tiyatroları çocuk bölümünü kazanarak oyunculuğa adım attın…
25 yıldır tiyatro yapıyorum, 33 yaşındayım. Çocukken balerin olmayı çok istiyordum. Annem, babam, ağabeyim, ağabeyimin eşi, hepsi Devlet Opera ve Balesi’nde olduğu için… AKM’de açılan Çocuk Balesi Bölümü vardı. 8 yaşından itibaren kayıt yapıyorlardı. 7 yaşında olduğum için almadılar beni. Alsalar balerin olmuştum. İyi ki balerin olmamışım. Şayet balerin olsaydım sadece dans edecektim. Oysa şimdi hem dans ediyorum, hem oynuyorum, hem şarkı söylüyorum.
Opera ve bale sanatlarının bugün yaşadığı sıkıntılar biraz içimizi burkuyor…
Türkiye’de opera ve balenin yaşadığı sıkıntılar biraz değil epey içimizi burkuyor. Şehir Tiyatrosu’na girsem de çocukluğumda AKM’nin kulislerinde çok koşturdum. O binanın olduğu yerde çürüyüp çökmesi bekleniyor sanki. Opera ve bale bir köşeye atılmış durumda. İçim kan ağlıyor. Her gün geriye doğru adım attığımız için Şehir Tiyatrosu’ndan iki yıl önce ayrıldım. O zihniyete daha fazla tahammül edemezdim. Sanattan anlamayan adamların sanatı yönlendirmeye kalkışması akıl alır gibi değil.
Bana Adını Sor adlı filmi dün vizyona giren Özge Borak’la, Balım adlı müzikalini oynadığı
Tim Maslak Show Center’da buluştuk ve perde açılmadan önce sohbetimizi yaptık. Başarılı oyuncu hem beşinci sinema filmini, hem müzikalini, hem de aşka ve hayata bakışını anlattı.
KAPILARIM AŞKA KAPALI DEGİL
BANA Adını Sor filmi yılın en çok tartışılacak ve en hüzünlü filmi olarak lanse ediliyor. Filmdeki en çok tartışılacak konu ile hüznü anlatır mısın?
Her şeyden önce gerçek bir hikayeden yola çıkılarak yazılan bir senaryo bu. Ben rol teklif edildiğinde senaryoyu okudum ve çok etkilendim. Dram olarak ilk defa böyle bir sinema filminde oynuyorum. Bana göre şaşırtıcı bir finali var. Olağandışı, olabilir de ama yapar mıydık, kim yapardı, yaparsak sonra ne olur gibi soruların olduğu ve bunların tartışılacağı bir film bu… Finale gelene kadar yaşanan acılar nedeniyle en hüzünlü film diyebiliriz.
Filmde bir adam ve iki kadın var. Nasıl bir aşk ikilemi yaşanıyor?
Bilinen klasik bir aşk üçgeni değil bu.
Adam, aşık olduğu kadınla, ona emek veren kadın arasında kalıyor ve bir seçim yapmak zorunda… Özge Borak hangi kadın?
Ben emek veren kadınım. Tartışılacak bir konu aslında. Anneler için de çocuklar için “Doğuran mı büyüten mi?” derler. Filmde de “Emek mi aşk mı?” sorusu soruluyor. Zaten bu konuda da tercih yapılıyor.
Selvi Boylum Al Yazmalım filminde de Türkan Şoray seçimini yapmıştı.
Evet, Asya (Türkan Şoray) da Selvi Boylum Al Yazmalım filminin finalinde şoför İlyas’ı (Kadir İnanır) değil, kendisine ve oğluna emek veren Cemşit’i (Ahmet Mekin) seçmişti. Aşk mı emek mi tartışması bizim filmde de var. Ben de Türkan Şoray gibi emeği seçiyorum. Seyircinin asla tahmin etmeyeceği bir final oluyor.
ATA İLE DERDİMİZ YOK
Aşk denilince hemen sormak istiyorum. Ata Demirer’le barışacağınız söylendi, doğru mudur?
(Gülüyor) Ata Demirer’le barışmak gibi bir durumumuz yok. Bu söylentiyi çıkaranların yorumları her halde. Biz bu konudaki gerekli açıklamayı daha önce yapmıştık zaten. Birbirimizle derdimiz yok, arkadaşız ama sonuçta ayrıyız.
EKRAN iRi GÖSTERiYOR
Hayranlarınız sizi görünce tepkileri ne oluyor?
Çoğunlukla “Daha gençmişsiniz” diyorlar.
Fit olmak için neler yapıyorsunuz?
Ekran ne yazık ki insanı iri gösteriyor. Beni de iri gösteriyor. Bir ara üç dört kilo vermiştim. Ben özellikle su içmeyi asla ihmal etmem. Hareketli yaşarım, asla meyve suyu içmem. Sıkma portakal suyu bile içmem. Bir bardak portakal suyu için üç portakal sıkılır. Dolayısıyla biz onun şekerini almış oluruz. Oysa bir portakalı soyup afiyetle yersek hem suyu, hem posası, hem de tok tutar.
EMEK DAHA ÖNEMLİ
Filmde emeği seçen Özge Borak gerçek hayatta aşkı mı emeği mi seçer?
Çok zor bir seçim bu… Ama bana göre emek daha önemli… Emek verilen her şey önemlidir, kutsaldır. Öte yandan aşk da insan hayatında kapınızı kaç kez çalabilir ki…
Aşk için her şeyi göze alır mısınız?
Ben her zaman temkinli olduğum için açıkçası aşk için her şeyi göze alırım diyemem. Her konuda olduğu gibi aşkta da temkinliyim. Her işimde mantığım ağır basar.
Aşk konusunda kapılarımızı kapatmadık değil mi?
Dünya dönüyor ve hayat sürüyor. Kapılarım aşka kapalı değil. Yıldız Kenter’in dediği gibi “Hep aşk vardır”. Ayrıca aşk her şeyde vardır. Benim aşklarım çoktur. Ben çiçeğimi de rujumu da severim, mesleğime de aşığım. Aşık olduğum mesleğimi yaparken hem büyük keyif alıyorum, eğleniyorum, hem de üstüne para veriyorlar (gülüyor).
Özge Borak, Bana Adını Sor adlı filmde Engin Hepileri ile birlikte başrolde.
Liza Minelli’den sonra Marilyn
Gelelim, Balım (Sugar) müzikaline. Teklif Özge Borak’a nasıl geldi, sonrasında neler yaşandı?
Önceki yıl Liza Minelli’nin oynadığı Cabaret’te oynadım. Orada da Yücel Erten’le çalışmıştım. Balım hazırlanırken Yücel hocam beni istemiş, Liza Minelli’den sonra Marilyn Monroe’nun oynadığı rolü de üstlenmiş oldum. Bu rol Marilyn’le özdeşleştiği için de hep sarı perukla oynanmış, ben de öyle oynuyorum. Müzikaller çocukluk hayalimdir, çocukluk aşkımdır.
Hayatında ilk kez mi sarışın oluyorsun?
Güldür Güldür programında çok sarışın oldum. Zor bir renkmiş. Çünkü o sarı peruğu takınca makyaj çok soluk görünüyor.
Sarışınlarla ilgili fikriniz nedir?
(Gülüyor) Çok akıllı sarışınlar gördüm ben.
Marilyn Monroe ile ilgili neler söylersiniz?
Bence hayatımızda görebileceğimiz en zeki sarışınlardan birisidir Marilyn Monroe.
Marilyn Monroe’nun hayatı çok pırıltılı geçmiş ama finali hüzünlerle dolu.
Hüzün, popüler isimlerin nedense hayatlarının bir parçası oluyor. Çünkü onların hayatları hiç kolay değil, büyük sorumluluklar yaşıyorlar.
Babanız Selçuk Borak’la ilk kez mi aynı sahneyi paylaşıyorsun?
Daha önce aynı projelerde çalıştık ama sahne üstünde babam Selçuk Borak’la ilk kez birlikte oynuyoruz.
Özge Borak için komedi mi dram mı daha önemli?
Komedi ve dram benim için aynı önemi taşıyor. Şu an yaptığım işler içinde ikisi de yer alıyor. En hareketli dönemimi yaşıyorum. Güldür Güldür’le ekranda, Bana Adını Sor’la sinemada ve Balım’la sahnedeyim. Darısı reklam filminin başına (gülüyor).
AKM İÇİN İÇİM KAN AĞLIYOR
Henüz 8 yaşında, Şehir Tiyatroları çocuk bölümünü kazanarak oyunculuğa adım attın…
25 yıldır tiyatro yapıyorum, 33 yaşındayım. Çocukken balerin olmayı çok istiyordum. Annem, babam, ağabeyim, ağabeyimin eşi, hepsi Devlet Opera ve Balesi’nde olduğu için… AKM’de açılan Çocuk Balesi Bölümü vardı. 8 yaşından itibaren kayıt yapıyorlardı. 7 yaşında olduğum için almadılar beni. Alsalar balerin olmuştum. İyi ki balerin olmamışım. Şayet balerin olsaydım sadece dans edecektim. Oysa şimdi hem dans ediyorum, hem oynuyorum, hem şarkı söylüyorum.
Opera ve bale sanatlarının bugün yaşadığı sıkıntılar biraz içimizi burkuyor…
Türkiye’de opera ve balenin yaşadığı sıkıntılar biraz değil epey içimizi burkuyor. Şehir Tiyatrosu’na girsem de çocukluğumda AKM’nin kulislerinde çok koşturdum. O binanın olduğu yerde çürüyüp çökmesi bekleniyor sanki. Opera ve bale bir köşeye atılmış durumda. İçim kan ağlıyor. Her gün geriye doğru adım attığımız için Şehir Tiyatrosu’ndan iki yıl önce ayrıldım. O zihniyete daha fazla tahammül edemezdim. Sanattan anlamayan adamların sanatı yönlendirmeye kalkışması akıl alır gibi değil.
