DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu ülkedeki mevcut etnik unsurların hepsinin kendine has sorunları vardır. Varsa yoksa Kürt sorunu diye bir şey yok. Ben 2005′te Diyarbakır’da bunu ifade ettim ve bu süreç kapandı. ‘Bizim sorunumuzdur’ dedik ve biz bu işi kapattık, bitirdik. Hala bunu devam ettirmek isteyenler var. Bunu niye devam ettirmek istiyorlar? Molotofkokteylini eline almak için. Niye? Havai fişeklerle insanları öldürmek için. Niye? 5. kattan o kurbanlık eti dağıtmak isteyen Yasinleri öldürmek için” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Romanlar Konfederasyonu tarafından düzenlenen “14 Mart Romanlar Günü Çanakkale Buluşması”nda, Roman vatandaşlara hitap etti.
Konuşmasına, “Sevgili kardeşlerim, değerli vatandaşlarım, sevgili Çanakkaleliler, Çanakkale’nin ev sahipliğinde ülkemizin değişik yerlerinden şu anda burada bulunan sevgili Roman kardeşlerim, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum” diyerek başlayan Erdoğan, Çanakkale’de Roman kardeşleriyle buluşuyor olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.
Dünyada Romanlar Günü’nün 8 Nisan’da kutlandığını ama Türkiye’de Romanların bu kutlamayı, daha önce 14 Mart tarihinde gerçekleştirilen Roman buluşmasında verdiği mesajlar nedeniyle 14 Mart’ta kutladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim Roman kardeşlerimizle temasımız, başbakanlığım döneminde, cumhurbaşkanlığım döneminde başlamadı. Ben çocukluğumdan itibaren Roman kardeşlerimle birlikteyim, onlarla birlikte büyüdüm. İstanbul’un Kasımpaşa’sında, Kulaksız’ında, Kaptan Paşa Mahallesi’nde onlarla birlikte büyüdüm, aynı ilkokulda sınıfı paylaştım. Geldiğim hiçbir görevde onları unutmadım, ihmal etmedim” diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde de Romanların yanında olduğunu dertlerinin, sıkıntılarının çözümü için çalıştığını, başbakanlığı döneminde çalıştaylarla, toplantılarla Romanların meselelerinin takipçisi olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kanunlardaki, yönetmeliklerdeki incitici ifadelerin ayıklanmasından, toplu konut inşasına, sosyal desteklerden, sanatçı kimliklerinin tesciline kadar, her alanda Romanlar için çalışmalar yapılmasını sağladığını anlattı.
“Roman kardeşlerimi sadece Allah rızası için seviyorum”
Erdoğan, her fırsatta Roman vatandaşlarla bir araya geldiğini, son olarak 36 gün önce 6 Şubat 2015′te, Bursa’da Türkiye’nin dört bir yanından gelen Romanlarla görüştüğünü, şimdi de Çanakkale’de bir kez daha Roman vatandaşlarla buluştuğunu kaydetti.
“Ben, Roman kardeşlerimi etnik kimliğinden, parasından, pulundan, şusundan, busundan dolayı sevmiyorum, sadece Allah rızası için seviyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Allah nazarında aynı haklara, aynı mükellefiyetlere, aynı değere sahip insanlar olduğumuzun bilinciyle sizleri seviyorum. Ne diyor o güzel Roman şarkısında; ‘o da Allah kuludur, her kim olursa olsun, ille de Roman olsun.’ Bizler aynı kıbleye yönelen, Hak’tan gelen ve yine Hakk’a dönecek olan tüm sıfatlarının ötesinde insan sıfatına haiz kullarız. Her kim ki diğer sıfatlarından birini insan sıfatının önüne çıkartır işte o zarardadır, gaflettedir. Biz aynı sıkıntıyı kadınlar konusunda yaşıyoruz, aynı sıkıntıyı Kürt kardeşlerim, Suriye’den, Irak’tan gelen Arap kardeşlerimiz konusunda yaşıyoruz. Ahıska Türkleri, Boşnak kardeşlerim… Bunlar konusunda yaşıyoruz. Kimi zaman etnik ayrımcılıkla, kimi zaman cinsiyet ayrımcılığıyla kimi zaman kültürel ayrımcılıkla, diğer vasıflardan biri insan sıfatının önüne geçildiğinde sorun başlıyor. Bakın, şu Çözüm Süreci’ne bakın. Her televizyona çıkan, varsa yoksa Kürt sorunu, Kürt sorunu, Kürt sorunu… Bununla adeta ülkemizi parçalamanın, bölmenin gayreti içerisine giriyorlar.”
“Varsa yoksa Kürt sorunu diye bir şey yok”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’deki mevcut etnik unsurların hepsinin kendine has sorunları bulunduğunu belirterek, “Varsa yoksa Kürt sorunu diye bir şey yok. Ben 2005’te Diyarbakır’da bunu ifade ettim ve bu süreç kapandı. Bizim sorunumuzdur dedik ve biz bu işi kapattık, bitirdik. Hala bunu devam ettirmek isteyenler var. Bunu neden devam ettirmek istiyorlar? Molotof kokteylini eline almak için, havai fişeklerle insanları öldürmek için. Niye? 5’inci kattan o kurbanlık eti dağıtmak isteyen Yasinleri öldürmek için. Bunların etnik kimliklerinden kaynaklanan bir sorun bu ülkede yok. Çünkü biz yaratılanı Yaradan’dan ötürü seven bir medeniyetin, inancın mensuplarıyız. Çünkü müminler ancak kardeştir, bizim ölçümüz bu. Tüm hayatımız boyunca bu ayrımcılıklara karşı mücadele ettik, etmeyi sürdüreceğiz” diye konuştu.
Samimi bir kardeşlik, uhuvet bilinciyle tüm vatandaşları sevdiğini ifade eden Erdoğan, bu toprakların yüzyıllar boyunca farklı kimliklerin, kültürleri, farklı inançları bir arada barış ve kardeşlik içinde yaşatma tecrübesi bulunduğunu kaydetti.
“Biz, işte böyle bir medeniyetin bugünkü temsilcileriyiz. Sizler de bu medeniyetin ayrılmaz bir parçasısınız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün de öyleydiniz, bugün de öylesiniz, inanıyorum ki yarın da öyle olacaksınız. Tek fark; bugün artık size dün yapılan haksızlıkların, ayrımcılığın, ötekileşmenin yapılamıyor olmasıdır, rahatsız oldukları konu bu” dedi.
Yunus Emre’nin, “On sekiz bin alemin cümlesi bir içinde / Kimse yok Bir’den ayrı, söylenir Bir içinde / Cümle Bir onu, Bir’ler, cümle ona giderler / Cümle dil onu söyler, her Bir tebdil içinde” dizelerini okuyan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bizim davamız birliğin davasıdır. En Batı’dan, en Doğu’ya kadar, en Kuzey’den en Güney’e kadar bizim için herkes bu birin bir parçasıdır, tamamlayıcısıdır. Maalesef geçmişte ülkemizde insanların inancından, dilinden, kılığından, kültüründen horlandığı, tahkir edildiği, ikinci sınıf addedildiği günler yaşadık. Roman kardeşlerim bunu çok yakında biliyor. Aynı şekilde Kürt kardeşim de biliyor, imam hatipli kardeşim biliyor, başörtülü kardeşim biliyor. Bu ülkede o kadar çok insanı ötekileştirdiler ki devletle millet arasında adeta uçurum ördüler. Ankara’nın Ulus’una, Kızılay’ına kasketli, şalvarlı vatandaşlarımızın alınmadığı günleri yaşadı bu ülke.
İş o dereceye varmıştı ki; ‘Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece’ diyen Aşık Veysel’i bile Ankara’ya sokmuyorlardı. Neler yaşadı bu ülke. Bir devlet, milletine kendi insanına böyle bir muameleyi reva görür mü? Görür işte ama farklı gerekçelerle, sebeplerle yürütülen bu ayrıştırma politikaları sonunda iflas etti. Milletimiz her fırsatını bulduğunda hakkına, hukukuna, inancına, kültürüne saygı duyanlara ülke yönetimini teslim etti. 2002 Kasım, her alanda olduğu gibi bu alanda da Türkiye için bir milattır, tarihi bir dönüm noktasıdır. Ülkemizdeki her kesim gibi, her vatandaşımız gibi Roman kardeşlerimiz de demokrasi ve özgürlük ikliminde haklarına kavuşmaya başladı. İnşallah bu süreci kesintisiz devam ettirecek, herkesle birlikte Roman kardeşlerimizin de bu ülkenin tüm imkanlarından adil şekilde faydalanmalarını temin etmeyi sürdüreceğiz.”
“Dik dur eğilme, inananlar seninle”
Erdoğan’ın konuşması öncesinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı Tasavvuf ve Keman Korusu dinleti sundu.
Koroda bir kız çocuğunun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı işaret ederek, okuduğu, “Dik dur eğilme, inananlar seninle / Allah’ın emrettiği yoldan geri dönme / Dünyada Müslümanlar elem-keder içinde / Rahatı hoş olanın inmiş gözüne perde / Tüm zalimler birleşmiş yıkıyorlar her yanı / Karşısına dikilmiş bir Osmanlı evladı / Allah’ın bir lütfu bize bir Osmanlı evladı” şeklindeki şiir, salondan büyük alkış aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dinletiyi kucağına aldığı kız çocuğuyla dinledi. Kız çocuğunun babasının ısrarına rağmen Erdoğan’ın kucağından kalkmayışı salonda gülüşmelere neden oldu.
Çocuk gelin sorununa çözüm isteği
Erdoğan’ın konuşması sırasında Esma Bayramiç isimli 24 yaşındaki Roman kadın, Erdoğan’dan, çocuk gelinler sorununa çözüm bulmasını istedi.
Konuşmasına ara veren Erdoğan bir süre dinlediği kadını, çocuklarıyla kürsüye davet etti ve burada Esma Bayramiç’i Çanakkale Valisi Ahmet Çınar ile buluşturarak, sorununa çözüm bulunmasını istedi. Erdoğan, çocukları öperek oyuncak hediye etti. Genç kadının, “Allah sizden razı olsun, beni dinlediniz yeter. Kimse seni çekemiyor” sözleri salondan büyük alkış aldı.
Bu arada Esma Bayramiç, törenin ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yıl önce 14 yaşındayken evlendiği gerekçesiyle eşinin cezaevine konulduğunu söyledi. Eşinin tahliyesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yardım istediğini belirten Bayramiç, “Çünkü eşim suçsuz yere yattığı için ben de kurtarılmasını talep ettim. Biz Romanlar çocuk yaşta evleniyoruz, eşime ceza da çok geç geldi, biz bilmiyorduk. Tek suçu erken yaşta evlenmemiz. Bizim gibilere bir yasa çıkarılmasını istiyorum. Allah razı olsun Cumhurbaşkanımız beni dinledi. Eşim 28 aydır cezaevinde, daha 2,5 yıl cezası var. Soruna çözüm bulunulacağına yürekten inanıyorum” dedi.
Erdoğan’ın konuşması öncesinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Mehter Takımı konser verdi.
Programa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Çanakkale Valisi Ahmet Çınar, Çanakkale ve çevre illerin bazı milletvekilleri ile çok sayıda Roman vatandaş katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu ülkedeki mevcut etnik unsurların hepsinin kendine has sorunları vardır. Varsa yoksa Kürt sorunu diye bir şey yok. Ben 2005′te Diyarbakır’da bunu ifade ettim ve bu süreç kapandı. ‘Bizim sorunumuzdur’ dedik ve biz bu işi kapattık, bitirdik. Hala bunu devam ettirmek isteyenler var. Bunu niye devam ettirmek istiyorlar? Molotofkokteylini eline almak için. Niye? Havai fişeklerle insanları öldürmek için. Niye? 5. kattan o kurbanlık eti dağıtmak isteyen Yasinleri öldürmek için” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Romanlar Konfederasyonu tarafından düzenlenen “14 Mart Romanlar Günü Çanakkale Buluşması”nda, Roman vatandaşlara hitap etti.
Konuşmasına, “Sevgili kardeşlerim, değerli vatandaşlarım, sevgili Çanakkaleliler, Çanakkale’nin ev sahipliğinde ülkemizin değişik yerlerinden şu anda burada bulunan sevgili Roman kardeşlerim, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum” diyerek başlayan Erdoğan, Çanakkale’de Roman kardeşleriyle buluşuyor olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.
Dünyada Romanlar Günü’nün 8 Nisan’da kutlandığını ama Türkiye’de Romanların bu kutlamayı, daha önce 14 Mart tarihinde gerçekleştirilen Roman buluşmasında verdiği mesajlar nedeniyle 14 Mart’ta kutladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim Roman kardeşlerimizle temasımız, başbakanlığım döneminde, cumhurbaşkanlığım döneminde başlamadı. Ben çocukluğumdan itibaren Roman kardeşlerimle birlikteyim, onlarla birlikte büyüdüm. İstanbul’un Kasımpaşa’sında, Kulaksız’ında, Kaptan Paşa Mahallesi’nde onlarla birlikte büyüdüm, aynı ilkokulda sınıfı paylaştım. Geldiğim hiçbir görevde onları unutmadım, ihmal etmedim” diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde de Romanların yanında olduğunu dertlerinin, sıkıntılarının çözümü için çalıştığını, başbakanlığı döneminde çalıştaylarla, toplantılarla Romanların meselelerinin takipçisi olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kanunlardaki, yönetmeliklerdeki incitici ifadelerin ayıklanmasından, toplu konut inşasına, sosyal desteklerden, sanatçı kimliklerinin tesciline kadar, her alanda Romanlar için çalışmalar yapılmasını sağladığını anlattı.
“Roman kardeşlerimi sadece Allah rızası için seviyorum”
Erdoğan, her fırsatta Roman vatandaşlarla bir araya geldiğini, son olarak 36 gün önce 6 Şubat 2015′te, Bursa’da Türkiye’nin dört bir yanından gelen Romanlarla görüştüğünü, şimdi de Çanakkale’de bir kez daha Roman vatandaşlarla buluştuğunu kaydetti.
“Ben, Roman kardeşlerimi etnik kimliğinden, parasından, pulundan, şusundan, busundan dolayı sevmiyorum, sadece Allah rızası için seviyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Allah nazarında aynı haklara, aynı mükellefiyetlere, aynı değere sahip insanlar olduğumuzun bilinciyle sizleri seviyorum. Ne diyor o güzel Roman şarkısında; ‘o da Allah kuludur, her kim olursa olsun, ille de Roman olsun.’ Bizler aynı kıbleye yönelen, Hak’tan gelen ve yine Hakk’a dönecek olan tüm sıfatlarının ötesinde insan sıfatına haiz kullarız. Her kim ki diğer sıfatlarından birini insan sıfatının önüne çıkartır işte o zarardadır, gaflettedir. Biz aynı sıkıntıyı kadınlar konusunda yaşıyoruz, aynı sıkıntıyı Kürt kardeşlerim, Suriye’den, Irak’tan gelen Arap kardeşlerimiz konusunda yaşıyoruz. Ahıska Türkleri, Boşnak kardeşlerim… Bunlar konusunda yaşıyoruz. Kimi zaman etnik ayrımcılıkla, kimi zaman cinsiyet ayrımcılığıyla kimi zaman kültürel ayrımcılıkla, diğer vasıflardan biri insan sıfatının önüne geçildiğinde sorun başlıyor. Bakın, şu Çözüm Süreci’ne bakın. Her televizyona çıkan, varsa yoksa Kürt sorunu, Kürt sorunu, Kürt sorunu… Bununla adeta ülkemizi parçalamanın, bölmenin gayreti içerisine giriyorlar.”
“Varsa yoksa Kürt sorunu diye bir şey yok”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’deki mevcut etnik unsurların hepsinin kendine has sorunları bulunduğunu belirterek, “Varsa yoksa Kürt sorunu diye bir şey yok. Ben 2005’te Diyarbakır’da bunu ifade ettim ve bu süreç kapandı. Bizim sorunumuzdur dedik ve biz bu işi kapattık, bitirdik. Hala bunu devam ettirmek isteyenler var. Bunu neden devam ettirmek istiyorlar? Molotof kokteylini eline almak için, havai fişeklerle insanları öldürmek için. Niye? 5’inci kattan o kurbanlık eti dağıtmak isteyen Yasinleri öldürmek için. Bunların etnik kimliklerinden kaynaklanan bir sorun bu ülkede yok. Çünkü biz yaratılanı Yaradan’dan ötürü seven bir medeniyetin, inancın mensuplarıyız. Çünkü müminler ancak kardeştir, bizim ölçümüz bu. Tüm hayatımız boyunca bu ayrımcılıklara karşı mücadele ettik, etmeyi sürdüreceğiz” diye konuştu.
Samimi bir kardeşlik, uhuvet bilinciyle tüm vatandaşları sevdiğini ifade eden Erdoğan, bu toprakların yüzyıllar boyunca farklı kimliklerin, kültürleri, farklı inançları bir arada barış ve kardeşlik içinde yaşatma tecrübesi bulunduğunu kaydetti.
“Biz, işte böyle bir medeniyetin bugünkü temsilcileriyiz. Sizler de bu medeniyetin ayrılmaz bir parçasısınız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün de öyleydiniz, bugün de öylesiniz, inanıyorum ki yarın da öyle olacaksınız. Tek fark; bugün artık size dün yapılan haksızlıkların, ayrımcılığın, ötekileşmenin yapılamıyor olmasıdır, rahatsız oldukları konu bu” dedi.
Yunus Emre’nin, “On sekiz bin alemin cümlesi bir içinde / Kimse yok Bir’den ayrı, söylenir Bir içinde / Cümle Bir onu, Bir’ler, cümle ona giderler / Cümle dil onu söyler, her Bir tebdil içinde” dizelerini okuyan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bizim davamız birliğin davasıdır. En Batı’dan, en Doğu’ya kadar, en Kuzey’den en Güney’e kadar bizim için herkes bu birin bir parçasıdır, tamamlayıcısıdır. Maalesef geçmişte ülkemizde insanların inancından, dilinden, kılığından, kültüründen horlandığı, tahkir edildiği, ikinci sınıf addedildiği günler yaşadık. Roman kardeşlerim bunu çok yakında biliyor. Aynı şekilde Kürt kardeşim de biliyor, imam hatipli kardeşim biliyor, başörtülü kardeşim biliyor. Bu ülkede o kadar çok insanı ötekileştirdiler ki devletle millet arasında adeta uçurum ördüler. Ankara’nın Ulus’una, Kızılay’ına kasketli, şalvarlı vatandaşlarımızın alınmadığı günleri yaşadı bu ülke.
İş o dereceye varmıştı ki; ‘Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece’ diyen Aşık Veysel’i bile Ankara’ya sokmuyorlardı. Neler yaşadı bu ülke. Bir devlet, milletine kendi insanına böyle bir muameleyi reva görür mü? Görür işte ama farklı gerekçelerle, sebeplerle yürütülen bu ayrıştırma politikaları sonunda iflas etti. Milletimiz her fırsatını bulduğunda hakkına, hukukuna, inancına, kültürüne saygı duyanlara ülke yönetimini teslim etti. 2002 Kasım, her alanda olduğu gibi bu alanda da Türkiye için bir milattır, tarihi bir dönüm noktasıdır. Ülkemizdeki her kesim gibi, her vatandaşımız gibi Roman kardeşlerimiz de demokrasi ve özgürlük ikliminde haklarına kavuşmaya başladı. İnşallah bu süreci kesintisiz devam ettirecek, herkesle birlikte Roman kardeşlerimizin de bu ülkenin tüm imkanlarından adil şekilde faydalanmalarını temin etmeyi sürdüreceğiz.”
“Dik dur eğilme, inananlar seninle”
Erdoğan’ın konuşması öncesinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı Tasavvuf ve Keman Korusu dinleti sundu.
Koroda bir kız çocuğunun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı işaret ederek, okuduğu, “Dik dur eğilme, inananlar seninle / Allah’ın emrettiği yoldan geri dönme / Dünyada Müslümanlar elem-keder içinde / Rahatı hoş olanın inmiş gözüne perde / Tüm zalimler birleşmiş yıkıyorlar her yanı / Karşısına dikilmiş bir Osmanlı evladı / Allah’ın bir lütfu bize bir Osmanlı evladı” şeklindeki şiir, salondan büyük alkış aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dinletiyi kucağına aldığı kız çocuğuyla dinledi. Kız çocuğunun babasının ısrarına rağmen Erdoğan’ın kucağından kalkmayışı salonda gülüşmelere neden oldu.
Çocuk gelin sorununa çözüm isteği
Erdoğan’ın konuşması sırasında Esma Bayramiç isimli 24 yaşındaki Roman kadın, Erdoğan’dan, çocuk gelinler sorununa çözüm bulmasını istedi.
Konuşmasına ara veren Erdoğan bir süre dinlediği kadını, çocuklarıyla kürsüye davet etti ve burada Esma Bayramiç’i Çanakkale Valisi Ahmet Çınar ile buluşturarak, sorununa çözüm bulunmasını istedi. Erdoğan, çocukları öperek oyuncak hediye etti. Genç kadının, “Allah sizden razı olsun, beni dinlediniz yeter. Kimse seni çekemiyor” sözleri salondan büyük alkış aldı.
Bu arada Esma Bayramiç, törenin ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yıl önce 14 yaşındayken evlendiği gerekçesiyle eşinin cezaevine konulduğunu söyledi. Eşinin tahliyesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yardım istediğini belirten Bayramiç, “Çünkü eşim suçsuz yere yattığı için ben de kurtarılmasını talep ettim. Biz Romanlar çocuk yaşta evleniyoruz, eşime ceza da çok geç geldi, biz bilmiyorduk. Tek suçu erken yaşta evlenmemiz. Bizim gibilere bir yasa çıkarılmasını istiyorum. Allah razı olsun Cumhurbaşkanımız beni dinledi. Eşim 28 aydır cezaevinde, daha 2,5 yıl cezası var. Soruna çözüm bulunulacağına yürekten inanıyorum” dedi.
Erdoğan’ın konuşması öncesinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Mehter Takımı konser verdi.
Programa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Çanakkale Valisi Ahmet Çınar, Çanakkale ve çevre illerin bazı milletvekilleri ile çok sayıda Roman vatandaş katıldı.