Galatasaray'ın yıllık olağan genel kurul toplantısında konuşma yapan Adnan Öztürk, mayıs ayında yapılacak seçimlerde başkan adayı olacağını resmen açıklarken, mevcut sistemin özkaynakları tükettiğini ve yeni bir sisteme geçilmesi gerektiğini söyledi.
Galatasaray'ın Mayıs'taki seçiminde başkanlığa aday olacağını mali genel kurulda resmen açıklayan Adnan Öztürk, NTV Spor'a konuştu.
Türk sporunun bir çıkmaza girdiğini belirten Adnan Öztürk, "Galatasaray da bir çıkmazda, diğerlerinden çok farklı değil aslında, ancak Galatasaray'ın bugüne kadar getirdiği sistem, özkaynaklarını tüketti hatta eksiye geçtik, artık yeni bir sistem getirmek lazım. Konuşmamla, bütün kavgalardan sıyrılıp günün kavga günü değil sistemi değiştirme günü olduğunu hatırlattım. Adaylığımı daha önce açıklamıştım ancak genel kurul önünde resmi olarak da açıklamak gerekiyor, diğer tarafa saygısızlık olurdu. 3-4 aydır ciddi çalışıyorum ekiplerimle beraber projeler üzerine, çok ortalarda görünmeden, politik aksiyonlar yapmadan. Projeler de hemen hemen hazır, son rötuşler yapılacak, mali genel kuruldan sonra da nihai şeklini vereceğiz ve genel kurulun karşısına çıkacağız." ifadelerini kullandı.
Hamza Hamzaoğlu'na güveninin tam olduğunu ve futbolcuların 4. yıldızı takacağına başından beri ınandığını söyleyen Öztürk, "Galatasaray'ın yapısal problemleri var. Sportif alanda fedakarlıkta bulunmayacağız, lideriz, şampiyonluğa oynamamız gerekiyor. Yapısal problemler, tesislerle ilgili, stadıyla ilgili problemler var. Bir de artık özellikle mali konularda yöneticilerin sorumlulukları konularında bugüne kadar gelen sistemde bir devrim yapmak gerekiyor, bütün Galatasaray'ın tartışıldığı, hesap verilip sorulduğu bir sistem yaratmamız gerekiyor. Sadece denk bütçe yapıp amatör sporları konuşmakla olmuyor. Futbolu da yönetiyorsunuz. Çözümü basit, çağdaş sistemler koymak gerekiyor. Sistemin tıkandığında konuşmacılar da hemfikir." sözlerini sarf etti.
Ünal Aysal'la uzun bir zamandır görüşmediğini söyleyen Öztürk, Duygun Yarsuvat'la ise her zaman görüştüğünü ve kendisine saygı duyduğunu belirtti. Öztürk, kongrenin 'tarihi' olmasının tek özelliğinin, özkaynakların negatife dönmüş olmasından kaynaklandığını ve gelen üyelerin, sistemin tıkandığı konusunda hemfikir olduğunu söyledi.