Kılıçdaroğlu konuştu Erdoğan dinledi paylaşan: Sozcu
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’nin kendi varoluşunu millete ve hukuka borçlu olduğuna dikkat çekerek, “12 Eylül darbe hukukunu değiştirip, kuvvetler ayrılığına dayanan parlamenter sistemi yeniden güçlendiren bir süreci başlatmak zorundayız. Ve süreci başlatacak olan yer de TBMM’dir” dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile TBMM’nin 95. Açılış Yıldönümü dolayısıyla özel gündemle toplanan Genel Kurul’da konuştu.
23 Nisan 1920’ye ulaşan zafer ve atılımların Atatürk önderliğinde, Meclisin kararı ve eseri olarak hayata geçtiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Fakat öyle bir kavram var ki TBMM’nin diğer bütün niteliklerini kendi kuruluş kimyasında var olan o özelliğine borçluyuz; olmazsa olmaz o kavramın adı hukuktur” dedi. Meclisin kendi varoluşunu millete ve hukuka borçlu olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, “Bu bağlamda Anadolu ve Rumeli Müdafai Hukuk Cemiyetini çok iyi anlamak zorundayız… Unutulmaması gereken gerçek şudur… Bu meclis milletin hukukunu içerde ve dışarıda müdafaa etmek üzere kuruldu. Ve bu meclis, hukukun üstünlüğüne inandığı içindir ki, bizi defalarca karanlığın içerisinden çekip, aydınlığa ulaştırmış bir meclistir” dedi.
Milli egemenliğin önemini Atatürk’ün “Bu kadar acı tecrübeyi geçiren milletin, bundan sonra egemenliğini bir kişiye vermesi kesinlikle mümkün değildir. Milletimiz, hiç kimsenin iznine gerek görmeden milli egemenliğini almış ve kullanmıştır. Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar yok olur” sözleriyle anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Evet ‘bu kadar acı tecrübeyi geçiren bir milletin, bundan sonra egemenliğini bir kişiye vermesi kesinlikle mümkün değildir.’ Bu ülkede egemen olan millettir ve millet egemenliğini kurumlar aracılığıyla kullanır. Yasama, yürütme ve yargı birbirinin karşıtı değil, çağdaş bir iş bölümü içerisinde çalışması gereken kurumlardır. Bu kurumlar, demokraside denge ve denetleme ağını oluştururlar. Güçler ayrılığı ilkesinin özü, demokrasiyi güçlendirmek ve milletin hakkını ve hukukunu güvence altına almaktır… Ama maalesef bu konuda ciddi sorunlar yaşıyoruz.”
12 Eylül darbe yasalarıyla parlamenter sistemin derin yaralar aldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Siyasal partiler lider sultasına bırakılmış, seçim barajları ile milli iradenin Meclis’te gerçek anlamda temsili engellenmiş, Bunun sonucu olarak Meclis, sağlıklı denetim yapamaz hale getirilmiştir. Hele hele, kuvvetler ayrılığını ayak bağı gören bir anlayış demokrasimize de, Meclisin saygınlığına da gölge düşürmüştür. O kadar ki, Meclis’in bütçe hakkı bile kısıtlanmıştır” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, 12 Eylül darbe hukukunu değiştirip, kuvvetler ayrılığına dayanan parlamenter sistemi yeniden güçlendiren bir süreci başlatmak zorunda olduklarını belirtirken, “Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratikleşme tarihi aynı zamanda bu Meclis’in yetkilerini savunma ve genişletme tarihidir. Bu Meclis’in yetkilerini gasp etmeye çalışan, meclisi de kanun yapma fabrikası olarak gören bir anlayış demokrasimizin gelişmesinin ve derinleşmesinin önündeki en büyük engeldir” dedi.