Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Nisan ayında gıda harcamalarının yüzde 2.49 arttığını, dört kişilik ailenin açlık sınırının 1,334 liraya, yoksulluk sınırının ise 4,344 liraya yükseldiğini açıkladı.
Türk-İş değerlendirmesinde, “İnsan onuruna yaraşır bir asgari ücret belirlenmeden, var olan ücretlerin enflasyon kadarartırılması, yoksulluğun sürdürülmesi anlamındadır. Bugün başta ücretli çalışanlar olmak üzere tüm dar ve sabit gelirli kesimlerin geçim koşulları ağırlaştı” denildi.
Analistlerin, Türkiye İstatistik Kurumu’nun genel enflyasyon açıklaması öncesi öngörülerini oluştururken kullandığı veriler arasında bulunan Türk-İş aylık raporuna göre, Nisan ayı itibarıyla, dört kişilik bir ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 14.25 arttı.
Türk-İş verilerine göre, geçen yıl Nisan ayında açlık sınırı 1,167 lira, yoksulluk sınırı 3,801 lira düzeyindeydi. Böylece, dört kişilik ailenin açlık sınırı bir ayda 32 lira artarken, yılbaşına göre 101 lira, yıllık bazda ise 166 lira arttı.
Aynı dönemlerde yoksulluk sınırındaki artış da, aylık olarak 105 lira, yılbaşına göre 329 lira ve yıllık olarak da 542 lira yükseldi.
“Kuşkusuz Türk-İş tarafından hesaplanan açlık ve yoksulluk tutarları ücret düzeyi değildir” denilen açıklamada, “Dört kişilik bir ailenin yaşadığı haneye, temel ve zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması için, aylık olarak girmesi gereken toplam gelirdir” saptaması yapıldı ve şu görüşlere yer verildi:
“Ancak ülkemiz şartlarına bakıldığında, özellikle ücretli çalışanlarda, hanede çalışan sayısının genellikle bir kişi olduğu ve haneye giren başka bir gelir kaynağının çok sınırlı olduğu görülmektedir. Yoksullukla mücadelede, hanehalkı toplam gelirinin yükseltilmesi önemli ve fakat tek başına yeterli değildir. Öncelikle çalışan yoksulluğunun önlenmesini sağlamaya dönük olarak asgari ücretin insan onuruna yaraşır bir düzeyde belirlenmesi ve istihdamın artırılarak haneye gelir getiren kişi sayısının yükseltilmesi gerekmektedir. Kuşkusuz ücret gelirlerinin gelir politikası çerçevesinde sadece enflasyon artışına bağlı olmadan iyileştirilmesi de gündeme gelmelidir.”