Soma faciasının birinci yılı dolayısıyla sosyal medya hesaplarını karartan ünlüler konuya her ne kadar kayıtsız kalmıyoruz görüntüsü çiziyor olsalar da Didem Soydan gibi bazı isimler bu hareketleri son derece yapmacık buluyor. Soydan hesabından yazdığı uzun bir metinle bu tarz paylaşımlar yapanları eleştirmiş:
“Son kertede duyarlılık hele çıkarımız varsa duyarlılık manyağı oluyoruz. Sonuca varmayan hatta bunun için çabalamayan bir duyarlılık. Son iki senedir kendimi eğitmeye çalıştığım tek konu bu. Duyarlılık(!) kılıfını nasıl gerçek bir dokunuşa döndürebilirim diye. Ben önce ailemden başladım çalışmaya sonra en yakınlarımla dönüştürdüm gelişimi. İnsanların başlarına gelen olaylar, felaketler, onlar için dev , senin benim için pire olan dolayısıyla da çok kolay çözülecek ve sonunda “garantili mutluluk yada insana dokunma ,birbirini anlama “ile biten mutlu sonlarla dolu bir döngüde ilerliyor. Gerçek duyarlılık, insana ulaşmaya çalışmakla, imkanlarını seferber etmekle, danışmakla, onun hakkını aramakla yada ona hakkını (!) hatırlatmakla ,kendin yetişemediğinde başkasını seferber etmekle etkin hale geliyor. Çok çok anlatmaya ben senden daha duyarlıyım(!)ı göstermeye çalışmıyorum. Demem o ki unutturmamak adına açılan hashtagler tabi ki olsun ama gerçekten bir şeyler yapmaya gönlümüz olsun.
Çok küçük ama harika bir örnek, Soma felaketi yaşandıgında ölen işçilerin ailelerini belirleyip, kalan evlatlarının eğitimini karşılayan (asgari ücretle) çalışan bir arkadaşım var. İki kız çocuğu okutuyor onun sayesinde ben ve etrafımda ki kişilerde bu döngüye dahil olduk. İkinci bir örnek ise bambaşka bir yardım şekli ; Soma’da yok yere ölen eşi için dava açan aileler ile ilgilenen,hiçbir ücret almadan koşturan avukat bir arkadaşımızın dosya masraflarını karşılayan bir arkadaşım var mesela. Lütfen sizde böyle girişimler ile unutmamayı (!) yaşayan bir hale getirin. Minicik bir hareket kocaman bir yardıma dönüşebilir. Zaten tersini düşünemiyorum. #soma Ailelerine,babasız kalan evlatlarına,eşlerini kaybeden kadınlara sabır diliyorum.
“Son kertede duyarlılık hele çıkarımız varsa duyarlılık manyağı oluyoruz. Sonuca varmayan hatta bunun için çabalamayan bir duyarlılık. Son iki senedir kendimi eğitmeye çalıştığım tek konu bu. Duyarlılık(!) kılıfını nasıl gerçek bir dokunuşa döndürebilirim diye. Ben önce ailemden başladım çalışmaya sonra en yakınlarımla dönüştürdüm gelişimi. İnsanların başlarına gelen olaylar, felaketler, onlar için dev , senin benim için pire olan dolayısıyla da çok kolay çözülecek ve sonunda “garantili mutluluk yada insana dokunma ,birbirini anlama “ile biten mutlu sonlarla dolu bir döngüde ilerliyor. Gerçek duyarlılık, insana ulaşmaya çalışmakla, imkanlarını seferber etmekle, danışmakla, onun hakkını aramakla yada ona hakkını (!) hatırlatmakla ,kendin yetişemediğinde başkasını seferber etmekle etkin hale geliyor. Çok çok anlatmaya ben senden daha duyarlıyım(!)ı göstermeye çalışmıyorum. Demem o ki unutturmamak adına açılan hashtagler tabi ki olsun ama gerçekten bir şeyler yapmaya gönlümüz olsun.
Çok küçük ama harika bir örnek, Soma felaketi yaşandıgında ölen işçilerin ailelerini belirleyip, kalan evlatlarının eğitimini karşılayan (asgari ücretle) çalışan bir arkadaşım var. İki kız çocuğu okutuyor onun sayesinde ben ve etrafımda ki kişilerde bu döngüye dahil olduk. İkinci bir örnek ise bambaşka bir yardım şekli ; Soma’da yok yere ölen eşi için dava açan aileler ile ilgilenen,hiçbir ücret almadan koşturan avukat bir arkadaşımızın dosya masraflarını karşılayan bir arkadaşım var mesela. Lütfen sizde böyle girişimler ile unutmamayı (!) yaşayan bir hale getirin. Minicik bir hareket kocaman bir yardıma dönüşebilir. Zaten tersini düşünemiyorum. #soma Ailelerine,babasız kalan evlatlarına,eşlerini kaybeden kadınlara sabır diliyorum.