Galatasaray'ın şampiyonluğundaki en önemli aktörlerden biri teknik direktör Hamza Hamzaoğlu. Aralık ayında Prandelli'den takımı devralan genç teknik adam, kısa sürede büyük bir başarıya imza attı.
Sezona İtalyan teknik adam Cesare Prandelli ile başlayan Galatasaray, özellikle Şampiyonlar Ligi'ndeki hezimetlerin ardından yeni bir yola girmeye karar vermişti. Ligde henüz bir şey kaybedilmemiş, şampiyonluk şansının da kaçmaması için taze kana ihtiyaç duyulmuştu. Duygun Yarsuvat başkanlığındaki yeni yönetim, kurtuluşu Florya'nın havasını solumuş, başarıya aç, genç bir teknik adamda buldu. 1996'da futbolculuğunun son zamanlarında Metin Oktay Tesisleri’nin kapısından çıkan Hamza Hamzaoğlu, 18 yıl sonra teknik direktör olarak geri dönüyordu.
Malatyaspor ve Eyüpspor'da emeklemeye başladığı teknik adamlığında, Akhisar ile yürümeye başlayan Hamza Hamzaoğlu için hayatının en zor ve en mutlu günleri aynı zaman dilimine denk geldi. Milli Takım'da Fatih Terim'in yardımcılığını yaptığı sırada Galatasaray'dan teklif aldı. İmza töreninde o günü anlatırken bir hayli zorlandı.
Galatasaray teknik direktörü olarak ilk cümlelerinin içinde Florya'da sevgi ve beraberlik ortamının olmadığına vurgu yapıyordu. Özgüvenini takıma yansıtınca işler yoluna girmeye başladı. Fenerbahçe ve Beşiktaş ile girilen nefes kesen yarışta son haftalarda ezeli rakipleri sendelerken, ayakta kalan Galatasaray oldu. Fatih Terim'den sonra Galatasaray'ı yeniden zirveye taşıyan Hamza Hamzaoğlu, kişisel kariyeri açısından da önemli bir eşik atladı. 7 yılda Malatya'dan Florya'ya uzanan yürüyüşünde ve daha henüz 45 yaşında yeni zaferlere koşmak için hazır olduğunu gösterdi.