Seçim sonuçlarının değerlendirildiği Parti Meclisi Sonuç Bildirgesi’nde ” Meclis ve yeni kurulacak hükümet Türkiye’nin çok kimlikli, çok kültürlü, çok dilli, çok inançlı sosyal yapısını eksen alan, emeğin haklarının teminatı olan demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi, sosyal ve ekolojik bir anayasa için çalışmaları hızla başlatmalı ve sonuçlandırmalıdır” ifadelerine yer verildi.
HDP’nin açıkladığı 15 maddelik Parti Meclisi sonuç bildirgesi şöyle;
“1. Kritik bir dönemde parti olarak seçime giren HDP, yüzde 10 barajına, eşitsiz koşullara, çok yönlü taciz saldırılarına, bombalamalara, kitlesel katliam girişimlerine ve çeşitli hile heveslerine rağmen 6 milyonun üzerinde oy almış; 2011 Haziranı’nda gerçekleşen milletvekili seçimlerine kıyasla oy oranını yüzde 100 artırarak büyük bir seçim başarısı kazanmıştır. Büyük bir coşku ve heyecanla başladığımız seçim çalışmalarının sonunda elde edilen başarıyla birlikte demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir Türkiye umudu yeniden yeşermiştir.
2. 7 Haziran seçimlerinde HDP’nin barajı aşarak Meclis’te güçlü bir grup oluşturmasıyla, Erdoğan’ın ‘başkanlık sistemi’ hayalleri suya düşmüş ve otoriter bir rejime geçiş dayatmasına son verilmiştir. AKP, önemli oranda güç kaybetmiş ve tek başına hükümet kurabileceği bir halk desteğini alamamıştır. Böylece ‘hikmetinden sual olunmaz’ anlayışıyla sürdürülen 13 yıllık iktidar dönemi sona ermiş, ‘Büyük İnsanlık’ değerleri üzerinde inşa edilecek ‘Yeni Yaşam’ın kapıları açılmıştır.
3. Bu seçim, aynı zamanda iktidar partisinin Ortadoğu’da izlediği hegemonyacı, yayılmacı ve mezhepçi dış politikasının da iflasının bir göstergesi olmuştur. HDP’nin bu seçim başarısıyla elde ettiği kazanımlar yalnızca Türkiye halklarının değil, barış, demokrasi, eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren bütün Ortadoğu ve bölge halklarının da kazanımıdır. Suriye’de Rojava devrimiyle, Yunanistan’da Syriza’nın, İspanya’da Podemos’un elde ettiği seçim başarılarıyla emekçilerin ve ezilenlerin umudu artmıştır.
4. ‘Çözüm Süreci’ni donduran ve halklarımızın kalıcı barış ısrarını istismar eden AKP, Diyarbakır, Van, Ağrı, Hakkâri gibi illerde büyük bir yenilgi almıştır. Böylece ‘Kürt halkının politik temsilcisi HDP değil biziz’ spekülasyonlarına son verilmiştir. Kürt halkının 35 yıl boyunca süregelen eşitlik, barış ve özgürlük mücadelesinin parlamentodaki siyasal temsilinin adresinin HDP olduğunu teyit edilmiştir.
5. ‘Çözüm süreci’ sadece Diyarbakır, Van, Ağrı, Hakkari gibi illerde değil, batıda İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Kocaeli, Bursa gibi büyük illerde de önemli bir destek görmüş, Türkiye’nin doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine bütün illerinde barış çağrısı öne çıkmıştır. Böylece Türkiye halklarının ‘Büyük İnsanlık’ değerleri etrafında birlikte yaşama isteği ve iradesi bir kez daha vurgulanmış, parlamento zemininde çözümün önü açılmıştır.
6. Bu bağlamda, HDP Parti Meclisi olarak, yeni hükümet hangi partilerden oluşursa oluşsun, devlet ve hükümeti ‘Çözüm Süreci’ni kaldığı yerden devam ettirmeye çağırıyoruz. ‘Çözüm süreci’nin mimarı olan, bütün kritik zamanlarda ‘barışta ısrar’ eden, ‘çözüm süreci’ne yol gösteren Sayın Öcalan’a uygulanan tecride bir an önce son verilmesini ve görüşmelerin başlatılmasını istiyoruz. HDP’nin bu konuda üzerine düşen siyasal sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğunu ilan ediyoruz.
7. HDP listelerinden yüzde 40 oranıyla 32 kadın vekilin seçilmiş olması son derece önemlidir. HDP’nin bu büyük seçim başarısında kadınlar belirleyici olmuş, eşitlik ve özgürlük mücadelesinin itici ve sürükleyici gücü olarak öne çıkmışlardır. ‘Yeni Yaşam’ çağrısı maya tutmuş, kadınlar yüzünü HDP’ye, sırtını Erdoğan’a dönmüştür. Ancak bütün bu olumlu gelişmelere rağmen, ‘en az eşit temsil’ ilkesini benimsemiş olan HDP açısından ‘eş temsiliyet’ konusunda elde edilen sonuçlar önemli bir eksikliğimizdir ve önümüzdeki dönemde bunun değiştirilmesi için adımlar atılacaktır.
8. 7 Haziran seçimleri hiçbir partiye tek başına hükümet olma yetkisini vermemiş, koalisyon hükümetlerinin yolunu açmıştır. HDP, yeni hükümet kurma girişimlerinde meydanlarda dile getirdiği sözlere sahip çıkacak, ilkeli, sorumlu ve yapıcı siyasete devam edecektir. Türkiye halklarının lehine ve siyasal ilkelerimize uygun olacak hükümet kurma çalışmalarına destek verecek, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecektir. Bu vesileyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı halkların kararına saygılı olmaya, Anayasal sınırlara çekilerek ‘ülkeyi normalleştirmeye’ çağırıyoruz.
9. Meclis ve yeni kurulacak hükümet Türkiye’nin çok kimlikli, çok kültürlü, çok dilli, çok inançlı sosyal yapısını eksen alan, emeğin haklarının teminatı olan demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi, sosyal ve ekolojik bir anayasa için çalışmaları hızla başlatmalı ve sonuçlandırmalıdır.
10.Seçim kampanyası boyunca AKP’nin ve Cumhurbaşkanı’nın sürdürmüş olduğu nefret ve şiddet söylemi nedeniyle, seçim öncesi ve sonrası yaşamını yitiren kardeşlerimizi saygıyla anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.
11. Seçim sona ermiş olmasına karşın Diyarbakır sokaklarında 90′lı yılları andıran provokasyon girişimlerine, ‘enseden kuşun sıkılarak’ gerçekleştirilen siyasi cinayetlere tanık oluyoruz. Bu provokasyon, cinayet ve kitlesel katliam girişimlerinin HDP’nin seçim başarısını hazmedemeyen, Kürt halkının iradesine saygı göstermeyen, Diyarbakır halkını sokağa çekerek ‘kaos’ yaratmak ve seçim sonuçlarının meşruiyetine gölge düşürmek isteyen bir ‘özel örgüt’ eliyle gerçekleştirildiğini düşünüyoruz. Tetiği veya pimi kim çekerse çeksin, bütün provokasyon girişimlerinin, işlenen siyasi cinayetlerin siyasi sorumluluğunun ‘halkımız istikrarı değil, kaosu tercih etti’ diyenlerin omuzlarında olduğunu hatırlatmak isteriz.
12. Diyarbakır halkı seçim öncesi patlatılan bombalara bedenlerini nasıl siper ederek kurulan tuzakları boşa çıkardıysa, hayatını kaybedenlere ve yüzlerce yaralıya rağmen metanetini koruduysa, bundan böyle de oynanan siyasi oyunları, kurulan provokasyon tuzaklarını da boşa çıkaracak metanete ve deneyime sahiptir.
13. Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nı devam etmekte olan provokasyonları ve işlenen cinayetleri bir an önce durdurmaya ve ülkede kaos yaratma girişimlerine son vermeye ve ülkeyi normalleştirmeye çağırıyoruz. Öte yandan bütün emek örgütlerini, meslek ve kitle örgütlerini, sivil toplum kuruluşlarını, aydın, sanatçı, yazar, akademisyen ve barıştan yana herkesi kaos yaratma girişimlerine dur demeye çağırıyoruz.
14. Parti Meclisi olarak, bu seçim sürecinde HDP’yle ittifak yapan, destek veren, gönüllü ve aktif çalışma yürüten, maddi ve manevi dayanışmasını esirgemeyen, ‘Yeni Yaşam’ ve ‘Büyük İnsanlık’ çağrılarımızda biz’lerle omuz omuza olan, yan yana duran, her ne sebeple olursa olsun biz’lere oy vererek Meclis’e taşıyan, oy vermese de biz’lerle gönül birliği kuran, toplumsal ve siyasal ilişkilerin normalleşmesinde adım atılmasını arzu eden herkese teşekkür ediyor, dostluk ve dayanışma duygularımızı iletiyoruz. Seçim sürecinde HDP’ye esin ve motivasyon kaynağı olan Gezi ve Kobanê direnişlerini bir kez daha selamlıyor, bu direnişlerde yaşamını yitirenleri saygıyla anıyoruz.
15. DP’nin bu seçim başarısıyla ‘Büyük İnsanlık’ değerleri üzerinde inşa edilecek ‘Yeni Yaşam’ın yolu açılmıştır. Şimdi bu yolu genişletmek, bu yolda yürüyecek olanları çoğaltmak, Türkiye demokrasi, barış ve emek güçlerinin birliğini ve beraberliğini geliştirmek ve perçinlemek, halkların demokratik iktidar hedefine emin adımlarla yürümek zamanıdır.”