Başak KAYA/ANKARA
Muhalefetin koalisyon hesaplarında yer alan “Cumhurbaşkanının anayasal sınıra çekilmesi” yönündeki kırmızı çizgiye Anayasa Mahkemesi verdiği kararla ilk adımı attı. Bundan sonra Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve MİT Müsteşarının yargılanmasıyla ilgili son karar merci Cumhurbaşkanı olmayacak.
Ergenekon, Balyoz, Uludere, Oslo görüşmelerinde yaşanan tartışmalarına son noktayı AYM koydu. AYM, CHP’nin, Askerlik Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’a ilişkin iptal istemini 14 Ocak’ta görüştü ve esastan karara bağladı.
Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının yargılanmalarıyla ilgili karara itiraz edilebilen tek makam Cumhurbaşkanlığı idi. Cumhurbaşkanının verdiği karar ise kesin hükmündeydi ve bu karara itiraz edilebilecek başka bir merci bulunmuyordu. AYM verdiği kararla bu durumun hak arama özgürlüğüne aykırı olduğuna karar verdi ve ilgili yasa maddesini iptal ederek mahkemeye itiraz hakkının yolunu açtı.
KARAR FİDAN’I DA ETKİLİYOR
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, KCK soruşturması kapsamında Oslo’da yapılan görüşmelerle ilgili olarak ifadeye çağırılmıştı. Sonraki süreçte Fidan, AKP hükümeti tarafından korumaya alınmış ve Meclis’te yasal düzenleme ile yargılanma şartları değiştirilmişti. Fidan’ın yargılanması konusunda son kararı Cumhurbaşkanı’nın onayı gerekiyor ve başka bir itiraz merci de bulunmuyordu. Bu düzenleme asker kişilerin yargılanma usullerini düzenleyen yasaya dayandırılmıştı.
HUKUK YENİDEN GERİ DÖNÜYOR
AYM’ye yapılan başvuruda CHP adına imzası bulunan CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi kararı SÖZCÜ’ye değerlendirdi ve şöyle konuştu:
‘’Kuvvet Komutanları ile Genelkurmay Başkanı’nın görev suçları ile ilgili başbakan veya İçişleri Bakanı tarafından soruşturmaya izin verilmemesi ya da verilmesiyle ilgili itirazlar on gün içinde Cumhurbaşkanına yapılabiliyordu. Cumhurbaşkanının verdiği kararın kesin hükmünde olduğu yönündeki kararı AYM iptal etti. Oysa hukuk devletinde bu kararların kesin olması mümkün değildir. Yargı yolu açık olmalıdır. Son derece doğru bir karar. MİT müsteşarı bu maddeye atıf yapılarak düzenleme yapılmış ve Cumhurbaşkanının korumasına alınmıştı. Bu hükmün iptali ile birlikte MİT Müsteşarını koruyan madde de ortadan kalkmış oldu. Çok önemli bir karardır. Böylece AYM, Cumhurbaşkanını anayasal sınırlar içine çekti.’’