Şincan’ın güneybatısındaki Kaşgar bölgesinde Pazartesi günü yaşanan olayda resmi makamlar ölü sayısını 18 olarak açıklarken, yerel kaynaklar rakamın 28 olduğunu belirtiyor.
Olaylar ilk olarak bir aracın Şincan bölgesindeki bir polis kontrol noktasında meydana geldi. İddiaya göre kontrol noktasında bir otomobilin hızlı bir şekilde geçmeye çalışması sonrasında araç bir polis memuruna çarparak bacağını kırdılar. İddiaya göre araçtakiler olay yerine hızla gelen iki polis memurunu bıçakla öldürdü. Olay sonrası bölgeye gelen silahlı destek ekibinin etrafta ateş açarak en az 15 kişiyi öldürdüğü belirtti. Olayın başlangıcında geçen arabanın da Kızılsu Kırgız menşeli plakası olduğu belirtildi.
Çin polisi, işgal altındaki Doğu Türkistan’da şüpheli gördüğü Uygurlara ateş etme yetkisine sahip. Geçtiğimiz günlerde de Guma kasabasında nehir kenarında bir araya gelen sekiz Uygur Türkü polis tarafından şüpheli bulunarak katledilmişti.
ÇİN, UYGUR’DA NAMAZ VE ORUCU YASAKLADI
Çin yetkileri, olay terör diye nitelerken Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği Başkan Yardımcısı Abdulehed Er yaptığı yazıyı açıklamada yapılanın Müslümanlara yönelik bir saldırı olduğunu belirtti.
Doğu Türkistan’da Uygur Müslümanların dini vecibeleri yerine getirmeye izin verilmezken; Çin özellikle oruç tutmayı, camilerde namaz kılmayı yasakladı. Uygur erkeklerin sakal bırakması ve kadınların başörtü takması yasaklandı, hicap ve tesettürlü kadınlar hicapları açmaya zorlanıyor ve kabul etmeyenler para cezası veriyor ve hapse atılıyor.
OLAYIN NEDENİ: TESETTÜRLÜ KADINLARIN GÖZALTINA ALINMASINA TEPTİ
Abdulehed Er, yaşanan olayın, tesettürlü olan eşleri gözaltına alınan bir grup Uygurun polisler ile yaşadığı gerginlik sonrası başladığını duyurdu. Eşlerinin serbest bırakılmasını isteyen gruba polis müdahale edince olaylar başladı. Abdulehed Er, Çin’in Uygur Türklerine dini ve milli özgürlük tanıması halinde bölgede hiçbir olayın yaşanmayacağını; bu olmadığı için Çin yönetiminin olayları ölümler ile kapatmaya çalıştığını vurguladı.
Er, “Doğu Türkistan’da şuan hiç kimin can ve mal güvenliği yok. Her gün binlerce genç hapise atılıyor ya da öldürülüyor. Keyfi tutuklama yargısız infaz devam ediyor,.Doğu Türkistanlılar ‘Ne zaman evime baskın yapılır’ diye korku ve endişe içinde yaşıyorlar. Onların kendisi ve ailesini koruma savunma yetkisi yok. Başta Türkiye olmak özere, uluslararası insan hakları kuruluşları ve tüm dünya kamuoyuna, Doğu Türkistan’da yaşanan olayların son bulması için somut adım atılması noktasında girişimde bulunmaları, olaylara tepkisiz, takipsiz kalmamaları çağrısını yapıyoruz” dedi.