Tansel Öngel (39), kendinden emin, kendini iyi ifade eden, sıcak, yakın ve dürüst bir adam… Ve nasıl alçakgönüllü anlatamam… İçinde ise muzır bir çocuk yaşatıyor. Yakışıklı oyuncunun cidden hayranlık verici bir hikâyesi var; ünlü olmasına rağmen toplu taşıma araçlarını kullanma, lüks oteller yerine kamp hayatı tercih etmek gibi eski alışkanlıklarını devam ettirdiğini söyleyen oyuncu bu aralar Kanal D’de yeni başlayan ve pazar akşamları yayınlanan “Yaz’ın Öyküsü” dizisinde Mert karakteri ile boy gösteriyor. Yeni dizisinin setinde bir araya geldiğimiz Öngel ile hayatına ve dizisine dair konuştuk.
Projeye nasıl dahil oldunuz?
Menajerim aracılığıyla ulaştılar bana. Rol için uygun görmüşler. Okudum, okuduğum anda da kabul ettim. Çünkü çok güzel bir senaryoydu. İş çok güzeldi. Sadece rolün güzelliği değil senaryonun da çekmesi lazım.
Rolde sizi etkileyen ne oldu?
Bir önceki oynadığım karakterle bir sonraki karakterin aynı olmamasına hatta benzer bile olmamasına dikkat ederim. Bir önceki karakterim Karadenizli bir balıkçıydı. Sonra bir filmde pilotu oynadım. Şehirli birini oynamak istiyordum. Şehirli, metropol insanı, iyi eğitimli, zeki, bir sürü yaşam alanı olan, farklı yaşam alanlarında kendini var edebilen, enteresan. Normal hayatta karşılaştığımızda dönüp bir daha bakacağımız bir adam Mert. İlk bölümün senaryosunda da hepsi açık bir şekilde işlenmişti. Adam doktor, ama doktorluk yapmıyor, müzisyen, gece hayatını seviyor. Enteresan bir karakter. İdealist değil ama idealist olduğunu söyleyen birçoğundan daha iyi işler yapıyor. Özgürlükten hiç bahsetmiyor ama çok özgür ruhlu bir adam.
Oynadığınız karakter Mert ile benzer yönleriniz var mı?
Var tabi. Ama çok ayrıyız. Sorumluluk anlayışlarımız aynı değil. Tepkilerim Mert gibi değil.
Ailenizde oyuncu var mı?
Ailemde oyuncu yok. Benim annem, rahmetli babam, ablam öğretmen. Öğretmen çocuğuyum.
Oyunculuk nasıl başladı?
Bir hekim arkadaşım oyuncuların rol değiştirmeye çok müsait, hayattaki rollerinden sıkılabilen ve değiştirebilen karakterleri olduğunu söylemişti. Hepimiz çocukken oyun oynardık ve bence zaten mevzunun kökeni o. Asla kendime iki aydan daha fazla hayalini kurduğum bir meslek bulamadım. Bilim adamı olmak istiyordum. Annemin okulundan mercekler alıp eve laboratuvar kurduğumu bilirim.
Oyuncu olmasaydın ne yapardın?
Başka bir meslek yapabileceğimi zannetmiyorum. Oyunculuk olmasa ne yaparım bilmiyorum. Ben ticaretten anlamam.
Oyunculuktan kazandıklarınızla neler yapıyorsunuz?
Enstürman öğrenirim. Yeni bir spor bulurum kendime. Son üç yıldır boks yapıyorum. Ona para harcıyorum. Altı yedi tane enstürman çalmayı öğrendim.
Peki nasıl bir çocuktu Tansel?
Çok yaramazdım. Çok konuşuyordum. Sürekli yalanlar söylüyordum, söylediğim yalanlara inanıyordum. Öyle söylediğim yalanlara inanırdım. Çocukken öyleydim sonra büyüyünce değiştim. Büyüyünce de fazla dürüst olmaya başladım. Ve sevilmedim. Bende orta yok. Herkesin karakteri var. Dalacaksak en dibe dalacağız, çıkacaksak en yükseğe çıkacağız.
Peki şöhret size ne kattı?
Ben öyle İstinye Park’a gidip yemek yemem. Hiçbir magazinci beni haber yapmaz. Çünkü zaten öyle bir durumum olmaz. Ben dağa giderim, kamp yaparım. Adaya giderim, denize girerim. Köpeğim var, köpeğimle dolaşırım. Benim şöhretlik bir hayatım yok. Vapura binerim. Metrobüs kullanırım orada birbirini ezen insanları izlerim. İki tür var Türkiye’de bu alanda. Ünlü olanlar ve oyuncu olanlar. Ben ünlü olup oyuncu olmaktansa, oyunculuk yapıp eğer ünlenirsem ünlenmeyi tercih ederim. Olmayacağımı da biliyorum. Ben pazara gidiyorum ve bu beni çok zenginleştiriyor.
Hayvan sahibi bir ünlüsün. Köpeğini sorsam?
Ares üç yıldır benimle. Alman siyah kurdu. O bana çok şey öğretiyor. Çok şey öğreniyor aynı zamanda. Herkesin yanında dostu ona iyi gelir. Hayvan demek istemiyorum, iki ayaklı çok hayvan gördüm ben. Dört ayaklı olsun ama biz ona hayvan demeyelim istiyorum. Ares oynama güdüsünü ve heyecanını hiç kaybetmiyor.
Peki Tansel nasıl bir adam?
Bilmem. İyiyim herhalde. İyi biriyim galiba. Şimdi kendinden üçüncü şahıs gibi bahsetmek çok zor. Kendimden bahsetmek çok zor. Çocukluğumdan beri doğaya giderim. Ankara’-da büyüdüm. 14 yıl Karadeniz’de yaşadım.
Vildan Atasever hakkında neler söyleyeceksin?
Vildan Atasever ile oynamak çok güzel bir şey. Ece Ceşmioğlu ile oynamak çok güzel bir şey. Ece çok olgun, çok akıllı hayranım ona.
Projeye nasıl dahil oldunuz?
Menajerim aracılığıyla ulaştılar bana. Rol için uygun görmüşler. Okudum, okuduğum anda da kabul ettim. Çünkü çok güzel bir senaryoydu. İş çok güzeldi. Sadece rolün güzelliği değil senaryonun da çekmesi lazım.
Mert özgür ruhlu bir adam
Rolde sizi etkileyen ne oldu?
Bir önceki oynadığım karakterle bir sonraki karakterin aynı olmamasına hatta benzer bile olmamasına dikkat ederim. Bir önceki karakterim Karadenizli bir balıkçıydı. Sonra bir filmde pilotu oynadım. Şehirli birini oynamak istiyordum. Şehirli, metropol insanı, iyi eğitimli, zeki, bir sürü yaşam alanı olan, farklı yaşam alanlarında kendini var edebilen, enteresan. Normal hayatta karşılaştığımızda dönüp bir daha bakacağımız bir adam Mert. İlk bölümün senaryosunda da hepsi açık bir şekilde işlenmişti. Adam doktor, ama doktorluk yapmıyor, müzisyen, gece hayatını seviyor. Enteresan bir karakter. İdealist değil ama idealist olduğunu söyleyen birçoğundan daha iyi işler yapıyor. Özgürlükten hiç bahsetmiyor ama çok özgür ruhlu bir adam.
Oynadığınız karakter Mert ile benzer yönleriniz var mı?
Var tabi. Ama çok ayrıyız. Sorumluluk anlayışlarımız aynı değil. Tepkilerim Mert gibi değil.
Öğretmen çocuğuyum
Ailenizde oyuncu var mı?
Ailemde oyuncu yok. Benim annem, rahmetli babam, ablam öğretmen. Öğretmen çocuğuyum.
Oyunculuk nasıl başladı?
Bir hekim arkadaşım oyuncuların rol değiştirmeye çok müsait, hayattaki rollerinden sıkılabilen ve değiştirebilen karakterleri olduğunu söylemişti. Hepimiz çocukken oyun oynardık ve bence zaten mevzunun kökeni o. Asla kendime iki aydan daha fazla hayalini kurduğum bir meslek bulamadım. Bilim adamı olmak istiyordum. Annemin okulundan mercekler alıp eve laboratuvar kurduğumu bilirim.
Oyunculuk dışında başka bir şey olmaz
Oyuncu olmasaydın ne yapardın?
Başka bir meslek yapabileceğimi zannetmiyorum. Oyunculuk olmasa ne yaparım bilmiyorum. Ben ticaretten anlamam.
Oyunculuktan kazandıklarınızla neler yapıyorsunuz?
Enstürman öğrenirim. Yeni bir spor bulurum kendime. Son üç yıldır boks yapıyorum. Ona para harcıyorum. Altı yedi tane enstürman çalmayı öğrendim.
Yalancıydım sonra da aşırı dürüst oldum
Peki nasıl bir çocuktu Tansel?
Çok yaramazdım. Çok konuşuyordum. Sürekli yalanlar söylüyordum, söylediğim yalanlara inanıyordum. Öyle söylediğim yalanlara inanırdım. Çocukken öyleydim sonra büyüyünce değiştim. Büyüyünce de fazla dürüst olmaya başladım. Ve sevilmedim. Bende orta yok. Herkesin karakteri var. Dalacaksak en dibe dalacağız, çıkacaksak en yükseğe çıkacağız.
Pazara gidiyorum ve bu beni çok zenginleştiriyor
Peki şöhret size ne kattı?
Ben öyle İstinye Park’a gidip yemek yemem. Hiçbir magazinci beni haber yapmaz. Çünkü zaten öyle bir durumum olmaz. Ben dağa giderim, kamp yaparım. Adaya giderim, denize girerim. Köpeğim var, köpeğimle dolaşırım. Benim şöhretlik bir hayatım yok. Vapura binerim. Metrobüs kullanırım orada birbirini ezen insanları izlerim. İki tür var Türkiye’de bu alanda. Ünlü olanlar ve oyuncu olanlar. Ben ünlü olup oyuncu olmaktansa, oyunculuk yapıp eğer ünlenirsem ünlenmeyi tercih ederim. Olmayacağımı da biliyorum. Ben pazara gidiyorum ve bu beni çok zenginleştiriyor.
İki ayaklı çok hayvan gördüm
Hayvan sahibi bir ünlüsün. Köpeğini sorsam?
Ares üç yıldır benimle. Alman siyah kurdu. O bana çok şey öğretiyor. Çok şey öğreniyor aynı zamanda. Herkesin yanında dostu ona iyi gelir. Hayvan demek istemiyorum, iki ayaklı çok hayvan gördüm ben. Dört ayaklı olsun ama biz ona hayvan demeyelim istiyorum. Ares oynama güdüsünü ve heyecanını hiç kaybetmiyor.
Peki Tansel nasıl bir adam?
Bilmem. İyiyim herhalde. İyi biriyim galiba. Şimdi kendinden üçüncü şahıs gibi bahsetmek çok zor. Kendimden bahsetmek çok zor. Çocukluğumdan beri doğaya giderim. Ankara’-da büyüdüm. 14 yıl Karadeniz’de yaşadım.
Vildan Atasever hakkında neler söyleyeceksin?
Vildan Atasever ile oynamak çok güzel bir şey. Ece Ceşmioğlu ile oynamak çok güzel bir şey. Ece çok olgun, çok akıllı hayranım ona.