Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Hukuki Araştırmalar Derneği heyetini kabul etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada hukukçulara bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı'nın hedefinde 'paralel yapı' da vardı. Erdoğan, 'paralel yapı'yı şu sözlerle tanımladı: ''Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ise ihanet olan bir çete.''
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları şöyle:
''2001 yılında partimizi kurmak için yola çıktığımızda aklımıza gelen, cezaevinden yeni çıkmışım dedim ki bütün illerde kamuoyu araştırması yapalım, bilimsel olsun. 42 bin denek üzerinde böyle bir kamuoyu araştırması yoktur, biz 42 bin denek üzerinde kamuoyu araştırması yaptık. Orada hem parti adını sorduk kurucuların arasında kimlerin bulunmasını istersiniz logo olarak nasıl bir amblem istersiniz buna benzer sorular... Orada geldi, soruların bir tanesi de çok önemliydi bir parti kurmaya ihtiyaç var mı? Oradan aldığımız cevaplarla partimizi kurduk. Adalet ve Kalkınma oradan geldi. Kurucuların isimleri hep oralardan geldi ve bir havuz oluştu o havuzla adımı attık. Orada milli irade vardı. Böyle bir yapı 16 ayda bizi iktidara getirdi. Bu süreç içerisinde de alınan neticeler ortada.
''TABANI İBADET, ORTASI TİCARET, TAVANI İSE İHANET''
Biz tüm enerjimizi ve zamanımızı adalet sistemimizin yeniden yapılanmasına ayırmışken, 17-25 Aralık 2013 tarihinde, yargı içindeki bir çetenin ki bu çete, tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ise ihanet olan bir çetedir. Emniyet içindeki bir grupla birlikte hükümete ve şahsıma yönelik bir darbe hazırlığı içinde olduğu gerçeğiyle karşılaştık. Aldandık. Niye? Bakıyorsun tabanda ibadet var, ortada da ticareti görüyorsun ama tavanda ihaneti doğrusu tespit edememenin orada zaafı içinde olduk. Kendilerine imam olarak tabir edilen bir takım kişilerin emrine giren bu hakim ve savcılar adalet sistemine ciddi zararlar verdiler. Bazıları yurtdışına kaçtı kovalıyoruz inlerine gireceğiz.
''NİYE KAÇTIN?''
Bir insan sen hakimsin savcısın hukukçusun nasıl oluyor da bu iradeyi kalkıp da hakka ters bir iradeye teslim ediyorsun. Niye kaçtın? Haklıysan niye burada değilsin hakkını savun kaçma. O da ne durumda olduğunu gayet iyi biliyor da onun için kaçtı.
27 Mayıs'ta Yassıada, 12 Eylül'de Mamak'ta yargılama yapanlarla 28 Şubat'ta darbecilerin karşısında 'hazır ol'da duranlarla 17-25 Aralık'ta gerçek yüzlerini ortaya koyanların hiçbir farkı yoktur. Hatta bu yapı, milletimizin kutsal değerlerini istismar etmesi sebebiyle diğerlerinden çok daha sinsi, çok daha tehlikeli, çok daha tahripkardır.''
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada hukukçulara bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı'nın hedefinde 'paralel yapı' da vardı. Erdoğan, 'paralel yapı'yı şu sözlerle tanımladı: ''Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ise ihanet olan bir çete.''
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları şöyle:
''2001 yılında partimizi kurmak için yola çıktığımızda aklımıza gelen, cezaevinden yeni çıkmışım dedim ki bütün illerde kamuoyu araştırması yapalım, bilimsel olsun. 42 bin denek üzerinde böyle bir kamuoyu araştırması yoktur, biz 42 bin denek üzerinde kamuoyu araştırması yaptık. Orada hem parti adını sorduk kurucuların arasında kimlerin bulunmasını istersiniz logo olarak nasıl bir amblem istersiniz buna benzer sorular... Orada geldi, soruların bir tanesi de çok önemliydi bir parti kurmaya ihtiyaç var mı? Oradan aldığımız cevaplarla partimizi kurduk. Adalet ve Kalkınma oradan geldi. Kurucuların isimleri hep oralardan geldi ve bir havuz oluştu o havuzla adımı attık. Orada milli irade vardı. Böyle bir yapı 16 ayda bizi iktidara getirdi. Bu süreç içerisinde de alınan neticeler ortada.
''TABANI İBADET, ORTASI TİCARET, TAVANI İSE İHANET''
Biz tüm enerjimizi ve zamanımızı adalet sistemimizin yeniden yapılanmasına ayırmışken, 17-25 Aralık 2013 tarihinde, yargı içindeki bir çetenin ki bu çete, tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ise ihanet olan bir çetedir. Emniyet içindeki bir grupla birlikte hükümete ve şahsıma yönelik bir darbe hazırlığı içinde olduğu gerçeğiyle karşılaştık. Aldandık. Niye? Bakıyorsun tabanda ibadet var, ortada da ticareti görüyorsun ama tavanda ihaneti doğrusu tespit edememenin orada zaafı içinde olduk. Kendilerine imam olarak tabir edilen bir takım kişilerin emrine giren bu hakim ve savcılar adalet sistemine ciddi zararlar verdiler. Bazıları yurtdışına kaçtı kovalıyoruz inlerine gireceğiz.
''NİYE KAÇTIN?''
Bir insan sen hakimsin savcısın hukukçusun nasıl oluyor da bu iradeyi kalkıp da hakka ters bir iradeye teslim ediyorsun. Niye kaçtın? Haklıysan niye burada değilsin hakkını savun kaçma. O da ne durumda olduğunu gayet iyi biliyor da onun için kaçtı.
27 Mayıs'ta Yassıada, 12 Eylül'de Mamak'ta yargılama yapanlarla 28 Şubat'ta darbecilerin karşısında 'hazır ol'da duranlarla 17-25 Aralık'ta gerçek yüzlerini ortaya koyanların hiçbir farkı yoktur. Hatta bu yapı, milletimizin kutsal değerlerini istismar etmesi sebebiyle diğerlerinden çok daha sinsi, çok daha tehlikeli, çok daha tahripkardır.''