CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
Konuşmasında Ankara saldırısına değinen Kılıçdaroğlu, HDP Van Milletvekili Tuba Hezer'in saldırının failinin taziye çadırını ziyaret etmesini sert bir şekilde eleştirdi.
"Yanlışa her zaman yanlış dedik, diyeceğiz. Teröristin a'sı b'si olmaz. Bütün siyasi partiler aynı tutumu takınmalı" diyen CHP lideri, şunları söyledi:
"Teröristin taziye çadırına gitmek doğru değildir ve bu ülkeye ihanettir, asla kabul etmiyorum. Parlamentoya geleceksin, Türkiye Cumhuriyeti'nden aylık alacaksın, 'namusun ve şerefin üzerine' yemin edeceksin, sonra kalkacaksın teröristi ödüllendirir, terör eylemini özendirir gibi çadırına gideceksin. Kınıyoruz ve kabul etmiyoruz."
HÜKÜMETE "ANKARA SALDIRISI" ELEŞTİRİSİ
Bugün hayatını kaybeden bir vatandaşla ölü sayısının 29'a yükseldiği Ankara saldırısından hükümeti sorumlu tutan Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Ankara'nın göbeğinde bomba patlıyor, 29 vatandaşımız hayatını kaybediyor. Bu terörist 2 bin 850 kilometre yol katediyor. Kimse dokunmuyor. 43 ili geziyor. 22 kişiyle terör eylemiyle ilgili telefon konuşması yapıyor. Bu süre içerisinde hiçbir şey olmuyor. Sonra yıldırım hızıyla isim veriliyor, Suriyeli ve şu terör örgütüne bağlı diye.
Patlama oluyor Davutoğlu, "Patlama sesi duyduk inceleyeceğiz" diyor. İyi ki duymuşsun. Bir bakan da terör örgütü gerçekleştirdi diye bir duyum olduğunu söylüyor. İçişleri Bakanı da saldırıyı kınıyor. İçişleri Bakanı'na bak. Sen kalkıp Twitter üzerinden lanetleyeceğine kim yapmış diye araştır bakalım. Sen o terör örgütünü kamuoyuyla paylaşmadığın için yardım ve yataklık yapıyorsun demektir.
Hükümet Sözcüsü patlamadan sonra basın toplantısı yapıyor. Bu terör örgütü orayı tesadüfen seçti diyor. Ne tesadüfü, bilinçli olarak gelip bombayı patlattı ve 29 insan öldü. Saldırganın kimliğini babasından öğrendik. DNA testiyle kesinleşti. Dışişleri'ne davet ettikleri hiçbir büyükelçi dediklerine inanmadı. Bir ülkenin Başbakanı ve Cumhurbaşkanı milletine doğruları söylemezse bu millete saygısızlıktır."
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
"Artvin halkı boşuna kendi ormanına sahip çıkmıyor. herkes sahip çıkıyor. Kim sahip çıkmıyor milletin anasına küfür eden kişi. AK Parti ve kadroları da onun yanında. Havuz medyası Artvinlileri terörist ilan etti.
Ben bütün Artvinlileri değil terörist Türkiye'nin bir numaralı vatanseveri ilan ediyorum. Son bilirkişi raporu 50 bin 300 ağaç kesilecek diyor. Siz de nasıl ahlak var. Yerine yeni ağaç dikeceklermiş, canlıları da oraya taşıyabilecek misin?
Olay Artvin olayı olmanın önüne geçti. Biz bütün Artvinlileri kucaklıyoruz, onların yanındayız. Size her türlü desteği vermek namus borcumuzdur.
Parlamentoda önemli bir kanun görüşülecek. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu... AB standartlarına Türkiye'nin uymasından doğal bir şey yok. Şimdi bunlar bu kanuna dayanarak herkesi fişlemeye başlayacaklar. Batıda bu konuda sorumluluk üstlenen kurumların hepsi bağımsız. Batı'da standartlar ne ise o yapılmalı.
Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi, kılık-kıyafet hepsi fişlenecek. Cinsel hayatımız, sağlığımız, genetik verilerimiz hepsi fişlenecek.
Bunların amacı AB'ye uyum sağlamak değil, AB'nin bazı kriterlerinden yola çıkarak, 78 milyonu fişlemek. Bu hatadan vazgeçin. Bu hatayı biz Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz. Anayasa Mahkemesi'nden sonra gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götüreceğiz.
Böyle bir kriz dönemi II. Dünya Savaşı döneminde bile yaşanmadı. Bu krizin adı yönetim krizi, Türkiye Cumhuriyeti iyi yönetilmiyor. İflas eden bir yönetim var. Liyakat sistemi çökmüşse orada yönetim de çökmüştür. Devlette şube müdürü olmak için 4 yıllık üniversite bitirmiş olmak gerekiyor. Ama milletvekili ve bakan olmak için ilk okul mezunu olmak yetiyor.
Düzen o kadar bozuldu ki eskiden hakem kırmızı kart gösterirdi şimdi oyuncu kırmızı kart gösteriyor.
Sen başkan olamayacaksın bu milletin kanında boğulacaksın. 7 Haziran'da seçim oldu, bütün AKP kadroları Türkiye kaosu seçti açıklaması yaptı. 1 Kasım'a seçime gidiyoruz, bize oy verin yeni şehitler gelmesin dediler. Vatandaş da oy verelim gelmesin dedi. Hergün şehit geliyor. Bu şehitlerin sorumlusu bu ülkeyi yönetenler.
"TÜRKİYE'NİN ADI BİLE GEÇMİYOR"
Suriye politikasının, açık ve net, 180 derece değişmesi lazım. Kendi ülkesinin çıkarını başka ülkelerin çıkarının altında görenler devlet adamı olamazlar. Neden Suriye'nin iç işine karşıyoruz. Emevi Camii'nde namaz kılacaklardı, buyrun gidin bakalım kılabilecek misiniz. Namaz kılmaya gideceklerdi, 2.5 milyon Suriyeli geldi.
Rusya ile ABD anlaştı, sözleşme de yaptılar. Düşmanlıkların sona erdirilmesi için koşulları da belirlediler. Ama IŞİD ve El Nusra'yı vurmaya devam edeceğiz diyorlar. Türkiye'nin adı bile geçmiyor. Sözde bölgesinin en güçlü devletiydi. Şimdi kabile devletleri bile daha itibarlı."
Konuşmasında Ankara saldırısına değinen Kılıçdaroğlu, HDP Van Milletvekili Tuba Hezer'in saldırının failinin taziye çadırını ziyaret etmesini sert bir şekilde eleştirdi.
"Yanlışa her zaman yanlış dedik, diyeceğiz. Teröristin a'sı b'si olmaz. Bütün siyasi partiler aynı tutumu takınmalı" diyen CHP lideri, şunları söyledi:
"Teröristin taziye çadırına gitmek doğru değildir ve bu ülkeye ihanettir, asla kabul etmiyorum. Parlamentoya geleceksin, Türkiye Cumhuriyeti'nden aylık alacaksın, 'namusun ve şerefin üzerine' yemin edeceksin, sonra kalkacaksın teröristi ödüllendirir, terör eylemini özendirir gibi çadırına gideceksin. Kınıyoruz ve kabul etmiyoruz."
HÜKÜMETE "ANKARA SALDIRISI" ELEŞTİRİSİ
Bugün hayatını kaybeden bir vatandaşla ölü sayısının 29'a yükseldiği Ankara saldırısından hükümeti sorumlu tutan Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Ankara'nın göbeğinde bomba patlıyor, 29 vatandaşımız hayatını kaybediyor. Bu terörist 2 bin 850 kilometre yol katediyor. Kimse dokunmuyor. 43 ili geziyor. 22 kişiyle terör eylemiyle ilgili telefon konuşması yapıyor. Bu süre içerisinde hiçbir şey olmuyor. Sonra yıldırım hızıyla isim veriliyor, Suriyeli ve şu terör örgütüne bağlı diye.
Patlama oluyor Davutoğlu, "Patlama sesi duyduk inceleyeceğiz" diyor. İyi ki duymuşsun. Bir bakan da terör örgütü gerçekleştirdi diye bir duyum olduğunu söylüyor. İçişleri Bakanı da saldırıyı kınıyor. İçişleri Bakanı'na bak. Sen kalkıp Twitter üzerinden lanetleyeceğine kim yapmış diye araştır bakalım. Sen o terör örgütünü kamuoyuyla paylaşmadığın için yardım ve yataklık yapıyorsun demektir.
Hükümet Sözcüsü patlamadan sonra basın toplantısı yapıyor. Bu terör örgütü orayı tesadüfen seçti diyor. Ne tesadüfü, bilinçli olarak gelip bombayı patlattı ve 29 insan öldü. Saldırganın kimliğini babasından öğrendik. DNA testiyle kesinleşti. Dışişleri'ne davet ettikleri hiçbir büyükelçi dediklerine inanmadı. Bir ülkenin Başbakanı ve Cumhurbaşkanı milletine doğruları söylemezse bu millete saygısızlıktır."
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
"Artvin halkı boşuna kendi ormanına sahip çıkmıyor. herkes sahip çıkıyor. Kim sahip çıkmıyor milletin anasına küfür eden kişi. AK Parti ve kadroları da onun yanında. Havuz medyası Artvinlileri terörist ilan etti.
Ben bütün Artvinlileri değil terörist Türkiye'nin bir numaralı vatanseveri ilan ediyorum. Son bilirkişi raporu 50 bin 300 ağaç kesilecek diyor. Siz de nasıl ahlak var. Yerine yeni ağaç dikeceklermiş, canlıları da oraya taşıyabilecek misin?
Olay Artvin olayı olmanın önüne geçti. Biz bütün Artvinlileri kucaklıyoruz, onların yanındayız. Size her türlü desteği vermek namus borcumuzdur.
Parlamentoda önemli bir kanun görüşülecek. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu... AB standartlarına Türkiye'nin uymasından doğal bir şey yok. Şimdi bunlar bu kanuna dayanarak herkesi fişlemeye başlayacaklar. Batıda bu konuda sorumluluk üstlenen kurumların hepsi bağımsız. Batı'da standartlar ne ise o yapılmalı.
Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi, kılık-kıyafet hepsi fişlenecek. Cinsel hayatımız, sağlığımız, genetik verilerimiz hepsi fişlenecek.
Bunların amacı AB'ye uyum sağlamak değil, AB'nin bazı kriterlerinden yola çıkarak, 78 milyonu fişlemek. Bu hatadan vazgeçin. Bu hatayı biz Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz. Anayasa Mahkemesi'nden sonra gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götüreceğiz.
Böyle bir kriz dönemi II. Dünya Savaşı döneminde bile yaşanmadı. Bu krizin adı yönetim krizi, Türkiye Cumhuriyeti iyi yönetilmiyor. İflas eden bir yönetim var. Liyakat sistemi çökmüşse orada yönetim de çökmüştür. Devlette şube müdürü olmak için 4 yıllık üniversite bitirmiş olmak gerekiyor. Ama milletvekili ve bakan olmak için ilk okul mezunu olmak yetiyor.
Düzen o kadar bozuldu ki eskiden hakem kırmızı kart gösterirdi şimdi oyuncu kırmızı kart gösteriyor.
Sen başkan olamayacaksın bu milletin kanında boğulacaksın. 7 Haziran'da seçim oldu, bütün AKP kadroları Türkiye kaosu seçti açıklaması yaptı. 1 Kasım'a seçime gidiyoruz, bize oy verin yeni şehitler gelmesin dediler. Vatandaş da oy verelim gelmesin dedi. Hergün şehit geliyor. Bu şehitlerin sorumlusu bu ülkeyi yönetenler.
"TÜRKİYE'NİN ADI BİLE GEÇMİYOR"
Suriye politikasının, açık ve net, 180 derece değişmesi lazım. Kendi ülkesinin çıkarını başka ülkelerin çıkarının altında görenler devlet adamı olamazlar. Neden Suriye'nin iç işine karşıyoruz. Emevi Camii'nde namaz kılacaklardı, buyrun gidin bakalım kılabilecek misiniz. Namaz kılmaya gideceklerdi, 2.5 milyon Suriyeli geldi.
Rusya ile ABD anlaştı, sözleşme de yaptılar. Düşmanlıkların sona erdirilmesi için koşulları da belirlediler. Ama IŞİD ve El Nusra'yı vurmaya devam edeceğiz diyorlar. Türkiye'nin adı bile geçmiyor. Sözde bölgesinin en güçlü devletiydi. Şimdi kabile devletleri bile daha itibarlı."