Başbakan Ahmet Davutoğlu, Diyarbakır’da dün PKK’nın bombalı araçlı saldırısında 7 polisin şehit olmasına değinerek, “Dün bu saldırıları yaptılar. Zannettiler ki Başbakan Ahmet Davutoğlu, Diyarbekirli Ahmet, bu saldırılardan korkar, Diyarbekir’e gelmekten çekinir. Zannettiler ki korkacağız. Buradan da haykırıyorum. Korkmadık, korkmuyoruz, korkmayacağız. Allah canımı alacaksa işte dua ediyorum Diyarbakır’da alsın. Burada, Kürt kardeşlerimle birlikte bu emaneti teslim edeyim” dedi.
Foto: DHA
Foto: DHA
Diyarbakır’ın merkez Sur İlçesi’ndeki tarihi Ulucami’de cuma namazı kılan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu karşılamak için yaklaşık 2 bin kişi cami önünde toplandı. Davutoğlu’nun namaz kıldığı camide yer kalmayınca, bazı vatandaşlar cami önünde namaz kılarken, bazı kadınların da erkelerin arkasındra saf tuttuğu görüldü.
SIKI GÜVENLİK ÖNLEMİ ALINDI
Namazın ardından Davutoğlu, tarihi Hasanpaşa Hanı önündeki otobüsün üzerine çıkarak vatandaşlara seslendi. Davutoğlu’nun kanuşması sırasında hanın çatısında keskin nişancılar görev yaparken çevrede de çok sıkı güvenlik önlemleri alındı.
Kendisine verilen poşuyu takarak vatandaşlara göstererek konuşmasına başlayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Diyarbakır’a her fırsatta geldiğini belirterek, “Bilirsiniz her fırsatta Diyarbekir’e gelirim. Ben Konya’da doğmuş olabilirim, İstanbul’a aşık olabilirim ama ben ve bu kardeşleriniz ebediyen Diyarbakırlıdır. Aziz kardeşlerim semadan bakıldığında Sur bir yürek gibidir. Bize ecdadın emaneti olan Diyarbakır’ın her taşı azizdir. Canı feda edecek kadar azizdir. Aziz Diyarbekirliler, bilin ki yürekten Diyarbekirliyiz. Diyarbekir biziz, biz Diyarbekiriz” dedi.
O KARDEŞLERİNİZ SİZİN İÇİN GELMİŞTİ
Diyarbakır’da dün PKK’lıların 7 polisi şehit ettiği saldırıya değinen Davutoğlu, “Birileri yürekleri parçalamak istiyor. Bu vatanın tek yürek olduğunu gösteren Sur’umuzu parçalamak istiyor. Bugün buraya sizinle buluşmaya gelirken yüreğimde sadece Diyarbekir aşkı vardı. Aziz Ulucami ile buluşmak vardı. Ama bu buluşmayı bize çok gördüler. Dün 7 canımızı bizden aldılar. Biraz önce o 7 yiğidimizi Anadolu’nun köşelerine, Diyarbekir’in kardeşi Mersin’e, Niğde’ye, Erzurum’a, Bursa’ya gönderdik. O kardeşleriniz sizin için gelmişti. O kardeşleriniz bu minarelerden ezan susmasın diye gelmişti. Bu albayrak inmesin diye gelmişti. Diyarbekir, Şam gibi, Halep gibi tahrip olmasın diye canlarını feda ettiler. Onlar Ankara’da, Niğde’de, Mersin’de doğmuş olabilir. Ama artık onlar ebediyen Diyarbekirlidir. Bilin ki bugün o şehitleri Diyarbekir’den vatanın diğer köşelerine uğurlarken, ben de o merasimde söyledim. Artık emanetiniz Diyarbekir’in emanetidir. Diyarbekirliler, milletimiz, tarihimiz şahit olsun bu şehitlerin emanetlerine sahip çıkacak mısınız? Allah şahit olsun bu şehitlerin emaneti olan aziz vatanın birliğine bütünlüğüne sahip çıkacak mısınız? Bu Diyarbekir’i iman, sahabe diyarı yapan tek bir yürek kılan ecdat eserlerine camilere, minarelere, Dört Ayaklı Minare’ye sahip çıkacak mısınız? Bu ezan sesini dindirmek isteyenlere, Fatih Paşa’yı tarumar etmek isteyenlere gür bir sesle ‘Biz burayız, burada olacağız’ diyecek misiniz? Bizi ayıramayacaklar, bizi bölemeyecekler” diye konuştu.
“ALLAH CANIMI ALACAKSA DİYARBAKIR’DA ALSIN”
1 Kasım seçimini muhteşem bir zaferle kazandıklarını belirten Davutoğlu, seçimi kazandığında Hz. Mevlana’nın huzurunda, bugün ise Ulucami’nin huzurunda olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Hazreti Mevlana’nın huzurunda milletime söz verdim. Dedim ki, ‘Hazreti Mevlana’nın deyişi ile bu topraklara sevgi tohumları ekmeye’ geldik. Biz kardeşlik, sevgi ve muhabbet derken, onlar nefret tohumu ekmeye çalışıyorlar. Biz size güveniyoruz. Biz her zaman Diyarbekir’in vicdanına ve kardeşliğine güveniyoruz. Dün bu saldırıları yaptılar. Zannettiler ki Başbakan Ahmet Davutoğlu, Diyarbekirli Ahmet bu saldırılardan korkar, Diyarbekir’e gelmekten çekinir. Aziz Diyarbekirliler biz bunlardan korkar mıyız? Biz bu alçakların saldırılarından, tehditlerinden Ulucami’yi bırakır mıyız? Siz bizi tanıdınız, biz sizi tanıdık. Allah şahit olsun, Konya ne kadar emniyet içinde olacaksa, Diyarbakır de o kadar emniyet için de olacak. Konya ne kadar huzurluysa, Diyarbakır de o kadar huzurlu olacak. Onlar Ankara’da otobüs durağında bekleyen mazlumları şehit ettiler. İstanbul’da kardeşlerimizi şehit ettiler, Diyarbakır’daki kardeşlerimizi şehit ettiler. Zannettiler ki korkacağız. Buradan da haykırıyorum. Korkmadık, korkmuyoruz, korkmayacağız. Allah canımı alacaksa işte dua ediyorum Diyarbakır’da alsın. Burada, Kürt kardeşlerimle birlikte bu emaneti teslim edeyim. Ama bizi bir adım bile geri attıramayacaklar.”
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Meclis’te bir çağrıda bulunduğunu hatırlayarak, “Bu çağrıya buradan da ses vermek istiyorum. Herkes bir diğerine selam versin. Komşusuna selam versin. Türk müsün, Kürt müsün, Zaza mısın, Arap mısın, Sünni misin, Alevi misin demeden selam versin. Bu seferberliği bugün Diyarbekir’den bir kez daha haykırıyorum ve selamların en güzeli ile size selam veriyorum” dedi.
“ONLARIN YIKTIĞINI BİZ YAPACAĞIZ”
Diyarbakır’a Sur’la ilgili ihya planının açıklamak için geldiklerini belirten Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Söz verdiğimiz gibi, onların yıktıkları, yaktıkları her taşı yeniden imar edeceğiz. Her esnafın zararının karşılayacağız. Onların tahrip ettiği her evi ve sokağı yeniden imar edeceğiz. Onlar yıkarsa, biz yapacağız, onlar yakarsa biz daha güzelini inşa edeceğiz. Biz ebediyen kardeşiz diye haykıracağız. Diyarbekir sana teşekkür ederim, bunlara itibar etmediğin için teşekkür ederim. Bunların tuzaklarına provokasyonlarına fırsat vermediniz. Nevruz’da Diyarbekir’i kana bulamak istediler, sizler destek vermediniz. Ama bakın sadece selam vermeye geldim. Binlerce Diyarbekirli göğsünü açtı. Onlar sizinle buluşamazlar. Biz ise her zaman sizinleyiz. Allah yolumuzu, daima kardeşlerin yolu eylesin. Bu Sur’un her taşını koruyacağız. Bunlar diyorlarmış ki, burayı insansızlaştıracaklar. Aksine Sur’u aziz Diyarbekirlilerle buluşturacağız. İnsanların ebediyen barış içinde dolaştığı güzel bir mekan eyleyeceğiz. Bunlar diyorlarmış ki ‘kentsel imar adı altında buradaki yapı değişecek.’ Hayır, hepsini koruyacağız. Esnafın yaralarını saracağız. Eksiklerini, gediklerini tümüyle onaracağız. Evini terk eden kardeşlerimize yardım ettik, yardım edeceğiz. Söz veriyorum, daha güzel evlerde oturacaklar, daha huzurlu yaşayacaklar. Tahrip edilen okulların daha iyisini bu güzel gençler için yapacağız. Hiçbir gencimizi barikatların, çukurların içinde kaybetmeyeceğiz. Diyarbekir anneleri bir daha ağlamayacak.”