Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da, Türk Kızılayı Olağan Genel Kurulu'nda konuştu.
Kızılay'ın kan bağışı konusunda elde ettiği başarının somut bir örnek olduğunu belirten Erdoğan, "2005 yılında topladığı 342 bin ünite kan ile ülkemizin kan ihtiyacının ancak yüzde 19'unu karşılayabilen Kızılay, 2015 yılında 1 milyon 938 bin ünite kan toplayarak ihtiyacın yüzde 85'ini karşılar hale gelmiştir" dedi.
VATANDAŞLARA "KISA MESAJ" ÇAĞRISI
Son 3 yılda Suriye'den Afganistan'a, Filistin'den Somali'ye kadar yurtdışı yardım kampanyalarında 22 milyon lira bağış toplandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 3 yılda Kızılay'ın dünya genelinde, 18 milyon ihtiyaç sahibine ulaşmış olmasının takdire şayan olduğunu söyledi.
Ülke genelinde 91 bine ulaşan üye sayısıyla Kızılay'ın bu güzel hizmetlerini tüm vatandaşlara anlatacağını ve yaygınlaştıracağını kaydeden Erdoğan, "İşte o zaman bu yardımların her geçen yıl daha da katlanarak artacağını düşünüyorum. Devleti ve milleti ile büyük, güçlü, itibarlı bir Kızılay için hep birlikte daha çok çalışacağız. Şu anda dünyada bir tarafta Kızılhaç, bir tarafta Kızılay... Kızılayımızı daha da yaygınlaştıracağız. Daha da yaygın bir coğrafyada Kızılayımızın etki alanını inşallah geliştireceğiz" diye konuştu.
Vatandaşlardan, tüm cep telefonu operatörleri için geçerli olan 2868 kısa mesaj numarasını asla unutmamalarını isteyen Cumhurbaşkanı, her fırsatta bu numaraya mesaj göndererek, Kızılay'a 10 lira bağışlayan ve bağışlayacak olan herkese şükranlarını sundu.
''KALP KRİZİ'' İDDİALARINA YANIT
Bazı çevrelerin ABD ziyareti sırasında attıkları her adımın başarısızlığa uğraması için adeta kendilerini yırttıklarını ifade eden Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
''Bunun için bölücü terör örgütünün, Ermeni çetecilerin, paralel ihanet çetesinin ortak gösterilerine destek vermekten, kalp krizi yalanına kadar sergilemedik çirkinlik bırakmadılar. Yapılanları, yazılanları, söylenenleri gördükten sonra inanın bana, Allah Türkiye'yi ve milletimizi bunlardan korusun demekten kendimi alamıyorum. Dimdik ayaktayım, kalp krizi geçirdiğimi söylüyorlar. Bir toplantıdan bir toplantıya koşuyoruz, 'Kalp krizi geçirdi' diyorlar. Bakıyorsunuz başka bir yerde, kendi ülkesine ve kendi milletine karşı böyle büyük nefret duyan, böylesine büyük bir kinle saldıran başka bir kesim var mıdır bilmiyorum. Zaman zaman bu hastalıklı ruh halini anlamaya çalışıyorum. Ama yaptıklarını koyacak bir yer, izah edecek bir kelime bulamıyorum. Türkiye, içerisindeki 79 milyon insanıyla birlikte batsa, bunlar bayram edecekler.''
"TÜRKİYE KENDİ BEKASINI TEHLİKEYE ATMAZ, ATMAYACAKTIR"
Erdoğan, "Amerika'da Sayın Obama'ya hakaret Facebook'tan, Twitter'dan vesaire, geçenlerde 3 yıla mahkum oldu. Aynı şekilde Almanya'da Merkel'le ilgili hakaret, 2 yıla mahkum oldu. Bu kadar açık net ispatları da ortada. Bu açık gerçeklere rağmen ülkemizin üzerine bu kadar gelinmesinin demokratik hassasiyetle, hak ve özgürlüklerin savunulmasıyla bir ilgisinin olmadığına artık iyice kanaat getirdim." diyerek, "Mesele Türkiye'nin savunma reflekslerini zayıflatmak, gardını düşürmek, Türkiye'yi hedeflerinden, projelerinden vazgeçirmektir. Hiç kimse kusura bakmasın, onların keyfi için Türkiye kendi bekasını tehlikeye atmaz, atmayacaktır" şeklinde konuştu.
"TERÖRLE MÜCADELEYE SON TEHDİT ORTADAN KALDIRILANA KADAR DEVAM EDECEĞİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörle mücadeleye, ülkemize ve milletimize yöneltilmiş son silahlar susturuluncaya kadar, son terörist imha edilene, son tehdit ortadan kaldırılana kadar devam edeceğiz" dedi.
Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
''Terör örgütü yöneticileri ve onların güdümünde hareket edenler, zaman zaman 'müzakere, görüşme, çözüm' gibi laflar ediyorlar. Ortada müzakere edilecek de görüşülecek de bir konu yoktur, bunun böyle bilinmesi lazım. Terörle mücadeleye, ülkemize ve milletimize yöneltilmiş son silahlar susturuluncaya kadar, son terörist imha edilene, son tehdit ortadan kaldırılana kadar devam edeceğiz.
''DEVLETİMİZ DE MİLLETİMİZ DE SONUNA KADAR YANINIZDA"
Buradan tüm güvenlik güçlerime sesleniyorum, terörle ve teröristlerle yürüttüğünüz mücadelede devletimiz de milletimiz de sonuna kadar sizin yanınızdadır. Güvenlik güçlerimizi canları pahasına yürüttükleri bu mücadeleden dolayı eleştirmeye, tahkir etmeye, tehdit etmeye kalkanlar karşılarında önce şahsımı ve ardından milletimi bulurlar, bunu bilmeleri lazım. Geçmişteki birtakım yanlışları, hataları, eksikleri bugün yürütülen mücadeleye teşmil etmeye çalışanlar art niyetlidir. Terör örgütünün değirmenine bunlar su taşımaktadırlar. Ahlak, vicdan ve hukuk sınırları içinde mücadele yürüten her bir güvenlik görevlisi benim öz kardeşim, öz evladım mesafesindedir, canımdan bir parçadır. Bunun böyle bilinmesi lazım.''
DAVUTOĞLU: HİLAL VARSA ŞEFKAT, KUDRET VAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önce ise Başbakan Ahmet Davutoğlu bir konuşma yaptı.
Davutoğlu, konuşmasında özetle şu ifadeleri kullandı:
"Bu, herhangi bir kuruluşun herhangi genel kurulu değildir. Bu, özel bir topluluğun ortak gündemle biraraya gelmesidir. Kızılay, bir muhabbet hareketidir çünkü Allah’ın yarattıklarına muhabbet duyamayan, deprem enkazı altında elini uzatıtğı mağdurun elini sıkamayan birisi Kızılay mensubu olamaz. Önce muhabbet. Bu gönül erenlerinin ilk çağrısı muhabbet çağrısıdır. Allah, kainatın her zerresine muhabbet duyanlardan eylesin. Kızılay, bir vicdan hareketidir. Yani, ihtiyaç duyan birisine ihtiyaç elini, beden elini uzattığında onun kimliğini sormamak demektir. Kadın, erkek, çocuk yaşlı, Kürt Arap Türk, herkese aynı vicdani muameleyi yapabilmek demektir. Onun için Kızılay farklı. Biz sormadık, Suriyeli kardeşlerimiz geldiğinde sormadık. Somali’ye gittiğimizde sormadık. Japonya’ya nükleer felaket sonrası giden Kızılay mensupları da sormadık.''
"Kızılay, bir gönül hareketidir" diyen Davutoğlu, "Kızılay’ın kapısından adımını atan kimse mevki, makam hesabına giremez, girmemiştir, girmez bundan eminiz. Gönül hareketidir, gönüllüler hareketidir" ifadelerini kullandı.
Kızılay’ın bir temsil hareketi olduğunu anlatan Başbakan, "Sizler, dünyanın her yerinde bizi temsil ettiniz. Her köşesine bizden bir mesaj götürdünüz. Kızılay bütün bu özellikleri dışında, muhabbet, gönül, vicdan, temsil hareketi olmanın dışında profesyonelce çalışması gereken bir sivil toplum hareketidir. Muhabbetiniz engin, temsil gücünüz kuvvetli olabilir ama elinizde imkan yoksa, gücünüz kuvvetiniz yoksa bu boyutları harekete geçirmek mümkün olmaz. Kızılay, bütün bu misyonu harekete geçirebilecek, güçlü bir sivil toplum hareketidir" şeklinde konuştu.
Kızılay’ın çok değişik aşamalardan geçerek bugünlere geldiğine dikkati çeken Davutoğlu, Kızılay’ın kuruluşu hakkında bilgi verdi.
Davutoğlu, "Türkiye’nin ekonomik imkanları daraldıkça, bu kurumun özünü dokuyan, vicdan, muhabbet boyutu zayıfladıkça Kızılay ciddi şekilde itibar kaybetti. Bu kuruluş, Marmara depremi sırasında ne kadar büyük zaaflarla karşı karşıya kalındığını ortaya koydu. İnsani yardım yapamaz olan bir yapıyla karşı karşıya kaldık. Hakkını vermek gerekiyordu. Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde başlayan AK Parti iktidarları Kızılay’ı asli misyonuna kavuşturdu. Vatan, hepimize emanet. Allah emanete sahip çıkmayı nasip etsin. Son dönemde öylesine donandı ki bugün dünyanın gıpta ile takip ettiği Kızılayımız var. Emeği geçenlere teşekkür borç biliyorum. Kızılaya şefkatli ve kudretli olmak yakışır. Hilale acziyet hele hele zaafiyet yakışmaz. Hilal varsa şefkat, kudret var biz varız, hilal varsa ecdad, merhamet, vicdan var" değerlendirmesinde bulundu.
Artık aşkla çalışan Kızılay kadrolarının olduğunu anlatan Davutoğlu, "Gururla ifade ettiğimiz iki husus var, bir 78 milyon vatandaşımız bir ensar olarak mültecileri bağrına bastı. Göçmen hareketi sırasında bağrını aştı. Hem böyle bir şefkat vardı, hem de kudret vardı devletimiz de ki 10 milyar doları aşkın sadece kamptakilere para harcadık, Elhamdüllillah bütçemiz de bereketlendi" diye konuştu.
"ARAKAN’A GİTTİĞİMİZDE DE YANI BAŞIMIZDA KIZILAY VARDI"
Suriyelilerle omuz omuza olunduğunu belirten Davutoğlu, "Allah şahit inşallah o Suriyeli çocukların geleceklerini kurmak bize nasip olacak. Bir gönüllü sivil toplum gönüllüsü doktor hanımefendi mesaj yollamıştı. Mülteci kamplarını gezerken Suriyeli çocuğun başını okşuyor, o da gideceğini söylüyor, Türkiye’ye teşekkür ediyor. O da büyüyünce ne olacaksın diyor, Suriyeli çocuk doktor hanımın gözüne bakarak ’Ben büyüyünce Türk olacağım’ diyor. Suriye söz konusu olduğunda Kızılay oradaydı. Bütün çevre ülkelerde Kızılay vardı ve mevcudiyeti bizi temsil etti" şeklinde konuştu.
"Üçüncü halka, gönül coğrafyamızın her yerinde Kızılay var" diyen Davutoğlu, "Myanmar’a onlarca yıl sonra giden ilk yurtdışı temsil makamı olarak, Arakan’a gittiğimizde de yanıbaşımızda Kızılay vardı" ifadelerini kullandı. Davutoğlu, "Kan ihtiyacının yüzde 100’ünü Kızılay karşılar hale gelecek. Kızılay Ar-Ge merkezini kuracak, Kızılay merkezi ve sanatını da kuracaksınız. Kızılay’a her şey yakışır ama en çok yakışan bu hilaldir. Bu bayrak en ileri burçlara taşınacaktır. Kızılay her zaman hükümetlerimizin gündeminde ve bütün bakanlarımızın, bürokratlarımızın, dava yolcularının gönlünde olacak" ifadesini kullandı.
Kızılay'ın kan bağışı konusunda elde ettiği başarının somut bir örnek olduğunu belirten Erdoğan, "2005 yılında topladığı 342 bin ünite kan ile ülkemizin kan ihtiyacının ancak yüzde 19'unu karşılayabilen Kızılay, 2015 yılında 1 milyon 938 bin ünite kan toplayarak ihtiyacın yüzde 85'ini karşılar hale gelmiştir" dedi.
VATANDAŞLARA "KISA MESAJ" ÇAĞRISI
Son 3 yılda Suriye'den Afganistan'a, Filistin'den Somali'ye kadar yurtdışı yardım kampanyalarında 22 milyon lira bağış toplandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 3 yılda Kızılay'ın dünya genelinde, 18 milyon ihtiyaç sahibine ulaşmış olmasının takdire şayan olduğunu söyledi.
Ülke genelinde 91 bine ulaşan üye sayısıyla Kızılay'ın bu güzel hizmetlerini tüm vatandaşlara anlatacağını ve yaygınlaştıracağını kaydeden Erdoğan, "İşte o zaman bu yardımların her geçen yıl daha da katlanarak artacağını düşünüyorum. Devleti ve milleti ile büyük, güçlü, itibarlı bir Kızılay için hep birlikte daha çok çalışacağız. Şu anda dünyada bir tarafta Kızılhaç, bir tarafta Kızılay... Kızılayımızı daha da yaygınlaştıracağız. Daha da yaygın bir coğrafyada Kızılayımızın etki alanını inşallah geliştireceğiz" diye konuştu.
Vatandaşlardan, tüm cep telefonu operatörleri için geçerli olan 2868 kısa mesaj numarasını asla unutmamalarını isteyen Cumhurbaşkanı, her fırsatta bu numaraya mesaj göndererek, Kızılay'a 10 lira bağışlayan ve bağışlayacak olan herkese şükranlarını sundu.
''KALP KRİZİ'' İDDİALARINA YANIT
Bazı çevrelerin ABD ziyareti sırasında attıkları her adımın başarısızlığa uğraması için adeta kendilerini yırttıklarını ifade eden Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
''Bunun için bölücü terör örgütünün, Ermeni çetecilerin, paralel ihanet çetesinin ortak gösterilerine destek vermekten, kalp krizi yalanına kadar sergilemedik çirkinlik bırakmadılar. Yapılanları, yazılanları, söylenenleri gördükten sonra inanın bana, Allah Türkiye'yi ve milletimizi bunlardan korusun demekten kendimi alamıyorum. Dimdik ayaktayım, kalp krizi geçirdiğimi söylüyorlar. Bir toplantıdan bir toplantıya koşuyoruz, 'Kalp krizi geçirdi' diyorlar. Bakıyorsunuz başka bir yerde, kendi ülkesine ve kendi milletine karşı böyle büyük nefret duyan, böylesine büyük bir kinle saldıran başka bir kesim var mıdır bilmiyorum. Zaman zaman bu hastalıklı ruh halini anlamaya çalışıyorum. Ama yaptıklarını koyacak bir yer, izah edecek bir kelime bulamıyorum. Türkiye, içerisindeki 79 milyon insanıyla birlikte batsa, bunlar bayram edecekler.''
"TÜRKİYE KENDİ BEKASINI TEHLİKEYE ATMAZ, ATMAYACAKTIR"
Erdoğan, "Amerika'da Sayın Obama'ya hakaret Facebook'tan, Twitter'dan vesaire, geçenlerde 3 yıla mahkum oldu. Aynı şekilde Almanya'da Merkel'le ilgili hakaret, 2 yıla mahkum oldu. Bu kadar açık net ispatları da ortada. Bu açık gerçeklere rağmen ülkemizin üzerine bu kadar gelinmesinin demokratik hassasiyetle, hak ve özgürlüklerin savunulmasıyla bir ilgisinin olmadığına artık iyice kanaat getirdim." diyerek, "Mesele Türkiye'nin savunma reflekslerini zayıflatmak, gardını düşürmek, Türkiye'yi hedeflerinden, projelerinden vazgeçirmektir. Hiç kimse kusura bakmasın, onların keyfi için Türkiye kendi bekasını tehlikeye atmaz, atmayacaktır" şeklinde konuştu.
"TERÖRLE MÜCADELEYE SON TEHDİT ORTADAN KALDIRILANA KADAR DEVAM EDECEĞİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörle mücadeleye, ülkemize ve milletimize yöneltilmiş son silahlar susturuluncaya kadar, son terörist imha edilene, son tehdit ortadan kaldırılana kadar devam edeceğiz" dedi.
Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
''Terör örgütü yöneticileri ve onların güdümünde hareket edenler, zaman zaman 'müzakere, görüşme, çözüm' gibi laflar ediyorlar. Ortada müzakere edilecek de görüşülecek de bir konu yoktur, bunun böyle bilinmesi lazım. Terörle mücadeleye, ülkemize ve milletimize yöneltilmiş son silahlar susturuluncaya kadar, son terörist imha edilene, son tehdit ortadan kaldırılana kadar devam edeceğiz.
''DEVLETİMİZ DE MİLLETİMİZ DE SONUNA KADAR YANINIZDA"
Buradan tüm güvenlik güçlerime sesleniyorum, terörle ve teröristlerle yürüttüğünüz mücadelede devletimiz de milletimiz de sonuna kadar sizin yanınızdadır. Güvenlik güçlerimizi canları pahasına yürüttükleri bu mücadeleden dolayı eleştirmeye, tahkir etmeye, tehdit etmeye kalkanlar karşılarında önce şahsımı ve ardından milletimi bulurlar, bunu bilmeleri lazım. Geçmişteki birtakım yanlışları, hataları, eksikleri bugün yürütülen mücadeleye teşmil etmeye çalışanlar art niyetlidir. Terör örgütünün değirmenine bunlar su taşımaktadırlar. Ahlak, vicdan ve hukuk sınırları içinde mücadele yürüten her bir güvenlik görevlisi benim öz kardeşim, öz evladım mesafesindedir, canımdan bir parçadır. Bunun böyle bilinmesi lazım.''
DAVUTOĞLU: HİLAL VARSA ŞEFKAT, KUDRET VAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önce ise Başbakan Ahmet Davutoğlu bir konuşma yaptı.
Davutoğlu, konuşmasında özetle şu ifadeleri kullandı:
"Bu, herhangi bir kuruluşun herhangi genel kurulu değildir. Bu, özel bir topluluğun ortak gündemle biraraya gelmesidir. Kızılay, bir muhabbet hareketidir çünkü Allah’ın yarattıklarına muhabbet duyamayan, deprem enkazı altında elini uzatıtğı mağdurun elini sıkamayan birisi Kızılay mensubu olamaz. Önce muhabbet. Bu gönül erenlerinin ilk çağrısı muhabbet çağrısıdır. Allah, kainatın her zerresine muhabbet duyanlardan eylesin. Kızılay, bir vicdan hareketidir. Yani, ihtiyaç duyan birisine ihtiyaç elini, beden elini uzattığında onun kimliğini sormamak demektir. Kadın, erkek, çocuk yaşlı, Kürt Arap Türk, herkese aynı vicdani muameleyi yapabilmek demektir. Onun için Kızılay farklı. Biz sormadık, Suriyeli kardeşlerimiz geldiğinde sormadık. Somali’ye gittiğimizde sormadık. Japonya’ya nükleer felaket sonrası giden Kızılay mensupları da sormadık.''
"Kızılay, bir gönül hareketidir" diyen Davutoğlu, "Kızılay’ın kapısından adımını atan kimse mevki, makam hesabına giremez, girmemiştir, girmez bundan eminiz. Gönül hareketidir, gönüllüler hareketidir" ifadelerini kullandı.
Kızılay’ın bir temsil hareketi olduğunu anlatan Başbakan, "Sizler, dünyanın her yerinde bizi temsil ettiniz. Her köşesine bizden bir mesaj götürdünüz. Kızılay bütün bu özellikleri dışında, muhabbet, gönül, vicdan, temsil hareketi olmanın dışında profesyonelce çalışması gereken bir sivil toplum hareketidir. Muhabbetiniz engin, temsil gücünüz kuvvetli olabilir ama elinizde imkan yoksa, gücünüz kuvvetiniz yoksa bu boyutları harekete geçirmek mümkün olmaz. Kızılay, bütün bu misyonu harekete geçirebilecek, güçlü bir sivil toplum hareketidir" şeklinde konuştu.
Kızılay’ın çok değişik aşamalardan geçerek bugünlere geldiğine dikkati çeken Davutoğlu, Kızılay’ın kuruluşu hakkında bilgi verdi.
Davutoğlu, "Türkiye’nin ekonomik imkanları daraldıkça, bu kurumun özünü dokuyan, vicdan, muhabbet boyutu zayıfladıkça Kızılay ciddi şekilde itibar kaybetti. Bu kuruluş, Marmara depremi sırasında ne kadar büyük zaaflarla karşı karşıya kalındığını ortaya koydu. İnsani yardım yapamaz olan bir yapıyla karşı karşıya kaldık. Hakkını vermek gerekiyordu. Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde başlayan AK Parti iktidarları Kızılay’ı asli misyonuna kavuşturdu. Vatan, hepimize emanet. Allah emanete sahip çıkmayı nasip etsin. Son dönemde öylesine donandı ki bugün dünyanın gıpta ile takip ettiği Kızılayımız var. Emeği geçenlere teşekkür borç biliyorum. Kızılaya şefkatli ve kudretli olmak yakışır. Hilale acziyet hele hele zaafiyet yakışmaz. Hilal varsa şefkat, kudret var biz varız, hilal varsa ecdad, merhamet, vicdan var" değerlendirmesinde bulundu.
Artık aşkla çalışan Kızılay kadrolarının olduğunu anlatan Davutoğlu, "Gururla ifade ettiğimiz iki husus var, bir 78 milyon vatandaşımız bir ensar olarak mültecileri bağrına bastı. Göçmen hareketi sırasında bağrını aştı. Hem böyle bir şefkat vardı, hem de kudret vardı devletimiz de ki 10 milyar doları aşkın sadece kamptakilere para harcadık, Elhamdüllillah bütçemiz de bereketlendi" diye konuştu.
"ARAKAN’A GİTTİĞİMİZDE DE YANI BAŞIMIZDA KIZILAY VARDI"
Suriyelilerle omuz omuza olunduğunu belirten Davutoğlu, "Allah şahit inşallah o Suriyeli çocukların geleceklerini kurmak bize nasip olacak. Bir gönüllü sivil toplum gönüllüsü doktor hanımefendi mesaj yollamıştı. Mülteci kamplarını gezerken Suriyeli çocuğun başını okşuyor, o da gideceğini söylüyor, Türkiye’ye teşekkür ediyor. O da büyüyünce ne olacaksın diyor, Suriyeli çocuk doktor hanımın gözüne bakarak ’Ben büyüyünce Türk olacağım’ diyor. Suriye söz konusu olduğunda Kızılay oradaydı. Bütün çevre ülkelerde Kızılay vardı ve mevcudiyeti bizi temsil etti" şeklinde konuştu.
"Üçüncü halka, gönül coğrafyamızın her yerinde Kızılay var" diyen Davutoğlu, "Myanmar’a onlarca yıl sonra giden ilk yurtdışı temsil makamı olarak, Arakan’a gittiğimizde de yanıbaşımızda Kızılay vardı" ifadelerini kullandı. Davutoğlu, "Kan ihtiyacının yüzde 100’ünü Kızılay karşılar hale gelecek. Kızılay Ar-Ge merkezini kuracak, Kızılay merkezi ve sanatını da kuracaksınız. Kızılay’a her şey yakışır ama en çok yakışan bu hilaldir. Bu bayrak en ileri burçlara taşınacaktır. Kızılay her zaman hükümetlerimizin gündeminde ve bütün bakanlarımızın, bürokratlarımızın, dava yolcularının gönlünde olacak" ifadesini kullandı.