Türkiye ile müttefikleri arasında, NATO savaş gemilerinin Ege misyonu konusunda görüş ayrılıkları sürüyor. ABD ve Avrupalı müttefikler, kaçak göçe karşı caydırıcılık amacıyla şubat ayından bu yana Ege’de görev yapan NATO gemilerinin görev alanının genişletilmesini isterken, Ankara bu talebe şimdilik yeşil ışık yakmıyor.
NATO’nun kararlaştırdığı Ege misyonu kapsamında ittifak gemileri halen iki bölgede faaliyet gösteriyor. ABD ve Avrupa ülkeleri ise NATO savaş gemilerinin operasyon bölgesi olarak nitelendirilen iki alanda daha faaliyet göstermesinde ısrar ediyor.
GENİŞLEME NEDEN İSTENİYOR?
Alman Dış Politika Konseyi’nin( DGAP) uluslararası ilişkiler ve güvenlik uzmanı Sebastian Feyock, Avrupa hükümetlerinin bu misyon sayesinde “AB’nin dış sınırlarında güvenliğin yeniden sağlandığı” mesajını verdiğini, bu nedenle misyonunun Avrupalılar ve özellikle Alman hükümeti için büyük önem taşıdığını kaydetti.
Avrupa’da, organize suç örgütleriyle mücadelede istenen noktaya gelinmediği görüşünün hâkim olduğunu ifade eden Feyock, faaliyet alanının genişletilmesi girişimine şu sözlerle açıklık getirdi: “Alman federal hükümeti, operasyonun yürütülebildiği dar faaliyet alanının genişletilmesini, bu yolla insan kaçaklığı yapan suç örgütlerinin gözetimden kaçmak için alternatif güzergâha yönelmelerini önlemek istiyor.”
Türkiye’nin bu talebin karşılanması konusunda isteksiz olduğuna dikkat çeken Feyock, “Türkiye bugüne kadar NATO misyonunun faaliyet alanının genişletilmesine karşı çıktı. Bu arada Türkiye misyonun sonlandırılması hususunda sesli düşünmeye başladı ve bunu Türkiye ile Yunanistan arasındaki insan kaçakçılığının azalmasıyla gerekçelendiriyor” dedi.
TÜRKİYE'NİN RAHATSIZLIĞI
Misyona dayanak oluşturan 10 Şubat’taki NATO savunma bakanları kararı, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun 8 Şubat’ta Almanya Başbakanı Angela Merkel’a verdiği onay üzerine alındı. Ancak siyasilerin onayladığı bu karar Ankara’da, özellikle askerin direnciyle karşılaştı.
Ege Denizi’nde kaçak göçün önlenmesi çabalarına destek niyeti taşımakla birlikte, NATO’nun kendi üyesi bir ülke ile ilgili izleme, gözetleme ve keşif faaliyeti yürütmesi, bu görevin herhangi bir süreyle kısıtlanmamış olması, Türkiye’nin kendi egemenlik alanında organize suç örgütleriyle yeterince mücadele etmediği izlenimi vermesi rahatsızlık oluşturan nedenler arasında sıralanıyor.
Türkiye ile müttefikleri arasında, NATO savaş gemilerinin Ege misyonu konusunda görüş ayrılıkları sürüyor. ABD ve Avrupalı müttefikler, kaçak göçe karşı caydırıcılık amacıyla şubat ayından bu yana Ege’de görev yapan NATO gemilerinin görev alanının genişletilmesini isterken, Ankara bu talebe şimdilik yeşil ışık yakmıyor.
NATO’nun kararlaştırdığı Ege misyonu kapsamında ittifak gemileri halen iki bölgede faaliyet gösteriyor. ABD ve Avrupa ülkeleri ise NATO savaş gemilerinin operasyon bölgesi olarak nitelendirilen iki alanda daha faaliyet göstermesinde ısrar ediyor.
İtirazların yumuşatılması için yoğun bir görüşme trafiği yaşandı ve varılan mutabakatlar doğrultusunda misyon aşamalı olarak hayata geçirildi. NATO daimi deniz gücü SNMG2, 11 Şubat tarihinde Ege’de uluslararası sularda, 7 Mart itibariyle de Yunan ve Türk karasularında gözetleme faaliyetlerine başladı. 21 Mart itibariyle, ilk operasyon alanı genişletildi, Türkiye ve Yunanistan, belirlenen dört operasyon alanından ikisine NATO gemilerinin gözetleme amaçlı girişine izin verdi. Ancak son günlerde Türk tarafı, kaçak göçle mücadelede hedeflerin büyük ölçüde karşılandığı, bu nedenle Ege misyonunun yakın zamanda sonlandırılması görüşünü gündeme getiriyor.
MÜŞTEREK KARAR İHTİYACI
Türk Dışişleri Bakanlığı ve Türkiye’nin NATO nezdindeki daimi temsilciliği yetkilileri, “Ege misyonunun sonlandırılması beklentisi müttefiklere resmen iletildi mi?” şeklindeki sorumuzu yanıtsız bıraktı.
DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Almanya Savunma Bakanlığı Sözcüsü ise, “NATO’nun Ege operasyonunun sonlandırılması konusu hakkında bir bilgi yok. Her halükarda bu nitelikteki bir sonlandırma, NATO üyesi 28 devletin müştereken alacağı karara bağlı” yanıtını verdi. İşte bu nedenle diplomasi kulislerinde “Türkiye sona erdirmek istiyor olabilir ancak 27 üyeyi ikna edebilir mi?” sorusu dile getiriliyor.
MAFYAYA DAVETİYE
Carnegie Uluslararası Barış Vakfı uzmanı ve AB'nin eski Ankara Büyükelçisi Marc Pierini, misyonun sonlandırılmasına ihtimal vermediğini, Türkiye dışındaki NATO üyelerinin Ege misyonunun devamından yana olduğunu, insan kaçakçılığının önlenmesi için bu misyonun yaz boyunca sürdürülmesini istediklerini aktardı.
Marc Pierini, “NATO’nun Ege misyonunu şu anda durdurmak mafya şebekelerine ‘kapılar açık’ mesajını verir, hatta yeniden işe koyulabileceklerine dair bir davetiye çıkarır. Bu NATO, AB ve ABD’nin kesinlikle görmek istemeyeceği bir durum” diye konuştu.
Suriye’deki savaşın devam ettiğine, yeni mülteci akınları ihtimalinin dışlanamayacağına dikkat çeken Pierini, “Bu nedenle çoğu NATO üyesi misyonun genişlemesini istiyor. Bu nedenle ABD katkısını USNS Grapple gemisiyle arttırdı” dedi.
İnsan kaçakçılığını önlemede Ege misyonunun “en önemli araç” olmadığına dikkat çeken Pierini, şöyle konuştu: “En önemlisi Balkan güzergâhının kapanmış olması ve Türkiye güvenlik güçlerinin ülke içindeki önlemleridir. Ancak misyon ek caydırıcı nitelik taşıyor, bilgi toplanıp bunların Türk sahil güvenliği ile paylaşılmasında önemli bir araç.”
TÜRKİYE İHTİLAFI GÖZE ALIR MI?
Ankara’nın isteksizliğinin nedenleri arasında, Yunanistan ile karasuları ile ilgili uzun yıllara dayanan hukuki ihtilafın etkili olma ihtimalini dile getiren Pierini, “Türkiye Kos ve Sisam adalarının güneyindeki suların askeri bölge olduğunu söylüyor” dedi. Tüm bu görüş ayrılıklarına karşın Türkiye’nin kendi savunması için NATO’ya ciddi boyutlarda ihtiyaç duyduğuna dikkat çeken Marc Pierini, “Türkiye’nin, bu kadar hassas bir konuda, böyle bir dönemde, NATO’nun diğer üyeleriyle ihtilaf yaşamak isteyeceğinden şüphe duyarım” diye konuştu.
Batılı askeri kaynaklar, diplomasi ve siyasi kulislere damgasını vuran görüş ayrılıklarına karşın Alman komutası altında yürütülen Ege operasyonunun başarıyla yürütüldüğünü, özellikle Türkiye, Yunanistan ve Almanya arasındaki işbirliği ve güvenin pekiştiğini vurguluyor.
NATO’nun kararlaştırdığı Ege misyonu kapsamında ittifak gemileri halen iki bölgede faaliyet gösteriyor. ABD ve Avrupa ülkeleri ise NATO savaş gemilerinin operasyon bölgesi olarak nitelendirilen iki alanda daha faaliyet göstermesinde ısrar ediyor.
GENİŞLEME NEDEN İSTENİYOR?
Alman Dış Politika Konseyi’nin( DGAP) uluslararası ilişkiler ve güvenlik uzmanı Sebastian Feyock, Avrupa hükümetlerinin bu misyon sayesinde “AB’nin dış sınırlarında güvenliğin yeniden sağlandığı” mesajını verdiğini, bu nedenle misyonunun Avrupalılar ve özellikle Alman hükümeti için büyük önem taşıdığını kaydetti.
Avrupa’da, organize suç örgütleriyle mücadelede istenen noktaya gelinmediği görüşünün hâkim olduğunu ifade eden Feyock, faaliyet alanının genişletilmesi girişimine şu sözlerle açıklık getirdi: “Alman federal hükümeti, operasyonun yürütülebildiği dar faaliyet alanının genişletilmesini, bu yolla insan kaçaklığı yapan suç örgütlerinin gözetimden kaçmak için alternatif güzergâha yönelmelerini önlemek istiyor.”
Türkiye’nin bu talebin karşılanması konusunda isteksiz olduğuna dikkat çeken Feyock, “Türkiye bugüne kadar NATO misyonunun faaliyet alanının genişletilmesine karşı çıktı. Bu arada Türkiye misyonun sonlandırılması hususunda sesli düşünmeye başladı ve bunu Türkiye ile Yunanistan arasındaki insan kaçakçılığının azalmasıyla gerekçelendiriyor” dedi.
TÜRKİYE'NİN RAHATSIZLIĞI
Misyona dayanak oluşturan 10 Şubat’taki NATO savunma bakanları kararı, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun 8 Şubat’ta Almanya Başbakanı Angela Merkel’a verdiği onay üzerine alındı. Ancak siyasilerin onayladığı bu karar Ankara’da, özellikle askerin direnciyle karşılaştı.
Ege Denizi’nde kaçak göçün önlenmesi çabalarına destek niyeti taşımakla birlikte, NATO’nun kendi üyesi bir ülke ile ilgili izleme, gözetleme ve keşif faaliyeti yürütmesi, bu görevin herhangi bir süreyle kısıtlanmamış olması, Türkiye’nin kendi egemenlik alanında organize suç örgütleriyle yeterince mücadele etmediği izlenimi vermesi rahatsızlık oluşturan nedenler arasında sıralanıyor.
Türkiye ile müttefikleri arasında, NATO savaş gemilerinin Ege misyonu konusunda görüş ayrılıkları sürüyor. ABD ve Avrupalı müttefikler, kaçak göçe karşı caydırıcılık amacıyla şubat ayından bu yana Ege’de görev yapan NATO gemilerinin görev alanının genişletilmesini isterken, Ankara bu talebe şimdilik yeşil ışık yakmıyor.
NATO’nun kararlaştırdığı Ege misyonu kapsamında ittifak gemileri halen iki bölgede faaliyet gösteriyor. ABD ve Avrupa ülkeleri ise NATO savaş gemilerinin operasyon bölgesi olarak nitelendirilen iki alanda daha faaliyet göstermesinde ısrar ediyor.
İtirazların yumuşatılması için yoğun bir görüşme trafiği yaşandı ve varılan mutabakatlar doğrultusunda misyon aşamalı olarak hayata geçirildi. NATO daimi deniz gücü SNMG2, 11 Şubat tarihinde Ege’de uluslararası sularda, 7 Mart itibariyle de Yunan ve Türk karasularında gözetleme faaliyetlerine başladı. 21 Mart itibariyle, ilk operasyon alanı genişletildi, Türkiye ve Yunanistan, belirlenen dört operasyon alanından ikisine NATO gemilerinin gözetleme amaçlı girişine izin verdi. Ancak son günlerde Türk tarafı, kaçak göçle mücadelede hedeflerin büyük ölçüde karşılandığı, bu nedenle Ege misyonunun yakın zamanda sonlandırılması görüşünü gündeme getiriyor.
MÜŞTEREK KARAR İHTİYACI
Türk Dışişleri Bakanlığı ve Türkiye’nin NATO nezdindeki daimi temsilciliği yetkilileri, “Ege misyonunun sonlandırılması beklentisi müttefiklere resmen iletildi mi?” şeklindeki sorumuzu yanıtsız bıraktı.
DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Almanya Savunma Bakanlığı Sözcüsü ise, “NATO’nun Ege operasyonunun sonlandırılması konusu hakkında bir bilgi yok. Her halükarda bu nitelikteki bir sonlandırma, NATO üyesi 28 devletin müştereken alacağı karara bağlı” yanıtını verdi. İşte bu nedenle diplomasi kulislerinde “Türkiye sona erdirmek istiyor olabilir ancak 27 üyeyi ikna edebilir mi?” sorusu dile getiriliyor.
MAFYAYA DAVETİYE
Carnegie Uluslararası Barış Vakfı uzmanı ve AB'nin eski Ankara Büyükelçisi Marc Pierini, misyonun sonlandırılmasına ihtimal vermediğini, Türkiye dışındaki NATO üyelerinin Ege misyonunun devamından yana olduğunu, insan kaçakçılığının önlenmesi için bu misyonun yaz boyunca sürdürülmesini istediklerini aktardı.
Marc Pierini, “NATO’nun Ege misyonunu şu anda durdurmak mafya şebekelerine ‘kapılar açık’ mesajını verir, hatta yeniden işe koyulabileceklerine dair bir davetiye çıkarır. Bu NATO, AB ve ABD’nin kesinlikle görmek istemeyeceği bir durum” diye konuştu.
Suriye’deki savaşın devam ettiğine, yeni mülteci akınları ihtimalinin dışlanamayacağına dikkat çeken Pierini, “Bu nedenle çoğu NATO üyesi misyonun genişlemesini istiyor. Bu nedenle ABD katkısını USNS Grapple gemisiyle arttırdı” dedi.
İnsan kaçakçılığını önlemede Ege misyonunun “en önemli araç” olmadığına dikkat çeken Pierini, şöyle konuştu: “En önemlisi Balkan güzergâhının kapanmış olması ve Türkiye güvenlik güçlerinin ülke içindeki önlemleridir. Ancak misyon ek caydırıcı nitelik taşıyor, bilgi toplanıp bunların Türk sahil güvenliği ile paylaşılmasında önemli bir araç.”
TÜRKİYE İHTİLAFI GÖZE ALIR MI?
Ankara’nın isteksizliğinin nedenleri arasında, Yunanistan ile karasuları ile ilgili uzun yıllara dayanan hukuki ihtilafın etkili olma ihtimalini dile getiren Pierini, “Türkiye Kos ve Sisam adalarının güneyindeki suların askeri bölge olduğunu söylüyor” dedi. Tüm bu görüş ayrılıklarına karşın Türkiye’nin kendi savunması için NATO’ya ciddi boyutlarda ihtiyaç duyduğuna dikkat çeken Marc Pierini, “Türkiye’nin, bu kadar hassas bir konuda, böyle bir dönemde, NATO’nun diğer üyeleriyle ihtilaf yaşamak isteyeceğinden şüphe duyarım” diye konuştu.
Batılı askeri kaynaklar, diplomasi ve siyasi kulislere damgasını vuran görüş ayrılıklarına karşın Alman komutası altında yürütülen Ege operasyonunun başarıyla yürütüldüğünü, özellikle Türkiye, Yunanistan ve Almanya arasındaki işbirliği ve güvenin pekiştiğini vurguluyor.