Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinin 2016-2017 akademik yılı açılış törenine katılan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, üniversite yerleşkesindeki Troia Kültür Merkezi'nde “Sykes-Picot’un 100. Yılında Bir Barış Vizyonu” başlıklı ders verdi.
Kurtulmuş, milletin ruhunu, benliğini en iyi temsil eden şehirlerden birisi olan, İstiklal Harbi ruhunu taze şekilde taşıyan Çanakkale’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Dersin konusunun, günümüzde yaşananları daha iyi anlamaya vesile olacağına inandığını söyleyen Kurtulmuş, Sykes-Picot’un, bir asır evvel Birinci Dünya Savaşı’nın galiplerinin masa üstünde anlaşarak, özellikle Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyanın paylaşımıyla ilgili karar verdikleri antlaşma olduğunu söyledi.
Kurtulmuş, antlaşmanın üzerinden 100 sene geçtiğini, bu antlaşmayı oluşturan olayların yeniden meydana getirilmeye çalışıldığına dikkati çekerek, “15 Temmuz’un ne manaya geldiğini, Sykes-Picot’u anlamadan anlamamız mümkün değildir. İstiklal Harbimizden sonra kurulan yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ruhunun anlaşılabilmesi için de Sykes-Picot’u anlamamız ve onun bugüne ne ifade ettiğini çok iyi şekilde görmemiz, anlamaya gayret etmemiz lazım." diye konuştu.
"BU İRADEYİ BİLECEĞİZ, TANIYACAĞIZ"
Kurtulmuş, Çanakkale’nin tepelerine o bombaları atanlar, Çanakkale Boğazı’na girip, gemilerle iki tarafı bombalayanların arkasındaki irade ne ise, 15 Temmuz’da TBMM’yi bombalayanın da irade, aynı irade olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
"Buradaki istilacı irade ne ise rahmetli Menderes’in ipini çeken irade, 12 Eylül öncesinde bu ülkenin çocuklarını sağcı-solcu diye birbirine düşürerek binlerce gencecik evladımızın idealleriyle toprağa gömülmesine neden olan irade aynı iradedir. Bugün Türkiye’nin insanlarını Türk-Kürt diye, Alevi-Sünni diye birbirinden ayırt etmeye çalışan irade de hiç şüphe yok ki aynı iradedir. Bu iradeyi bileceğiz, tanıyacağız.”
"ADALET VE HAKKANİYET SINIRLARINDAN ASLA ÇIKMAYACAĞIZ"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 15 Temmuz’un, “kilit taşı”nı yerinden sökmek ve bu milleti dağıtma projesinin başlangıç günü olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Şimdi bundan sonraki süreçte son derece titiz olacağız. Zor ve hassas bir dönemden geçiyoruz. Bu Anadolu toprakları, nice ihanetler gördü. Kendi içimizden çıkan hain sürüleri, bu ülkenin önüne engel olmaya çalıştı. 15 Temmuz’daki bu FETÖ çetesinin ortaya koyduğu ihanet, Anadolu ve Rumeli topraklarının gördüğü en büyük ihanettir. Bu ihanetin mutlaka bir bedeli olacaktır. Bu ihaneti yapan çete ile irtibatlı, iltisaklı, yanında, yöresinde, önünde, arkasında bulunan kim varsa hepsi bedelini ödeyecektir. Ancak bunu yaparken de adalet ve hakkaniyet sınırlarından asla çıkmayacağız. Yanlışlıklar olmaz mı? Olur. Bize de gelenler oluyor. Bu gelen yanlışlıkların düzeltilmesi için komisyonlar kuruluyor. İnşallah bir kişi bile olsa haksızlık yapılmamaya gayret edilecek. Ancak sanki bir haksızlık yapılıyormuş, sanki bir FETÖ mağdurları meselesi varmış gibi algı operasyonu oluşturmaya çalışmak, darbeyi yapan zihniyetin planladığı işlerden birisidir. Hayır, bu memlekette FETÖ mağdurları yoktur, FETÖ’nün mağdur etmeye kalktığı 79 milyon milletimiz vardır. Yani iş öyle bir noktaya getiriliyor ki 'Ya şuna dokunma, buna dokunma'. Ne yapalım? ‘Birkaç yüz asker, birkaç yüz yargıç, polisi bulun, onlara da çok yüksek bir ceza vermeyin.’ Türkiye’deki 15 Temmuz meselesini kınayamayan ülkelerin 16 Temmuz sabahından itibaren FETÖ mağdurları edebiyatı yapması asla hakkaniyete uygun değildir, çifte standartlı, ikiyüzlü bir davranıştır."
Kurtulmuş, milletin ruhunu, benliğini en iyi temsil eden şehirlerden birisi olan, İstiklal Harbi ruhunu taze şekilde taşıyan Çanakkale’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Dersin konusunun, günümüzde yaşananları daha iyi anlamaya vesile olacağına inandığını söyleyen Kurtulmuş, Sykes-Picot’un, bir asır evvel Birinci Dünya Savaşı’nın galiplerinin masa üstünde anlaşarak, özellikle Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyanın paylaşımıyla ilgili karar verdikleri antlaşma olduğunu söyledi.
Kurtulmuş, antlaşmanın üzerinden 100 sene geçtiğini, bu antlaşmayı oluşturan olayların yeniden meydana getirilmeye çalışıldığına dikkati çekerek, “15 Temmuz’un ne manaya geldiğini, Sykes-Picot’u anlamadan anlamamız mümkün değildir. İstiklal Harbimizden sonra kurulan yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ruhunun anlaşılabilmesi için de Sykes-Picot’u anlamamız ve onun bugüne ne ifade ettiğini çok iyi şekilde görmemiz, anlamaya gayret etmemiz lazım." diye konuştu.
"BU İRADEYİ BİLECEĞİZ, TANIYACAĞIZ"
Kurtulmuş, Çanakkale’nin tepelerine o bombaları atanlar, Çanakkale Boğazı’na girip, gemilerle iki tarafı bombalayanların arkasındaki irade ne ise, 15 Temmuz’da TBMM’yi bombalayanın da irade, aynı irade olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
"Buradaki istilacı irade ne ise rahmetli Menderes’in ipini çeken irade, 12 Eylül öncesinde bu ülkenin çocuklarını sağcı-solcu diye birbirine düşürerek binlerce gencecik evladımızın idealleriyle toprağa gömülmesine neden olan irade aynı iradedir. Bugün Türkiye’nin insanlarını Türk-Kürt diye, Alevi-Sünni diye birbirinden ayırt etmeye çalışan irade de hiç şüphe yok ki aynı iradedir. Bu iradeyi bileceğiz, tanıyacağız.”
"ADALET VE HAKKANİYET SINIRLARINDAN ASLA ÇIKMAYACAĞIZ"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 15 Temmuz’un, “kilit taşı”nı yerinden sökmek ve bu milleti dağıtma projesinin başlangıç günü olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Şimdi bundan sonraki süreçte son derece titiz olacağız. Zor ve hassas bir dönemden geçiyoruz. Bu Anadolu toprakları, nice ihanetler gördü. Kendi içimizden çıkan hain sürüleri, bu ülkenin önüne engel olmaya çalıştı. 15 Temmuz’daki bu FETÖ çetesinin ortaya koyduğu ihanet, Anadolu ve Rumeli topraklarının gördüğü en büyük ihanettir. Bu ihanetin mutlaka bir bedeli olacaktır. Bu ihaneti yapan çete ile irtibatlı, iltisaklı, yanında, yöresinde, önünde, arkasında bulunan kim varsa hepsi bedelini ödeyecektir. Ancak bunu yaparken de adalet ve hakkaniyet sınırlarından asla çıkmayacağız. Yanlışlıklar olmaz mı? Olur. Bize de gelenler oluyor. Bu gelen yanlışlıkların düzeltilmesi için komisyonlar kuruluyor. İnşallah bir kişi bile olsa haksızlık yapılmamaya gayret edilecek. Ancak sanki bir haksızlık yapılıyormuş, sanki bir FETÖ mağdurları meselesi varmış gibi algı operasyonu oluşturmaya çalışmak, darbeyi yapan zihniyetin planladığı işlerden birisidir. Hayır, bu memlekette FETÖ mağdurları yoktur, FETÖ’nün mağdur etmeye kalktığı 79 milyon milletimiz vardır. Yani iş öyle bir noktaya getiriliyor ki 'Ya şuna dokunma, buna dokunma'. Ne yapalım? ‘Birkaç yüz asker, birkaç yüz yargıç, polisi bulun, onlara da çok yüksek bir ceza vermeyin.’ Türkiye’deki 15 Temmuz meselesini kınayamayan ülkelerin 16 Temmuz sabahından itibaren FETÖ mağdurları edebiyatı yapması asla hakkaniyete uygun değildir, çifte standartlı, ikiyüzlü bir davranıştır."